يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُٓوا اِنْ تَتَّقُوا اللّٰهَ يَجْعَلْ لَكُمْ فُرْقَاناً وَيُكَفِّرْ عَنْكُمْ سَيِّـَٔاتِكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْؕ وَاللّٰهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظٖيمِ
“Ey iman edenler! Allah’a karşı takvâlı olursanız size furkân verir; sizden günahlarınızı örter ve sizi bağışlar. Allah büyük lütuf sahibidir.” (8/29)
Hitap, iman edenler ile başlıyor.
Takva elbisesi giydiğin an lütuflar peş peşe sıralanıyor. Furkana sahip oluyorsun, mağfirete mazhar oluyorsun ve her şeyin rabbi olan Allah’ın lütfu ile karşılaşıyorsun.
Allah’ın büyük lütfuna sahip olabilmek için yapman gerekenler vardır. Ey iman edenler! Sadece iman ettim demekle olmuyor. Elbette iman etmek bir yön belirlemektir. Yön, yolcunun aynı zamanda o yolda hareket ettiğinde kıymeti olacaktır. Yoksa durağan bir yaşama dönülecektir. Yönümü belirledim demek yeterli olmayacaktır.
İman ettim demek beraberinde birçok aktivitede bulunmayı zorunlu kılar. Allah’a karşı takvalı olursanız size furkanı verir. Bu sizin için büyük bir güç.
Takva ve furkan.
Sebep sonuç ilişkisi ile karşı karşıyayız. Biri diğerinin sonucudur. Biri olmaz ise diğeri gerçekleşme şansı bulamayacaktır.
Allah’a karşı takvalı olmak.
Sorumluluk/sakınmak/duyarlılık/bilinçlilik halidir. Bu haller akabinde yaratana karşı hissiyat ve hassasiyet oluşturacaktır. Duyarlılık dinamikliğe sebep olurken, duyarsızlık da körlüğe sebep olur. Allah’a karşı takvalı olmak muhatabının gereğini yaptığı bir durumdur.
Takva, ikili bir iletişim biçimidir. Rab ile insan arasındaki ilişkidir. Bu iletişim biçiminde kişi ne yaptığını bilir. İçsel bir haldir. Takva elbisesi giyen insan aynı zamanda güven elbisesi de giymiştir. Yaratanına sığınmıştır. Bu sığınma kişide beşeri korkuları kaldıracaktır.
İnsanoğlunun Allah’a karşı takvalı olması için önce düşünme biçiminde değişim yaşaması gerekir. Rum suresi 21-24. ayetlerde ibret almak için insanın ilk eylemi düşünmesi olacaktır. Düşünme biçimi değiştikçe düşünce dünyasında değişim oluşacaktır. Değişim ise bilgi ile gerçekleşecektir.
Bu yeterli mi? Tabii ki hayır. İbret almanın son basamağı ise akletmektir. Akletmedikçe bağlantı kuramayacaktır. Bu bağ kurma kabiliyeti furkandır. Hassas bir terazi gibidir. Çok ince ölçümler yapma anlayışı kazandıracaktır. Eşyanın tabiatını anlayacaktır. Eşyanın tabiatını anladıkça davranım durumu da değişecektir.