11 Temmuz 2025 - Cuma
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Venhar Özel

Çay Soğursa Hürmetle İçilir

Bir düşünce, bir his, bir fikir dile getirilemiyorsa yanlış ve zararlı olabilir miydi? Her dile getirilemeyen yanlış ve zararlı mıdır?

Yazar: Mehmet Akif COŞKUN
31 Temmuz 2024
Kategori: Venhar Özel
0 0
0
Çay Soğursa Hürmetle İçilir
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

„ Her şeyin mahvına sebep oldum belki de biliyor musun? Bakma öyle masum ve sessiz göründüğüme. İçimde ne aksi düşüncelerle boğuşuyorum, keşke sana da anlatabilseydim. Aslında ben iyi bir insanım. Yani iyi insan olduğuma inanıyorum. Bak görüyor musun, iyi insan olup olmadığımdan bile emin değilmişim gibi konuştum şimdi. İyi bir insan olduğuma inanıyorum, iyi bir insan olmak için çalıştığımı biliyorum. Hah, şimdi oldu bak. Kendimizi ikna etmek için yeterli kelimelerimiz olmalı. Yani demem o ki, iyi olmam, ya da iyi olmaya çalışmam, bazı şeylerin mahvına sebep olmama engel değil.  Bu yüzden bazı “iyi” insanlar, iyi olmaya çalıştıkça bazı şeyleri daha da berbat edebiliyor. O nedenle o bazı “iyi” insanlar, az iyi olmaya çalışıp daha az zarar verebilirler çevrelerine. İyi olmaya çalışmanın da bir ön hazırlığı olmalı, öyle bodoslama iyi olunmaz yani. İyi olmaya çalışmanın da bir ahlakı olmalı.

Off, hem biliyor musun, çevremde derdime yarenlik edecek dostlarım var ama, yine de bazı şeyleri dile getirmede ihtiyatlık gösteriyorum.  Anlatmak, çoğu zaman rahatlatır, biliyorum ama bazı düşünceleri dile getirmenin de rahatsızlık vereceği endişesinden alamıyorum kendimi.  O yüzden bazı düşünceler benlikte mahfuzlanmalıdır. Kelimelere dökülen her düşünce sevdiklerimizi bizden ayıran, bizi yalnızlığa iten bir dinamit gibidir.  Her düşünce bir dinamit, her kelime bir kurşun. Öyle değil mi be Bahattin?”

“ Mükremin, abi.”

“ Çok denedim. Gözümü karartıp , olacak olanları göze alıp anlatmak istedim. Fakat dilimin ucuna kadar gelen o düşüncelerime hep bir şey mani oldu. Söyleyemedim. Bu insana öylesine acı veriyor ki. Durmadan ağırlaşan yük gibi kamburlaştırıyor. En yakın ormana gidip avazım çıktığı kadar haykırmayı bile düşündüm. Bağırdıkça rahatlıyormuş insan. Bağırmanın ayıpsanmadığı tek yermiş ormanlar biliyor musun? Ama fazla bağırmak da iyi gelmiyor bana. Bronşitlerim azıyor. Arada yapmak lazım ama.  Bence herkes fırsat buldukça ormana kaçıp, bağırma terapisi yapmalı kendine. Derdimize bulaşan o kirli taraflarımızı ormana silkeleyebilirsek kimbilir belki de konuşmamıza bile gerek kalmayabilir. Konuşma ihtirasından halin lisanına hiç fırsat tanımıyoruz.

Sonra dağların eteklerinde gezindim bir süre. Serin havasının insanı diri tutan bir yanı var. Yo, zirvelerde gözüm olmadı hiç.  Sevemedim zirveleri. Onca  cefa ve zorluklara katlanarak zirveye ulaşıyorsun. Ya sonra?  Zirvede ayaklarına uzanan ihtişamdan büyüleniyorsun. Herkesin ve herşeyin üstünde olmanın verdiği o tuhaf hayret hissine kibir bulaşıyor. Fakat bir müddet sonra yalnızlığın zehri ve zirvenin o kesif havası yavaş yavaş damarlarına nüfus etmeye başlıyor. Zirvenin o büyüsü hala aklını başından almadıysa inmenin yoluna bakıyorsun. Yok, eğer tamamen büyüsüne kapıldıysan o zirve senin sonun oluyor. Zirvelerden düşenleri hiç görmedin mi? Zirveye ulaşma hırsıyla zirve yolunda ölenleri? Ne gerek var tüm bunlara? Zirveler güzeldir. Fakat mesken olmaya elverişli değildir. Dağa tırmanmanın faydası olabilir. Hatta türlü felsefesi de yapılabilir. Ancak dağın eteklerinin insana sunduğu hikmetler daha yoğundur. Bir yanın uçurumdur. Uçurumdan kendini korumak için yürüyüşüne ve dikkatine hassasiyet gösterirsin. Bir yanın düşürümdür. Yani zirveye bakar. Zirvenin insanı düşüreceği hallerden kendini korumaya çalışırsın.  Etekler iyidir.  Dağın eteklerini hırka niyetine kuşanabilirsin hem. Dağ bir anne gibi hırkasına sarabilir seni. Biz annemizin eteklerinden şevkatine sarılırız. Böyle öğrendik biz.

Yani diyeceğim o ki Keramettin kardeş, ne yaptıysam olmadı.”

“ Mükremin, abi.”

“ Sonra dedim ki kendime, insan bazı hislerini içine mahfuzlamalı. Onlar hiçbir zaman gün yüzüne çıkmamalı. O hisler hiçbir zaman kelimelere dökülüp düşünceyle olgunlaşmamalı. Kimileri bunun üstesinden gelecek  hasletleri vardır bunu inkar edemem. Bir şiire dönüşerek şiirin dehlizlerine gizlenir. Fırça darbelerinden saçılarak bir resimi mesken tutar kendine. Türkü olur mesela, nağmelerinden acıyarak kulaklara misafir olur. Tüm bunlarda  ifşa olunmaz. Aşikar olmaz. O kamburlayan düşünceler dilden çıkarak hafifletir insanı, rahatlatır. Konuşursun ama aşikar değilsin.  Ne güzel bir lütuf değil mi? Neden tüm insanlarda olmaz bu hasletler? Herkes şair olsaydı mesela iyi olmaz mıydı?  Bilmiyorum yani kafam bazen böyle karışabiliyor.  Ama hepimiz şair değiliz. Dilimize sahip çıkmalıyız. Öyle ağzımıza gelen her hissi açık etmemeliyiz. Bu kendini kandırmak ise eğer öyle olsun.  Şiirler yazdım, türküler okudum evet hatta ressamlığa bile soyundum. Yetmedi günlük bile tuttum. Her gün sayfa sayfa günlük yazdım.  Yazdıkça rahatlıyordum. Fakat bir süre sonra ifşa olunurum korkusuyla hepsini yaktım. Şimdi ise hiçbir satırını hatırlamıyorum.  Felsefesini yapmaya kalktım sonra.  Bir düşünce, bir his, bir fikir dile getirilemiyorsa yanlış ve zararlı olabilir miydi? Her dile getirilemeyen yanlış ve zararlı mıdır? Alt benliğimizde yanlışı doğrudan, faydalıyı zararlıdan ayıran bir elek vardır. Bu elek akıl ve vicdan muhasebesiyle çalışır.  Her dile getirmek istediklerimiz önce bu elekten süzülür. Elekte kalanlar bellekte kalmalı. Onlar yanlış, onlar zararlı. Elekten geçenler felekten bir gün yaşamalı. Onlar doğru. Onlar faydalı.  İlginç gelmiyor mu sana da Sadettin?”

“ Mükremin, abi.”

“ Düşünmeye ve düşündükçe inandırmaya çalıştım kendimi. Dile getiremediğim her ne varsa yanlış olmalıydı. Ham olmalıydı. Yetersiz olmalıydı.  Onları en başından düşüncelere salık vermemeliydim. Kelimelere bürünmeden unutmalıydın onları. Unutmaya çalıştım. Ne de olsa insan zamanla unutuyordu bazı şeyleri. Unutmak bazen nimettir derdi Nimet halam. İsmi Nimetti sadece, kendisi hiçbir şeyi unutmazdı. Daha dört yaşındayken, kendisine tedavülden kalkmış bozuk paraları harçlık niyetine verip kandıran  Bekir emmiyi hiç unutmamıştı mesela. Büyük heveslerle bakkala koşup büyük kırıklarla ve avucunda geçersiz paralarla döndüğünü hala dün gibi hatırlıyordu. Ahrette hesaplaşacağım onunla, diyordu. Çocukluğumun masumiyetini aldı elimden, diye şikayetleniyordu.  Unutmak büyük sanatkarlık. Ben hiç unutamadım. Avdetimin şiire bulanması bu yüzden. Unutabilmek büyük sanatkarlık. Unutamadığımız için sancılıyız. Büyük sanatkarlıkla işimiz olmaz. Şiirimiz hep mücella.

Ben hiç unutamadım. Sanki her unutmaya çalıştığımda gizli bir güç buna engel oluyor gibiydi. Şu aklımın gösterdiği bütün yolları yürümeme rağmen olmadı. Dile getiremiyor ve unutamıyorsam başka bir yolu olmalıydı bunun. Belki de bu çözümsüzklükle yaşamayı öğrenmeliydim. Keşke dile getiremediklerimden oyuncaklar yapabilseydim de onlarla oyalansaydım.

Ne güzel olurdu değil mi Fahrettin?

“ Mükremin, abi.”

“ Kimbilir, belki gün gelir, beni anlayışlayacak biri çıkar ve ona olduğu gibi anlatırım. Tereddüt etmeden zihnimde biriken ne varsa anlatmak. Şiir, resim, türkü tüm bunlar bir yere kadar insanı teskin eder. Konuşabilmek kadar insanı rahatlatan bir şey var mı? Tereddüt etmeden, yanlış anlaşılır, yanlış anlatırım diye düşünmeden olduğu gibi anlatmak. Karşında seni yargılamadan, ötelemeden, kızmadan dinleyecek birinin olması.  Bu bir hayal mi? Ütopya mı? Her şey zamanını bekler.  Gelmeyecek olan zamanında da gelmeyecektir. Gelecek olan da zamanında gelecektir. Zamanla olgunlaşıyor ya herşey. Düşünceler de olgunlaşıyor. İnsan da olgunlaşıyor.  Zihnimizde idealize ettiğimiz , bizi koşulsuz dinleyecek biri belki de hiç gelmeyecek.  Ama bu bekleyişe karşı sabrım da tahammülüm de olgunlaşıyor sanki. Artık gelmese de olur diye düşünebilirim mesela. Gelmiyorsa , düşüncelerimin olgunlaşmasını beklemeliyim. En azından buna dayanmalıyım. Düşünceler olgunlaşmalı, olgunlaşmadan dile getirilmemeli. Zira her ne kadar olgunlaşsa da kelimelere indirgendiğinin bilincinde olmalı. O nedenle buna olabildiğince hazırlıklı olmalı. Olgunlaşmadan dile getirilen her düşünce bir sondur. Düşüncenin doğru yahut yanlış olmasının bir önemi yok. Anlatmaya çalıştığım bu değil.  Olgunlaşmış bir düşünce en nihayetinde yanlış da olabilir. Bir düşüncenin doğruluğunu yahut yanlışlığını saptayabilmek o düşüncenin olgunlaşmış bir kıvamda dile getirilmesine bağlıdır. Muhatabına zarar vermeden ulaşmasına bağlıdır. Meyveler olgunlaşınca tadılır.  Tadıldıktan sonra içindeki kurdun varlığı sorgulanır. Ham meyvayı koparırsan dalından, iste o zaman ayırırlar seni nazlı yarinden.  Meyve de gider, kurt da gider, nazlı yar de gider.  Zaten hem düşünceler olgunlaştığında engel tanır mı? Sen farkında olmadan aşıp geçerler o engeli.  Demek ki içimde bastırmaya çalıştığım düşünceler henüz yetkin değil. Bunun farkında olabiliyorsam, dahası buna engel olacak gücü kendimde bulabiliyorsam neyin şikayetini yapıyorum ki.  Boşuna mı konuştum ben şimdi. Ama içten içe de rahatladım biliyor musun? Konuşmak iyi geldi.

Şu dalgaların sesini işitiyor musun? Gurub vakti bir başka oluyor dalgaların sesi. Kent gürültüsü yavaş yavaş çekilirken dalgaların o sesi ve esintisi daha bir berrak vuruyor insanın yüzüne.  Şiir gibi değil mi? Yazılmak için bakiyesini durmadan vuruyor kıyıya.

Öyle değil mi Muharrem?”

“ Mükremin abi, adım Mükremin.  Bağışla beni abi . Açıkçası anlattıklarının bir çoğunu anlamadım.  Konuşmanın içinde öylesine kendini kaptırmıştın ki bölmek istemedim seni. Ismarladığın çayını da soğuttun hem. Kusura kalma abi kalkmam lazım. Ama çayını tazeleyebilirim istersen.

“  Yok Mükerrem tazeleme. Derdimin harını alarak kendini soğuttu. Onu hürmetle içmem boynumun borcu.”

 

Etiketler: Mehmet Akif Coşkun

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Düşüncenin Girdabında Üç Şehir Metaforu

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Demokrasiye Can Verenler -Beşir Atalay Okuması-

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

İslamsız Bayram Ruhsuz Kadavraya Benzer!

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Modern Siyasete Meşruiyet Arayışları

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

İp Gergin, Cambaz da

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Gazze Ulusal Sınırların Kurbanıdır

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

Çeç

Erdal BAYRAKTAR
Erdal BAYRAKTAR

Teyakkuz Hali

Yazarın Diğer Yazıları

  • İp Gergin, Cambaz da
    18 Mayıs 2025
  • taşa yaz dalgalanmıyorsa su /suya oku kafa yarmıyorsa taş
    9 Nisan 2025
  • Kaçakçıysan Düşürme / Kaçacağın Yeri Ürkütme
    17 Şubat 2025
  • Kırıldı Düşünce Karaldı Kalkınca
    26 Kasım 2024
  • Bu Dağlara İhanet Edilmez
    31 Mayıs 2024
  • Zorumuza Giden Boşumuza Gitmesin
    24 Mart 2024
  • Kaybolan Ubuntumuz
    1 Ocak 2024
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Yenilendik !

Yenilendik !

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

İfsat Her Yerde

Mezhepçiliğin Müslümanlara Getirisi İzzet Değil, Sadece Zillet

8 Temmuz 2025
İklim Kanunu ve Küresel Isınma: Faturayı Kime Yazalım?

İklim Kanunu ve Küresel Isınma: Faturayı Kime Yazalım?

8 Temmuz 2025
Düşüncenin Girdabında Üç Şehir Metaforu

Düşüncenin Girdabında Üç Şehir Metaforu

4 Temmuz 2025
Mezhepçilik Fitnesi

Mezhepçilik Fitnesi

4 Temmuz 2025

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist