بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
وَمَا كَانَ جَوَابَ قَوْمِه۪ٓ اِلَّٓا اَنْ قَالُٓوا اَخْرِجُوهُمْ مِنْ قَرْيَتِكُمْۚ اِنَّهُمْ اُنَاسٌ يَتَطَهَّرُونَ
Kavminin cevabı: Onları (Lût’u ve taraftarlarını) memleketinizden çıkarın; çünkü onlar fazla temizlenen insanlarmış! demelerinden başka bir şey olmadı. (Araf/82)
Toplumsal Cinsiyet Eşitlikçilerine Söylüyoruz; “Temiz Kalmak İstiyoruz…”
Bu sözler; “Sizden önce âlemlerden hiçbir kimsenin yapmadığı çirkin işimi yapıyorsunuz? Hakikaten siz kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Hayır, siz haddi aşan bir toplumsunuz.” diyerek içinde yaşadığı toplumu uyaran Allah elçisi Lut’un (a.s.), azgın kavminden aldığı cevaptır.
Bu konuda hafızalarımızı Kur’an’dan tazelersek, Hz. Lût’un; Hz. İbrahim’in tebliğini kabul ettiği (Ankebût, 29/26) ve kendisine ilim verildiği, salihlerden olduğu ve ilâhî rahmete kabul edildiği (Enbiyâ, 21/74, 75) ifade edilen Lut (a.s.) kavmine; Allah’a karşı gelmekten sakınmalarını, kadınlar yerine erkeklerle beraber olmalarının büyük ahlaksızlık ve günah olduğunu bildirmiş, bundan vazgeçmelerini istemiştir. Kavmi ise işlerine karışmaya devam ettiği takdirde sürgün edileceğini söylediği gibi, “Eğer doğru söylüyorsan bizi tehdit ettiğin azabı getir.” diye kendisine meydan okumuştur. Bunun üzerine Hz. Lût onların yaptıklarının vebalinden kendini kurtarması için Allah’a dua etmiştir. (A‘râf 7/80-81; Şuarâ 26/160-166; Neml 27/54-55; el-Ankebût 29/28-30)
Hz. Lut’un duasını kabul eden Allah ahlaksız kavmi helak etmek üzere, genç ve yakışıklı birer erkek suretinde meleklerini göndermiştir. Melekler, Hz. İbrahim’e İshak’ın doğumunu müjdelemişler, ayrıca Lût kavmini helâk etmek üzere geldiklerini haber vermişlerdir. (Hûd 11/69-70; Hicr 15/57-58; Ankebût 29/31)
Hz. Lut’un ısrarla misafirleri isteyen kavmine kızlarıyla evlenmelerini teklif etmesi, onların cinsî sapıklığı bırakarak kavminin kızlarıyla evlenmeleri veya kendisinin evli olmayan kızlarını nikâhlamaları şeklinde yorumlanmaktadır. Çünkü kavminin yaptığını kötülük ve pislik olarak niteleyen Lut ailesi, ahlaksız kavmi tarafından alay maksadıyla “temiz kalmak isteyen insanlar” olarak takdim edilmiştir. (Neml 27/56)
İşte, Ademoğlu’na yarattığı temiz ve pak eşleri helal kılmasına rağmen, Lut (a.s.)’ın kavminin bu rezil ve utanç verici amellerinden vazgeçmemeleri ve Allah’ın saygın elçisini sürgünle tehdit etmelerinin Kitap’ta anılması, “Cinsiyet Eşitliği” projeleri ile yankılanan günümüze ne kadar da değerli mesajlar taşıyor!
İstanbul Sözleşmesi adı verilen yasanın, sûret-i özgürlük(!) ile nasıl da yeryüzünün fesadında kullanılmak istendiğini, Lut’un (as) temiz ailesinden olan her mümin kabul edecektir. Rabbimizin tam olarak buyurduğu gibi; “kadına şiddetin önlenmesi” gibi dünya hayatı ile ilgili sözleri hoşumuza giden fakat dinin en yaman düşmanları olan bu kimseler, yeryüzünde bozgunculuk çıkartmakta, nesli bozmaya çabalamaktadırlar. (Bakara 204-205)
Dünya ve Türk medyası her gün harıl harıl bu fahşa hareketinin üçüncü cinsiyet olarak benimsenmesi ve yüzyıllar öncesinde bir kavmin helakına neden olan ve Allah’ın kesin bir dille haram kıldığı fiilin bir tercih(!) olarak minimalize edilmesi için nasıl da var gücü ile çalışmaktadır. İstanbul Sözleşmesi’nin içerisine (geleneksel toplumun reaksiyoner tutuculuğundan bir nebze de olsa çekindiklerinden olsa gerek) yerleştirilen, güya kadın haklarını koruyucu maddeler tamamen illüzyondur. Sözleşmeyi dikkatle inceleyenlerden akademisyen Mücahit Gültekin (Allah ondan razı olsun), işte bu altın kase içerisinde sunulmuş zehrin içeriği ile ilgili ciddi yazılar kaleme almış ve konferanslar vermiştir.
İslam ahlakının ve Rabbimizin bizlerden istediği aile yapısının ar damarını çatlatarak, eşcinselliği meşrulaştıran ‘yeni bir dünya’ formatına çoktan girilmiş gibi görünmektedir. Bu uğurda kurulan vakıflar, dernekler; çekilen filmler, reklamlar…..v.s. her yanımızı sarmıştır. Bir dönem ETCEP adıyla bilinen ve okullarda uygulanmaya çalışılırken tepki alan Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği projesi de aynı sözleşmenin uzantılarından idi. Avrupa ve ABD’de eşcinsel çiftlerin, başkalarının çocuklarına el koyarak sahiplendikleri haberleri gelmektedir. Üstelik bu çocuklar arasında ümmetin evlatları da olduğuna adir video haberle dolaşmaktadır. Bu fahşa yuvalarından, tabii ki yine İslam erleri değil, fahşa nesilleri gelecektir. Rothchield ve Rockfeller ailelerinin de destek verdiği bu projeden tam olarak da amaçlanan da zaten budur; neslin ifsâdı…(Muhakkak ki Allah, en doğrusunu bilendir)
Tevrat kaynaklarına göre M.Ö.1800’lü yıllarda yaşayan bir kavmin çirkinliği yeniden nüksetmiştir etmesine de; “temiz kalmak isteyen”lere verilen cevaplar değişmiş midir? Medya organları ve -sözümüz onlara- adına STK denen bazı örgütler (ve şimdilerde barolar) , var gücü ile bu harekete savaş açanları sürgün edebilmenin peşine düşmüştür. Özgürlükleri(!) engelleme ve kadın düşmanlığı gibi kullanışlı silahlarla, Lut’un temiz soyundan gelen hatırlatıcılar vurulmak istenmektedir.
Ama şunu unutmayalım ki “Allah, bozgunculuğu sevmez…”