21 Mayıs 2022 - Cumartesi
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • Her Güne Bir AyetRAMAZAN ÖZEL
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • Her Güne Bir AyetRAMAZAN ÖZEL
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Alıntılar Alıntı Makale

Suriye’yi kazanmak

''Arap Baharı'' denilen bölgesel türbülans sürecinin öğrettiği en keskin gerçeklik, Ortadoğu coğrafyasında “ilkeli ve tutarlı siyaset” diye bir kaygının bulunmadığı. Bütün oyuncu ülkeler, duruma ve gidişata göre çok hızlı politika değiştirebiliyor. Bunun sonucu olarak da, müttefikler ve ittifaklar da asla kalıcı ve sürekli olmuyor. Yeni dönemde sahadadaki varlığımızı sürdürürken, bu dersi aklımızdan hiç çıkarmamak en doğrusu olacaktır.

Yazar: Venhar Haber
2 Ocak 2019
Kategori: Alıntı Makale
0 0
0
Suriye’yi kazanmak
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), 2011’de kapattığı Şam’daki büyükelçiliğini geçtiğimiz günlerde resmen yeniden açtı. Günlerce öncesinden dünyaya ilân edilen açılışın, Beşşar Esed yönetimi tarafından büyük bir sevinçle ve gururla karşılandığını, “diplomatik zafer” olarak algılandığını söylemeye gerek yok. Esed hükümeti, Arap dünyasının en etkili aktörlerinden birini yeniden yanına çekmeyi başararak, kendi açısından kazanım elde etmiş oldu.

BAE yetkilileri, yaşanan gelişmenin gerekçesini, “Suriye’yi yeniden Arap dünyasına kazanmak ve Arapların iç meselelerine bölgesel yabancı güçleri karıştırmamak” şeklinde açıkladı. BAE kabinesinde dışişlerinden sorumlu bakan olarak görev yapan Enver Gargaş’ın “bölgesel yabancı güçler” atfındaki açık hedefin İran ve özellikle de Türkiye olduğu, su götürmez bir gerçeklik.

“Suriye’yi kazanmak” yolunda adım atan Arap ülkeleri sadece BAE ile sınırlı değil. Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir, geçtiğimiz ayın ortasında aniden Şam’ı ziyaret ederek, “2011’den bu yana Suriye’ye giden ilk Arap devlet başkanı”unvanına kavuştu. Arap Birliği, savaşın başında üyeliğini askıya aldığı Suriye’nin yeniden birliğe dönmesi için önümüzdeki haftalarda resmen düğmeye basacak. Suriye’nin güney komşusu Ürdün, kara sınırını açarak “normalleşme”yi çoktan yürürlüğe koymuştu. Geçtiğimiz günlerde, Tunus’la Şam arasındaki havayolu köprüsü de yeniden kurularak, uçak seferleri uzun bir aranın ardından tekrar başladı. Cezayir, Mısır, Umman gibi Arap ülkeleri, Suriye ile temaslarını zaten hiç kesmemişlerdi. Keza, Filistin Yönetimi de Esed hükümetiyle hep sıkı çalıştı. Mahmud Abbas, katliamların devam ettiği sıcak günlerde Şam’ı bile ziyaret etti hatta.

Savaşın ilk evresinde neredeyse bütün dünyanın lânetlediği Beşşar Esed ve iktidarının, bilhassa Arap yönetimler nezdinde şimdi yeniden kıymete binmiş olmasını, üç cümleyle izah etmek mümkün: 1) Rusya’nın olanca ağırlığıyla sahada yerini almasıyla birlikte, siyasetin de buna göre şekillenmesi, 2) Beşşar Esed’in muadili olabilecek bir lider veya kadronun meydanda görünmemesi, bazı muhtemel alternatiflerin ise “Esed’den daha tehlikeli” addedilmesi, 3) Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde artan etkinliğinin yol açtığı nefret ve telaş. (İran on yıllardır bölgede zaten. Son dönemdeki aceleciliğin, özellikle Türkiye alerjisinden kaynaklandığı anlaşılıyor).

Yeni bir yıla merhaba dediğimiz şu günlerde karşımızda duran manzaraya göre, Arap dünyasında ciddi bir Türkiye karşıtı defans oluşmuş bulunuyor. BAE ve Suudi Arabistan’ın domine ettiği Körfez İşbirliği Konseyi, merkezi Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde bulunan -dolayısıyla Suudilerin kontrol altında tuttuğu- İslâm İşbirliği Teşkilâtı ve merkezi Mısır’ın başkenti Kahire’de bulunan —dolayısıyla Mısır’ın tasallutundan vareste olmayan— Arap Birliği, bu defansın somut hale geldiği üç ana odak. “Suriye’yi kazanmak” temalı son girişimlerin, söz konusu defansı daha da pekiştirmek için olduğu gayet açık. Her üç odağın, aynı zamanda İsrail’le de sıkı bağlantıları olduğunu düşündüğümüzde, Türkiye’yi hedef alan kuşatma ağlarının Doğu Akdeniz üzerinden Kıbrıs ve Yunanistan’a kadar uzandığını fark etmek zor değil.

Türk dış politikasının aynı anda birden çok dalda, elindeki tüm kozları ve maharetleri sergileyerek dikkatle yürümesi gereken, riskleri bol bir sürece giriyoruz. Bu çerçevede, bölgesel birçok meselede birlikte hareket ettiğimiz ve frekansları uyuşturduğumuz Rusya ve İran’ın da, birinci öncelik olarak kendi bölgesel kazanımlarına odaklandığı gerçeğini gözden kaçırmamak icap ediyor. Her iki ülke için de “Türkiye’yi kazanmak” büyük önem arz ederken, bu durum aynı zamanda “Türkiye’yi seçeneksiz bırakmak” hedefini de içeriyor. Bu nedenle, uluslararası ilişkilerdeki ittifakların her zaman “dostluk” anlamına gelmediği hakikatini hep akılda tutmak gerekiyor. Türkiye’nin menfaatlerini ve sahadaki kazanımlarını korumak da başka türlü mümkün görünmüyor.

Rusların Ortadoğu politikası, ABD’nin Ortadoğu politikasından çok daha eski ve köklü. Rus diplomatların kazandığı tecrübe de aynı şekilde Amerikalılarla kıyas edilemeyecek biçimde kapsamlı ve derin. İran da keza aynı şekilde, on yıllardır bilfiil bölgede. İranlıların diplomasi alanındaki başarısı, kurnazlığı, seçenekleri çoğaltma hüneri ve tutarsızlık pahasına ray değiştirme hızı, bölgedeki hiçbir aktörle karşılaştırılamayacak seviyede. Türkiye’nin dış politika aktörleri, birlikte yürüdüğümüz Rus ve İranlı partnerlerimizle aynı masada otururken, muhatapların zihninden geçenleri okuyabilmek, bize ve biribirlerine karşı tasarladıkları hamleleri kestirebilmek ve buna göre pozisyon alabilmek durumunda.

“Arap Baharı” denilen bölgesel türbülans sürecinin öğrettiği en keskin gerçeklik, Ortadoğu coğrafyasında “ilkeli ve tutarlı siyaset” diye bir kaygının bulunmadığı. Bütün oyuncu ülkeler, duruma ve gidişata göre çok hızlı politika değiştirebiliyor. Bunun sonucu olarak da, müttefikler ve ittifaklar da asla kalıcı ve sürekli olmuyor. Yeni dönemde sahadadaki varlığımızı sürdürürken, bu dersi aklımızdan hiç çıkarmamak en doğrusu olacaktır.

Yeni Şafak / Taha Kılınç

Etiketler: Taha Kılınç

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Tribünlere Oynamak

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Hint Hilafet Hareketi

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Okuma(ma)nın Zararları

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

İslamcılığın Kurucu Kavramlarından İctihad

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

Gözyaşlarımızın Coşkusundan Doğar Suretlerimiz

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Bayramın İçinde Bir Çocuk

Ahmet ALTINOK
Ahmet ALTINOK

Tepkiselliğin Müslümanlar Üzerindeki İzdüşümü

Erdem ZERAN
Erdem ZERAN

Kültürel İkilik

Yazarın Diğer Yazıları

  • Entelektüel Yoksunluk
    20 Mayıs 2022
  • 6284 Aile Kurumunu Çökertiyor
    20 Mayıs 2022
  • Aracın Amaçlaştırılması
    20 Mayıs 2022
  • İslam Akledenin Dinidir
    19 Mayıs 2022
  • Yola Yolladım Seni
    19 Mayıs 2022
  • Allah’a Koşunuz…
    19 Mayıs 2022
  • ‘Tevhid Dili İle Ders Kitabı Yazmak Neden Önemli?’
    17 Mayıs 2022

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
    • Alıntı Makale
    • Alıntı Söyleşi
  • İslam Dünyası
    • Filistin
    • Suriye
    • İran
    • Irak
    • Arakan
    • Pakistan
    • Yemen
    • B.Arap Emirlikleri
    • Diğer
  • Dünya
    • Ortadoğu
    • Amerika
    • Avrupa
    • Asya
    • Afrika
    • Diğer
  • Türkiye
    • Aile ve Çocuk
    • Aktüel
    • Eğitim
    • Ekonomi
    • Kültür & Sanat
    • Siyaset
  • Tavsiyelerimiz Var
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist