Zalimler her zaman zalimdir, değişmez bir kural. Nerede olursa olsun hiç fark etmiyor. Dini, kültürü, meşrebi ne olursa olsun bu hiçbir zaman değişmez. İslâm beldesinde, adı Müslüman olan, kimi İslâmî unsurları ve sorumlulukları yerine getiriyor olsalar bile, zalim zalimdir.
Müslümanlar için giran olan, insana ağır gelebilecek olanı da bu sıfatı taşıyanlardır. Dünya saltanatı ve mülkü için zulmü kendilerine ilke edinmiş olanlar Müslüman olabilirler ama asla İslâm’ı temsil edemezler.
Yeryüzünün karanlık yüzlü zalimleri çok yönlü. Müslümanlar için ise en vahim olanı, hak, adalet, özgürlük ve demokrasi gibi olguları zalimlerden bekliyor olmaları. Çünkü onlar çok yüzlü zalimlerdirler. Onların türlü oyunları vardır. Oyunların hemen bütün sonuçları onların lehlerine ve çıkarlarınadır. Onlar sadece göz boyacılardırlar. Sahtelikleri, yalanları, dolanları asıl ruhlarını oluşturuyor.
Onlara kapılanların sonları da neredeyse aynıdır. Yaptıkları zulümlerin benzerine onların elleriyle yaşıyorlar. Zalim egemenler insanı birer böcek gibi görüyorlar. Böcekler lehlerine birer taşıyıcı iseler bir süre taşırlar. Zamanı gelince onları ezer, yerine yeni böcekler getiriyorlar.
Demokrasi ve Batı hukuku aldatmalarına kapılan Müslümanların vahim sonuçlarıdır bunlar. “Arap Baharı” aldatmacasının ardından bu dalgaya kapılan Müslümanlar büyük bir yanılgı yaşadılar. Yaşadılar ama asla uslanmadılar ve uslanmayacaklar. Oyunlar bir başka biçimde yeniden sahnelenir, yaşanır, kitleler kapılır, sonuçlar hiçbir zaman da değişmez.
Başta Amerika ve Batı destekli, askeri darbeli, rol ve oyun gereği Mısır’ın başına getirilen Sisi tipi demokrasi, Sisi tipi hukuk, Sisi tipi bir yönetim. Batı ruhunun yansıması. “Emperyalizm Kaosu” dalgasının ardından, öngörülen demokrasi oyununda Muhammed Mursi, Mısır’ın ilk ve son Sivil Başkanı olarak seçildi. Ona bir yıl bile tahammül edilmedi. Gene Batı’nın desteğinde Batı tipi bir darbe ile alaşağı edildi. Görevden indirildikten beri hapishanede, demir parmaklıklar arkasında, gene demir parmaklıklı mahkeme salonunda sadece bir oyun oynandı. Dünyanın gözleri önünde, yıldırılmış, pişmanlığa mahkûm çabaları boşuna çıkmıştır. Allah’ın adaleti, oyun oynayanları, destekçilerini, kuklalarını yerle bir etmiş, rezil etmiştir. Göz göre bu tuluatın çok kötü kurbanları kendileri olmuştur. Kendilerince zamana bırakılmış bu sürecin böyle sonlanması yeni bir çıkış için de bir neden olmuştur.
Batı’ya, hukukuna, özgürlük ve demokrasi taleplerine bu ölüm büyük bir şamardır. Ve elbet biliyoruz ki bu Batı büyük bir sarsılma içinde olmalıdır. Ama ne yazık ki sadece olmalıdır beklentisi bile sağlıklı bir yaklaşım değildir. Onlar kuklalarını koruma, düzenlerini sürdürme çabalarına küçük bir gölge gibidir. Her nasılsa yeni bir oyun ile bunun üzeri anında en kısa zamanda örtülecek, bir başka yöne dikkatler çekilecektir. Merhum Muhammed Mursi İslâm inanç ve düşüncesinin bir şehidi. O sadece demokrasi oyunu içinde kısa dönemli bir deneyim yaşamış bundan da Müslümanlar gerekli sonuçları anlamış olmalıdır.
Mısır’ın ehmarlı, sabitkadem zalim sultanların kalıtları yeryüzünde kara bir olgu olarak duruyor olsalar bile, onlar ve bugünün hemen bütün zalimleri aynı ruhun temsilcileridir. Dünyayı kasıp kavuran zalim ruhun bir yansımasıdır bu. Sadece bir sonuçtur. Bundan sonra da benzerleri gene olacak. Allah Muhammed Mursi’yi, âdil ve hakkaniyetle zalimlerin elinden kurtarmış, onların hukukunu, adaletini, demokrasisini, özgürlük anlayışlarını yerle bir etmiş ve rezil etmiştir. Allah, âdildir. Zalimler buradan ders çıkarmazlar biliriz ama Müslümanlar için bir uyarıdır.
Muhammed Mursi bir şehittir, Allah katında bir mazlumdur, O rahmet ve mağfiret iledir. Ona edilecek dualar ve rahmet dilekleri ancak Müslümanların kendilerinin uyanışına neden olmalı.
Milli Gazete / Ali Haydar Haksal