3 Haziran 2023 - Cumartesi
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Makaleler

YALNIZ VE AMAÇSIZ İNSAN

Yazar: Bünyamin ZERAN
29 Temmuz 2018
Kategori: Makaleler
0 0
0
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder
Endişe çağının insanı kendisini büyük bir boşlukta hissetmektedir. Dünyada etkili bir iş yapabileceğine dair duygularını yitirmiştir. Teslim olmuş ve tüm duyarlılığını yitirmiştir. Ne hissettiğini bilmediği için ne istediğini de bilmemektedir. Duygu yitimi onda derin boşluklar oluşturmuştur. Derin boşlukları oluşan insan kendi bireyselliğini tamamlama cesaretini yitirdiğinden kendini ancak kalabalıklar içinde güvende hissetmektedir. Kalabalıklar içinde olmak herkes gibi yaşamayı ve aykırı olmamayı ona yüklemiştir. Herkes gibi olmak ve uçlarda olmamak ona yalnızlığını yenme duygusu vermiştir. Yani kendi yalnızlığından kalabalıkların içine kaçarak kurtulmaya çalışmaktadır.

            Modern insanın kendi yalnızlığını yenme mücadelesi ile inanmış insanın kendi yalnızlığını yenme mücadelesi iki ayrı uçta sürmektedir. Modern insan kalabalıkların içinde bir hiç olmayı yalnızlığın ilacı olarak görmekteyken inanmış insan bilgi ve bilinci geliştikçe giderek kendiyle daha çok baş başa kalmayı tercih etmektedir. Ve yalnızlaşmak onun kaderi haline gelmektedir. İman etmiş kimse kalabalıklardan kendi iç dünyasına doğru kaçar ve bilinç arttıkça yalnızlığı da artar. Çünkü onda dünyayı değiştirecek kelimeler mevcuttur. Toplumun hoşuna gitmeyen, huzuru kaçıran bu kelimelerden herkes olabildiğince kaçmak ister. İşte bundandır ki ihlaslı kullar azdır. Az olmalarına rağmen çok topluluklara galebe çalarlar. Allah’ın bu yasasını bildikleri için yalnızlaşmaktan, bir avuç kalmaktan hiç korkmazlar, endişeye kapılmazlar ve ümitsiz olmazlar.

            Modern insan beğenilme duygusuyla yaşar böylece kendi yalnızlığından kurtulabileceğini düşünür. Başkalarının kendisinden ne beklediğini düşünerek yaşar. Kendisi olmaktan olabildiğince uzaktır. Eğer kalabalıklardan sıyrılırsa kendisine nasıl yön vereceği hususunda endişeye kapılır kendisini derin bir boşlukta hissederek sınırlarını kaybeder. Böyle yaşaması gayet doğaldır çünkü insan sürekli endişe bombardımanı altındadır. Her sabah haberleri dinlediğinde, gazetesini okuduğunda, sokakta insanlarla sohbet ettiğinde hep o gergin bakışlar, geleceğe dair umutsuz sözler ve dünyanın sürekli olumsuza doğru gidişini seyretme vs. vardır. Doğaldır ki insan geleceğe dair endişe duymaktadır. Modern insanın kendisini sürekli olarak güvende hissetmemesi bu endişe halini bir hastalık olarak üzerinde taşımasından kaynaklanır. Oysa inanmış bir insanın endişe duyma imkanı yoktur. Korkabilir ama asla endişe duymaz. Çünkü korkunun nesnesi gerçektir endişenin ise nesnesi gerçek değildir. Nesnesi gerçek olmayan endişe halinde ne yapılacağını bilemeyiz. Çünkü endişenin kaynağı vehimlerden ibarettir. Müslüman vehimlere göre değil hakikatlere göre davranış belirler. Onun içindir ki mümin insan, çağın psikosomatik hastalıklarına maruz kalmaz. Endişe halinden ancak öz farkındalıkla kurtulunabilir ne var ki modern insanın en çok kaybettiği şey de kendi öz farkındalığıdır. Mümin insan yaratılışının gayesini bildiği için etrafında ne kadar karmaşa, acı olursa olsun varlık bilincini kaybetmeden, endişeye kapılmadan yoluna devam eder.

            Bilinçli olmak insana iki farklı şey katar: Öncelikle insanın kendi kendine karşı sorumluluğu bir anlam kazanır. Hayatta yapmak istediği şeyi bizzat kendisi seçtiği için bunu bir yük olarak algılamaktan kurtulur. Yaptığı şeylerin sorumluluğunu bizzat kendi üstüne alarak yaşar. Ortaya çıkan sonuç her ne olursa olsun kimseyi suçlamadan ve kimseye kırılmadan yoluna devam eder. Özgürlük ile sorumluluk birlikte yürür. İnsan seçer ve başlar hayatı. Eğer birey özgür değilse bir tür otomat halini almıştır. Günümüz dünyasında modern insan otomat hareket etmektedir. Alışkanlıklarını bizzat hayatın kendisi zannetmektedir. Müslüman iddiasında olan insanlar için de durum aynıdır. Namazı alışkanlıktır, orucu alışkanlıktır, zekatı alışkanlıktır, karı-koca ilişkileri alışkanlıktır, insan ilişkileri alışkanlıktır vs… Alışkanlıkta his yoktur çünkü bizzat bilinçle tercih ettiği şeyleri değil de çevrenin ona yüklediği şeyleri yaşamaktadır.

            Bilinçli olmanın insana yüklediği ikinci şey ise disiplindir. Disiplinli olmayı biri yahut birileri istediği için değil de bilinçli olarak tercih ettiği şeylere bir disiplin içinde ulaşabileceğini gördüğü için disiplinli hareket etmeyi seçer. Kendisi olmayı becerememiş insan hayata katacağı bir anlamı üzerinde barındırmadığından disipline de ihtiyaç duymayacaktır. Hatta sorumluluktan kaçarak başıboş bir şekilde yaşamayı tercih edecektir.

            Modern insan yalnız ve amaçsızdır. Müslüman iddiasında yaşayan insanların büyük bir kısmı da bu modern insan grubundadır. Kendi tercihleri olarak gördükleri din bir önceki kuşaktan devraldıkları yahut etkilendikleri yazarlardan öğrendikleri yahut da ağabeylerinden öğrendiklerinden ibaret bir din anlayışıdır. Üzerine ne bir eleştiri ne de yeni bir tuğla eklemişlerdir. Kırk yıl önce kurdukları cümleleri kırk yıl sonra da kurmakta beis görmezler. Artık inançları alışkanlıklar bütünü haline gelmiştir. Oysa insan her gün yeni bir güne doğar ve her güne yeni bir söz söylemek gerekir. RolloMay’in deyimiyle insan “her gün kalktığında özgürlüğü için yeniden mücadele etmelidir” bu ancak ne istediğini bilen bilinçli insanın savaşımıdır. Ne istediğini bilen bir insan istediği şey için yılmaz bir disiplin ve gayretle çalışır. Hayatındaki tüm alışkanlıklarını, kazanımlarını, ilişkilerini bu değerlere göre belirler ve kimlik tanımlamasını bunun üzerinden yapar. Görünür olma kaygısından uzak olduğu gibi görünen bir kişiliktir o. Ne kınayıcının kınamasından korkar ve ne de toplum dışına itilmekten. Çünkü o ne yalnızdır ne de amaçsız, varlık bilincinin farkında biridir.

            Modern insan her şeyin olduğu gibi zamanın da nesnesi haline gelmiştir. Zamanı yapıcı ve verimli kullanamaz. Mesailere ayarlı bir dünyası vardır. Mesai saatleri içinde ölü zaman dilimleri yaşar. Tıpkı hapisteki insanlar gibi dışarı çıkacağı günü/saati sayar. Zaman onun için kalabalıkların içine karışacağı, hazlarını tatmin ederek kendiyle yüzleşmekten uzaklaşacağı bir şeydir. Kendine ait, iç dünyasını geliştirecek ona kendini hatırlatacak coşkuyla geçirdiği bir zaman ya yoktur ya da çok azdır. Kendine dair söyleyebilecek güçlü bir sözü yoktur onun için bir disiplini de yoktur. Saatin kaç olduğu, günlerden ne olduğu ile de ilgilenmez ilgilendiği tek şey kendini kör ettiği dünyaya karşı muazzam içsel çatışmalarını dindirecek bir kaçış anıdır. Coşkuyla hatırlayabileceği anı olarak işte bu zamanlar kalır onda.

            Oysa zamanla yapıcı bir ilişki kurmak istiyorsak içinde yaşadığımız zamanla doğru ilişki kurmak zorundayız. Yani şimdiki zamanın kıymetini bilmek zorundayız zira şuan sahip olduğumuz tek şeydir. Geçmiş artık gelmeyecektir ve gelecekte henüz gelmemiştir değerli olan şimdiki andır. Geçmiş ve gelecek ancak şimdiki zamanı destekleyen ve olumlayan bir şey olduğu ölçekte kıymetlidir. Geçmiş şimdiki zamanı aydınlatabildiği, gelecekse onu daha zengin ve yoğun kılabildiği müddetçe vardır. Geleceği garantilemenin yolu şimdiki zamanla cesur ve yapıcı bir şekilde yüzleşmektir. Tövbe ve salih amel şimdiki zamanı değerli kılan geleceği ise kurtaran bir davranış biçimidir. Çünkü gelecek şimdiki zamandan doğar. Şimdiki zaman yelkovanın bir noktadan diğerine geçmesiyle sınırlı değildir. Daima “kritiktir”, açılmaya ve yeni şeylere yol açmaya daima hazırdır.

            Yalnız ve amaçsız olmamak için insanın öz farkındalığını artırması gerekmektedir. Özellikle buna Müslüman iddiasını taşıyan bizlerin sahip olması gerekir. Çünkü Allah kullarından ancak öz farkındalığı yüksek olanların kurtuluşa ereceğini söylüyor. İhlaslı kullar neyi niçin yaptığını bilen ve yaptığı şeyleri de kuvvetli bir bilinçle disiplinli bir şekilde yapmaya devam edenlerdir. İhlaslı kullar sloganik sözlerden uzak durarak kendi varlık bilincini geliştiren ve insana merhametle dokunabilen kimselerdir. Ötekileştirmeden ve çağına yabancılaşmadan hakikatin yanında sürekli olarak var olabilmeyi başarmış kimselerdir. Allah, insana tezekkür, tefehhüm, tefakkuk, teakkul, tedebbür, tefekkür ve şuur kavramlarıyla rabbini keşfetmesini ve insan olarak varlık bilincine sahip çıkarak kurtuluşa ermesini istemektedir. Kurtuluşu dilemek ancak kişinin özgür seçimiyle tercih etmesini gerektirir. Özgürce seçtiği şey üzerinde insan lakayt davranamaz eğer davranıyorsa bir seçim yapmamış akıntıya kapılarak sürü olmayı seçmiştir. Bugün dünyada Müslüman olma iddiasında olanların hallerine bakınca özgürce seçilmiş bir din mi yoksa akıntıya teslim olmuş bir sürü mü görmekteyiz? Ben kendimin bir sürü olmaktan kurtulabilmesi ancak kendimi fark etmemle mümkündür. “Onun içindir ki boşuna dememişler kendini tanıyan rabbini bilir.”

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

Daha İyi Anlayabilmek İçin

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Tevhid Şirkin Affını İster mi?

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

İsveçli Memur Olmak!

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

"Hak İle Dalâlet Arasında Ara Form Yoktur"

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Muhafazakâr Demokratlarda İttifak Ahlakı

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Dünyevi İktidar ve Ölümlü İlahlar

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Yitiğini Doğru Yerde Aramak

Abdi KEÇELİ
Abdi KEÇELİ

Otu Çek Köküne Bak

Yazarın Diğer Yazıları

  • Yitiğini Doğru Yerde Aramak
    30 Nisan 2023
  • Ruhsuz Bir Deneme
    1 Nisan 2023
  • İnsanın Allah’a Olan Yolculuğu
    26 Kasım 2022
  • Covid 19 Dünya Halkları İçin Bir Salgın Mıydı Saldırı Mıydı?
    7 Kasım 2022
  • Toplumu Dizayn Etmede Dilin Araçsallığı
    22 Ağustos 2022
  • İnsanın Allah İle Olan İlişkisi
    3 Ağustos 2022
  • Unutmak Ve Hatırlamak
    27 Haziran 2022
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Yenilendik !

Yenilendik !

Doğru Ya da Yanlış Ekinleriz

Doğru Ya da Yanlış Ekinleriz

İktibas Dergisi Haziran Sayısı çıktı

İktibas Dergisi Haziran Sayısı çıktı

2 Haziran 2023
“Oy Vermek, Siyasi Katılımın En Zavallıcası” 

“Oy Vermek, Siyasi Katılımın En Zavallıcası” 

1 Haziran 2023
Müslüman Gençler İçin Kulluk Bildirgesi

Tarafımız ve Safımız

1 Haziran 2023
Kosova’nın Kuzeyinde Gerginlik

Kosova’nın Kuzeyinde Gerginlik

1 Haziran 2023

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
    • Alıntı Makale
    • Alıntı Söyleşi
  • İslam Dünyası
    • Filistin
    • Suriye
    • İran
    • Irak
    • Arakan
    • Pakistan
    • Yemen
    • B.Arap Emirlikleri
    • Diğer
  • Dünya
    • Ortadoğu
    • Amerika
    • Avrupa
    • Asya
    • Afrika
    • Diğer
  • Türkiye
    • Aile ve Çocuk
    • Aktüel
    • Eğitim
    • Ekonomi
    • Kültür & Sanat
    • Siyaset
  • Tavsiyelerimiz Var
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist