Yapma, koparma o elmayı. Ne olur uzanma o dala, seni kandırıyor birisi; bilmiyorsun. Bilmiyorsun bunun vebalini, dökülecek evlatlarının kanı. Durmayacak bu kan, bitmeyecek acısı; sürecek nesiller boyu. Savaşlar olacak, ağıtlar yakılacak, mezarlar masumlarla dolacak, çocuklar yetim öksüz kalacak. Çocuklar da ölecek; kimisi başlarında patlayan bombalarla, kimisi sırtlarından giren mermilerle, kimisi kaçış yolunda denizde boğulacak.
Yapma, ne olur… Sana bir şey kazandırmayacak o elma. Her şeyin var; yeter ki bak etrafına. Denizler göller, nehirler ormanlar, balıklar kuşlar, üzümler incirler, ipekler atlaslar… Hepsini al, hepsini kullan. İster uç ister koş, ister zıpla ister yüz. Sev, gül, aşkeyle… Ama yeter ki dokunma. O bir sınav, o bir sınır, o bir tuzak…
Alma onu, alma işte. Her şeyin var arkanda, bir o eksik. Onu da isteme. Eksiğim deme; yeter arkandakiler sana. Her şeyden bir eksikle idare et, kabul et, rıza göster. Her şeye ancak, her şeyin sahibi hükmeder, ne olur sen bir eksik kalsan? Bu halde eksik değilsin zaten, tamsın; tamamsın. Ama sen bir insansın; alırsan o elmayı her şey biter. Bu kadar basit mi deme! Basit işte.
Her şeyin bir eksiği ile yetinmek bu kadar zor mu peki?
Eyvah, aldın işte. Aldın ve bir kaderi başlattın. Belki sen tevbe edip kurtulacaksın; ama bilesin, senin soyundan gelenler kan gölünde boğulacak. Zira onlar senden çok daha tamahkâr. Bir elmayla yetinmeyecekler.
…
20 ağustos 2016 tarihinde Gaziantep ilinde, bir mahalle düğününde 12/13 yaşlarında bir canlı bombanın kendini patlatması sonucu 50 den fazla insan öldü. Bunlardan dört tanesi, bir anne babanın evladı olan dört kardeşti.
Kimse kızmasın Âdem babaya… Boş yere mesnetsiz suçlar yüklemeyin ona. Bizim neyimiz eksik Âdem’in cennetinden. Biz neyin savaşını veriyoruz? Yasak elmanın cezası buysa, çocuk öldürmenin cezasını bir düşünün!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
…
Adımı yazmıyorum. Kim acının altına adını yazar ki?