Dün, sevdiğim bir abiyi aradım. Halini hatırını sormaktı maksadım. Telefonu telaşla açtı; “korkuttun beni kardeş, dalmışım” dedi. “Uyuyor muydun?” diye sordum. “Hayır, uyumuyordum, Furkan suresini okumaya öyle bir dalmışım ki…” “Anladım abi, kusura bakmayın” dedim. “Yok canım, önemli değil. Yıllık izne ayrılmıştım bu hafta. Sabah erkenden mezarlığa gittim, gezdim dolaştım dört bir tarafı. Sonra annem ile babamı ziyaret ettim. Özlemişlerdir beni, bir görüneyim istedim, uzun uzun konuştum onlarla. Anlattım bir şeyler, sonra dinledim onları. Gerçek dünyadan haber ettiler bana. Sonra da vedalaşıp ayrıldım yanlarından. Yalan dünyaya geri döndüm. Eve geldiğimde yorulmuşum. Uzandım, uyku tutmadı. Açtım Furkan suresini okuyordum. Düşüncelere daldım gitmiştim. İşte o an telefon çalınca korktum velhasıl…”
…
Daha önceki günlerde bir arkadaşımla karşılaştık. “Geçen gelmedin” dedim. “İşim vardı” dedi. “Ne işin vardı akşam akşam” dedim. “Fırsat buldukça evin yakınındaki mezarlığa gidiyorum, küçük oğlum orada yatıyor, 2 yaşında iken ölmüştü, uyuyuncaya kadar korkmasın diye başında bekliyorum” dedi. “Seninle konuşuyor mu” diye sordum. “Evet, konuşuyor” “ Ne diyor sana” “Baba, ben korkmuyorum, üzülme” diyor.
…
Daha önceki bir zamanda bisikletimle gezmeye çıkmıştım. Yolda Kadir’le karşılaştım. Onun da bisikleti vardı. “Nere gidiyorsun” diye sordum. “İşin yoksa takıl bana, seni gezdireyim” dedi. Gizemli bir hali vardı. Uzunca bir yol gittik. Gittiğimiz mevki “yukarı tekke” idi. Şehrin en büyük mezarlığı… Bir tepenin sırtı diyecek kadar yüksek, rüzgârlı, soğuk, sessiz… Birkaç defa “hayırdır, nereye gidiyoruz” diye sordum; “huzur bulmaya…” diye cevap verdi. Sonuna kadar takip ettim. En dip köşe bir yerde durduk. Bisikletten indik. Sade, mermersiz, sıradan iki mezarlık vardı tam önümüzde. Kadir, üstü toprak ve kurumuş otlarla kaplanmış mezarın birinin yanına uzandı. Kollarını birbirine sardı. “Sende uzan yere, gözünü kapat ve sessiz ol. Sonra dinle” dedi. Korkmuştum; “neyi dinleyeceğim” diye sordum. “İçindeki sesi” dedi.
…
Bu yazının sonuç bölümü yok. Merak eden mezarlığa gitsin, dinlesin biraz kendini. Sonucu içinizde duyacaksınız.
…