Geride bıraktığımız seçimler bizlere, toplumun yeni kırılmalara, sapmalara, savrulmalara gebe olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Seçim çalışmaları sırasında kullanılan dil, söylem, vaatler ise durumu anlatması bakımından turnusol kağıdı niteliğindeydi..
Seçilmek İsteyenlerin Hal-i Pür Melali
Süreç içerisinde her parti illere göre değişim gösteren sosyolojiye göre vaatlerde bulundu. İktidardaki muhafazakar parti şarap ve bilimum fuhşiyatın özgürce işleneceği ortam vaatlerinde bulunurken (gerçi çıkarılan yasa ve icraatlerle bunu çoktan sağlamıştı), geçmişindeki zulümleriyle sabıkalı ana muhalefet de düşman olduğu dini değerlerle örülü bir kampanya yürütmeye gayret gösterdi. İstanbul için seçilen adayın soyadında geçen ‘imam’ ifadesi dindar halka göz kırpar nitelikteydi. Bir de camide Kur’an okuyup iftarlarda duaya durması karizmasını biraz daha artırıyordu.
**
Birbirlerine yenilir yutulur gibi olmayan sözler söyleyip bu sözlerden sonra birbirinin yüzüne bile bakmaktan imtina edeceği parti liderleri, tükürdüklerini yalayıp, ittifaklar kurup var güçleriyle seçimi kazanmak için koşuşturdular. Gerçi bunlar demokrasilerde olur, düşmanınız olan biri bakmışınız bir anda dostunuz oluvermiş. Siz yeter ki onun söylediği hizaya gelin. İstenilen yere itina ile mitil atılır, söylenilenler unutulur ve beka için cumhur olunur.
**
Bu süreçte akılda kalanlardan biri de, tabir yerindeyse ‘ruh çağırma seansları’ olarak adlandırabileceğimiz ritüeller var ki evlere şenlik! Tabi ki en büyük ruh demokrasiye ait ve her an kendisinden aman dilenen, yardımına sığınılan bir tanrı ruh..
Tabi buradan hareketle ‘diriliş ruhu’nu yakalamak uğruna dizilerde göndermeler yapıldı. ‘Yenikapı ruhu’ denilip cumhura çağrıldı ve Ramazan ayında bir de teravihle süslendi (protokolle diğer cemaat arasına konulan demir barikat umarız ruhun gelmesini caydırmamıştır), ’94 ruhu’ denilip ilk belediyenin kazanıldığı döneme dönüş yapılmaya çalışıldı.. derken bir dizi ruh çağırma seanslarına tanık olundu. Önümüzdeki günlerde de ‘2002 kuruluş ruhu’ da imdada çağrılırsa hiç şaşmamak gerek. Tüm bunlardan beklenen yardım gelmezse -ki sonuçlardan anlaşılan gelmedi- başka ruhlar icat edilip tedavüle sokulacaktır.
**
Bu arada seçime günler kalası, fetva ve cevaz vermekte derinleşen alimimizde boş durmuyor, muhafazakarı muhafaza etmek uğruna bir dizi fetva yayınlıyordu; ‘Her doğruyu her yerde söylemeyin, aman ha şimdi sırası değil düşmana koz vermiş olursunuz, fasıkda olsalar müminlerden yana olacaksınız, bu benim değil dinin emri..’ gibilerinden uyarılarla gönülleri teskin ediyordu. Demokrasinin İslam’ın bünyesinde zaten var olduğu ya da birbiriyle çelişmediği bu ifadelerden daha güzel nasıl açıklanabilir ki? Hem hocanın ne suçu var dinin emri bu!?
Allah var Hazretin buralara gelinmesinde, İslam’ı demokrasiyle uyumlu hale getirmesinde emeği çoktur. Hatta ‘Demokratik tövbe’sini seneler evvel Abant’ta yaptığını ve herkesi de bu nasuh tövbeye çağırdığını bilenler bilir..
**
Peki tüm bunlara rağmen seçimlere katılım oranının yüzde doksanlara vardığı, iki eli kanda olsa dahi sandıklara koşan ve bunu da ibadet bilinciyle yapan bir topluma ne demeli? Tepeden tırnağa demokrasi boyasına dalmak bu olsa gerek. Bu boya da bazen müslümanım, bazen de Kemalistim diyen liderler, partiler ve onların yanında itibar bulan kanaat önderleri elleriyle yapılmaktadır. Seçimlerden murad ise her iki taraftan sadece birinin eline fırçayı tutuşturmak ve toplumun ihtiyacı olan yeni renk ihtiyacını gidermekten ibarettir..
Bu seçimde de kemalist partiden tarafa atılan oylar muhafazakar parti için sonun başlangıcı olarak okunabilir, ya da aralarında dönüp duracak bir el değişimi olarak.. Nihayetinde kazanan demokrasi olacaktır ve bu gidişle toplum baş aşağı düşmeye devam edecektir.
**
Bu gidişata dur diyecek Allah’ın boyasını arzu eden bir topluluk oluşmalıdır ve bu topluluk demokratik davet ve ayartmalara karşı sımsıkı durmalı ayağını hakikata sabit kılmalıdır. Yoksa inanan inanmayan farketmeksizin bela ve musibetler üzerimize yağmaya devam edecektir. Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun..
Venhar Haber