24 Mayıs 2025 - Cumartesi
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Alıntılar Alıntı Makale

Ne, Nasıl, Niçin?

‘Ne yaptığınız, nasıl yaptığınızla’, ‘nasıl yaptığınız, ne yaptığınızla’ yakın ve ayrılmaz bir irtibat halindedir. Bunların da ‘niçin yaptığınızdan’ ayrı bir noktaya düşmemesi gerekir.

Yazar: Venhar Haber
31 Mart 2020
Kategori: Alıntı Makale, Venhar Özel
0 0
0
Ne, Nasıl, Niçin?
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

5N1K ile ifade edilen soru kelimelerinden bizce öne çıktığını düşündüğümüz üç tanesinin analizini yapmaya çalışacağız. Çelişik gibi duracak olsa da peşinen, bunların arasında daha öne çıkanları imleyeceğiz. Fakat farklı açılardan bakıldığında bunların önem sırasının da değiştiğini kabul ettiğimizi belirtelim. Her zaman farklı tonlarda da olsa zihinleri kurcalayan, cevapları konusunda ayrışmalar olan, ehemmi mühimmi noktasında kafa karışıklığı yaşanan bu üç soru esasen sorunların da nirengi noktasını oluşturmaktadır: ‘Ne, nasıl ve niçin’…

 

Kestirmeden söylersek, kimin söylediğini hatırlamıyorum, ama ‘’Eğer elinizde ‘niçin’ ile ilgili cevaplarınız varsa, diğer suallerin de cavabı kolaylaşır.’’ mealindeki motto bizim de tarafımızı göstermesi açısından önemli ve önceliklidir. Amaçsız iş olmaz. Bilinçsiz de olmaz. ‘Niçin’ suali amaç ve bilinç içeriklidir. Sorumluluğun ifasında hazır bulunuştan bilgiye, yakın ve uzak faydaya, bir şeylerin (genellikle maruf olarak ifadelendiriyoruz) ikamesine ve bir şeylerin de (genellikle münker olarak isimlendiriyoruz) izalesine yönelik şuurlu bir duruş, düşünüş ve uygulama bütününü resmetmektedir ‘niçin’ sorusuna vukufiyet. Ve hemen ekleyelim ki, biraz durup düşündüğümüzde, farklı bir açıdan baktığımızda, zannı galibimizle söylersek ‘Ne’ sorusu diğer soruları ve cevaplarını da içermesi, kuşatması, bildirmesi, barındırması ve ‘kitap’ ile irtibatı ile ‘nasıl ve niçin’ suallerini de kapsamakta, onlara göre öne çıkmaktadır diye düşünüyoruz. Bu arada ‘Ne’ ve ‘Niçin’ sual ve cevaplarının ‘Nasıl’ suali ve cevabı olmadan, o, eksik kalarak bir mana ve değer taşımayacağı, pratikten yoksun salt bir teorik çerçevede kalmak anlamında olacağı da unutulmamalıdır. Görüldüğü gibi üç soru ve cevabı da birbirinden ayrılamayacak kadar önemli ve değerlidir. Lakin biz tercihimizi yine de ‘Ne’ soru ve cevabından yana kullanıyoruz.

 

‘Ne yapmalı’, ‘nasıl yapmalı’ sualleri de esasen ‘niçin’ sorusundan sonra devreye giren, birbiriyle yakın irtibatı olan ve fakat genellikle de birbirinin yerine kullanılıp karıştırılan durumlardır. ‘Ne yaptığımız’ önemli mi; önemli! ‘Nasıl yaptığımız’ önemli mi; evet, en az o kadar önemli!

 

‘Ne yapmalı’ suali bu dinin olduğu gibi her fikriyatın, düşüncenin, ‘ideolojinin’ kendi müntesiplerinden istediği, beklediği, bir boyutuyla teklif ettiği ve bir/diğer boyutuyla da mecbur kıldığı veriler, ilkeler, efradını cami, ağyarını mani özellikler, kendi içinde bütünlük gösteren, diğer ideolojilerden farklılıkları açık eden, bireysel, toplumsal düzenlemeler, kurallar, emir ve yasaklar olarak ifade edilebilir. Bunlar ‘olmazsa olmaz’ olarak görülebilirler. ‘Ne yapmalı?’ suali esasen eldeki şeksiz ve şüphesiz kaynak ‘Kitap’ elde iken zaid bir soru/sorun olarak görülmelidir! ‘Eksik veya fazla’ olduklarında, o fikriyatın ‘otoritesinden’ bağımsız ve ona rağmen eklenip çıkarıldıklarında, ‘murada’ aykırı uydurmalar olduğunda ortada büyük sıkıntı var demektir. ‘Ne yapmalı’ sorusu, ‘ne kadar’, ‘ne zaman’, ‘nerede’ ve ‘kim’ sualleriyle de iç içe, bir bütün olarak düşünülmelidir. Bunlar o ideolojinin, dinin otoritesi, şarisi tarafından beyan edilirler ve onun razı olacağı şekilde gerçekleştirilmelidirler. Bunun teorik bir boyutu olduğu kadar, pratiğe dönük getirisi götürüsü, uzantıları, bileşenleri de vardır. Bunlar birbirinden ayrılmadan bir bütün olarak düşünülmelidir. ‘İman amel ayırımı’ konusu/ tartışmaları da bu noktada odaklanmaktadır. ‘Ne’ sorusu, ideolojiler bazında ‘manifesto’, ‘deklarasyon’ adı altında sistemleşirken, din söz konusu olduğunda ‘kitap’ devreye girmektedir.

 

‘Ne, nerede, niçin’ sualleri ve mecburi uzantısı bizi ‘kim’ sorusuna götürmektedir. Her dava, din ve ideoloji bu teklifi azdan çoğa, yakından uzağa fertten aileye, toplumdan iktidara/devlete, oradan yeryüzü hakimiyetine değin uzanan bir perspektifte ‘herkes’ olarak mimleyecektir. Ve bu istem; liyakat, teslimiyet, samimiyet, tavizsizlik, bütünsellik, asla riayet, sadece davanın derdinde olmak, sadece davanın şarisini razı etmek, bedel ödemeyi göze almak, davanın gereklerini gereğince ve gerektiği kadar gerçekleştirmek, aidiyet bilinci, teori ve pratiğe sadakat gibi hususları da beraberinde ister.

 

Burada ‘güven’ de önemli bir kavramdır. Bu açıdan ‘iman’ kavramının ‘güven’ içeriği de öne çıkmaktadır. Eğer bir şek ve şüphe varsa, bu, sizde ikircikli, gevşek, kaygan bir yapı, tatminsizlik, paradokslar, gel-gitler, başkalaşımlar, ne yardan ne serden vazgeçememe hali, iki yüzlülük, tutarsızlık, sorumsuzluk, bedel ödemeyi göze alamama, çıkarcılık, reaksiynerlik, eklektiklik, edilgenlik, günaha/hataya meyyaliyet meydana getirecektir. Başkalarına olmadığı gibi kendinize de bir faydanız olmayacaktır. O ‘fayda’ diye peşinde koştuğunuz, yamulup, halden hale, şekilden şekle girdiğiniz, omurgasızlaştığınız şeyler bir ‘değer’ değil ‘eder’ olacaktır. Bir fazlasını, size daha iyi gelene onu da satacak, değiştireceksiniz demektir bu! Bu da mensup olduğunuz din, ideoloji değil; sizin av ve tav olduğunuz başka bir şey, kendi nefsi ve indi çıkarımlarınız, üretilmiş, sapkın yol olacaktır! Bunun menzili de başka olacaktır doğal olarak!

 

Meselenin pratiğe dönük noktaları, ideolojiler bazında teorisyenlerin kendi hayatları, pratikleri, ödedikleri bedeller ve edinimleri için sergiledikleri tutum ve davranışlar, kadro müntesiplerinin uygulamaları etrafında şekillenirken, din söz konusu olduğunda ‘elçi/resul/nebi’ kavramları devreye girmektedir. Onların şahitliği/şehitliği ‘nasıl’ konusunun hayata yansıyan, somut uygulamalarını, partiklerini bizlere taşımakta, öğretmektedir.

 

Onların ilk şahitlikleri, sonraki nesillerin bir sonrakilere şahitliği/şehitliği ile sürüp gitmektedir. Asıl ile usûl arasında kopmaz bir ilişki vardır. ‘Ne yaptığınız, nasıl yaptığınızla’, ‘nasıl yaptığınız, ne yaptığınızla’ yakın ve ayrılmaz bir irtibat halindedir. Bunların da ‘niçin yaptığınızdan’ ayrı bir noktaya düşmemesi gerekir. Rengi, dokusu ve ruhu ona uygun olmalıdır. İlhamını ondan almalıdır. ‘Doğru davranışlar, doğru düşünceden/bilgiden kaynaklanır.’ fehvasınca ilm/bilgi ile metod ve teknik, yol yöntem arasında ayrılmaz, aynı cinsten olmak üzere çok sıkı bir irtibat vardır, olmalıdır. Burada ‘kim’ sorusunun cevabı olarak tüm müntesip ve mükelleflere çizilmiş, sınırlandırılmış (itikad, helal ve haramlar, ibadetler) bir alan, çizgiler olduğu kadar, din, İslam söz konusu olduğunda ‘salih amel’ vasfıyla değer üretmek ve varlıkların, özellikle insanların hayrına, onların bakışını, yönelişini, hâl ve gidişatını olumlu manada yönlendirecek, şahitlik/şehitlik/şefaat (iyiyi teşvik, kötülüğe sed olacak önderlik/örneklik) anlamında, geniş bir ‘ibaha/serbestlik/mübahlık’ (muamelat, ilişkiler) alanı da vardır. ‘Nasıl yapmalı?’ suali/ sorunu da hayatındaki veri ve doneler kitaptan bulunabilecek şeklide son elçi Hz. Muhammed’in sahih sünnet ve sireti doğrultusunda, o elçiliğe dosdoğru elçilik eden aynı izin takipçilerinin, salihlerin, şehid/şahidlerin, sıddıkların/sadıkların, açtıkları, daha doğrusu izledikleri izleri/çınırları takip ederek şeklinde cevaplanarak olacaktır.

 

Siz eğer bir iddiada bulunuyor, bir aidiyet izhar ediyorsanız, ‘ne’ anlamında bir manifestoya, din adına bir ‘kitap’a, ‘nasıl’ anlamında ise ideoloji anlamında bir ideoloğa, öndere, din anlamında bir nebi ve resule yaslanmak, refere etmek durumundasınız. Mensubiyetiniz meşruiyetini buradan alır. Söylediklerinizle yaptıklarınız, halinizle kaaliniz örtüşmüyorsa, çakışmayıp çatışıyorsa orada bir çatlak, bir fay kırığı, bir sapma vardır mutlaka!

 

Bu üçlü sacayağı, ‘ne, nasıl ve niçin’ sualleri bir dengede olmak durumundadır. Sacayağından biri eksik ve/veya hatalı (kısa-uzun) olduğunda orada düzenden, sistemden, icraatten bahsedilemez, kaos olur, yıkım olur, akıbet hayr olmaz! O sacayağının üzerine herhangi bir şey koyamazsınız. Bir değer üretemezsiniz! O konulan yıkılır, devrilir gider! Elinize bir şey geçmez, elinizde bir şey de kalmaz (müflis tüccar metaforu)! ‘Ne’, asıl; ‘nasıl’, usûl; ‘niçin’, gaye ve hedefle ilgilidir.

 

Açıklanmaya çalışıldığı üzere, ‘ne’ sorusu ilm/bilgi ile ilgili alandır. Muktesebattır. ‘Niyet’lerle alakası da unutulmamalıdır. Burada farklı doneler de devreye girmektedir. Dinimiz söz konusu olduğunda ‘kitap’ yanında, ikincil, üçüncül dereceden sünnet, hadis, kıyas, icma, ictihadlar, örf, şer’ü men kablena (bizden öncekilerin uygulamaları/kuralları), istihsan vb. ‘muktesebat’ içerisine alınacak hususlar gelmektedir. Elbette bunların her biri ayrı bir tartışma konusu olmakla beraber, kendilerinin aralarında da derecelendirme, sıralama yapılabilmekle beraber (Örneğin sahihliği tesbit edildiğinde Hz. Muhammed’in sünnet ve hadisi bu diğer kategorilere nazaran çok daha fazla öne çıkacak, değer atfedecektir.) ‘kitab’a kıyasla, ona uygunlukları, onun onayı oranında bir değer kazanacaklar, dikkate alınacaklardır. Neticede bunların –elçinin örnekliği ayrı tutulmak kaydıyla- ‘beşeri unsurlar’ olduğu unutulmamalıdır. ‘Nasıl’ sorusu yol yöntem, metod teknik hususlarını içerir. ‘Ameller’le irtibatlıdır. ‘Nasıl’ konusunda da resulün örnekliği her şeyin önünde ve üstündedir. Kıyası kabil değildir! ‘Siyaset’ olgusunu da içerir. ‘Niçin’ sorusu ise bu dünya kadar, hatta öncelikle ‘ahiret’ odaklıdır. ‘Hedef ’ ile ilgilidir. Nerden gelip nereye gittiğimizin, hesaba çekilmenin, bu dünyaya ve öteye dair ‘sevap’ beklentisini, Allah’ın rızasını celp ile gazabından korunma düşüncesi, cennetini de içine alan bir perspektife sahiptir. ‘Kulluk’ içeriklidir, ‘ubudiyyet’ boyutuyla irtibatlıdır.

 

Diğer fikriyat ve ideolojileri bir kenara bırakıp dinimizle alakalı olarak düşündüğümüzde, biz; ‘Ne’ sorusu ve cevabını iyice anlayıp fehmederek, kitabi boyutuyla baştacı ederek harekete geçecek ve ‘Niçin’ sual ve cevaplarının yine kitabi cevapları doğrultusunda, ‘Nasıl’ sualinin hakeza kitabi içerikleri, işaret ve yönlendirmesiyle resulün önderlik ve kılavuzluğunda bu yolculuğu vüs’atimiz ölçüsünde, imkanlarımız dahilinde, gereklerini gerektiğince ifa ederek, ‘kulluk’ borç ve sorumluluğumuz çerçevesinde, bir bütünlük içinde, kendimizce eksiltme ve eklemeye gitmeden, sırat-ı müstakim üzere, doğrularla beraber dosdoğru olup kalarak nihayetlendirmek azim ve kararlılığında, sa’yü gayretinde olmak durumundayız…

 

Ezcümle, cevaplarının üzerinde de dikkatli davranmak gereğiyle beraber asıl önemli olanın ‘doğru sorular’ sorabilmek olduğunu vurgulayarak bitirelim…

 

 

Mustafa Bozacıoğlu / İktibas Mart Sayısı

Etiketler: Mustafa Bozacıoğlu

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Yine Yeniden ve Hep Bir Umutla Yaşamak

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

İp Gergin, Cambaz da

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Gazze Ulusal Sınırların Kurbanıdır

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Bir Toplumu Dışarıdaki Değil İçerideki Düşman Yıkar

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Düşmanı Kahretmenin Yolu

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Filibeli Ahmed Hilmi'de Avrupa Siyaset ve Medeniyeti

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

Çeç

Erdal BAYRAKTAR
Erdal BAYRAKTAR

Teyakkuz Hali

Yazarın Diğer Yazıları

  • G. Birikim: Gazze’ye Yardım Edecektik!
    24 Mayıs 2025
  • Elias Rodriguez: Bizler -Bunun Olmasına İzin Verenler- Filistinlilerin Affını Asla Hak Etmeyeceğiz!
    23 Mayıs 2025
  • Siz Kiminle Müttefiksiniz?
    23 Mayıs 2025
  • Trump’ın Soytarıları Efendilerini Kutsadılar
    19 Mayıs 2025
  • Nekbe’nin 77. Yıl Dönümünde
    15 Mayıs 2025
  • Mehmet Akif Koç, Cumartesi Günü İktibas’ta
    15 Mayıs 2025
  • “Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine
    13 Mayıs 2025
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Yenilendik !

Yenilendik !

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

G. Birikim: Gazze’ye Yardım Edecektik!

G. Birikim: Gazze’ye Yardım Edecektik!

24 Mayıs 2025
Elias Rodriguez: Bizler -Bunun Olmasına İzin Verenler- Filistinlilerin Affını Asla Hak Etmeyeceğiz!

Elias Rodriguez: Bizler -Bunun Olmasına İzin Verenler- Filistinlilerin Affını Asla Hak Etmeyeceğiz!

23 Mayıs 2025
Siz Kiminle Müttefiksiniz?

Siz Kiminle Müttefiksiniz?

23 Mayıs 2025
Yine Yeniden ve Hep Bir Umutla Yaşamak

Yine Yeniden ve Hep Bir Umutla Yaşamak

19 Mayıs 2025

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist