Mahalle bakkalının önünden geçiyordum. Bakkalın camında kocaman bir el yazısı vardı. “Onursuz, karaktersiz, terbiyesiz eleman aranıyor!” yazıyordu. Tükenmez kalem kullanılmış; harfler, üzerinde defalarca tekrar yapılarak kalınlaştırılmıştı. Dikkatle yazılmıştı bu yazı. Cümle büyük harfle başlamış, virgüller yerinde kullanılmış, vurguya dikkat çekmek için cümle sonuna ünlem işareti bile konmuştu.
Birden, evde ekmek olmadığını hatırladım. Çok açtım. Kısa sürede yapacağım acılı bir melemen, taze ekmek ve çay hayal ederek bakkala girdim.
Bakkal, emekli bir memur olan Osman emmi tarafından işletiyordu. Nazik, titiz ama tartışmacı bir adamdı Osman emmi. Yıllarca siyasal suçtan ötürü mahkûm edilmiş, yıllarca hapis yatmıştı.
Ekmek dolabından iki ekmek aldım. Kasaya geldim ve parayı uzattım. Osman emmi, paramın üstünü vermek için ağırdan alıyordu sanki. Yüzüme baktı, arkasına yaslandı, gözlerini kıstı;
-“Camda yazılı ilanı okumuş olmalısın. Neden bir şey sormadın?” dedi.
Önce duraksadım. Şaşırmıştım.
-“Sormak ihtiyacı hissetmedim. Zira ben onurlu, karakterli, terbiyeli biriyim. Ayrıca işim de var, beni ilgilendirmiyor ilanınız” dedim.
-“Ama o yazıyı okuyanların tamamı bana, aklımı kaçırıp kaçırmadığımı sordu”
-“Ben çok acıkmıştım; acılı bir melemen hayal ediyordum içeri girerken”
-“Son bir şey sorabilir miyim?”
-“Buyrun”
-“Şimdi bana bir şey soracak mısın? Ya da eve dönerken bu konuştuklarımızın mahiyetini düşünecek, anlamadığın kısımları merak edecek misin?”
-“Zannetmiyorum. Zira evde yapacak işlerim var. Bekâr bir adamım, biliyorsunuz. Önce karnımı doyurmalıyım. Sonra, birkaç gündür bekleyen ütü işlerim var. Onları da bitirdikten sonra, şiir okuyacaktım. Yeni aldım bu şiir kitabını” elimle uzatarak kapak resmini gösterdim kitabın.
Bakmadı. Para üstünü verdi. Kapıdan tam çıkacaktım ki ardımdan Bakkal Osman emmi bağırdı;
-“ANORMAL”
Arkamı dönüp bakmadım bile. Kapıyı açtım çıkmak için. O hala bağırıyordu.
-“ANORMAL, hem de büyük harflerle ANORMAL”