San Diego Eyalet Üniversitesi profesörü olan Jean Twenge, sosyal psikoloji alanında yazmış olduğu “BEN NESLİ” kitabında, günümüz insanlarının neden bencil olduğunu geniş çaplı bir araştırma yaparak ortaya koymuş, İlk basımı 2009 yılında olan bu kitapta; 1,3 milyon genç hakkında 12 araştırma konularının sonuçları yer almıştır.
Ben nesli olarak adlandırdığı 1980’den sonrası doğanlarda özellikle “Ben özelim, ben değerliyim, insanlar benimle ilgilensin veya ilgilenilmesini bekliyorum, her şey istediğim gibi olmalı, en iyisini ben bilirim, çünkü ben bunu hak ediyorum” şeklinde duygular mevcuttur.
Yıllarca okullarda ve ailelerde “Ben” merkezli- kendi duygularının ve düşüncelerinin önemli olduğu, özgür ve özgün bir birey olduğuyla ilgili bir eğitim verilmiş ve bu eğitimde “Özsaygı” ön planda tutulmuştur.
Ben neslinin ön plana çıkardığı, ÖZSAYGI akımında; anne, baba ve öğretmenler, çocukların duygularını merkeze almış, çocuğun her isteği yerine getirilmiş, her istediğine göre şekillenmiş, hatta çocuklar istemeden bütün ihtiyaçlar karşılanmıştır. İşte bu duygularla yetişen çocuklarda; Hedefsiz, kendisine, ailesine, topluma bir şey katmayan, saygısız, dinden uzak, oyun, ekran, madde ve uyuşturucu bağımlılığı olan nesiller ortaya çıktığı belirtilmiştir. Bunun yanında da ben neslinin İstekleri yerine gelmeyince öfkeli, kaygılı ve saldırgan kişilik gelişmiş, ihtiyaçlar karşılanmayınca da depresif, intihara meyilli, narsist bireyler ortaya çıktığı da belirtilmiştir.
Günümüzde “ BEN” neslini nasıl geliştirdiğimize baktığımızda şu tabloyu görüyoruz. Çocuk, daha anne karnında iken; bebeğin doğumdan önce ay-ay ultrason görüntüleri, doğum sırasında fotoğraf albümü, daha çocuk gelmeden hoş geldin süslemeleri için organizasyonlar yapılması, partiler ve nihayetinde doğum sonrası bebeğin gelişi ile yapılan abartmalar. Ardından birinci, ikinci derken ay ay büyüdüm kutlamaları, ilk diş, ilk sürünme, ilk ayağa kalkma, ilk cümle…
Maalesef çocuğu gün, ay, yıl şeklinde her şeyini abartarak dile getiren ve bunu sosyal medyada yayınlamayı bir marifetmiş gibi gören bir nesille karşı karşıyayız. Yediği yemeği, içtiği kahveyi, gittiği yerleri kısacası her şeyi sosyal medyaya yayınlama hastalığı olarak addettiğim durumun müsebbibini BEN nesliyle büyütülmeye bağlıyorum.
Jean Twenge göre; ben neslinin bencil olmaması için, öz saygı yerine öz denetimli çocuk yetiştirmeyi öneriyor. Öz saygı ile yetiştirilen çocuklarda, araştırmalara göre bencil nesil yetiştiği ortaya çıkmıştır. Bunun yerine öz denetimli çocuk yetiştirmeyi öneriyor. Öz denetimli çocuk yetiştirildiğinde; hayatta hedefi olan ve topluma faydalı bir birey olabileceğini belirtmiştir.
Gördüğüm kadarıyla da ülkemizde çocuk yetiştirme konusunda aynı hatalar tekrar edilmektedir. Çocukların yetiştirme aşamaların abartılması, çocukların her isteğinin yerine getirilmesi bunun göstergesidir. Bu gidişatın sonunda değersiz anne baba ve tatminsiz, oyun ve ekran bağımlısı çocuklar yetişmektedir.
Peki, bizler neler yapmalıyız?
Çocuklarımıza; davranışlarını, duygularını arzu ve isteklerini düzenleyebilme yani “Öz Denetim” becerisi kazandırmalıyız. Özellikle günümüzde çocukları ekranla ve sanal ortamlarla kontrollü buluşturmak gerekmektedir. Çocuklarımızı, insana, doğaya saygılı bir birey olarak yetiştirmeli, hak hukuk, adalet ve ahlak konuları öğretilmelidir. Bunları da çocuk, anne ve babayı rol model alarak aile içindeki uygulamalardan öğrenecektir. Aile olarak görevimiz; çocuğun önce kendisine, sonra topluma faydalı hedefler belirlemesine yardımcı olmak ve yetiştirilmek istenen insan modelinin ortaya çıkarılması için çocuklarımıza imkan ve fırsatlar oluşturmaktır.
Naime Akçay/Her Taraf