Mahkeme-i kübrada davacı olarak Hz. Peygamber (s.a.s.) geldiğinde ve “Ey Rabbim! Benim bu kavmim/ümmetim bu Kur’an’ı mehcur (terk edilmiş) bıraktı” (Furkan, 30) dediğinde, halimiz ne olacak?
Onlar, Kur’an’ın kalıbını, Kur’an’ın kılıfını, Kur’an’ın kâğıdını korudular ama hükümlerine sahip çıkıp hayatlarına hâkim kılmadılar.
En süslü kılıflarla odalarının en güzel yerlerine astılar, raflarında sakladılar, ama evlerine, sokaklarına, şehirlerine hâkim kılmadılar.
Cenazede okudular, mevlitte okudular, mübarek gün ve gecelerde okudular, Ramazan’da okudular ama siyasetlerine, hukuklarına, ekonomilerine, ticaretlerine hâkim kılmadılar derse, halimiz ne olacak?
Onlar, Amerikan seçimlerini merak ettiler, kim kazanacak diye heyecanlandılar, günlerce televizyon programı yapıp konuştular, ama ellerinin altında olan bu Kur’an’ın içinde ne var diye merak etmediler derse Peygamberimiz (s.a.s.), halimiz ne olacak?
Onlar, siyasi bir karar alırken, bir iş yaparken, bir proje hazırlarken seçim anket şirketleri ne der, halk ne der, TV yorumcuları ne der, muhalefet partileri ne der diye düşündüler. Ama Kur’an ne der diye hiç merak etmediler derse Peygamberimiz (s.a.s.), halimiz ne olacak?
Onlar, bir ekonomik karar alırken, faizi yaygınlaştırırken, Amerikan merkez bankası FED ne der, kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s ne der, yabancı yatırımcılar ne der dediler ama Kur’an ne der diye bakmadılar derse Peygamberimiz (s.a.s.), halimiz ne olacak?
Onlar, faiz oranlarını artırırken piyasaların tepkisi ne olur, iş dünyasının tepkisi ne olur, bankaların, borsaların tepkisi ne olur, şirketlerin, ekonomistlerin tepkisi ne olur diye düşündüler, hesap ettiler, araştırdılar. Ama kitabımız Kur’an bu konuda ne der diye hiç akıllarına bile getirmediler derse Peygamberimiz (s.a.s.), halimiz ne olacak?
Kur’an onların hayatında Dolar’ın artması, Euro’nun düşmesi, vergi oranlarının belirlenmesi, maaşların zamlanması kadar bile gündem olmadı derse Peygamberimiz (s.a.s.), halimiz ne olacak?
Bir futbol maçına, bir TV dizisine, bir YouTube yayınına, yeni çıkan bir cep telefonu modeline heyecanlandıkları kadar Kur’an’ın içinde ne var diye heyecanlanıp bakmadılar derse Peygamberimiz (s.a.s.), halimiz ne olacak?
Onlar düğün yaparken el âlem ne der, akrabalar ne der, dünürlerim ne der, hatta kaynanam ne der diye düşündüler. Ama bu Kur’an ne der diye hiç düşünmediler derse Peygamberimiz (s.a.s.), halimiz ne olacak?
Çocuklarını yetiştirirken, onların gelecek planlamasını yaparken komşular ne der, arkadaşlar ne der, öğretmen ne der diye düşündüler ama bu Kur’an ne der diye merak etmediler derse Peygamberimiz (s.a.s.), halimiz ne olacak?
Maalesef ümmet olarak Kur’an’ın emirlerini mehcur bırakıp terk ettiğimiz günden beri belimizi doğrultamıyoruz.
Kur’an’ı mehcur bıraktığımız günden beri izzet yerini zillete bıraktı, zafer yerini hezimete bıraktı, adalet yerini zulme bıraktı, merhamet yerini gaddarlığa bıraktı, ahlâk yerini sapkınlığa bıraktı, bereket yerini darlığa bıraktı, kardeşlik yerini ırkçılığa bıraktı…
Milli Gazete / Abdülaziz Kıranşal