Hızlı tren tarihinin büyük kazası 3 Haziran 1998’de Almanya’da, Aşağı Saksonya Eyaleti’nin Eschede kasabasında meydana geldi. Hannover-Hamburg seferini yapan hızlı tren (ICE) 200 km hızla Eschede kasabasına geldiğinde raydan çıktı. Kazada 101 kişi öldü, 88 kişi yaralandı. Kazanın nedeni hızlı trenin bir vagonunda bulunan metal tekerleklerden birisinin kopması. Kopan tekerleğin metal parçaları zeminden fırlayarak adeta bir kılıç gibi vagon içindeki iki koltuğun arasından çıktı. Bunu gören yolcular görevli kişiyi haberdar etti. Görevli gördüğü sıradışı manzaraya rağmen emniyet frenini çekmedi, çünkü yasal olarak emniyet frenini çekmesi için hatanın nedenini anlaması gerekiyordu. Ancak hatanın nedenini anlamasına zaman kalmadan tren 1 dakika 43 saniye içinde rayladan çıktı ve hızlı tren tarihinin en feci kazası yaşanmış oldu.
Raylardan çıkan trenin üçüncü vagonu üst geçite çarptı ve bunu arkadaki vagonlar takip etti. Olay yerine gelen ilk yardım ekiplerini bir felaket görüntüsü bekliyordu. Kanlar içinde yerde yatan ölü ve yaralılar, harabe haline gelmiş vagonlar ve çarpmanın etkisiyle çöken üst geçit dehşetli bir görüntü sergiliyordu. Kazadan kurtulan yolcular ise şok içinde olay yerinde dolaşıyordu. Bu kaza yıllarca Alman kamuoyunu meşgul etti. Tekerlerin bakımının yeterli şekilde yapılmadığı, bilgisiyardan gelen uyarıların dikkate alınmadığı ve kazaya yol açan metal tekerin sisteme kayıtlı olmadığı şeklinde gerçekler zamanla ortaya çıktı.
Gerçi kazanın nedeni bulundu ama sorumlular bulunamadı. Alman tren idaresi faciada hayatını kaybedenlerin yakınlarına bugünkü parayla 15’er bin euro tazminat ödedi. Alman tren idaresi ve teker üreticisi firmaya karşı açılan dava ise 2003 yılında düştü. Kaza sonrası hesaplanamayan metal aşınmalarına karşı tedbirler artırıldı. Denetimler daha da sıklaştırıldı. Ancak ön gürülemeyen sorunlar her zaman çıkabiliyor ya da aynı hatalar tekrar tekrar yapılabiliyor. 1998 den sonra yaşanan bu büyük tren kazasından sonra Almanya’da yüzlerce tren kazası daha yaşandı ve yüzlerce insan hayatını kaybetti.
***
Tren kazalarının ana nedenleri aslında klasik: Sinyalizasyon hatasından kaynaklanan sorunlar neticesinde raylar üzerinde başka trenlerin fark edilememesi, hemzemin geçitlerdeki hatalar ve aşırı hız. Bunun haricinde öngörülemeyen örneğin raylar üzerinde yabancı maddelerin bulunması ve daha önce yaşanmamış malzeme hataları da var. Almanya gibi kontrol hastası bir ülkede hele Eschede gibi acı bir tecrübe yaşandıktan sonra hâlâ ölümlü tren kazaları yaşanıyor olması şaşırtıcı gelebilir. Ancak tren yolu hava yolu gibi hassas şekilde kontrol edilmiyor. Malzeme ve personel konusunda hava yollarında gösterilen hassasiyet gösterilmiyor.
Ankara’da yaşanan tren kazası da, en güvenli ulaşım sistemi olarak bilinen tren yollarının kontrol ve güvenlik konusunda zaafiyet yaşanması durumunda ne denli büyük bir tehlike barındırabileceğini bizlere acı bir şekilde hatırlattı. Hele süratle hayata geçirilen yüksek hızlı tren projelerinde, gerekli işletme kültürünün de en az projenin kendisi kadar önemli olduğu, yeni teknolojileri hızla uygulamaya sokma isteğinin, uzman personel ve güvenli altyapı çalışması ile paralel yürümesi gerektiğini apaçık ortaya çıkardı.
Daha Tekirdağ’da 24 kişinin hayatını kaybettiği kazanın izleri hafızamızdayken, Ankara’da yine benzeri bir büyük ihmal sonucu meydana gelen kaza, dikkatlerimizi kalite ve güvenliğe yöneltmeli. Tekirdağ faciası gibi bu faciayı da hamaset sınırını aşmayan eleştiri ve savunma psikolojisiyle geçiştirirsek, yeni facialara da gönüllü davet çıkarıyoruz demektir. Büyük ihmaller ve trajik sonuçlarla yeniden karşı karşıya kalmamak, yaşanan acı toplumsal tecrübelerden ders çıkarmak kabiliyetimizle direkt alakalı.
Karar / Mikdat Karaalioğlu