24 Mayıs 2025 - Cumartesi
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Makaleler

TARİHİN YÜKLEDİĞİ MİSYON

Yazar: Erdal BAYRAKTAR
30 Temmuz 2018
Kategori: Makaleler
0 0
0
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder
İbn-i Haldun’a atfedilen “coğrafya kaderimizdir” sözü, son yaşadıklarımızla birlikte yeniden gündemimize girdi. Coğrafya hem avantaj hem de dezavantajdır. Orada yaşadığınız müddetçe coğrafya kaderiniz olmaya devam edecektir. Son zamanlarda Daru’l-İslam’ın farklı beldelerinden Müslümanlarla hasb-i hal ettiğimizde bu söz anlamını bize iyiden iyiye hissettiriyor, bunun beraberinde hayata ve olanlara yeni bir şekilde bakma gereği duyuyoruz.

Yeryüzü coğrafyası, Murad-ı İlahi mucibince yaratılıp Âdemoğlunun hizmetine musahhar kılındıktan sonra bir anlam kazandığı gibi, Ademoğlu için de yaratılış amacının coğrafya üzerinden anlamlandırma süreci başlamış oluyor. Her şey bir mekânda cereyan ediyor ve mekâna şeref veren de içinde yaşayan insandır. Bu duruma binaen Kadim Gelenek’te “şerefü`l-mekân bi`l-mekîn” denmiştir. Mekânı şereflendiren insanın şerefi de “ahd” ine sadakatiyle ölçülür.

Yeryüzü coğrafyasının bir kısmı İslam’la şereflenip Müslümanlara Dar/yurt olduğu zaman İslam’ın mührüyle yeni bir misyona kavuşur ve Daru’l-İslam olur. Erkam’ın Beyt’ inin Nebevi dönemde Dâr’lık göreviyle şereflendiği gibi… O ev hala bu şerefle anılıyorsa, İslam beldeleri ve şehirleri de bu şerefle varlıklarını devam ettiriyorlar. Mekke, Medine, Kudüs, Gırnata, Urfa, Şam, Diyarbekir, Bağdat, Kerbela, Elaziz, Buhara, Taşkent, Semerkant, Horasan, Konya, İstanbul, Saraybosna… Misyona ev sahipliği yaptıkları müddetçe melekler ve Müslümanlar onları “zikir” etmeye devam edeceklerdir. Bu vesileyle; İslam’ın vatan, bölge, kavim, kabile, atalar kültü… adı altında kutsallıklar oluşturulmasına izin vermediğini hatırlamamız gerekiyor. Her varlık fıtrat ve İlahi değerlerle irtibatı derecesinde anlam kazanır.

Daru’l-İslam’ın farklı beldelerinden Müslümanlarla gerçekleştirdiğimiz hasb-i hallerde Anadolu coğrafyasının, Türkiye’nin, son Makarr-ı Hilafet’in zihinlerde ve gönüllerde nasıl yer ettiğine bir daha şahit oluyorsunuz. Böyle düşünmelerine sebep olan ne? demekten kendinizi alamıyorsunuz. Eskiden bu sohbetleri duyardım fakat fazla ciddiye almazdım. Bunun birçok sebebi olabilir. Bu konu üzerinde de düşünmek gerekiyor. Ama daha çok kavmiyetçilik yapmayalım, diğer Müslüman unsurlara karşı bir üstünlük duygusu oluşmasın amacıyla bu mevzuları duyar geçiştirirdik. Ama son zamanlarda, Türkiye dışındaki Müslümanlarla yaptığım sohbetler Anadolu’nun, Türkiye’nin isimlerinden daha fazla bir anlamı olduğunu düşündürdü bana.

Kosovalı kardeşimizin, Balkanlı Müslümanların Türkiye algısını bir Kosovalı çiftçinin ifadesiyle anlatması ve anlatırken ki ruh hali görülmeye değerdi: Kendi aksanıyla “Guçlü Türkiya huzurli Balkan.”

Filistinli kardeşimizle sohbetimiz, 1 Kasım seçiminden hemen önceki akşamdı. Gece geç saatlere kadar devam eden sohbetin tanışma faslından sonra bize sorduğu ilk soru: Seçim sonuçları hakkındaki tahmininiz nedir? olmuştu. Şaşırmıştık. Bizim aynı soruyu kendisine sorduğumuzda bir Türkiyeli vatandaşın fevkinde bir ilgi ve bilgiyle Türkiye ve seçim analizleri yapmasıydı. Bölgede “devlet” denecek tek devletin Türkiye olduğunu çünkü Türkiye’nin “dış politikaya” sahip olmasıydı. Dış politikası olmayanın devlet olamayacağıydı. Bu kıstas üzerinden düşünüldüğünde bölgede diğer bir devletin de İran olduğundan bahsetti. Sohbetimizin bitiş sorusu ise: Seçim sonuçlarının aşağı yukarı ne zaman neticeleneceği idi.

Ganalı kardeşimizin ve ailesinin Türkiye devleti ve halkının Afrikalılar için ne anlam ifade ettiğini şu ifadelerle öğreniyorduk: “Türkiye istikrarlı ve güçlü olduğu zaman Afrikalı Hristiyan yöneticilerin tavırları daha az baskıcı oluyordu.”
Irak ve Suriye kökenli Müslüman gençlerden, sığınacakları tek vatanlarının Türkiye olduğunu işitmemiz ilginçti. Özellikle Iraklı Sünni Müslümanlar etkileri hala devam eden büyük bir travma yaşamışlar. Özellikle babası gözleri önünde katledilen Basralı genç, şartlar normalleştiğinde de Irak’a dönmek istemiyordu. O açıdan Türkiye ile ilgili iç ve dış gelişmelere çok duyarlıydılar.
Asyalı Müslümanlar, özellikle Müslüman Türkler için Türkiye alternatifsiz gidilecek tek yurt, sığınılacak ilk ve tek limandır, bir nevi başını dayayacağı bir ana kucağı. Önceleri Mekke, Medine, Şam gibi yerler de özellikle Asya kökenli Müslümanlar için hem İslam’ı öğrenme hem de mübarek beldelerde Müslümanca yaşamak için tercih sebebiydi ama bu ilgi gittikçe azalmaktadır.

İslam’ın Fütühat anlayışında bütün bir yeryüzü bu ufka dahildir. Ayet ve Peygamber’e(s.a.v) atfedilen rivayetlerin teşviki, ilk günden Müslümanları İslam’ ı insanlara ulaştırma(davet, tebliğ), bu vesileyle elde edilen ecirden nasiplenme, lütuflanma cehdine sevk etmiştir. Anadolu da bu ufkun içerisinde oldu her daim. Hemen ilk yıllarda, Hz. Ömer’in Antakya’yı fethiyle(636) Anadolu’ya yolculuk da başlamış oluyordu. İslam ordularının hızlı ilerleyişi karşısında Bizans, Antakya’dan Erzurum’ a kadar alanı boş bıraktı. Bu hududun arkasındaki şehirlerin (Tarsus, Antakya, Maraş, Malatya, Erzurum) fethedilmesiyle bu şehirler Sugur ve Avasım şehirleri olarak İslam Devleti’nin müstahkem kaleleri oldular. Bu ilk fetihlerden sonra İstanbul merkezli Anadolu ufku, 1071’e kadar devam etti. 1071’de Müslüman orduların Bizans’a karşı Malazgirt galibiyetinden sonra Anadolu kapıları Müslümanlara tamamen açıldı ve İslam mührü İstanbul’un fethiyle(1453) Anadolu’ya vurulmuş oldu. Anadolu, İslam’ın yayılış tarihinde Mekke’den, Medine’den Peygamber müjdesine nail olmak için huruç eden Müminlerin fethetmek için geldikleri; yurt aramak için yola çıkan göçer Türklerin sonraları İslam’la şereflenmeleriyle birlikte alp-erenlerin gaza ve Nizam-ı Alem ülkülerini gerçekleştirecekleri ufuk coğrafya; Haçlı Saldırıları döneminde gaza, cihad, şehadet aşkıyla dolu Müminlerin geldikleri bir Daru’l-İslam kalesi; Moğol Saldırıları döneminde kitlelerin sığınacağı dost bağrı oldu. Bütün bu yaşananlar Anadolu coğrafyasına, Anadolu Müslümanlarına tarihsel süreç içerisinde bir misyon yükledi, kabul etsek de etmesek de. Bu gün de Asya’dan, Afrika’dan, Ortadoğu’dan, Balkanlar’dan gelenler aynı duyguyu yaşıyorlar. Hal dilleriyle, böyle değilsiniz ama böyle olmak zorundasınız der gibi.

Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmaya başladığından bu tarafa Daru’l-İslam beldeleri gün yüzü görmüyor, fonksiyonlarını icra edemiyorlar. Fiziksel, zihinsel, kültürel, toplumsal parçalanma devam ediyor. Bu durum, Anadolu coğrafyası için de geçerli. Osmanlı Devleti’nin dağılması ve devamında kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı şahsında temsil edilen kadim mirası reddetti. Yeni devlet kadim mirasla irtibatı koparınca ona dayatılan yapay ve bünyeyle uyumsuz yeni görev yüzünden içe büzüldü ve başka devletlerin müdahale alanına dönüştü. Bu durum Müslüman halk-devlet uyumunun önündeki en büyük engel olmaya devam ediyor. Bu uyumsuzluk ve belirsizlik güç kaybına, gereksiz enerji kaybına sebep oluyor. Bu hal, Daru’l-İslam coğrafyalarında peydahlanan bütün Ulus-devletler için de geçerlidir. Bu gün beldelerimize ve şehirlerimize yapılan saldırıların amacı, bizi siyasal olarak güçsüz bıraktıkları gibi kültür ve medeniyet olarak da köksüz ve tarihsiz bırakmak istemeleridir. Dikkat edersek; öncelikle kültür ve medeniyetimizi temsil eden kadim şehirlerimizi, mekânlarımızı yerle bir ediyorlar. Tarihsiz, misyonsuz toplumlar ve devletler omurgasız insana, köksüz ağaca benzerler. Bu yüzden İslam toplumları toparlanıp ayağa kalkamıyorlar. Her geçen gün bizi takatten düşüren bu hal üzerinde düşünmek ve bu hale bir son vermek durumundayız. Hiçbir gerekçeyle köklerimizin kurutulmasına izin vermemeliyiz.

İslam, Müslümanlara, Peygamber’in(s.a.v) onlara olduğu gibi onlar da insanlığa “örnek ve şahit olma” görevi vermektedir (Bakara Suresi-143. Ayeti kerime). Tarih içerisinde temsil edilen tecrübeyi, devraldığımız mirası bu İlahi ve Nebevi mirasla tashih ederek yolumuza devam etmek zorundayız. Bu görevi ve mirası reddetmek, kendimizi inkâr etmektir. Kendisini inkâr edenlerin kaderi, geleceği olmayan bir piyona dönüşmektir. Yaşanan tarih kovsak da gitmeyen, peşimizi bırakmayan bir gerçektir. Tarihimizle yüzleşmek, bu günümüze ve geleceğimize sahip çıkmak zorundayız. Dünyada şeref ve izzetimiz ahirette felahımız buna bağlıdır.

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Yine Yeniden ve Hep Bir Umutla Yaşamak

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

İp Gergin, Cambaz da

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Gazze Ulusal Sınırların Kurbanıdır

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Bir Toplumu Dışarıdaki Değil İçerideki Düşman Yıkar

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Düşmanı Kahretmenin Yolu

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Filibeli Ahmed Hilmi'de Avrupa Siyaset ve Medeniyeti

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

Çeç

Erdal BAYRAKTAR
Erdal BAYRAKTAR

Teyakkuz Hali

Yazarın Diğer Yazıları

  • Teyakkuz Hali
    7 Aralık 2023
  • Meskenet Hali
    2 Kasım 2020
  • Cihad İbadeti ve Muttaki Önderlik
    2 Eylül 2020
  • Etimesgut’ta Ahi Mesut İle Üç Ay
    2 Temmuz 2020
  • Mutedil İnsan
    2 Haziran 2020
  • Erguvanlar da Mahzun Kaldı
    1 Mayıs 2020
  • Öldüğümüzle Kaldık
    5 Mayıs 2019
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Yenilendik !

Yenilendik !

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

G. Birikim: Gazze’ye Yardım Edecektik!

G. Birikim: Gazze’ye Yardım Edecektik!

24 Mayıs 2025
Elias Rodriguez: Bizler -Bunun Olmasına İzin Verenler- Filistinlilerin Affını Asla Hak Etmeyeceğiz!

Elias Rodriguez: Bizler -Bunun Olmasına İzin Verenler- Filistinlilerin Affını Asla Hak Etmeyeceğiz!

23 Mayıs 2025
Siz Kiminle Müttefiksiniz?

Siz Kiminle Müttefiksiniz?

23 Mayıs 2025
Yine Yeniden ve Hep Bir Umutla Yaşamak

Yine Yeniden ve Hep Bir Umutla Yaşamak

19 Mayıs 2025

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist