Kıymetli müslümanlar
Yine bir Kurban Bayramı’nı hep birlikte eda edeceğiz. Rabbim İbrahimi bir bilinçle kesilen “kurbanları” katında kabul eylesin inşallah. Kurban için belki çok şey söylenmiştir. Bizim de söyleyeceğimiz şeyler belki geçmiş söylenenlerin benzeri ya da tekrarı olsa da hatırlatmakta fayda vardır. Kesilen kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşacak değildir diyen Rabbimiz bizlere aslolan şeyin salih amel olduğunu hatırlatmıştır. Kurban, İsmail’in Rabbinin emrine ram olmuş İbrahim’e kendini teslim etmesidir. Dolayısıyla rabbin emrine rama olan herkes Rabbin yolunda ölmeyi, öldürmeyi, öldürülmeyi göze alabilmiş kimsedir. Kurban bir teslimiyetin sembolüdür. Esası ise Rabbine kayıtsız şartsız teslim olarak O’nun uğrunda salih ameller üretebilmektir. Elbette günümüzde Kurban aslolan anlamından uzaklaşarak et stok bayramına dönüşmüştür. İnsanların yıllık et ihtiyacının belki de daha fazlasının stoklandığı bir güne dönüşmüştür. Kesilen etlerin garip guraba tayfasına ulaştırılarak en azından paylaşma, ikram etme kültürünün nerdeyse sıfırlandığı bir düzlemde kendin kes, kendin ye eylemine dönüşmüştür.
Herkesin hayatında İsmail’i neyse bulup çıkarmasını ve Rabbine adamasını temenni ederiz. Ancak o vakit tadında bir bayram yaşamış oluruz. Kurban Bayramı, kişinin hayatında Allah’tan daha değerli tuttuğu ne kadar şey varsa mümkün olduğunca hepsinin farkedilip bundan sonraki süreçte bu “değerlilerin” Allah yolunda salih amele dönüştürüleceğinin ifadesi anlamına gelecektir. Biz müslümanlar için aslolan anlamıyla Kurban Bayramı’nın idrakinin kavranması temennisiyle tüm müslümanların Kurban Bayramı’nı kutlar hayırlara vesile olmasını dileriz.
Venhar