İnsan bir anlam yüklenerek yaratıldı. Kendisine yüklenilen anlamı taşımak, bulmak, artırmak, yenilemek ile görevlidir. Yaşadığı her an anlam vermekle geçer. Hayat’ın temeli Anlam’dır. Yaşamın diğer tüm değerleri Anlam’dan kaynaklanır ve Anlam’dan beslenir. Bir şeyin değeri taşıdığı Anlam ile ölçülür. Taşıdığı Anlam; eğer Allah’a- hakikate- dengeye götürüyorsa işte asıl olan odur. En büyük savaş; Anlam savaşıdır. Bu savaşı kaybeden, bütün savaşları kaybeder.
Anlamın doğuşu için bazı kaynaklara ihtiyaç vardır. Anlam sorulardan doğar. Varlık aleminin her nesnesine ve öznesine yönelik sorulan sorular anlamın doğuşunu müjdeler. Anlam şüpheden doğar. Şüphe ve merak anlamın doğuşunun öncüllerindendir. Anlam acıdan doğar. Acı, ızdırap, hüzün, kaygı, endişe anlam arayışını besler. Anlam arayıştan doğar. Sorunların, kaosların, dertlerin, çıkmazların, krizlerin, çatışmaların doğurduğu hallerden barış, huzur, adalet, özgürlük arayışı çıkar. Bu arayışlar ancak anlam ile mümkün olabilir.
Anlamın oluşması için taklit veya alışkanlıkların değil şuurun eseri olan bir hal gereklidir. Şuur anlamın zihinde ve kalpte birleşmesi ile oluşan ortak kararın ürünüdür. Anlam verilmeyen, anlam taşımayan, anlama götürmeyen, anlama yaklaştırmayan bir hareketin sevap değeri taşıyacağı düşünülemez. Akılda, ruhta, kalpte ve ameldeki kendi içsel arayışının temelinde bir inşa edilmesi gerekmektedir. Anlamak sadece düşüncede, niyette kalan bir durum değil bir pratiği zorunlu kılan ve ayrılmaz bir parça olarak var olan sonuç-süreçtir. Anlamların çoğalması hayat yürüyüşünde her adımda çoğalarak insana yol gösterir.
An-lam… Anlam, An’ı anlama çabasından meydana gelir. An’ı okuyamayan, An’ı kavrayamayan, An’a yabancı kalan, An’ı yaşayamayan, An’ı kuşatamayan anlamdan uzak kalmış, anlamadan yaşamıştır. An-lamadan Anlam oluşmaz. Anlam yoksa sen de yoksun.
Hayatın anlamı; Allah’tır. Hayat, Anlam’dır. Anlam, Allah’tır. Anlamsız Hayat, Allahsız Hayat’tır. Tüm insanlığın Anlam’a ve Allah’a ihtiyacı var. Hakikat, talep edenlere ve bedeli ödeyenlere verilir. Allah’a varmayan, Allah’tan kaynaklanmayan, Allah’ın rızasına yönelmeyen, Allah’ın korku ve sevgisi ile bezenmeyen, Allah ile birlikte olunmayan her iş, söz, algı, anlayış, düşünce, dil, din, dert, mücadele Anlamsızdır.
Anladın mı? Çünkü Anlamak, hidayete ermektir. Allah’ın verdiği Anlam’ı verebildiğin ve bu Anlam’ı yaşamaya çalıştığın vakit, Hakikat üzeresin demektir. Onun için her zaman her yerde Anlam Ver! Müslümanlar, Tevhid diliyle varlık alemindeki her unsur, nesne, özne, olgu, algı, düşünce, pratik, ahlak, kelimeye anlam vermelidirler. Bazı anlamları terk etmeliler. Bazı anlamları tekrar yüklemeliler. Bazı yeni anlamlar vermelidirler. Anlamayan, anlam vermeyen, anlam almayan Müslümanlar gerçek anlamda iman etmiş sayılmazlar. Yenilik, yeni anlam katmaktır. Yeni anlam yoksa yenilik yoktur. Ne kadar haklı olursan ol!
Anlatamadıysan, anlamayanları suçlama Hakk’ın yoktur. Halen, anlamamak için kendisini zorlayan, anlarmış gibi yapıp yine anlamak istediğini anlayan, aklıyla dalga geçip akıldışı kalanlar zamanındayız. Var! Anlamak var! Anlar gibi yapmak var! Anlamamak var! Anlayıp anlamamazlıktan gelmek var! Anlayamamak var! Anlayıp işine gelmemek var! Yanlış anlamak var!
İnsanları Anlam’ına göre sınıflandırabiliriz: 1- Anlam’ı bulduğumuz insanlar, 2- Anlam’ı beraber aradığımız insanlar, 3- Anlam’ı paylaştığımız insanlar, 4- Anlam’ı kaybettiğimiz insanlar, 5- Anlam’ı yitirdiğimiz insanlar, 6- Anlam’ı inşa ettiğimiz insanlar, 7- Anlam’ı inkâr eden insanlar, 8- Anlam’ı birleştirdiğimiz insanlar, 9- Anlam’ı kirlettiğimiz insanlar, 10- Anlam’ı sakladığımız insanlar.
Anlam dünyamızın derinliğini, genişliğini, kapsayıcılığı ve yol haritasını belirlemek için kendi kendimize ve çevremize şu soruları sorabiliriz: 1- Anladın mı? Allah’ı- kendini- alemi- eşyayı- mülkü- iktidarı- ekonomiyi- dünyayı- ahireti- bilgiyi- gördüklerini- okuduklarını- düşündüklerini- sayıları- fiziği- şehirleri- savaşları… 2- Anlamadın mı? 3- Neyi anlamadın? 4- Neyi anladın? 5- Anladığım gibi anladın mı? 6- Anlamadığını anladın mı? 7- Anladığımı anladın mı? 8- Anlaman için ne yapabilirim? 9- Ne anladığını anlatır mısın? 10- Anlamadığımı anlamadın mı? 11- Anlamadığını anladın mı? 12- Anladın ama neden anlamamazlıktan geliyorsun? 13- Anlamamak için neden bu kadar direniyorsun? 14- Anladığına yeni anlamlar verebildin mi? Bu soruları her zaman kendimize sorarak ve sordurarak anlam dünyamızı gerçek anlamda tanıyabiliriz.
Anlam duamızı her daim yapmalıyız.
Allahım!
Bana- bize- müslümanlara- insanlığa…
Anlamı nasip et!
Anlam verebilme gücü ver!
Anlamı anlama iradesi ver!
Anlam için mücadele edenlerle birlikte kıl!
Anlamı kaybedenlerle beraber kılma!
Anlamı yaşayanlarla dost kıl!
Anlamdan ayrı düşmüş olanlara merhamet et!
Allahım!
Anlamı anlayacak göz, kulak, akıl ve kalp ver!
Anlamın hazinelerini bize aç!
Anlamdan bizleri mahrum etme!
Anlama savaş açmış olanlarla savaşma gücü ver!
Anlam kirliliğinden bizleri uzak tut!
Anlam içindeki boşlukları tamamlamada bizlere yardım et!
Allahım!
Anlam gibi gösterilen illüzyonları, manipülasyonları, halüsinasyonları ayırt edebilme feraseti, basireti ver!
Anlam veren kitaplarla bizleri dost kıl!
Rüstem Budak/Her Taraf