19 Mayıs 2025 - Pazartesi
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Röportajlar Alıntı Söyleşi

Müslümanlar ortak İslam paydasını kaybetti

Ankara Üniversitesi’nden ilahiyatçı Prof. Dr. Hasan Onat uyarıyor: “Mezhep dinin kendisi demek değil. Hz. Muhammed zamanında ne cemaat, ne tarikat ne de mezhepler vardı. Bugün mezhep çatışmaları var. Çünkü Müslümanlar ortak İslam paydasını kaybetti.”

Yazar: Venhar Haber
12 Haziran 2013
Kategori: Alıntı Söyleşi, Bilgi & Hikmet
0 0
0
Müslümanlar ortak İslam paydasını kaybetti
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Mezhepleri Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Onat’la İslam dünyası ve Türkiye’deki mezhep eksenli tartışmaları konuştuk:


Ortadoğu’da da Türkiye’de de mezhep meselesi son dönemde hem günlük siyasetin hem de dış politikanın önemli bir parametresi oldu. Neden?

Toplumlarda çatışma yaratabilmek için istenilen algıyı yaratmada en elverişli hususlardan birisi mezhep meselesi. Birincisi, mezhepler dini kimliğin oluşmasında belirleyici bir unsur. İkincisi, mezhepler söz konusu olduğu zaman ötekileştirmek gayet kolay oluyor. Üçüncüsü mezhepler dinin yerine ikame edildiğinde dinin birleştiricilik vasfı ayrıştırıcılığa dönmeye başlıyor. İnsanlar mezhepleri din gibi algılayabiliyorlar. Oysa Hz. Muhammed’in sağlığında ne cemaat ne tarikat ne de mezhep var. Bir insanın Müslüman olması için Kuran’ da belirtilen temel iman esaslarına inanması yeterlidir. Yani Allah’ın var ve bir olduğuna, Hz. Muhammed’in peygamberliğine, Kuran ve meleklere, ahiret gününe inanıyorsa bir insan Müslüman’dır.

GECEKONDU MÜSLÜMANLIĞI 

İslam tarihinde mezhep meselesinde kırılma nasıl oldu?

Mezhep bakımından ilk kırılma Sıffin Savaşı’ndan sonra Hakem Olayı üzerine ortaya çıkar. Muaviye taraftarları mızraklarının ucuna Kuran sayfalarını taktıkları zaman Hz. Ali saflarından bir güruh “Biz Kuran’a kılıç çekmeyiz” der ve onu savaşı bırakmaya zorlarlar. Aynı insanlar, Hz. Ali’yi hakem tayin ettiği için küfürle itham ederek, onun saflarından ayrılırlar ve Harura denilen yerde toplanırlar. İşte İslam tarihindeki mezheplerle ilgili ilk kırılma böyle başlar. Bunlar, bedevi hayattan yerleşik hayata geçen, İslam’ı hazmetmede zorlanan, İslam’ı şekle indirgeyen Müslümanlardır. Bunlar sadece kendilerini Müslüman sayarlar. Tepkisellik ve yüzeysellik en belirleyici vasıflarıdır. Bu durum biraz bizim gecekondu Müslümanlığımızı çağrıştırıyor.

Gecekondu Müslümanlığı nedir?

Bilgi temelli olmayan, tepkisel yönü ağır basan, şekle indirgenmiş İslam anlayışı… Cumhuriyet’in elbette çok ciddi kazanımları var. Ancak biz Osmanlı’da kısmen de olsa yaratılmış olan kent hayatını ve kültürünü büyük ölçüde kaybettik. Biz insanlarımızı köyden taşıdık ama o insanlar kentlerin etrafında gettolaştılar. Ne çıktı ortaya? Bedevi Araplarda olduğu gibi din algıları daha yüzeysel, Kuran’ı okuyan ama çok da anlamaya çalışmayan, şekilci bir Müslümanlık anlayışı kendiliğinden ortaya çıktı. Ahlak temelli din anlayışını unutmaya başladık. Dinin bilgi boyutu göz ardı edildi. Din alanında ortaya çıkan boşluğu tercüme kitaplar doldurmaya başladı ve bu tür kitaplar, dinin siyasal ideolojiye indirgenmesini kolaylaştırdı. Burada şunu belirteyim: Günümüz Müslümanları tarihin inşa edilmiş olduğunu bilmedikleri müddetçe çatışmadan kurtulamazlar. Yani keyfi inşa edilen tarih algıları insanları çatıştırır.

Hangisi keyfi inşa edilmiş?

Sünni tarih algısı da, Şii tarih algısı da, Harici tarih algısı da keyfidir. Hepsi bu mezhepler teşekkül ettikten sonra geriye dönük olarak, kendi görüşlerini temellendirmek için inşa edilmiştir. Bu nedenle, Müslümanların tarih algısı bir bütün olarak sorunludur. Eğer Müslümanlar birbirleriyle çatışmayacaklarsa bunun en kestirme yolu öncelikle tarih algısının keyfi olduğunu görmek, geçmişle tarih arasındaki farkı Müslümanlara fark ettirmektir.

İKTİDAR KAVGASI 

Nereye götürür bu insanları? Mezhep kavramının önemini yitirmesine mi götürür?

Hayır, ama şunları anlamalarını sağlar:

1- Hz. Muhammed’in sağlığında herhangi bir mezhep, tarikat, cemaat yoktu. Yani mezhepler din değildir; beşeri oluşumlardır. Sünnilik, Şiilik, Haricilik… Hiçbirinin İslam’la özleştirilemeyeceğini görme imkânı sağlayacak. 2- Her mezhebin bugüne kadar değişerek geldiğini gösterir. 3- Bölünme, parçalanmanın aslında işin içerisinde çıkarlar, iktidar ve siyaset olduğu zaman kolaylaştığını gösterir. Mezheplerin doğuşundaki en önemli sebeplerden birisi iktidar kavgasıdır. Bu nedenle, din ve siyaset iç içe girdiği ya da siyaset kendi icraatını meşrulaştırmak için dini kullandığı zaman toplumları çok kolaylıkla parçalayabilir. Tüm bunların ışığında niye mezhep çatışması var? Çünkü Müslümanlar İslam ortak paydasını kaybettiler.


Ne kastediyorsunuz?
Kuran Rum Suresi’nin 32. ayetinde “Dinlerini parça parça yapan topluluklar gibi olmayın” diye uyarıyor. Bugün her grup, her topluluk sadece kendisinin Müslüman olduğunu, en iyi Müslüman olduğunu düşünüyor ve diğerlerini ötekileştirebiliyor. İslam ortak paydasının kaybolması bu demektir.

KÖPRÜYE ADINI VERMEMEK YAVUZ’U KÜÇÜLTMEZ 

Türkiye’de “mezhep çatışması tetikleniyor” iddialarını gerçekçi buluyor musunuz?

Mezhep kimlikle alakalı olduğu için insanları çatıştırma noktasında kullanılabilecek araçlardan bir tanesidir. 12 Eylül öncesinde Alevi-Sünni çatışması denendi ama toplum bu oyuna gelmedi. Bundan sonra da denenecek. Ben bir mezhep çatışmasına ihtimal vermiyorum. Daha da ötesi İslam dünyasının içine sürükleneceği bir çatışmayı, sadece Türkiye’nin önleyebileceğini düşünüyorum. Ancak, zaman geçirmeden din-laiklik, din-devlet ilişkisi gibi sorunların üstesinden gelmemiz lazım. Türkiye’de, siyaset de, birtakım güç odakları da bu tür sorunlardan besleniyor ve kimse, hiçbir sorunu kalıcı olarak çözmek istemiyor. Çünkü sorunlar biterse var olmayacaklarını düşünüyorlar. Alevilik-Bektaşilik meselesinde aslında onurla oynama söz konusudur ve kökleri tarihtedir. Acılar daha sonraki nesillere anne sütüyle, büyütülerek aktarılır. Bu da seçilmiş travmadır. Bu nedenle Alevilik meselesini çözmek için tarihe gidip, kökleri oradan beslenen o olumsuz damarları kurutup, oralardan tedavi etmek gerekiyor. Yoksa sorun çözülmez değil.

ALGI PROBLEMİ VAR 

3. Köprüye Yavuz Sultan Selim’in adının verilmesini nasıl yorumluyorsunuz?

Siz ne yaparsanız yapın karşı tarafın anladığı çok belirleyicidir. Alevi kesimin Yavuz Sultan Selim adının o köprüye verilmesinin kendiliğinden olmadığını, kasıt taşıdığını düşündüğünü zannediyorum. Sorun buradan kaynaklanıyor. Eğer siz Türkiye’nin kritik bir süreçten geçtiğini düşünüyorsanız, oraya isim verirken toplumda böyle bir hassasiyetin oluşabileceğini düşünebilmeliydiniz. Yani oraya isminin verilmemesi Yavuz’un büyüklüğüne gölge düşürmez. İsim verenlerin Alevilerin tepkisini hesap edememeleri bana biraz tuhaf geldi…

DİN VE TARİH ZAYIF

Hükümet neden gerilimi tırmandıracak bir isim tercihi yapıyor öyleyse?

Salt kendi çekirdek tabanının mutlu etme çabası diye düşünüyorum, o da hoşuma gitmiyor doğrusunu isterseniz. Keşke iyi düşünülseydi… ABD’nin Irak’ta yaptığı gibi bizim iktidar da bir sürü şeyi sahada öğrenmeye çalışıyor. Zannediyorum çok fazla Amerikan stili yürüdüğü, hep istatistikler ön plana alındığı için zaman zaman tarihi unutuyorlar. Bu iktidarın bana göre iki zayıf tarafı var: Birisi tarih, birisi din tarafı. Salt duygularla inşa edilmeye çalışılan bir tarih, bilinç kazandırmaz.

İktidarın din tarafı mı zayıf?

İlk bakışta bir çelişki gibi görünebilir. Ama bilgi boyutu esas alınarak düşünülürse bu iktidarın din tarafı gerçekten çok zayıf. Biz dindarlıkla din alanında bilgi sahibi olmayı hep birbirine karıştırıyoruz. İnsanların dindar olmaları İslam’ı çok iyi bildikleri anlamına gelmez. Şu anda Türkiye’de bilgiden soyutlanmış, duyguya hapsedilmiş bir İslam ön plana çıktı ve bilgi itibarsızlaştırılıyor. Devlet eliyle akıl düşmanlığı yapılıyor… Bu durum, bir ilahiyatçı olarak benim içimi acıtıyor. Okullara Kuran derslerinin, Siyer derslerinin konulması önemli. Benim korkum, ehil olmayan insanlar sayesinde çocuklarımızın Kuran’dan uzaklaşmaları… Keşke önce bu derslerle ilgili alt yapı hazır edilseydi… Sizin onları okutacak elemanınız yoksa ne getirecek size? Bu noktada sıkıntılar çok ama fazla laf etmek istemiyorum.


KARDEŞ KATİLİNİ ASLA ONAYLAMAM

Türkiye’de İslam’ın ortak paydasının kaybolmasına ne yol açtı peki?

Öncelikle din alanında ortaya çıkan bilgi boşluğu… Cumhuriyet’i kuran irade bunu gördü. Kur’an’ın tercüme ve tefsiri, hadislerin tercümesi bunun kanıtıdır. Ne var ki, arkası gelmedi… İkincisi tarih bilgi ve bilincinde ciddi eksiklik. Bizim tarihe bakışımız hep duygular üzerinden. Cumhuriyet kendini öne çıkarmak için büyük ölçüde geçmişle ilgili bir zihinsel parçalanma yarattı ve ortaya iki tip insan çıktı. Birincisi, geçmişi kutsallaştıran; ikincisi, görmezlikten gelen. Her iki halde de geçmişi anlayamazsınız. Türkiye bugün çok kolaylıkla laik-dindar türü kamplaşmalara kayıyorsa bunun ana sebepleri tarih algısındaki çarpıklıktır. Osmanlı 600 sene bir devlet olarak var ama ben bir ilahiyatçı olarak kardeş katlini asla onaylayamam, buna verilen fetvanın dinle alakasını söyleyemem. Tarihi Cumhuriyet’le birlikte inşa etmek ne kadar hakikate aykırıysa Osmanlı’yı kutsallaştırmak da bir o kadar yanlıştır. Kurucu ilkeler Kuran’dan alınmadan, sağlıklı tarih bilinci olmadan İslam ortak paydası ile ilgili farkındalık geliştirilemez.

Akşam Haber

Şenay YILDIZ / senay.yildiz@aksam.com.tr

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

İp Gergin, Cambaz da

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Gazze Ulusal Sınırların Kurbanıdır

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Bir Toplumu Dışarıdaki Değil İçerideki Düşman Yıkar

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Düşmanı Kahretmenin Yolu

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Yaşamak Yüklü Kelimeler

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Filibeli Ahmed Hilmi'de Avrupa Siyaset ve Medeniyeti

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

Çeç

Erdal BAYRAKTAR
Erdal BAYRAKTAR

Teyakkuz Hali

Yazarın Diğer Yazıları

  • Nekbe’nin 77. Yıl Dönümünde
    15 Mayıs 2025
  • Mehmet Akif Koç, Cumartesi Günü İktibas’ta
    15 Mayıs 2025
  • “Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine
    13 Mayıs 2025
  • Biliyoruz, HAMAS’ın İşi Çok Zor!
    12 Mayıs 2025
  • Geçmişten Günümüze Büyük Bir Yanılgı: Bedelsiz Cennet
    10 Mayıs 2025
  • İsrail’in Gazze’ye Yönelik Son Planı: “Gideon’un Savaş Arabaları” Nedir?
    9 Mayıs 2025
  • Soyu Tükenmek Üzere Olan Gazze’nin Son Çocukları…
    8 Mayıs 2025
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Yenilendik !

Yenilendik !

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

İp Gergin, Cambaz da

İp Gergin, Cambaz da

18 Mayıs 2025
Nekbe’nin 77. Yıl Dönümünde

Nekbe’nin 77. Yıl Dönümünde

15 Mayıs 2025
Mehmet Akif Koç, Cumartesi Günü İktibas’ta

Mehmet Akif Koç, Cumartesi Günü İktibas’ta

15 Mayıs 2025
“Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine

“Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine

13 Mayıs 2025

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist