Bir Hayaliniz Yoksa, Mutluluğu Geçmişte Ararsınız
Yaş ilerleyince insanların sürekli geçmiş yılları hatırlamasının ve konuşmasının bir sebebi vardır: Yaşı itibariyle gelecek için bir hayali yoktur artık.
Geçmiş yıllarda insanı gururlandıran, heyecanlandıran anıların anlatılması bizi mutlu eder. Oysa bu, sıkıntıları geçici olarak unutturur, avutur sadece.
İnsan hayalleriyle var olmaz sadece, onunla mutlu olur aynı zamanda. Bir hayaliniz, bir ütopyanız, gelecek kurgunuz varsa, onun varlığı sizi gerçek anlamda motive eder, huzur verir ve diri tutar.
GELECEK İÇİN HAYAL KURAMIYORUZ ARTIK
Sanırım en büyük kaybımız, bizim artık gelecek için bir hayalimizin olmamasıdır. Bu yüzden olsa gerek, çoğumuz geçmiş güzel yıllarımızı anlatıp, onun verdiği mutluluk ve huzur ile kendimizi avutuyoruz.
Genç bir siyasetçi, “2002 ruhuna” dönmekten, o ruhla çalışmaktan bahsetmişti önceki gün. Yaşı biraz daha ileri olan bir arkadaşım da “94 ruhu ile çalışmalıyız” dedi. Birçok kişiden, AK Parti’nin ilk on yılının nasıl muhteşem olduğunu dinledim son günlerde.
Benim kuşağım yazarları bir araya geldiğinde, entelektüel serüvenimizin muhteşem hikayesini konuşuyoruz hep. Ve bunu zaman zaman kaleme alan yazarlardan biriyim.
Dün, değerli dostum Nihal Bengisu Karaca’nın köşesinde yazdığı bu türde bir yazı, sanırım günün en çok okunan yazısı oldu. Nihal Hanım bu yazıyı yazarken hem ağladı, hem okuyanları ağlattı. Bizim kuşağın mutlu, mesut yıllarını, zengin entelektüel dünyasını daha iyi anlatan bir yazı olamaz sanırım. Lakin bu yazıdan yüreğimizin sızlamasının sebebi sadece mutlu günlerimizi kaybetmemiz değildir bence. Yeni mutlu günler hayal etmemizdir aynı zamanda.
İki gün önce çok önemli bir siyasetçiyle konuşurken, “Bizim büyük hayallerimiz vardı. Dünyayı değiştirecek ütopyanın peşinden koştuğumuz için Ankara’ya geldik” dedim. Sonra kendime sordum. “Peki o hayale ne oldu? Şimdi nedir ütopyan?”
Yaşı değil de sanki ruhu yaşlanmış insanlar gibi olduk. Gelecek için hayal kurmayı bıraktık. Geçmişin hatıralarıyla avutuyoruz kendimizi.
Oysa siyaset üstü, partiler üstü ne büyük hayaller kurardık. O hayalleri, 80’lerde, 90’larda kurduğumuz için, İki binlerde ortaya muazzam bir fikir, proje, vizyon ve enerji çıktı.
Peki şimdi hayal kurmuyorsak, ütopyamız yoksa 15-20 yıl sonra oraya ne çıkacak?
BİZİM SİYASET ÜSTÜ DERTLERİMİZ VARDI
Zihinlerimiz aşırı politize olduğu için konuyu siyasetin etrafında tartışmadan edemiyoruz. Eleştirince nedense orayı eleştirdiğimiz sanılıyor hep.
Oysa bizim siyaset üstü, partiler üstü dertlerimiz var. Ya da vardı.
Bugün yazarlarımızın, şairlerimizin, aydınlarımızın, edebiyatçılarımızın, müzisyenlerimizin en büyük sıkıntısı yeni şeyler üretememesidir. Buna eğitim kurumlarımızı, sivil toplum örgütlerimizi, cemaatlerimizi de ekleyin. Sebebi nedir? Politik prangalarımız var sanırım. Cemil Meriç’in ‘mağara’, Ali Şeriati’nin ‘zindan’ dediği, insanı hapseden kavramlara, ‘politika’yı da eklemeliyiz.
Bu yüzden zihinlerimiz özgür değil. Özgür olmayan bir zihin hayal kuramaz. Hayal kurmayınca, eski hayallerimize ve onun için yaptıklarımıza sığınıyoruz.
AMAÇSIZ İNSAN SÜRÜKLENMEYE MAHKUMDUR
İnsanın bir hayali varsa, amacı vardır. Amaçsız insan rotasız gemiye benzer. Denizde akıntı, rüzgar ne taraftan gelirse oraya doğru sürüklenir.
Bugün, “her devrin adamı, her iktidarın yalakası, gücün payandası” diye eleştirdiğimiz insanlar, rotasız gemilerdir. Bir hayalleri, bir ütopyaları ve amaçları yok. Rüzgar ne yandan kuvvetli eserse o yöne sürüklenirler.
Etrafınıza bakın, dünya adeta tufanı yaşıyor. Medeniyetler çöküyor, paradigmalar iflas ediyor, insanoğlu mutsuz ve huzursuz. Peki insanlığın kurtuluşu için inşa ettiğimiz bir gemimiz ve rotamız var mı? Ulaşmak için hayalini kurduğumuz yeryüzü cenneti neresidir? Sığınacağımız adanın, demir atacağımız dağın planları var mı elimizde?
YENİDEN KURTULUŞ GEMİSİNİ İNŞA ETMELİYİZ
Biz insanlığın yeryüzü ve öteki dünya mutluluğu için kurduğumuz hayallerin hala doğru olduğuna inanıyoruz. Belki bu hayalleri gerçekleştirmek için inşa ettiğimiz gemide ve çizdiğimiz rotada sorun vardı ve bu yüzden sürükleniyoruz.
Bu yüzden zihnimizi özgürleştirerek yeniden hayal kurmalı, yer yüzü cennetimizi kurgulamalı, sağlam gemiler inşa etmeli ve rotamızı çizmeliyiz.
Aksi takdirde hayalsiz, amaçsız yaşarsak, mutluluğu geçmişte ararız ve sürüklenmeye devam ederiz.
Yeni Şafak / Kemal Öztürk
HER HAYAL EDEN VEYA HER HEDEFİ OLAN DOGRU YOLDADIR VEYA İYİ ŞEYLER YAPIYOR VEYA HEDEFE VARACAK DİYE BİR SÖYLEM BANA DOĞRU GİBİ GELMİYOR. HEDEFE ANCAK İSTİKAMET ÜZERE OLANLAR VARIR VE BAŞARILI OLURLAR. HEDEFE VARMAK VE BAŞARI DEMEK DÜNYEVİLEŞME, MAKAM VE PARA DEMEK DEĞİLDİR. GERÇEK ZAFER TÜM OLUMSUZLUKLARA, YOKLUKLARAÖKORKUTMALARA VE İNSANİ KORKULARA RAĞMEN DOĞRU BİLDİĞİNİ YAŞAMAK SÖYLEMEK VE SAPMAMAKTIR…..
HEDEFLERİMİZİN VE YAPTIKLARIMIZIN SAĞLAMASINI VAHYE GÖRE YAPMAMIZ GEREKİYOR. İSLAMİ VERİLERE GÖRE DOĞRU OLUP OLMADIĞINI SORGULAMAMIZ GEREKİYOR. EĞER GİRDİ YALNIŞ İSE ÇIKTI YANLIŞ OLACAKTIR. YANLIŞ BİR HARİTAYLA VE ROTAYLA DOGRU BİR HEDEFE VARAMASSINIZ…
BİRİNCİ OLARAK VAHY EKSENLİ VE KORDİNATLI BİR HAYATIN BİZİ VE İNSANLIĞI KURTARACAĞINA VE GERÇEK ÇÖZÜM OLDUĞUNA İNANIYORSAK, HAYATA, OLAYLARA VE SİYASETE DAİR ÇİZİLEN ROTALARIN VE DURUM TESBİTLERİNİN NE KADARI İSLAMİ KORDİNATLARA VE PLANLARA GÖRE YAPILMIŞ OLDUĞUNU BELİRLEMEMIZ VE ORTAYA ÇIKARMAMIZ GEREKİYOR. YANİ YANLIŞ BİR BAŞLANGIÇ YAPMIŞ İSEK DOĞRU BİR YOLA VARAMAYIZ, BUNUN İÇİN BİR DURUM TESBİTİ YAPMAMIZ GEREKİR.BİZİM KENDİ AKIL, HEVES VE HAYALLERİMİZE GÖRE BELİRLEDİĞİMİZ HARİTALAR BİZİ YALNIŞ ROTALARA GÖTÜREBİLİR SONUÇ ZAFER DEĞİL HÜSRAN OLUR.
İKİNCİ OLARAK BENCE ŞU SORUYU SORMAMIZ GEREKİYOR BENİM ORTAYA KOYDUĞUM BU ROTA BELİRLEMELER VE TESBİTLER BENİM KENDİ AKLIMA, HEVESİME VE ŞARTLARIMA GÖRE BELİRLENMİŞ DOĞRULARMI YOKSA VAHYDEN KAYNAKLANAN DOGRULARMI. EĞER BÖYLE DEĞİLSE BİZ BİR YANILSAMA İÇERİSİNDEYİZ HAYAL GÖRÜYORUZ BU GEMİ VE ROTA BİZİ GERÇEK KURTULUŞA GÖTÜRMEZ, SONUÇ HAYALKIRIKLIĞI VE PİŞMANLIKLAR OLUR.
BİRİLERİNİN BİZE GERÇEKMİŞ VE SONUCA ULAŞTIRACAKMIŞ GİBİ GÖSTERDİĞİ, SONUCA ULAŞTIRACAK GİBİ POMPALADIĞI SÜSLEYİP PÜSLEDİĞİ (ALLAYIP PULLADIĞI) BU SANAL HALOGRAMLARDAN, HAYALLERDEN KURTULMAMIZ VE GERÇEĞE UYANMAMIZ GEREKİYOR.
GERÇEK VE TEK KURTULUŞ YOLU OLAN İSLAMDA REFERANSINI VE KORDİNATINI KURAN VE SAHİH SÜNNETTEN ALAN VAHY EKSENLİ, BİR YOL BULMA CİHAZINIZ OLMALI AYNEN NAVİGASYON CİHAZI GİBİ. BÖYLE BİR ROTA BELİRLEYİCİNİZ OLMASSA DÜZ YOLDA YOLUNUZU ŞAŞIRIRSINIZ. NUHUN GEMİSİ ZANNETTİĞİNİZ GEMİLER, ROTALAR VE SAHTE KAPTANLAR SİZİ EMNİYET VE SELAMET LİMANINA ULAŞTIRMAZ. FIRTINALARDA VE KARANLIKLARDA ÇER ÇÖP OLUR GİDERSİNİZ, AYNEN YUNUS GİBİ KOPKOYU KARANLIKLARDA, MADDİ VE MANEVİ SIKINTILAR İÇİNDE KALIRSINIZ VE KIVRANIRSINIZ.
YANLIŞ GEMİLERE HATALI ROTALARA GÜVENENLER YUNUS GİBİ YAPIP BEN HATA YAPTIM KENDİME ZULMETTİM DEYİP RABLERINE DÖNMELERİ GEREKİR OZAMAN ALLAHI, ONUN HİDAYETİNİ VE YARDIMINI YAKINLARINDAÖHEMEN YANLARINDA BULACAKLARDIR YOKSA BAKARA SURESINDE ANLATILAN İNSANLAR GİBİ ŞİMŞEK ÇAKTIĞINDA ANCAK YOLU GÖREBİLEN AMMA IŞIĞIN HEMEN SÖNMESİNDEN VE ŞİMŞEK SESİNİN KORKUNÇLUĞUNDAN DOLAYI ÖNÜNÜ GÖRDÜĞÜ HALDE ADIMINI ATAMAYAN İNSANLAR GİBİ SEFİL OLURLAR ESFELES HALİK IN OLURLAR.
EY AHİRET YOLCUSU GEL BİR DEFALIĞINADA OLSA TÜM SANA GÖSTERİLEN BU SANAL ŞEYLERE, ALLANIP PULLANAN GÖZ BOYAYAN ÜLLÜZYONLARA İNANMA ONLARA GÖZÜNÜ VE KALBİNİ KAPA ÇÜNKÜ SENİ BEKLEYEN FITRAT GERÇEKLERİ BUNLARDAN DAHA GÜZEL VE KALICIDIR, YÜZÜNÜ İSLAMA YANİ FITRATA DÖN TESLİM OL EŞREFUN HALİK IN OL YANİ İBRAHİM GİBİ HANİFLERDEN OL…….
05/02/2019 FERHAT SAVTEKIN /İZMİR