13 Ağustos 2022 - Cumartesi
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • Küçük Müslümanlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • Küçük Müslümanlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Venhar Özel

Verdiklerinize Karşılık Çaldıklarınızı da Söyleyin

Yaşadığımız çağda bize bütün bildiklerimizi unutturup yep yeni bir hayat bağışlamak istiyorlar. Bize sürekli verdikleri yeni hayatlardan bahsediyorlar ama karşılığında bizden ne aldıklarını ise hiç söylemiyorlar.

Yazar: Bünyamin ZERAN
23 Mayıs 2021
Kategori: Venhar Özel
0 0
1
Verdiklerinize Karşılık Çaldıklarınızı da Söyleyin
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

Yaşadığımız çağda bize bütün bildiklerimizi unutturup yepyeni bir hayat bağışlamak istiyorlar. Bize sürekli verdikleri yeni hayatlardan bahsediyorlar ama karşılığında bizden ne aldıklarını ise hiç söylemiyorlar. Adil bir pazarlığa benzemiyor yapılan bu iş. Bizden bizi inşa edecek olan her şeyi alıyorlar. İnançlarımızı, düşünme biçimlerimizi, dostluklarımızı, aile biçimlerimizi, akraba ve komşuluk ilişkilerimize varıncaya kadar ne varsa hepsini. Verin bize iyi olan yanlarınızı ne varsa diyorlar ama karşılığında bize sundukları ise kendi tutarsızlıkları, arsızlıkları, hırsızlıkları ve alaycı tavırları oluyor. Biz Allah’a verilecek hesap korkusuyla ve Allah’ın bize vadettiği güzellikleri umarak yaşamayı kendimize kıstas saymışken bize artık özgürleşin diyorlar. Özgürleşmek süslü, çekici bir kelime olarak büyülüyor bizleri. Neyden özgürleşelim de neye kul olalım bilemiyoruz. Hazlar diyorlar, bireycilik diyorlar, hümanizma diyorlar ve daha ne çok süslü kelimelerle üstümüze üstümüze geliyorlar. Onlar bireycilik dedikçe biz “isar” diyoruz, onlar haz dedikçe biz “takva” diyoruz ve başlıyor kavramların kavramlarla savaşı. Bu aynı zamanda Allah’la diğer tüm tanrıların savaşına dönüşüyor. Biz Müslümanız ve Müslüman olarak ölene dek Allah’ın yanındayız diye haykırdığımızda siperlerini tanrılar lehine değiştirenler yobazlıktan, gericiliğe, çağdışı kalmakla ve ağız dolusu bütün lanetleriyle bizleri aşağılamaya devam etmektedirler.

Kaybettiği şeyi hatırlamaya çalışmalı insan. Zira kaybettiğini sandığı şey aslında kendisinden çalınmıştır. Çalınan şey kıymetli olduğu için çalınmıştır. Bizim değerlerimiz inançlarımızın inşası ile kazanılmış şeylerdir. Bizden değerli olanı alıp imitasyonları bize şirin göstererek yeni bir insan yaratma isteklerinin ardında kuşkusuz kendi hegemonyalarını inşa etmeye çalışan bir aklın olduğunu göstermektedir. Hiç kimseye hesap vermek zorunda değilsiniz, vicdanınız size kılavuzluk yapar diyenler tüm vicdanları yok etmekle meşguldürler. Zira onların vicdan diye tarif ettikleri şey içi kof, korkularla örülmüş, tehditlerle susturulmuş ve artık fıtratın olması gereğinden uzak biçare bir duruştur. İşte böylesi bir vicdanı inşa edebilmeleri için insanlık var olduğu günden bu güne çalışmaktadırlar. Çin, Doğu Türkistan’da Uygurlu Müslümanlara tecavüz ederek, çocukları ailelerinden koparıp ateist Çinli ailelere vererek ve direnen Müslümanları katlederek yapmakta. ABD ve Avrupa gibi kan emiciler yer altınca ve üstünce zengin ülkelerin kaynaklarını sadece seçkin beyazlara kazandırarak o ülke halkının açlıktan ölmesini, madenlerde köleleşmesini seyrederek yapmaktadır. İsrail, milyonlarca Filistinliyi sürgün ederek, öldürerek, yokluğa mahkum ederek yapmaktadır bunu. Yönünü Batı ve ABD paralelinde tutan Türkiye gibi işbirlikçi ülkelerde kendi ülkesinde seküler kanunlar ihdas edip, liyakat esasından çok torpili merkeze koyarak, herkes için adil bir yasa ve yargıdan çok zenginlere ayrıcalıklı tutumlar sergileyerek ve halklar arasında gelir seviyesinde uçurumlar oluşturarak bir kısım insanların intiharlarını, iflaslarını, cinnet geçirmelerini, geçinmek için fuhuş dahil her türlü fuhşiyatı meşru görmelerini seyrederek yapmaktadırlar. Üstelik tüm bunları herkesin gözü önünde ve alenen yapmaktadırlar. Kendilerini kısıtlayan ne bir yasa, ne bir mahkeme, ne de bir güç vardır. Adeta tüm tanrılar bu soysuzluğu alkışlamakta ve bu soysuzluğu yapanları üstün insan ilan etmektedirler. Bütün propaganda araçlarıyla zihin işgallerine sürekli olarak devam etmekteler. Böylece yeni bir insan tipini ve bu insanda var olacak yeni vicdan türünü kolayca inşa edebileceklerini düşünmektedirler. Bunda başarısız da sayılmazlar doğrusu.

İnsan tüm bu sömürülmenin ve hengamenin içinde kaybettiği şeyi düşünecek bir aklı inşa edecek dinginliği kendisinde bulamamaktadır. Özgürlük, kaostan beslenmekte olup her türlü fuhşiyatın alenen işlendiği ve insanı düşünen bir kul yapacak her türlü sınırları yasakladığı bir alan içinde meşruiyet kazanmıştır. Fincancı katırlarını ürküttüğünüzde hangi sistemin adamı olursanız olun ve hangi rejim veya “medeni” ülkede yaşarsanız yaşayın özgürlük tanrılarının gazabına uğramanız kaçınılmazdır. Öyleyse kaybettiğimiz değerlerin ardına düşmeli ve onları bulduğumuzda neyi kazanacağımızı görmeliyiz. Onlar yani tanrıların adamları bizleri hakikatle bağ kuracak her şeyden uzaklaştırarak bir simülasyon içinde yaşatmanın mücadelesini vermektedirler. Bize siz hastasınız dediklerinde bizim hasta olduğumuza inanmamız için hastalığın tüm semptomlarını tüm kamuoyu önünde üzerimizde deneyleyerek göstermektedirler. Çünkü onlar kendilerini bizim üzerimizde bir tanrı olarak görmektedirler. İşte bunun için bu tanrılar ve onların yardakçıları olan Firavunlar  insanları hastalandıran ve hastalandırdıklarında aşılarıyla/kimyasal ilaçlarıyla insanlara şifa veren, verdikleri ekonomik destek paketleriyle yaşatan ve kestikleri cezalarla öldüren, öğüten, insanları istedikleri zaman evlere tıkarak ve istedikleri zaman insanların lütfedip dışarı çıkmalarını sağlayarak “özgürlüklerin” ellerinde olduğu gerçeğini insanlara sürekli hatırlatan merhameti ve gazabı sonsuz bir Rab olarak insanların tepesinde esip gürlemektedirler.

İnsanın hakikatle bağını kurmasına engel olan kim olursa olsun, hangi ideoloji olursa olsun korkaktır ve kendine güveni yoktur. İslam, insanın hakikatle bağını kurabilmesi için ona geniş bir alan verir. İman edenin deliliyle iman etmesi küfredenin de deliliyle küfretmesini alenen ilan ederek meydan okur. İslam insanı haysiyetli davranmaya, adil olmaya, emaneti ehline teslim etmeye, ne zengin olduğu için yaranmak adına ne de fakirdir diye acımak adına adaletten uzak tutmaz. Kazancını birbiri için harcayan bir toplum inşa ederek sınırsız zenginleşmeyi değil ihtiyaçtan arta kalanı paylaşabilen bir topluluk inşa eder. Bize unutturmak istedikleri şey hakikat bilincidir. Oysa bize unutturmayı istedikleri şey bizim insan olarak anılmayı hak edeceğimiz değerlerdir. Zulme sessiz kalmayan, Allah’ın dinini yeryüzünde ikame etmek için mücadele veren, yoksulu, yoksunu, yolda kalmışı gözetip koruyan, her türlü fuhşiyatın önüne geçip insanların köleleştirilmeyeceği bir dünyayı var etmeye çalışan, akraba, yandaş, eş/dost kayırmacılığı yapmadan herkesi kendi çabası ve gerçekliği içinde görüp değerlendirebilen bilinci inşa etme çabasını unutturmaya çalışmaktadırlar. Bizden sürekli onurumuzu, haysiyetimizi, namusumuz olarak bildiğimiz şeyleri, çocuklarımızın zihinlerine varıncaya değin her şeyi ama her şeyi almaktalar. Lakin bu aldıklarını hiç bir zaman söylememektedirler. Anca verdikleri konforu, özgürleştirilmiş bedensel doyumsuzlukları, kısa yoldan zengin olmaları ve her türlü ahlaktan arındırılmış köşe kapmacaları konuşmaktadırlar. Hasta, boğazına kadar borçlu ve herkesin en az bir fuhşiyatla tanımlandığı dosyaları olan bir insanlık var etmektedirler ki bu insanlara istedikleri her şeyi yaptırabilecek bir güce erişebilsinler.

Müslümanlar, hakikatle bağını sürekli olarak koruyabilenlerdir. Adil olmayan pazarlıklar içinde elini, kalbini kirletmeyenlerdir. Her türlü şeytani vaadlere karşın “bize Allah ve resulü yeter” diyenlerdir. Simsiyah bir dünyanın içinde bembeyaz bir noktadır. İnsanlardan değerlerini çalanlara karşı sürekli teyakkuzda ve onlara karşı vahyin bilinciyle mücadele içinde olanlardır. Müslümanlar var olduğu sürece dünyanın tüm tanrıcıkları ve onların işbirlikçi uşakları da bir araya gelse insanların hakikatle kuracakları bağı yok edemeyeceklerdir. Tanrıların kelimeleri tükenir, kavramları kof bir kütüğe dönüşebilir ama Allah’ın kelimeleri asla tükenmez ve kavramları hayat pınarı olarak kıyamete kadar insanların gönlüne akmaya devam eder. Müslümanlar, siperlerinde Allah için ayak direyenlerdir. Süslü kelime ve kavramların ardında kaybolmadan varlık bilincini sürekli canlı tutanlardır. İşte bu yüzdendir ki kendilerine bir şey vaadedenlere bizden neyi istiyorsunuz da karşılığında bunları veriyorsunuz diye sorgulayıcı zihnini hep açık tutanlardır. İşte bu yüzdendir ki sayılarımız az olsa da zulmedenlere karşı hiç bir zaman kaybetmeyiz. Yeryüzünde bir tane müslüman bile kalsa insanlığın hakikatle bağını kuracak bir zihin hala yaşıyor demektir. Bu da zalimlerin tahtına ateş vermek için yeterli bir sebeptir. Çin, ABD, Siyonist Yahudiler, Rusya, Batı devletleri ve bunlarla iş tutan tüm işbirlikçi devletlerin sahih İslam düşüncesine ve müntesiplerine karşı giriştikleri yüzyıllardır amansız savaşlarına rağmen üstelik ellerinde onca gelişmiş silah, ideolojik baskı aygıtları ve milyar dolar paraları varken çaresiz kalmaları buna örnektir. Müslümanlar bilirler ki Allah’a kul olmak demek tüm tanrıların köleliğinden kurtularak yalnızca tek olan Allah’ın iradesine teslim olarak başta kendisi ve tüm insanlık için güzel bir ahlakla umut olabilmek demektir. Selam, varlık bilincini her daim kuşanan ve değerlerini kıymetsiz bir paha karşılığında satmayanlaradır.

Çok Yorumlanan 1

  1. Süleyman DİLMEN says:
    1 sene önce

    Allah razı olsun.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Fıtrat-ı Beşer Din İle Kaimdir

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

Bazı Önemsiz Şeyler

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

İnsanın Allah İle Olan İlişkisi

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Kervan Mı Ordu Mu?

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

İslam Nasıl Bir Dindir?

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Tarihi Taşlamak Yerine Kendimizle Yüzleşelim!

Abdi KEÇELİ
Abdi KEÇELİ

Matbuat Alemindeki Hayatım Ve İstiklal Mahkemeleri

Ahmet ALTINOK
Ahmet ALTINOK

Tepkiselliğin Müslümanlar Üzerindeki İzdüşümü

Yazarın Diğer Yazıları

  • İnsanın Allah İle Olan İlişkisi
    3 Ağustos 2022
  • Unutmak Ve Hatırlamak
    27 Haziran 2022
  • Bayramın İçinde Bir Çocuk
    2 Mayıs 2022
  • Mehmet Kantar Ağabeyin Ardından
    21 Mart 2022
  • İslam Teslim Olan Değil Teslim Alan Bir Dindir
    6 Mart 2022
  • Gerçeğin Ötesine Taşmakla Hakikatle Bağını Koparmak Arasında Kalmak!
    4 Ocak 2022
  • Şair, Mütefekkir Sezai Karakoç Vefaat Etti
    17 Kasım 2021

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
    • Alıntı Makale
    • Alıntı Söyleşi
  • İslam Dünyası
    • Filistin
    • Suriye
    • İran
    • Irak
    • Arakan
    • Pakistan
    • Yemen
    • B.Arap Emirlikleri
    • Diğer
  • Dünya
    • Ortadoğu
    • Amerika
    • Avrupa
    • Asya
    • Afrika
    • Diğer
  • Türkiye
    • Aile ve Çocuk
    • Aktüel
    • Eğitim
    • Ekonomi
    • Kültür & Sanat
    • Siyaset
  • Tavsiyelerimiz Var
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist