اِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدٰىؗ
Bakın, şüphe yok ki doğru yolu göstermek bize aittir. (Leyl Suresi 12. Ayet)
Kuşkusuz insanı yaratan rab elbette ona en iyi istikameti de gösterendir. İnsanın yaratıcısından başlayarak, kendisiyle, toplumla, tabiatla ve hayvanatla en doğru iletişimi oluşturacak hidayet yolunu ona göstermiştir. Beşeri sistemler de ilahlık iddiasında bulunarak insan için en iyi olan yolu kendilerinin bulduğunu iddia etmektedirler. Özellikle Avro-Amerikan medeniyeti ulaşmış oldukları seviyenin şu ana kadar insanlığın ulaşabilmiş olduğu son seviye olduğunu iddia etmektedir. Yeryüzüne demokrasi ve insan haklarını getirebilmek için oluk oluk kanlar akıtmaktadırlar. Tecavüzler, soygunlar, insanlığın büyük bir bölümünü azınlık adına açlığa ve yokluğa mahkum etmeleri insanlığın son seviyesi imiş. Kendi kanlı ve zalim medeniyetlerini dünyanın en gelişmiş insani medeniyeti olarak propaganda etmeye devam etmektedirler. Allah böylelerine fesat çıkarmayın dediğinde onlar ıslah ediciler olduklarını söylemekteler. Oysa onlar insanlığa zulüm ve kandan başka bir şey sunmamaktadırlar.
İnsan, kendisini yaratanla olan illiyet bağını kopardıkça, yönünü şaşırmış kimse haline bürünüp, ne yana gideceğini bilemeyen bir varlığa dönüşmektedir. Yön duygusunu kaybetmiş olanlara şeytanın yaklaşmasıyla birlikte en iyi yolun kendini helake sürükleyen yol olduğu zehabına kapılmıştır.
Allah, kitaplar ve elçiler göndererek insanlığı temizlemek ve onları en üst makama çıkarmayı dilemiştir. İnsanı yaratan Allah elbette ona en doğru yolu ve hatta tek doğru yolu gösteren bir yaratıcıdır. Herhangi bir beşeri ideoloji, yaşam biçimi ya da devlet aklı Allah’ın çizdiği yoldan saptığı sürece hidayet etme gücüne sahip olamaz. Hidayet etmek ancak Hüda’ya mahsustur. Hüda ise yalnızca esirgeyen ve bağışlayan Allah’tır.