Müslümanlar Yemen’e neden sessiz?
Talip Özçelik
Aylardır Yemen hakkında bir yazı yazmak istiyordum.
Suud canileri ve etrafındaki çakallar sürüsü saldırılarına başladığı ilk günden itibaren Yemen’in Müslüman halkının mazlumiyetini her konu açıldığında gündeme getirdim.
Konuyu defalarca kimi dernek, vakıf, cemaat vs nezdinde hatırlatmamıza rağmen üç yıldır ne yazık ki ne müslümanların ne de medyanın gündeminde yer aldı.
Belki şöyle demek daha doğru olur medyanın gündeme almadığı konular, müslümanların gündeminde yer almıyor.
İslam coğrafyasına ilişkin olarak genelde medyanın gündeme alıp yaygınlaştırdığı konular ise küresel emperyalizmin çıkarlarına hizmet etmekte…
Emperyalist politikalar çıkarlar neyi gerektiriyorsa emri altındaki medya o konuları gündem yapıyor.
Onların gündemindeki konular ise yerel medya ve yayın organları tarafından işleniyor. Emperyalistlerle eşgüdüm-ortak işbirliği içerisinde hareket eden rejimler de onlara bağlı medya organları da aynı konuları gündem yapmaya başlıyor.
Mesela önceki yıllarda ABD ve Çin arasında bir kısım tartışmalar yaşandı. Çin’in Afrika’da enerji anlaşmaları yapması tartışmanın temel sebebiydi. Afrika’daki enerji kaynaklarını sömürülmesi, enerjinin hangi küresel şirketlerin kontrolünde olacağı kavgası sebebiyle ABD ve ona bağlı medya kuruluşları Çin’e saldırıya geçti. Çin yönetiminin diktatörlüğü, uygulanan baskı ve zülüm vs konular gündem olmaya başladı. O günlerde Doğu Türkistandaki Çin zülmü bir anda gündemimize girdi. Hükümet, medya, müslümanların gündemi bir anda bu konu ile yoruldu. Gösteriler açıklamalar basın bildirileri birbirini kovaladı küresel emperyalizmin emrindeki medya kuruluşlarının servis ettiği haberlerle yerel medya üzerine düşeni yerine getirdi.
Çin’in Müslümanlara zulmü ortak gündemimizle İslami insani sorumluluklarımızı yerine getirip ferahladık mutlu olduk tatmin olduk.
Konu batılı haber ajanslarının gündeminden düşünce bizim de ilgi alanımızdan çıktı.
Çin zulmü bitti mi ? Hayır.
(Şu günlerde Çin’in ABD’den aldığı petrolü bundan sonra İran’dan alacağını açıklaması üzerine Doğu Türkistandaki Çin zulmü önümüzdeki günlerde tekrar gündemimize girebilir sanıyorum.)
Bu bir tek örnek bile zihinlerimize varıncaya kadar işgal altında olduğumuzu göstermeye yeter. Bizleri zihinlerimizden duygularımızdan zincire vurup işgal ettikten sonra geriye çok bir şey kalmıyor, onların değirmenine su taşıyan gönüllü kölelere dönüşüyorsunuz.
Doğu Türkistan tek örnek değildir ondan çok önce benzer süreç Afganistan’da Irak’ta yaşandı. Sonra Libya ve Suriye’de. Libya ve Suriye kullanışlı Müslümanlar eliyle harabeye çevrildi. İslami insani hassasiyetlerimiz işbirlikçi rejimler ve işbirlikçi medya tarafından sonuna kadar kullanıldı, sömürüldü. Cihat aşkımız, zalime karşı durma, zulme karşı olma, İslami yardımlaşma, dayanışma, kardeşlik vs ne varsa hepsi sonuna kadar sömürüldü; emperyalist politikalar çıkarlar doğrultusunda…
Tabi şikayete ne kadar hakkımız olduğu tartışılır. Zira “sen eşek olursan semer vuran çok olur” demiş eskiler neden sömürmesinler ki…
Bir ülkenin sömürge olması bilinç ve zihinlerinin sömürge haline getirilmesi ile doğru orantılıdır. Biz rejim ve toplum olarak batının sömürgesi bir ülkeyiz. Hele karanlıklarının farkında bile olmayan ülke aydınları bu zihinsel sömürünün-sömürge olmanın gönüllülerdir. Bunlar “batının etki ajanlarıdır.”
Halbuki kelime-i tevhide inanan bir müslüman’ın ilk olarak zihinsel prangalarından kurtularak, tevhidin özgürlük iklimine girmesi gerekiyor. Zihinlerimize duygularımıza davranışlarımıza İslami ilkeler mi yön verecek yoksa emperyalist güç ve etki odakları mı?
Düşünce ve davranışlarımızı-eylemlerimizi tevhid ve İslami prensipler mi belirleyecek, yoksa küresel medya organlarının emperyal çıkarları doğrultusundaki propaganda ve reklamları mı?
Müslümanlar arası yardımlaşmadan, dayanışmadan kardeşlikten bir vücudun azaları olmaktan söz eden İslami gruplar, cemaatler, âlimler, vakıf, dernek, kanaat önderleri vs bu soru hepinize-hepimize…:
Suriye’ye, Libya’ya, Doğu Türkistana gösterdiğiniz hassasiyeti belirleyen, harekete geçiren, tetikleyen uyandıran, sahip olduğunuz İslâm-i, Tevhid-i prensipler, samimiyet ve ihlas mı, yoksa emperyalizmin emrindeki medya ve işbirlikçi rejimlerin zihinlerimizde gerçekleştirdiği işgal ve algı operasyonları medya manipülasyonları mı ?
Sizleri harekete geçiren İslami hassasiyetleriniz mi? Emin misiniz? Kimi hassasiyetleriniz emperyal amaçlar doğrultusunda kullanılmış olmasın? Bu hassasiyetlerinizin sebebi Müslüman veya duyarlı bir insan olmaksa aşağıdaki sorulara cevap vermeniz-vermemiz gerekir.
Yemen’e üç yıldır niçin sessizsiniz?
Onlar Müslüman değil mi? Onlar insan değil mi? Konu Yemen olunca İslami hassasiyetleriniz gevşiyor mu?
Emperyalizmin uşağı aşağılık Suud rejimine karşı savaşan zeydi, şafii, şii müslümanlar söz konusu olunca islam kardeşliği, ümmet yardımlaşması ve sair konular rafa mı kalkacak? Sizi yönlendiren Amerika ve onun emrindeki rejimler medya ve belamlar mı, yoksa İslami inançlarınız mı?
Zulme karşısınız ama zulme uğrayan Zeydi Şii olunca sessiz mi kalacaksınız?
Mücadele ve cihat Amerika ve işbirlikçilerinin politikaları doğrultusunda olunca İslam, kardeşlik, yardımlaşma deyip bütün İslami duygularımızı sonuna kadar sömüreceksiniz. Mücadele ve cihad Amerika ve işbirlikçilerinin politikalarına ters olunca sessiz kalıp kulağınızın üzerinde mi yatacaksınız? Bunun adı en hafifinden iki yüzlülük değil mi? Amerikancı mısınız?
Ey Müslümanlar..!!
Hiç mi düşünmüyorsunuz, aklınıza gelmiyor mu? Yemen’e bu sessizlik neden?
Suud rejimi ve etrafındaki çakallar sürüsünü saldırılarına üç yıldır direnen gariban Yemen halkı Müslüman değil mi? Cemaatler vakıflar dernekler vesair niçin sessizsiniz.?
Ey Müslümanlar, başınızdaki belamların, kanaat önderlerinin, abilerinizin, başkanlarınızın sessizliğini niçin sorgulamıyorsunuz..???
Ano yemendir
Gülü çemendir
Müslümanlar sessiz
Acep nedendir?
İktibas