وَلَا تَرْكَـنُٓوا اِلَى الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُۙ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ مِنْ اَوْلِيَٓاءَ ثُمَّ لَا تُنْصَرُونَ
﴿١١٣﴾
Zulmedenlere meyletmeyin, sonra size ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka velîleriniz yoktur. Sonra O’ndan da yardım göremezsiniz! (11/113).
Bu yazıda Zemahşerî’nin yazdıklarının bir özetini bulacaksınız. Ayet-i kerîme zulmedenlere en asgarî düzeyde dahi meyletmeyi yasaklamaktadır. Ayrıca “zalimlere” değil de, “zulmedenlere” denmekle de, zulmün en azı bile hesaba katılmıştır. Azıcık zulüm yapanlara bile meyletmeyin! Hasan Basrî (ö.110) demiş ki: Allah bu dini iki ’lâ’ arasına yerleştirmiştir: “Velâ tetğav” ve “velâ terkenû.” (Hûd, 112, 113)
Ayetteki yasaklama, azıcık da olsa zulmedenlerin hevâ ve hevesleri içine dalmayı, sohbetlerinde bulunmayı, onlarla dostluk-arkadaşlık kurmayı, meclislerinde bulunmayı, kendilerini ziyaret etmeyi, onlara şirin görünmeyi, yaptıkları işlere rıza göstermeyi, onlara benzemeyi, onların kılık-kıyafetini benimsemeyi, maddi imkanlarına göz dikmeyi ve kendilerini yüceltme anlamı içeren sözler söylemeyi kapsamaktadır.
Meşhur muhaddis İbni Şihâb ez-Zuhrî (ö.124) Emevî sultanlarıyla fazla içli-dışlı olunca, bir din kardeşi ona şöyle bir mektup yazmış:
“Allah bizi de sen Ebu Bekir’i de fitnelerden korusun. Öyle bir hale geldin ki, seni tanıyan kişinin, senin için Allah’a dua etmesi ve sana acıması gerekir. Büyük bir hoca oldun. Allah’ın bahşettiği, O’nun Kitabını anlamanı, Nebîsinin sünnetini öğrenmeni sağlamak gibi bir nimeti sırtında taşıyorsun. Ama böyle olmaz! Allah ulemadan söz aldı: ‘Onu insanlara açıklayacaksınız, gizlemeyeceksiniz!’ (Âl-i İmran, 187) diye. Bil ki senin işlediğin (suç) en iyimser ve en hafifinden şudur: Sen, zalim kişinin yalnızlığını giderdin, herhangi bir hakkı (sahibine) vermeyen, hiçbir bâtılı terk etmeyen kişiye, azgınlık yolunu kolaylaştırdın. Bu adamlar seni, bâtıl değirmenlerinin senin etrafında döndüğü bir mil; üzerine basıp, belalarına geçecekleri bir köprü ve sapıklıklarına çıkacakları bir merdiven yaptılar! Senin vasıtanla ulema arasına şüphe sokuyor, cahillerin kalplerine hükmediyorlar. Senin üzerinden yaptıkları tahribata karşın, sana kazandırdıkları şey ne kadar da az! Senin üzerinden, dinine verdikleri ifsat yanında senden aldıkları ne kadar çok! Allah Teala’nın, “Nihayet onların ardından öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı terk ettiler, nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ilerde sapıklıklarının cezasını çekecekler.” (Meryem, 59) buyurduğu kimselerden olmadığından seni emin kılan şey nedir? Çünkü sen cahil olmayan Biriyle yüz yüzesin; asla gâfil olmayan Biri seni gözetliyor! Dinini tedavi etmeye bak, çünkü dinine hastalık girmiş! Kendine azık hazırla zira uzak bir sefere çıkıyorsun! Yerde ve göklerde hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz vesselam.”
İmam Evzâî (ö.157) şöyle demiştir: “Allah hiçbir şeye, bir âmili (yönetici) ziyaret eden âlimden daha fazla gazap etmez.” Sahabî Muhammed b. Mesleme ise “Pisliğin üzerindeki bir sinek, bunların kapılarındaki hâfızdan daha iyidir” demiştir. Rasulullah (sav), bir zalime dua eden, kendi arzında Allah’a isyan edilmesinden hoşlanıyor demektir buyurmuştur.
Görüldüğü üzere, İmam Zuhrî’den bu yana hemen hiçbir şey değişmemiştir. Günümüz kravatlı sultanlarının sarayları, etraflarında fır dönen Zuhrîlerden geçilmemektedir. Kitabımıza göre en büyük zulüm şirktir. Öyleyse en büyük zulmün demokrasi, laiklik, liberalizm, feminizm, hümanizm gibi haramî kavramlar olduğunu söylemeye bir engel var mıdır? Çağdaş Zuhrîler ise bu hakikatin üzerini örtmek için bahşiş almaktadırlar. 15 Temmuz gününde, Muhammed b. Mesleme’nin bahsettiği sineklerden biri kovuldu, diğerleri vazifeye devam etmektedirler.
İslam’ı felç etmek üzere hazırlanmış liberal-demokrat zehirler muhafazakâr demokrat bir reis ve partisi kanalıyla ‘müslümanım’ diyen halka kepçe kepçe içirilmektedir. Allah’ın Kitabı yerine, sözünü ettiğimiz ideolojiler; Rasulullah’ın sünneti yerine bilim ve teknoloji putu ikame edilmiş durumdadır. Bir taraftan Allah’a ve Rasulüne aşk mektupları yazılırken, diğer taraftan Allah’ın ahkamı Avrupa Birliği mahreçli insan hak ve özgürlükleri içerikli mevzuata satılmış durumdadır. Allah ise hepimizi ateşle uyarmakta ve son sözü söylemektedir: Zulmedenlere meyletmeyin!