15 Mayıs 2025 - Perşembe
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Alıntılar Alıntı Makale

Alper-Görmüş: Günümüzdeki inançsızlık eğilimi ve yakın tarihimizdeki benzer dönemler

Konda’nın “10 yılda ne değişti” başlıklı raporunun “dindarlık” bölümünde en çok, “ateist” ya da “inançsız” olduğunu söyleyenlerin oranındaki büyük yükseliş ilgi çekti. Bu bir inanç krizi mi? Yaşanan süreç, Osmanlı’nın son dönemiyle Tek Parti dönemindeki dinden uzaklaşma ve inançsızlık eğilimlerine benziyor mu?

Yazar: Venhar Haber
11 Ocak 2019
Kategori: Alıntı Makale
0 0
0
Alper-Görmüş: Günümüzdeki inançsızlık eğilimi ve yakın tarihimizdeki benzer dönemler
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

Konda’nın “10 yılda ne değişti” başlıklı raporunun açıklandığı gün, ben de siyaset bilimci Onur Atalay’ın geçtiğimiz yıl yayımlanan Türk’e Tapmak adlı kitabını bitirmek üzereydim. (Kitabın alt başlığı: Seküler Din ve İki Savaş Arası Kemalizm.)

Konda’nın araştırmasının Türkiye’de son 10 yılda yüzde 1’den yüzde 3’e çıkan inançsızlıkla ilgili bölümlerini okuyunca, zihnim kaçınılmaz bir çağrışımla kitabın başlangıç bölümlerinde yer alan yakın tarihimizdeki benzer dönemlere kaydı.

Bu yazıda, Atalay’ın kitabından yararlanarak, Osmanlı’nın son dönemiyle Cumhuriyet’in başlangıç yıllarına tarihlenen iki dönemdeki artan inançsızlık eğilimi ile günümüzdeki inançsızlık eğilimi arasındaki benzerlikler ve farklılıklar üzerinde duracağız.

Osmanlı’nın son dönemindeki bilim ve pozitivizm temelli inançsızlık eğilimi ile Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki Medeniyet (Batı) ve seküler yaşam tarzı temelli inançsızlık eğilimi hakkında herkes gibi ben de genel bilgilere sahiptim, fakat bir doktora çalışması olan kitaptan bu eğilimin hangi boyutlara ulaştığını öğrendiğimde doğrusu çok şaşırdım. Zikrettiğim dönemlerdeki inançsızlık eğiliminin bugünkünden çok daha radikal ve keskin olduğunu öğrenince eminim siz de çok şaşıracaksınız.

Fakat önce Konda’nın araştırmasının ilgili bölümüne kısaca bir göz atalım…

“Ateistim” diyenler: Yüzde 1’den yüzde 3’e

Konda’nın “10 yılda ne değişti” başlıklı “veri ambarı”nda 2008 ve 2018’de yapılmış hayat tarzları araştırmaları karşılaştırılıyor. “Dindarlık”, bu karşılaştırmaya konu teşkil eden başlıklardan biri…

Buna göre, dindar olduğunu söyleyenlerin oranı 10 yıl içinde yüzde 55’ten yüzde 51’e düşmüş. “İnançlılar” yüzde 34’ten 31’e, “sofular” yüzde 13’ten 10’a gerilemiş.

Fakat asıl önemli değişim, kendisini “ateist” ya da “inançsız” sayanlarda. Bu oran ateistlerde yüzde 1’den yüzde 3’e, inançsızlarda da yüzde 1’den yüzde 2’ye çıkmış.

Konda yöneticileri, bu rakamları “Dindarlık yapısı değişmiyor; ancak, inançsızlar daha görünür olmaya başlamış” diye yorumluyor.

Acaba Konda yöneticileri, kurumsal bir dini reddeden fakat Tanrı inancını sürdüren, dolayısıyla kendini “ateist” ya da “inançsız” saymayan ve geçtiğimiz yıl kendilerinden çok söz ettiren “deistler”le ilgili bir karşılaştırma yapsalardı nasıl bir sonuç elde ederlerdi? Acaba 10 yıl önceki beyanının tersine artık dindar olmadığını söyleyen yüzde 4’lük kesimin bir bölümünü onlar  oluşturuyor olabilir mi?

“Deistler” parantezi

Konda’nın araştırmasında yoklar ama, mademki biz Osmanlı’nın son dönemindeki ve Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki dinden uzaklaşma eğilimiyle bugünkünü karşılaştırıyoruz, bugünkü eğilim içinde önemli bir yekûn oluşturması gereken “deizm”le  ilgili de birkaç hatırlatma yapmadan geçmeyelim.

Bir ilahiyat hocasının, “başörtülü fakat deist” öğrencileriyle ilgili sözlerinden sonra hızlanan deizm tartışmalarını hatırlayacaksınız… Her ne kadar Diyanet’in ve muhafazakâr siyasetçilerin “bizde olmaz öyle şeyler” itirazlarına rağmen bir süre sonra özellikle gençler arasındaki varlığı teslim edilen deizme kayışın nedenlerinin başında, dinin lafzı ile dini taşıma iddiasındaki kişilerin (siyasetçiler dahil) pratiği arasındaki fark gösterilmişti.

Modernizm ve modern hayat, tabii bir başka etmendi, ki ben de “Deizmin döl yatağı: Modernizm” başlıklı yazımda buna dikkat çekmiş, şöyle demiştim:

“Türkiye’de gençlerin deizme kaydıklarını dile getiren ilahiyatçılara göre bunun başlıca nedeni ‘sahnede dini temsil ettiğini söyleyen insanların eylemleri…’

“Bu figürlerin, olumsuz rol modelleri olarak kurumsal dinden uzaklaşma eğilimini güçlendirdikleri muhakkak. Fakat deizm asıl çekiciliğini, modern-seküler hayatın iğvası ile dinin vecibeleri ve kuralları arasında sıkışmış gençlere, inancı da içeren ‘popülist’ bir çıkış yolu sunmasından alıyor.”

Öyle veya böyle, dindar gençler arasındaki deizm eğilimi, artık kendilerini tatmin etmeyen bir anlam dünyasının dışına çıkma, cari dinle aralarına bir mesafe koyma eylemi anlamına geliyor. Mücahit Bilici’nin sözleriyle, gençler, “Yamulmuş, bozulmuş, yozlaşmış bir dinden kaçıp Allah’a sığınıyorlar.”

Osmanlı’nın son dönemi

Şimdi artık Onur Atalay’ın kitabına ve yakın tarihimizde dinden uzaklaşma, inançsızlık, ateizm, deizm gibi kavramlarla karşılanabilecek eğilimlerin belirgin bir şekilde kendini gösterdiği zaman dilimlerine dönebiliriz.

Başlamadan önce, kitapta da vurgulanan bir rezerve işaret edelim: Sözü edilen bütün bu eğilimler elbette kentlerle ve kentlerdeki eğitimli kesimlerle sınırlı. Kırsal kesimlerde İslam inancı, herhangi bir kuşku içermeksizin hâkimiyetini sürdürüyordu.

Onur Atalay, Osmanlılar’ın son dönemindeki “inanç krizi”ni (kendi deyişi) anlatmaya, işte bu rezerve işaret eden “19. Yüzyılın sonlarında İslâm, entelektüel kesimde cazibesini hızla yitirmeye başlamıştı” cümlesiyle başlıyor ve dönemi, çeşitli yazarlara atfen şöyle anlatıyor (dipnotlarda atıf yapılan yazarları, aşağıdaki alıntıda parantez içinde gösteriyorum):

“19. yüzyılın sonlarında İslâm, enetelektüel kesimde cazibesini hızla yitirmeye başlamıştı. Niyazi Berkes, Abdülhamid dönemi mekteplerinde yetişenler için (ki sonradan Cumhuriyet’i kuran kadro olarak karşımıza çıkacaklardır) ‘Dinden, şeriattan, gelenekten, maneviyattan o denli çok söz edilen bir dönemde, karanlık fikir ve inançlara isyan eden bir kuşak yetişiyordu. Bu kuşağın başlıca özelliği de inançları inkâr ve materyalizmdi’ diye yazıyorsa da, muhtemelen durum bundan biraz daha karmaşıktı.

“(…)

“19. yüzyılın sonundaki tüm İslâmileştirme çabalarına rağmen, devletin yeni modern okulları, ‘çoğunlukla pozitivist, materyalist ve ilimperest fikirlerle aşılanmış bürokratlar, subaylar, profesyoneller ve aydınlar yeteştiriyordu’ (Amit Bein). Bu dönemde bir yüksekokul öğrencisinin namaz kılması artık şaşkınlıkla karşılanmaktaydı (Mehmet Ö. Alkan) veya 1915-16 (hicri 1331) yılında Darülmuallim’in öğrencileri arasında yapılan bir ankette 90 öğrenciden 89’u dinle alakalarının olmadığını veya dine ancak reform yapıldığı takdirde olumlu yaklaşacaklarını belirtiyorlardı (Nuray Mert). Jön Türk subayları içinse, konyak içip domuz eti yemek adeta bir onur meselesi halini almıştı (Bernard Lewis).”

Cumhuriyet ve Tek Parti dönemi

Osmanlı’nın son dönemindeki dinden uzaklaşma ve inançsızlık eğilimini, devletin tam tersi yöndeki çabalarına ve propagandasına rağmen ortaya çıkma özelliğiyle günümüzdeki duruma benzetebiliriz.

Oysa bu iki dönem arasında yer alan, yani Cumhuriyet’in ilanından sonra başlayıp Tek Parti’yle devam eden dönemde, devlet, toplumun dinden uzaklaşması (en azından dinin bireylerin vicdanlarına hapsedilmesi) için aktif çaba sarf eden bir aktör durumundadır.

Peki, bu dönemdeki dinden uzaklaşma ve inançsızlık eğiliminin tümüyle devletin bu tutumundan kaynaklandığını söyleyebilir miyiz?

Onur Atalay’ın kitabında yer alan bilgiler, bu dönemdeki eğilimde baskının yanı sıra, Cumhuriyet kentlilerinin Batı düşüncesinden ve Batılı seküler hayat tarzından etkilenmelerinin de rolünün olduğunu ortaya koyuyor. Yani hem baskının hem de rızanın ürettiği bir süreç bu.

Kitapta yer alan ve bu dönemin atmosferini gösteren birkaç çarpıcı pasajı da dikkatinize sunayım:

“Oruç tutmaya kalktılar, namaz kılmaya kalktılar…”

“Dönemin hâkim entelektüel havasını takip eden radikal kanada mensup yönetici elitler, İslâm’ı o zamanlarda dahi miadını doldurmuş bir kurum olarak görürler. Kazım Karabekir, daha 1923 yılında, Mahmut Esat (Bozkurt), Tevfik Rüştü (Aras) (ki ikisi de sonrasında uzun yıllar bakanlık -Dışişleri ve Adalet- yapacaklardır) ve Ali Fethi’nin (Okyar) (ki sonrasında Başbakanlık yapacaktır) İslâm’ı kaldırmanın propagandasını yaptıklarını aktarır.” (Uğur Mumcu’nun Kâzım Karabekir Anlatıyor kitabından).

“(…)

“Geçmişte dindar olarak bilinen zatlar, Hasan Âli’den Memduh Şevket’e kadar, artık ‘dindar gözükmemek için’ ellerinden geleni yapıyorlardır. Mebus olan eski bir hoca, poker oynayıp rakı içerken Allah’a küfretmektedir. Konya’da yine eski bir mebus ve eski bir hoca, camileri ve mescitleri hâlâ neden yaşattığımızı sorar Mustafa Kemal’e (Ahmet Hamdi Başar).

“(…)

“1935’te Meclis’e giren ilk kadın vekillerden Fakihe Öymen’in İsmet İnönü dönemi hakkında hayıflanarak söyledikleri önemlidir: ‘Atatürk’ün yolunda yürümüş olsaydı, her şey başka türlü olacaktı. Atatürk öldükten sonra birçok dostlarımız var. İsmet Paşa zamanında oruç tutmaya kalktılar, İsmet Paşa zamanında namaz kılmaya kalktılar (Arı İnan).”

Sadece elitler değil…

Onur Atalay, yönetici elitte dine karşı benimsenen bu pervasız tutumun hemen akla getirdiği o soruyu da soruyor:

“Peki ama, yönetici elit, İslâm’ın rıza sağlayıcı muazzam gücünü kullanmaktan vazgeçmeyi nasıl göze alabilmişti?”

Yazarın bu soruya verdiği cevap, Tek Parti dönemindeki dinden uzaklaşma eğiliminin yönetici elit ya da entelektüellerle sınırlı olmadığını ortaya koyuyor:

“Anlaşılan, halkın da kendileri gibi hızla İslâm’dan uzaklaştığını veya uzaklaşacağını düşünmekteydiler. Gerçekten de dönem itibariyle sadece yöneticiler değil, halk (en azından şehirli orta ve üst sınıflar) arasında da dinin formal yapısına karşı soğukluk gözle görülür bir hal almıştır.”

Yazar, kitabında dinden uzaklaşma ve inançsızlık eğiliminin çeşitli kesimlerdeki görünümünü çok sayıda örnek ve atıfla uzun uzun anlatıyor, fakat ben bu kadarını aktarmakla yetiniyorum.

Eski dönemler tarih oldu ve en azından gazetecilerin ve aktüel yorumcuların ilgi alanının dışına düştü. Fakat günümüzdeki dinden uzaklaşma ve inançsızlık eğilimi için aynı şeyi söyleyemeyiz.

Bu cümleden olmak üzere, ben de ara ara bu önemli sosyolojik olguya eğilmeye devam edeceğim.

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Gazze Ulusal Sınırların Kurbanıdır

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Bir Toplumu Dışarıdaki Değil İçerideki Düşman Yıkar

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Düşmanı Kahretmenin Yolu

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Yaşamak Yüklü Kelimeler

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

taşa yaz dalgalanmıyorsa su /suya oku kafa yarmıyorsa taş

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Filibeli Ahmed Hilmi'de Avrupa Siyaset ve Medeniyeti

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

Çeç

Erdal BAYRAKTAR
Erdal BAYRAKTAR

Teyakkuz Hali

Yazarın Diğer Yazıları

  • “Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine
    13 Mayıs 2025
  • Biliyoruz, HAMAS’ın İşi Çok Zor!
    12 Mayıs 2025
  • Geçmişten Günümüze Büyük Bir Yanılgı: Bedelsiz Cennet
    10 Mayıs 2025
  • İsrail’in Gazze’ye Yönelik Son Planı: “Gideon’un Savaş Arabaları” Nedir?
    9 Mayıs 2025
  • Soyu Tükenmek Üzere Olan Gazze’nin Son Çocukları…
    8 Mayıs 2025
  • Korkak Müslümanlara Değil Sapkın Yahudilere Güveniyoruz
    7 Mayıs 2025
  • İsrail Ürünlerini Boykot Edenlere Ceza Geliyor: Ya 20 Yıl Hapis ya 1 Milyon Dolar!
    7 Mayıs 2025
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Yenilendik !

Yenilendik !

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

“Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine

“Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine

13 Mayıs 2025
Biliyoruz, HAMAS’ın İşi Çok Zor!

Biliyoruz, HAMAS’ın İşi Çok Zor!

12 Mayıs 2025
Geçmişten Günümüze Büyük Bir Yanılgı: Bedelsiz Cennet

Geçmişten Günümüze Büyük Bir Yanılgı: Bedelsiz Cennet

10 Mayıs 2025
İsrail’in Gazze’ye Yönelik Son Planı: “Gideon’un Savaş Arabaları” Nedir?

İsrail’in Gazze’ye Yönelik Son Planı: “Gideon’un Savaş Arabaları” Nedir?

9 Mayıs 2025

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist