قُلْ مَٓا اَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ اَجْرٍ وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُتَكَلِّف۪ينَ
﴿٨٦﴾
De ki: Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Ve ben olduğundan başka türlü görünenlerden de değilim. (38/86)
Rahman ve rahim olan yüce Allah, iman edenlerin zihinlerini inşa etmek ve içtimai hayatın içerisinde salih ameller işleyen, tamamen Rabbine teslim olmuş kalplere sahip olmaları için mübîn bir şekil de öğütlerini ortaya koymaktadır. Nitekim akabindeki ayeti kerimede Kuran’ın ancak alemler için bir öğüt olduğunu vurgulamaktadır. Bu durum Kuran’ın iman edenlere hakikati açıklayıp, onları bazı davranışlardan sakındırıp, bazılarına teşvik etmekte olduğunun, hayatlarındaki hüküm koyucu oluşu hakikatinin açık bir ifadesidir.
Yukarıdaki ayette Allah, Rasulü özelinde müminlere tüm hayatlarını kapsayacak bir öğütte bulunmaktadır. Şüphesiz iman edenler için Allah’ın koyduğu ölçülerin bağlayıcılığı şek ve tereddüte mahal bırakmayacak şekilde kesindir. Hal böyle olunca vazifemiz lalettayin bir hayattan uzaklaşıp Kuran’ın emir ve yasaklarını amellerimizle ortaya koymaktır.
Konumuz olan ayeti sadece tebliğ mefhumu çerçevesinde düşünüp değerlendirmek ayetin kapsamını daraltmak olacaktır. Şu modern zamanlarda insanların menfaat putuna ibadet edişini, din tüccarlığı yapan Firavunların sihirbazlığına soyunmuş hikaye anlatıcıları, hocalar! akademisyenler! bilimum ekran yüzleri sayesinde İslam’ın iğdiş edilişini ve dinin tam olarak bir ticari sektöre dönüştüğünü gayet mübîn bir şekilde müşahede etmekteyiz.
Şüphesiz İslam yaşamak içindir. İslam üzerinden maddi manevi menfaat elde etmek Allah’a şirk koşmak demektir. Gerçek ecir muhakkak ki Allah katındadır. İman edenlere düşen olduğundan başka türlü gözükmeden yalnızca Allah’a kulluk etmektir.
Selam ve dua ile…