AKP Hükümetinin, bilhassa son zamanlarda daha bir ısrarlı olunan, faiz oranlarını düşük tutma eğiliminin arka planında, seçmen kitlesine yönelik bir mesaj mı var acaba?
Liberal düzenin ‘düşük faiz, yüksek kur’ gibi ekonomi politikası olabilir, bu ayrı bir bahistir. Fakat Cumhurbaşkanının konuşmalarında halkı bu faiz yükünden kurtarmak gibi cümleler geçmektedir. Bununla acaba, haram olan faize karşı savaş açılmış görüntüsü mü verilmek istenmektedir?
Şayet böyleyse, yeni bir ‘İslamizasyon’ siyasetiyle karşı karşıyayız demektir. Şu hususun altını kalın çizgilerle çizmemiz gerekmektedir: Faizi Allah haram kılmıştır. İslam’da faiz gibi daha başka haramlar vardır. Haramların başında Allah’a şirk koşmak gelir. Şirk en büyük günah ve büyük bir zulümdür. Fakat İslam sadece haramlardan ibaret de değildir. İslam A’dan Z’ye her şeye Allah’ın nazar ettiği yerden bir değer biçmenin adıdır. İslam sıradan/kıytırık bir ideoloji değil, hayatı bütünüyle kuşatan gerçek bir Din’dir.
Siyasal bir rejim, İslam’ın muhteşem ilkelerinden birini çekip alıp, kendi vitrinine itina ile iliştirmek suretiyle gayri İslamî olmaktan çıkmaz. Türkiye’de faiz oranları sıfırlansa bile, bu politika -rejimin mevcut yapısı aynı kaldığı sürece- ülkeyi İslam ülkesine dönüştürmez. Faiz sırf Allah haram kıldığı için yasaklanır (yürürlükten kaldırılırsa), onun kendi bağlamında bir değeri olabilir fakat herhangi bir gayri İslamî rejimin sırf Allah haram kıldığı için bir uygulamayı yasaklamasından bahsedilemez.
Devlet camileri ve tayin ettiği memurlarla namazı yönetmekte, beş vakit ezanı okutmakta, hacca ve umreye izin vermekte, Ramazan ve kurban bayramını resmi tatil yapmakta, ‘din eğitimi’ vermekte ama buna rağmen bir İslam ülkesi olmamaktadır.
İslam’ın önceliği yeryüzünde dini sadece Allah’a has kılmak, şirke savaş açmak, Allah’ın dışında kendisine tapılan çerden-çöpten bütün putları ve putperestliği yok etmektir. İslam bu şekilde hayatımıza hükmeder hale geldiğinde, kendine has öncelik sırasına göre, tedricî olarak bütün ahkamı tatbik edecek, haram-helal sınırlarına riayet edilmesini isteyecektir.
İslam’a olan nefreti bütün sertliği ile devam eden bir rejimin, sırf faiz oranlarını düşürüyor diye İslamlaşacağını sanan bir kitle varsa, ona da hakkı tebliğ etmekten başka yapacak bir şey yoktur. Rasulullah’ın, faizi hayata veda etmesinden kısa bir süre önce (Veda haccında) ayaklarının altına aldığını ama o güne kadar şirke ve küfre dair, ayakları altına almadık bir şey bırakmadığını aklımızdan çıkarmamalıyız.