وَقَالَ اللّٰهُ لَا تَتَّخِذُٓوا اِلٰهَيْنِ اثْنَيْنِۚ اِنَّمَا هُوَ اِلٰهٌ وَاحِدٌۚ فَاِيَّايَ فَارْهَبُونِ
Allah buyurdu ki: İki ilah edinmeyin! O ancak tek ilahtır. O halde yalnız benden korkun! (Nahl Suresi 51. Ayet)
Kur’an’ın başından sonuna kadar üzerinde durduğu ana mesaj hiç kuşkusuz tevhit ve şirk yani Allah’ın tekliği meselesi. Eğer toplumlar her işini İslam’a göre düzenlemiş olsaydı belki de rabbimiz bu kadar tek ilah vurgusu yapmayacaktı kitabı keriminde! Ama ayetin de belirttiği gibi Allah’tan başkasına duyulan korku, güven ve sevgi insanın yapısal özelliğinde olmakla beraber özellikle de modern zamanlarda tevhit düşüncesini karartmıştır. Bunun içindir ki yarattığı varlığı en iyi bilen yüce rabbimiz insanı tekrar tekrar uyarma ve öğüt verme gereği duymuştur ve korkulması gerekenin yalnız kendisi olduğunu belirtmiştir. Söz konusu tevhit olunca şu mübarek günlerde Gazze’li kardeşlerimizi hatırlamazsak bir şeyler eksik kalır kanaatindeyiz. Çünkü orada Kur’an ayetleri her gün ince ince tefsir edilmektedir. Tüm dünyanın Allah’tan başkalarından korktuğu ve sahte ilahların önünde secde ettiği bir zamanda/dönemde onlar dünyanın en azılı kafirlerine baş kaldırıp kıyam etmişlerdir. Onların bu şanlı ve şerefli kıyamına hem ramazan ayı hem biz hem de tüm dünya şahitlik etmektedir.
Eğer Filistin’in bu tevhit erleri günlük hayatlarına Allah’ın müdahale etmesini istemeselerdi inanın evleri başlarına yıkılmaz ve bu kadar zulme uğramazlardı. Sonuçta hepsi de Yahudileşir giderdi. Yani işin özünde onların tevhit akidesine sadık kalmaları birinci derece zulme uğramalarına sebep olmuştur. Bunun yanında elbette ki farklı etkenlerin olduğunu da biliyoruz. Ama asıl mesele onların Allah’tan başkasının yani Siyonistlerin ve tüm dünya kafirlerinin otoritesine boyun eğmemesi ve tek ilah olarak Alemlerin rabbinden başkasını tanımamaları diyebiliriz. Eğer bu insanlar, sözüm ona diğer İslam ülkelerinde yaşayan insanlar veya başlarındaki yöneticiler gibi dünyevi hesaplar peşinde koşsaydı onlarda tıpkı bizim gibi bu övgüleri hak edemezlerdi.
Kur’an’ın her sayfasında Allah’ın tek ilahlığına vurgu yapılması hiç kuşkusuz sosyal hayatta Allah’ın hesaba katılması içindir. Tersinden okuyacak olursak insanların sosyal hayat adını verdikleri yaşam biçimini İslam belirlemiyorsa orada tek ilahtan bahsetmek zordur. Biraz daha açarsak, hayatınızı O’nun koyduğu kurallara göre belirlemeyip sadece yeri ve göğü yaratan, yağmur yağdıran ve tabi afetleri meydana getiren bir ilah olarak algılamamız yanlış değil elbette ama çok eksik. Çünkü bu itirafı ve kabulü müşriklerde yapıyordu. Yani merhum İsmail Raci Faruki’nin dediği gibi tevhidi hayatın her alanına yaymalıyız ki nasıl bir ilaha iman ettiğimiz ortaya çıksın. Daha açık bir ifadeyle ticaretin, ekonominin, borsanın, altın ve gümüşün, güzel mesken ve arabaların ticaretinde Allah yok gibi işlem görüyorsa ilah anlayışınızı tekrar gözden geçirin. Bu anlamda Gazze’yi ve Gazzelileri anlamak için empati yapmak zorundayız. Onların Allah’a olan güvenlerini, dünya malına bakışlarını modernist ve seküler bir zihin yapısı anlayabilir mi? Zor. Her halükârda Allah bize yeter O ne güzel vekil diyebilen bu Gazze’li insanların eli de öpülür alnı da. Selam onların üzerine olsun.
Bugün yeryüzünün en büyük ilahı -ekonomi, teknoloji, borsa, gayri safi milli hasıla vs.- kim derlerse hiç çekinmeden ekonomi diyebilirsiniz. Çünkü tüm katliamlar ve cinayetler onun adına işlenir ve bütün tali yollar ona çıkar. Bunun için ateşe attık Gazze’li çocuk ve kadınları. Ve bunun için yaktık onları diri diri fosfor bombalarıyla. Kur’an bize şu uyarıyı yapmasına rağmen: “De ki: ‘Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, aşiretiniz, Kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve beğendiğiniz meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve O’nun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah, fasık topluluğu doğru yola erdirmez.” (Tevbe:24). Evet açık açık korktuk, yeryüzünün sahte ilahları insanların yüreklerine korku saldı ve bir parmak sallamasıyla hepsini sus pus etti. Peki Allah’tan başka ilah edindiğini kabul eden var mı şu alemde?! Bu soruya halkları bırak iki yüzlü liderler bile tepki gösterir. Ama yaşanan hakikat bu. Teori de Allah’tan başka ilah kabul eden asla çıkmaz ama pratik hayatta insanların neye teveccüh ettiğini, neyle huzur bulduğunu, neye ve kime güvendiğine bakarsanız nasıl bir Allah’a ve nasıl bir ilaha yaslandığını, güvendiğini ve neyle huzur bulduğunu çok açık görürsünüz. Son olarak Nahl Suresi 51. ayetin kardeşi olan Bakara ayeti ile bitirelim. “İlahınız tek bir Allah’tır. O’ndan başka ilah yoktur O, rahmandır, rahimdir.” (Bakara:163).