Konya Kayalıpark Meydanı’nda toplanan İnanç Özgürlükleri Platformu ”LGBT” adlı sapkınlığa ve bu cürmün faillerinin ülkemizdeki sözde onur yüryüşüne tepki olarak bir basın açıklaması yaptı.
Platform sözcüsü Ersoy KAĞNICIOĞLU, ”Cürüm, işlenmiş suç olması sebebiyle suçtur. Bu cürmü kanunlarla koruma altına almak ise katmerlenmiş bir suçtur. Allah’a bir meydan okumadır. Cürüm ne kadar fıtrata ve Allah’ın kanunlarına savaş açmaksa bu cürmü kanunlarla koruma altın almak da o derece savaş açmaktır.” dedi.
Eşcinsellerin düzenledikleri onur(!) yürüyüşünde Ramazan ayı ve Kabe gibi müslümanların kutsal değerlerine hakaret içerikli pankart açtıkları, sosyal medyada paylaşımlarda bulunduklarına değinen KAĞNICIOĞLU ”. Bu cürüm şimdi ana caddelerinizde boy gösteriyor. En kutsal ayımızı Ramazan-ı Şerifimizi tahkir eden pankartlar taşıyarak, sloganlar atarak kirletiyor. Temiz ruhlara elim acılar veriyor. Kabe’mizin resmine aşağılık, iğrenç bayraklarını fotomontajla giydirerek kendi aşağılık bedenlerini, ruhlarını ve iğrenç cürümlerinin kirlettiği fikirlerini bir sapkınlık hali olarak saçıp savuruyorlar.” dedi.
KAĞNICIOĞLU sözlerine ”Ey cürmün sahipleri! Ruhlarını, bedenlerini, şehvetleri uğruna şeytana satmış sapıklar. Ey lanetli fikrin sahipleri! Helaka sebep cürmün yolcuları! Biliniz ki akıbetiniz sizden öncekilerin akıbetleri gibi olacaktır. Kurtuluş yolu tövbe, hepiniz için sığınılacak tek kaledir. Ve kurtuluşunuz ancak tövbenize bağlıdır. Yok eğer siz ısrarcıysanız bilin ki: Müslüman halkımız bu cürümlerinize sessiz kalmayacak, size ve sizin destekçilerinize gereken cevabı verecektir.” diyerek son verdi.
Basın Açıklamasının tam metni ve Videosu:
Rahman, Rahim, Allah’ın Adıyla
\\\”Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor da insanlar arasından erkeklere mi yanaşıyorsunuz? Siz gerçekten haddi aşan bir topluluksunuz.\\\” Dediler ki: \\\”Ey Lût! (İşimize karışmaktan) vazgeçmezsen mutlaka (şehirden) çıkarılanlardan olacaksın!\\\” Lût şöyle dedi: \\\”Şüphesiz ben sizin yaptığınız bu çirkin işe kızanlardanım.\\\” \\\”Ey Rabbim! Beni ve ailemi onların yaptıkları çirkin işten kurtar.\\\” Bunun üzerine biz de onu ve geri kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın hariç bütün ailesini kurtardık. Sonra diğerlerini helâk ettik. Onların üzerine bir yağmur (gibi taş) yağdırdık. (Başlarına gelecekler konusunda) uyarılanların yağmuru ne kadar da kötü idi! Şüphesiz bunda büyük bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir. Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır. (Şuara suresi 165-175. Ayetler)
Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;
Bir suç, bir günah, azaba ve helaka sebebiyet verecek bir davranış alenen sergileniyor, insanlar bu suçu işlemeye teşvik ediliyor, bu günahtan uzak duranlar değişik şekillerde yaftalanıyorsa, bu cürmün suçlusu sadece cürüm sahipleri midir? Toplumun ıslahını ve iyiliği isteyenler, ahlakı önceleyenler, cürüm sahiplerine karşı neler yapmalıdır? Yapmaları gerekenleri yapmadıkları zaman cürümden kendilerine de bir pay var mıdır?
Batılı değerlerin kıble edinildiği, Avrupa birliği kriterlerinin kutsal metinler haline getirildiği, bir vird okurcasına her olayda bu kriterlerin tekrarlandığı bir ülkede,bu kriterlerin getirdiği sonuçların sorumlusu sadece bu fiilleri işleyenler mi olacaktır?
Değişik zamanlar içerisinde, pek çok zaman batıcı zihniyetin, Avrupa Birliği uyum yasalarının, inancımıza ahlakımıza, kültürümüze çoğu yerde uygun olmadığını defaatle belirttik. Sonuçlarının onarılmaz büyük yaralar açacağını tekrar tekrar ifade ettik. Heyhat ki gözlerini bir yöne dikenler, başka hiçbir taraftan gelen sese kulak vermiyorlar. Hak sözün davetçilerini gale almıyorlar. Size ne zararı var diyorlar. Onlar da bu ülkede yaşamaktalar diyorlar. Bizler onların da temsilcileriyiz diyorlar. Diyorlarda diyorlar…
Eğitim sistemimizi batılı değerler üzerine inşa edenler, ilkokuldan itibaren cinselliği ders kitaplarının ana bölümleri haline getirenler, daha sonraki eğitim sürecinde her türden cinsel tercihi birer özgürlük ve savunulabilir bir tercih olarak nitelendirenler, resmi televizyon kurumunda bunların reklamlarını yapanlar daha da ötesi kanunlarla cürüm sahiplerini koruma altına alanlar, bu cürüme tepki vermeyi suç sayanlar, onların halk içerisindeki bilinen adlarını söylemeyi suç kabul edenler, onları bu toplumun bir parçası sayıp onlarla birlikte yaşamaya ve onlara müsamahalı davranmaya çağıranlar, haydi o zaman… Ektiğinizi biçin! Hasat zamanı şimdi. İlk sürümden dilediğiniz kadar devşirin. Bakalım bu cürüm evlerinize de girince ne yapacaksınız?
Cürüm, işlenmiş suç olması sebebiyle suçtur. Bu cürmü kanunlarla koruma altına almak ise katmerlenmiş bir suçtur. Allah’a bir meydan okumadır. Cürüm ne kadar fıtrata ve Allah’ın kanunlarına savaş açmaksa bu cürmü kanunlarla koruma altın almak da o derece savaş açmaktır.
Partilerinizden adaylar gösterdiniz. En yetkili ağızlarınız onları muhatap aldı. Onlarla aynı fotoğraf karelerinde göründünüz. Aynı eylemlere kol kola katıldınız. Onlardan arkadaşlarımız, dostlarımız diye bahsettiniz. En büyük dost ve müttefikiniz kendi ülkesine ve dünyaya bu cürümü yaymaya çalışırken ve bunun için elindeki tüm imkanları bir baskı aracı olarak kullanırken siz bu cürmün baş tutucusunu dost ve müttefik ilan ettiniz. Bu cürüm şimdi ana caddelerinizde boy gösteriyor. En kutsal ayımızı Ramazan-ı Şerifimizi tahkir eden pankartlar taşıyarak, sloganlar atarak kirletiyor. Temiz ruhlara elim acılar veriyor. Kabe’mizin resmine aşağılık, iğrenç bayraklarını fotomontajla giydirerek kendi aşağılık bedenlerini, ruhlarını ve iğrenç cürümlerinin kirlettiği fikirlerini bir sapkınlık hali olarak saçıp savuruyorlar.
Öncelikle tüm baş tutucuları, teşvik edicileri, imkan sağlayıcıları, kanunlarla koruyucuları tel’in ediyor bu lanetten onlarında üzerine bir pay düştüğünü açıkça ilan ediyoruz. Sizler günahın ortaklarısınız.
İkinci olarak bu cürme sessiz kalıp, müsamahalı davranıp, onlar hakkında sıradan, fiziki hastalıklı gibi davrananlara ve onları böyle kabul edenlere de diyoruz ki: Sizler cürmün sessiz destekçilerisiniz!
Ey cürmün sahipleri! Ruhlarını, bedenlerini, şehvetleri uğruna şeytana satmış sapıklar. Ey lanetli fikrin sahipleri! Helaka sebep cürmün yolcuları! Biliniz ki akıbetiniz sizden öncekilerin akıbetleri gibi olacaktır. Kurtuluş yolu tövbe, hepiniz için sığınılacak tek kaledir. Ve kurtuluşunuz ancak tövbenize bağlıdır.
Yok eğer siz ısrarcıysanız bilin ki: Müslüman halkımız bu cürümlerinize sessiz kalmayacak, size ve sizin destekçilerinize gereken cevabı verecektir.
Tarihin bir ibret levhası olduğu, sonu kan ve zulümle bitecek heyecanların bulunmadığı, tevhid ve adalet üzere kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 409. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU
17 Ramazan 1436 (04.07.2015)