Bilinmelidir ki inkar edenlerin ne malları ne de evlatları Allah huzurunda kendilerine bir fayda sağlayacaktır. İşte onlar cehennemin yakıtıdır. (Ali İmran 10)
Ellerimizle Biriktirdiklerimizden Değil, Takdim Ettiklerimizle Sorgulanacağız
Kuşkusuz insanoğlu gücü elinde tutmaya arzuludur. Her çağın kendince güç olarak sembolize ettiği bir takım değerler vardır. Mekke dönemi içinde bu semboller mal ve erkek evlat iken bugünün dünyasında makam, para, şöhret vs. dir. Kişi sürekli bu güç sembollerini elde etmeye çalışır. Aslında İslam bu güç unsurlarına sahip olmayı kötülemez. Ama bu güç unsurlarını merkeze koyarak her hakikati bu unsurlar üzerinden değerlendirmeye karşı çıkar. Yani kısaca bu güç unsurlarının Allah’a şirk koşulmasına karşı çıkar.
İslam’ın merkeze koyduğu şey tevhid inancıdır. Yaratmada, yönetmede, kanun koymada, terbiye etmede tek İlah ve Rab olarak Allah’ın tanınmasıdır. Eğer insan tevhid inancına sahipse elde ettiği güç, yani makam, ticari mallar, mevkii, evlatlar, para, şöhret vs. her şey Allah uğrunda feda edilmeye hazır birer sembollerdir. Çünkü her şeyi veren Allah’tır ve insan onun emanetçisi pozisyonundadır. Bir gün bırakıp gideceği şeylere kulluk yapma gereksinimi duymaz. Mümin insan onları yaratana kulluk yapar.
Hakikatin üstünü örten insan ise hakikatin ne olduğunu bildiği halde bu güç unsurlarını insanlara hükmetme aracı olarak kullanır. Eşyayı aslına uygun kullanmayarak zulmetmiş olur. Firavunlaşır, Karunlaşır. Kimileri bu güce ve paraya tamah edebilir. Tıpkı Karun’un hazinesinin kendilerinde olmasını arzulayanlar gibi. Allah, insana merhamet ederek onları uyarır. Bu dünya bir oyun ve eğlence yeri, vakti gelen herkes bu dünyadan çekip gidecek ve Allah’ın huzurunda hesap verecek. İşte o hesap günün de kişinin sahip oldukları güçten ziyade sahip oldukları gücü kimin için kullandıkları sorulacak. Dolayısıyla biriktirdikleriyle değil, elleriyle takdim ettiklerinden sorguya çekilecekler. İnsanın kendisine hesap gününde hiçbir fayda sağlamayacağı, hatta kendisi için azap olabilecek bir gücün peşinde koşmak düşük bir aklı gerektirir.
Allah, insanlara hem bu dünyada işlerine yarayacak hem de ahiret hayatında işlerine yarayacak bir bilinçle bir şeyler inşa etmelerini emir buyurmaktadır. Bütün izzet ve şerefin Allah’a ait olması gibi, her şeyin sahibi de Allah’tır. Öyleyse sahibi olduğunu düşündüğümüz her şeyi onun bize öğrettiği biçimde ve onun adına kullanmamız gerekiyor. Aksi takdirde kazandığımızı düşündüğümüz şeylerle birlikte cehennem yakıtı olmaktan kurtulamayız.