7 Haziran 2023 - Çarşamba
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Venhar Özel

Gözyaşlarımızın Coşkusundan Doğar Suretlerimiz

Hayat serüvenimiz, kendisiyle sürekli oyalandığımız bir yumak gibi. Anlam vermekte zorlandığımız bu serüvene neden anlam katma gereği hissederiz?

Yazar: Mehmet Akif COŞKUN
5 Mayıs 2022
Kategori: Venhar Özel
0 0
2
Gözyaşlarımızın Coşkusundan Doğar Suretlerimiz
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

Kendimizi Aramaklar Yolculuğu -11-

(Fotoğraf – Yazı/Şiir: Mehmet Akif Coşkun )

Bu yazı İktibas Dergisinin Mayıs 2022 Sayısında Yayınlanmıştır

 

Gemiler limanda emniyettedir. Fakat gemiler limanda durmak için yapılmamıştır.  (Paulo Coelho)

Ağlamanın ilmi olmaz

Kimseye birşey anlatma derdinde olmadım. Kimseye kendimi ispat etme çabası gütmedim. Bir çevre edinmek, takdir edilmek, makam edinmek gibi ihtirasım asla olmadı.

Elimizden bir şeylerin zuhur ettiği inancını taşıyorsak, doğaldır ki  paylaşma gereği hissederiz. Yani bir eser paylaşma gayesiyle yapılmaz. Fakat eser gözlerini dünyaya açtıktan sonra paylaşılmayı murad etmesi eserin doğasında vardır. Dolayısıyla eseri paylaşma gayreti bir hırsa dönüşmediği müddetçe kendi doğallığı içinde seyreder. Kendi doğallığı içinde seyrettikçe alabileceği tenkitler doğrultusunda olgunlaşır.  Eseri paylaşma gayreti hırsa dönüştüğü andan itibaren kendi kanında boğulmaya başlar. O eser artık piyasa eseri olmuş, piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda harcanıp tarih çöplüğünde  yerini ayırmıştır.

Aslında paylaştığımız her ne ise, içimizde kümelenen dertlerimizin çeşitli vesilelerle suret bulmasından başka bir şey değildir. Sokakta mendil satan bir çocuğu gördüğümüzde ondan mendil satın almaya bizi iten şey, mendile olan ihtiyacımız değildir. Mendilin o çocuğun nemli elleriyle kendini pazara çıkarmasıdır bizi asıl dert sahibi kılan. Biz o mendili satın alırken çocuğun avucuna sıkıştırdığımız şey aslında o mendilin maddi bedeli değildir. Kendi derdimizin karşılığıdır. Bir mendil kaç paradır? Derdimiz bu kadar ucuz mudur? Mendilin karşılığında verdiğimiz ne kadar çoksa derdimizin büyüklüğünü de onunla ölçebiliriz. Mendil satan çocukları hafife almayın.

Paylaşmayı murad ettiğimiz bir sanat eserinin kendi doğallığındaki seyri de böyledir. Dertlerimizi menfaatimizin oyuncağı haline getiriyorsak, sanatımıza da gölge düşürüyoruz demektir. Dertlerimizi onların belirlediği normlara göre uyarlamaya çalışıyorsak, sanatımıza da gölge düşürüyoruz demektir.

Hepimizin dünyası birbirinden farklıysa ve hepimiz bu dünyaya farklı gözlerden seyir ediyorsak, bu vech ile bakışlarımız farklı ahenkler içerisinde suret buluyorsa, o halde neden adına sanat dediğimiz bu  hakikati kavramsallaştırıp belli bir alanın tahakkümünde kısırlaştırıyoruz?

Bırakın herkes istediği gibi ağlasın. Kimi gözyaşlarını gömleğine siler, kimi peçesine. Kimi avuçlarına akıtır, kimi boşa. Bunun ne önemi var? Görgü kurallarından bize ne? Mühim olan o gözyaşların menbağı değil midir?

Bu sebeple içimden geldiği gibi ağlıyor, içimden geldiği gibi müdahil oluyor ve hislerimin gözyaşlarıma verdiği istikamet doğrultusunda suretini oluşturuyorum.

Böylece kendim oluyorum. Hadsiz, hudutsuz, sevabımla günahımla , tüm kirim ve pasımla kendim oluyorum.

***

Taş olma ama taşa çalın

Taşa çalınmayı göze alabilir, taş olmaya müstehak olanın hayatta kalması adına. Onun taş olup hayatta kalması taşa çalınmamızı icbar eden asıl şey olduğunu bilmemiz gerek. Onun varlığı ile benim varlığım doğru orantılıdır. Doğru kendini ancak yanlışın varlığı ile gösterebilir.

Taşa çalınmanın akıl ve mantıkla izah edilemiyor oluşu onun anlamsız olduğunu göstermez. Kararlarımızın arkasında bazen akıldan/mantıktan daha ağır şeyler vardır. Sorgulanamazdır. Sorgulanması boşunadır. Nietzsche’nin, sokakta çukura düşmüş bir at arabasını atın yaralanmış haline aldırmaksızın sahibinin ona eziyet ederek arabayı çıkarmaya çalışmasına kayıtsız kalamayıp atın sahibini sertçe uyarması mukabilinde adamdan aldığı darbe sonucu günler sonrasında ölmesinin mantıkla izah edilemez bir şey olduğunu Ali Şeriati şöyle izah eder; “Bu mantıklı yahut mantıksız bir davranış değil, mantık dışıdır; mantığın, mantıklı yorum yapmanın ötesinde bir iştir. İşte ahlak ve aşk da böyledir. İhtiyaçlarımızdan birini karşılamak için bir seçim yapar, bizi sevmesi için birini sever veya ihtiyaçlarımızdan birini giderir ya da onun sevgisi bize bazı imkanlar sağlar  diye birine sevgi beslersek, yaptığımız şey, gerçekte olsa olsa bir alışveriştir. Aşk ise her şeyi bir amaç uğruna elden çıkarmak ve karşılığında hiçbir şey, hiçbir ödül istememektir.”

Hayat serüvenimiz, kendisiyle sürekli oyalandığımız bir yumak gibi. Anlam vermekte zorlandığımız bu serüvene neden anlam katma gereği hissederiz? Anlam katmadan anlaşılamaz mı? İnsan, o resim kararmadan kurtarmalı kendini üzerine lekelenen bu bunalımdan.

***

Hatırında hesabım tükenmediyse yaslayıver eteklerini göğsüme.

Dağ gönlüne yıkılacak diye arizona ormanlarında kanatlarını çırpmaya ihtiyat eden bir kelebek gibi usulca ve sessizce sığınırım dağıma yine, bir geminin limanına sığındığı gibi. Geminin limanda emniyette olduğunun ve fakat geminin limanda durmak için yapılmadığının farkındayızdır elbet. Yine de liman gemi için bir sığınaktır. Uzun ve sıkıntılı yolculukların akabinde bir nefes alabilmek ve ardından tekrar yola koyulabilmek için omuzunu yaslayabileceği bu liman onun kutsalıdır. Bir insan için, en azından benim için bir dağ da aynı hüviyete sahiptir. Omuzumu yaslayabileceğim, olduğum gibi tüm kirim ve pasımla eteklerine sığındığım dağımın adını tevbe dağı koymam boşuna değil. Tevbe dağımla ilk tanış olduğum yıllarda günlüğüme düştüğüm notlar geliyor aklıma:

“Şimdi bu şehirdeyim. Mutsuz olduğum söylenemez. Fakat yine de içimde bir burukluk taşıyorum. Belki de bir endişe. Özlemlerimin içinde yoğrulmuş bir endişe taşıyorum içimde. Hayatımda yeni bir sayfa açmanın ne kadar ağır bir bedeli olduğunu şimdi yaşayarak öğreniyorum.  Tanımadığım yüzler, tanımadığım sokaklar, tanımadığım hava, tanımadığım gece. Her biriyle ayrı ayrı tanışacak ve birer birer geçmişimin tohumlarını ekmeye başlayacaktım.

Büyük şehirlerden hep oldum olası korkmuş ve kaçmışımdır. Terkettiğim şehir bu şehrin onda biri kadardı ve oldukça sakindi. Ruhuma iyi gelen tek yanı buydu belki de. Sessizliğe alışmış ve ondan bereketini çıkarabilme şuuruna ermiştim. Sessizliği ünsiyet edinmiş bir kimsenin kalabalığa alışması kolay değildir. Gelmeyi göze aldıysam eğer, bu şehirle  kurmaya çalıştığım bağlardan koparacak tüm etkenlerden elimden geldiğince kaçınmam gerekti.

Büyük şehirlerden hep korktum. Kalabalıklardan hep kaçtım. Fakat şimdi büyük bir şehirdeydim ve bu kalabalığın içinde yapayalnız. Gecenin bir yarısı arşınladığım sokakları şemsiyesi altına alan o hakikatin varlığı bana bir şeyler anlatmaya çalıştığını seziyordum.  Keşke diyordum her şehrin bir dağı olsa da o şehrin insanlarına da bu hakikat esiverse yüreklerine. Her dağ içinde büyük bir yalnızlığı taşıyordu ve  bizlere yani küçük yalnızlıklarımıza şemsiye oluyordu.  Bu minvalde hepimiz bir dağın yansımasıydık belki de.

Henüz buralarda bir geçmişim yok belki ama ümidimi ve sabrımı  bu dağa ama sadece bu dağa borçlu olduğumu söylemeliyim. Ona her baktıkça içimdeki korkularımı hafifletiyorum.  Biliyorum daha henüz yeni tanış oluyoruz. Bir dağla ünsiyet kurmak kolay değildir. Dağın güvenini kazanmak bizim elimizde. Dost olmanın kolay olduğunu kim söylemiş. Olacak diyorum. Bu şehirde geçmişimin izleri karşılığını bulacak. Ve bu dağ beni de bağrına basacak.

Sokaklarını arşınlayarak gecenin sonunu getirdiğim ve yavaş yavaş güneşin doğduğu bu şehirde yönümü o dağa çeviriyorum. O dağın sahibine şükrümü tazeleyerek ilk defa bir dağa derdimi paylaşıyorum. Bir gün duyacak beni biliyorum. Bir gün yaslayacak eteklerini göğsüme. “

sen beklemedin beni

ben yine de bekliyormuş gibi ihmal ettim

ben gizli bir aşığınım

sezmesin turnaların bile.

 

Çok Yorumlanan 2

  1. faruk karaaslan says:
    1 sene önce

    Kalemine sağlık Mehmet Akif kardeşim.
    ” Ne güzel kendin olmak ve kendin kalmak”

    Cevapla
  2. M.Akif Coşkun says:
    1 sene önce

    Teşekür ederim Faruk hocam. Hürmetler ederim

    Cevapla

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

Örtünün Bir Ucundan Tut(tur)mak

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

Daha İyi Anlayabilmek İçin

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Tevhid Şirkin Affını İster mi?

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

"Hak İle Dalâlet Arasında Ara Form Yoktur"

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Muhafazakâr Demokratlarda İttifak Ahlakı

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Dünyevi İktidar ve Ölümlü İlahlar

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Yitiğini Doğru Yerde Aramak

Abdi KEÇELİ
Abdi KEÇELİ

Otu Çek Köküne Bak

Yazarın Diğer Yazıları

  • Daha İyi Anlayabilmek İçin
    26 Mayıs 2023
  • Bu Elbise Bize Dar
    25 Nisan 2023
  • Kadirini Bilen İnsan
    18 Nisan 2023
  • Bize Neler Oluyorsunuz?
    8 Nisan 2023
  • Besmeleyen İnsan
    1 Nisan 2023
  • Güzeli Görmek Güzel Görünmektir
    28 Şubat 2023
  • Yolcunun İşini Kim Bilir?
    11 Ocak 2023
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Yenilendik !

Yenilendik !

Doğru Ya da Yanlış Ekinleriz

Doğru Ya da Yanlış Ekinleriz

İyiliğe ve Cömertliğe İlk Önce Evlerimizden Başlayalım!

Biraz Kadın-Erkek, Biraz 6284 – 1

6 Haziran 2023
Seçimlerimiz ve Seçtiklerimizin Neliği Üzerine…

Seçimlerimiz ve Seçtiklerimizin Neliği Üzerine…

5 Haziran 2023
Örtünün Bir Ucundan Tut(tur)mak

Örtünün Bir Ucundan Tut(tur)mak

4 Haziran 2023
“İslam Dünyası’nda İnsanlar Lider Denilenlerin Etrafında Savruluyorlar!”

“İslam Dünyası’nda İnsanlar Lider Denilenlerin Etrafında Savruluyorlar!”

3 Haziran 2023

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
    • Alıntı Makale
    • Alıntı Söyleşi
  • İslam Dünyası
    • Filistin
    • Suriye
    • İran
    • Irak
    • Arakan
    • Pakistan
    • Yemen
    • B.Arap Emirlikleri
    • Diğer
  • Dünya
    • Ortadoğu
    • Amerika
    • Avrupa
    • Asya
    • Afrika
    • Diğer
  • Türkiye
    • Aile ve Çocuk
    • Aktüel
    • Eğitim
    • Ekonomi
    • Kültür & Sanat
    • Siyaset
  • Tavsiyelerimiz Var
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist