10 Kasım 2025 - Pazartesi
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Güncel

Niceliğin Egemenliği

Sizi bir kez daha işkence odasına alınca bir evin sadece “mutfak” bölümündeki eşya kalabalığına sokarım feleğiniz şaşar. Bu hayat inanın bir “karabasan”dır.

Yazar: Venhar Haber
6 Temmuz 2022
Kategori: Güncel, Makaleler
0 0
0
Niceliğin Egemenliği
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

Kapitalizm kendi hâkimiyetinin devamı için, düştüğü krizlerden kurtulmak için bizlere (yani dünyadaki tüm insanlara, bazı küçük topluluklar hariç) bir dünya görüşü bir “hayat tarzı” benimsetmiştir. Esasında bal gibi hegemonya olan bu yaygınlığı biz zavallı insanoğlu gönül rızası ile, olmadı metazori kabul ettik. Çünkü o (hayat tarzı) bilimsel (buna itiraz eden çarpılır, bir nevi dinî terimdir), güzel, doğru, faydalı, zevkli vb. gibi sayabildiğiniz bütün sıfatları taşımaktadır. Onun çizdiği yol dünya hayatının en makbul, en güzel, en doğru yoludur. Buna itikadımız tam olmalıdır. (Ben de bu yazılarda insanlara “Yoldan çıkın” teklifini getiriyor bir isyan bayrağı açılmasını öneriyorum).

Bu “hayat tarzı”nın sayfalara sığmayacak özelliklerini saymaya güç yetmez. Yine de bir miktar dış dünyadan, bir miktar da iç dünyadan bahsedelim.

Öncelikle “bu dünya”ya kabul edilmeniz için ceket-pantolon-frenk gömleği ve kıravattan oluşan “takım elbise”nizin altına uygun bir ayakkabı giymelisiniz. “Şapka” zaman ve zemine, mevsimine, modasına göre manzarayı tamamlayan bir aksesuvardır ki bir dönem bizim gibi gayr-ı medenî olanların medenî sayılması için kanun kuvveti ile giyilmesi mecburi sayılmıştır.

En iyisi bu “takım elbise”yi burada bırakıp “elbise dolabı”ndan çıkmak. Yoksa ne kadar erkek ve kadın, yaşlı ve genç, çocuk ve bebek, zevk ve meslek varsa bunların zaman ve zemine göre giysilerini ifadeye güç yetmez. Tüm tekstil ve moda dünyasını dile getirmemiz icap eder. Yaz, kış, mevsimlik, dağ, deniz, gece-gündüz, her tür merasim vb. için giysiler tasarlayan, pazarlayan, milyonların çalıştığı bir sektör bu. Dolayısıyla elbise dolabından çıkıyorum dedim ve çıktım.

Şimdi dış dünyaya kaba hatları ile sadece “göz atıyorum”. Umumî olarak apartıman veya rezidans dairelerimiz, sitelerimiz, hususi olarak villalarımız, tatil köylerimiz (Bak yine içinden çıkılmaz konut çeşitlerine takılacağız, geçelim) vardır. Yollarımız “otomobiller” için yapılmıştır. Yayalar, bisikletliler ve buna benzer nev-icat âletlerin kullanımına ayrılan yollar kısıtlıdır. Çünkü aslolan otomobildir (Ki onun dünyasını anlatmaya güç yetmez) “çokluk dünyası”ndan, bu niceliğin egemenliğinden tek-tük unsurlar sayarak çıkayım bari.

Bizim geçerli paramız (yani dolarımız), bankamız, gökdelenlerimiz bizim bilimsel bilgiden başkasını kabul etmeyen ana okullarımız, kolejlerimiz, liselerimiz, üniversitelerimiz, eğlenerek öğrenmek isteyen çocuklar ve büyükler için her tür oyun salonlarımız, tiyatrolarımız, sinemamız, AVM’lerimiz, televizyon kanallarımız, internetimiz, bilgisayarımız, fert başına düşen millî gelirimiz, evrensel hukukumuz, insan haklarımız dört başı mamur spor endüstrimiz; modamız, kozmetik dünyamız, iç ve dış bakanlıklarımız, terapistimiz, kuaförümüz, masaj salonlarımız, sürekli artan ithalat ve ihracatımız, yazılımlar ile zenginleşen üretim ve tüketimimiz, reklam ve pazarlamamız, iletişim-bilişim-gelişim ağlarımız, olağanüstü gösterilerimiz, parlamentomuz, uyuşturucu baronlarımız, şiddet ve şehvetimiz, pornografi ve depresyonumuz, koçlarımız, robotlarımız, yaz aşklarımız, sanatımız ve acayip yalnızlığımız………. sayılar, grafik eğrileri, istatistikler, laboratuvarlar …… galiba boğulacaksınız, vazgeçtim, burada kesiyorum. Sizi bir kez daha işkence odasına alınca bir evin sadece “mutfak” bölümündeki eşya kalabalığına sokarım feleğiniz şaşar.

Bu hayat inanın bir “karabasan”dır.

Ve bu kâbustan kurtulmanın merak buyurmayın klinikleri, doktorları, terapi seansları, hiçbir şey olmamış gibi yola devamınızı sağlayacak devasa bir ilaç endüstirisi bulunmaktadır. Emrinizdeyim. (Ve ben size durmaksızın “Yoldan çıkın, uykudan uyanın” diyorum. Siz beni bir meczup sanıyor, acıyarak bakıyor ve yola devam ediyorsunuz.)

Hadi yoldan çıktık diyelim.

Nereye gideceğiz?

Harama batmamış bir belde mi var?

Umutsuzluk bize yakışmaz. Eğer yoksa böyle bir belde, bize düşen onu “inşa” etmektir.

Yeter ki “Uzun yola çıkmaya” niyet edin. “Niyet” mühim. İrade-i cüz’iyenin ta kendisi. Bu sebeple “Ameller niyetlere göredir” buyrulmuş. Bu niyetin kuvveden fiile çıkması Cenab-ı Hakk’a kalmıştır. Bize düşen Besmele’yi çekip ilk adımı atmak.

Kesretten vahdete

Kur’ân-ı Kerim’de bu “çokluk” (nicelik) hususunda aydınlatıcı âyetler vardır. Bunların başında “Tekâsür Sûresi”nin ilk iki âyeti geliyor. Meâlini veriyorum: “Çoklukla övünmek sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı”.

Müfessirler bu âyetleri açıklarken kabileler arasındaki “nüfusun fazlalığı ile övünme” örneklerini zikrediyorlar. Abd-i Menaf oğulları ile Sehm oğulları arasındaki tartışma-yarışma onların kabristana giderek ölüleri saymaya kadar uzamıştır.

Meselenin aslı mal ve evlat çokluğu ile övünmektir ki; bu bir güç gösterisi, zenginlik alâmetidir. Şurasını bilelim; insanoğlu her devirde o zamanın geçer akçesi neyse onun elde olan “çokluğu” ile övünmüştür. Bu kendine güven duygusu “öteki”ni tehdite kadar varabilir.

Kur’ân-ı Kerim’in Kasas Sûresi’nde “Kârun” adlı zengin ve güçlü bir kişiden bahsedilir. Hazinelerinin anahtarlarını ancak güçlü birkaç kişi taşıyabilirmiş. Hz. Musa ve Hârun’un şahsında Allah’ın emirlerine karşı geldiği için “yere batırılarak” cezalandırılmıştır. Kıssa günümüzün zengin devlet, şirket ve kişilerini hatırlatmaktadır.

Elmalılı M. Hamdi Yazır tefsirinde bu yarışma ve övünmenin bir “gurur” hali olduğunu belirtiyor.

“Tekâsür”den murat, âhırette işe yaramayacak olan uğraşların (üretim faaliyetlerinin) çokluğudur ki; bunlar insanı asıl yapması lazım gelen vazifelerden alıkoyar. İnsana düşen görev hayatın barış ve emniyet içinde devamını sağlamak yanında; marifet (bilgi), zikir, şükür, sabır, merhamet, adalet, tefekkür ve ibadettir. Bir yarışma yapılacaksa bu “hayırda yarışmak” olmalıdır. (Bakara 2/18, Mâide 5/48). Ben “tekâsür”ü günümüze ışık tutacak bir yoruma kavuşturmak istiyorum.

Hâkim paradigmayı defalarca dile getirdik. Nedir o? “İlerleme-gelişme-kalkınma-büyüme-zenginleşme-refah ve konfor”. Niceliğin egemenliği budur. Malın, nüfusun, silahın, paranın her tür maddî gücün “çokluğu”. Devletler, şirketler, fertler bu gücü yaslanarak emperyalist emeller peşinde koşuyor. Bu Allahsız düzen gezegenimiz ve insanlık üzerinde her tür soygun-sömürü-şiddet içeren despotik bir hegemonya kurmuştur.

Irak’ta kimyasal silahların olduğunu ileri sürerek bir milyon insanı öldürenlerden kim hesap sorabilir? “Evrensel hukuk” ve “insan hakları” bu tablonun neresinde?

Bizi bu karanlık yoldan çıkarıp, kesretten vahdete ulaştıracak bir ışık arıyoruz.

Mustafa Kutlu/Yeni Şafak 

Etiketler: Kapitalizmvahdet

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

İslam’ın Düşmanları Bizim Neyimiz Olur?

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Bir Erdal Bayraktar Geçti Bu Dünyadan

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Tarih, Hurafat ve Esatir

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Bugünün Kufelileri Olmak Veya Olmamak

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Düşüncenin Girdabında Üç Şehir Metaforu

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

İp Gergin, Cambaz da

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

Çeç

Erdal BAYRAKTAR
Erdal BAYRAKTAR

Teyakkuz Hali

Yazarın Diğer Yazıları

  • Ateşkes mi Hamas’ı Ateşe Atmak mı?
    28 Ekim 2025
  • İslam Cihad’la İslam’dır
    27 Ekim 2025
  • Sabra ve Şatilla’dan Gazze’ye: Barış oyunlarının kısır döngüsü
    16 Ekim 2025
  • Hamas’a Suikastler; pragmatistlerin, anlaşmanın ve Türkiye’nin önünü nasıl açtı?
    15 Ekim 2025
  • 18 Ekim’de İktibas’ın konuğu Mehmed Ali Durmuş
    14 Ekim 2025
  • Gazzelilere Biçilen Rol Hürriyet mi Esaret mi?
    10 Ekim 2025
  • “İktidar, Sumud’un mesajıyla yüzleşiyor mu?”
    8 Ekim 2025
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Yenilendik !

Yenilendik !

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Cihadı Hatırlamanın Tam Zamanı

Ateşkes mi Hamas’ı Ateşe Atmak mı?

28 Ekim 2025
İslam Cihad’la İslam’dır

İslam Cihad’la İslam’dır

27 Ekim 2025
Sabra ve Şatilla’dan Gazze’ye: Barış oyunlarının kısır döngüsü

Sabra ve Şatilla’dan Gazze’ye: Barış oyunlarının kısır döngüsü

16 Ekim 2025
Hamas’a Suikastler; pragmatistlerin, anlaşmanın ve Türkiye’nin önünü nasıl açtı?

Hamas’a Suikastler; pragmatistlerin, anlaşmanın ve Türkiye’nin önünü nasıl açtı?

15 Ekim 2025

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist