16 Mayıs 2025 - Cuma
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Makaleler

Radikal Edilgenlikler -2-

Ahlaki sınırları olmayan bir dünyada yaşadığımız için, hiç kaybolmayacağını düşündüğümüz, hiç kaybetmeyeceğimizi düşündüğümüz varoluşsal değerleri, anlamları, değer/anlam/bilgelik/irfan yapılarını birer birer kaybediyoruz. Aklı ve ahlakı olmayan politik/ideolojik dil sıradanlaştırılabiliyor, normalleştirilebiliyor. Hangi kültürde ya da toplumda olursa olsun, iktidar ve egemenlik ihtirasları, haklı olma ihtiyacı duymadığı gibi, adil olma, ahlaki olma ihtiyacı da duymuyor.

Yazar: Venhar Haber
21 Ekim 2019
Kategori: Makaleler
0 0
0
Radikal Edilgenlikler -1-
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

Muhafazakar, din’dar, milliyetçi, popülist politik kadrolar, sol-seküler-ideolojik meşruiyeti reddetmeye cesaret edemedikleri için, ancak katı/donmuş/fanatik/militan seküler/ideolojik politikaların biraz daha esnek hale gelmesine, biraz daha yumuşatılmasına katkıda bulunabiliyor. Siyasal örgütlenme biçimlerinin ve kültürün sömürgeci ideoloji tarafından benimsenmesi kimseyi rahatsız etmiyor. İslam toplumlarında kültürel-entelektüel yetersizlikle malûl bulunan politik kadroların iktidarı, büyük bayağılıklara, büyük çürümeye neden oluyor.

Günümüz dünyasında politik-ekonomik gündemin belirleyici özelliğiyle, toplumların yapısal boyutu, yapısal nitelikleri ve  sorunları tartışılmıyor. Yapısal bağımlılıklar sebebiyle, yapısal sorunları konuşmadığımız, yapısal değişim/dönüşüm önerileri üzerinde çalışmadığımız için, bugün, dünya düzeni ve küresel seçkinler İslamın bir seçenek olmadığını söyleyebiliyor, iddia edebiliyor. Müslüman toplulukların, İslami düşünce ve kültür hayatının, Müslüman entelektüellerin bu tür iddialara inanıyor olmaları, dünyanın Batılılaştırılmasının, sekülerleştirilmesinin ve modernleştirilmesinin tamamlanmış olduğuna inanmaları demektir.

İslam dünyası toplumlarına yönelik sömürgeci müdahaleler hangi ölçüde büyük bir tahribata neden olmuşsa, milliyetçilikler de aynı ölçüde çok ağır bir tahribata neden olmuştur. İslami düşünce hayatı, ideolojik ve entelektüel sömürgeciliğe İslami cevaplar veremediği için, bu sörmürgeciliğe maruz kalmaya devam ediyor. Dayatılmış gerçekliklerin, referansların ve meşruiyetin belirleyici olduğu toplumlarda, Türkiye’de de içerisinde yaşayarak gördüğümüz üzere, görkemli cami’ler, Selçuklu-Osmanlı mimari üslûbu kopya edilerek inşa edilen imam hatip okulları, ilahiyat fakülteleri yapılabilirken, ontolojik ve epistemolojik temelde İslami meşruiyet-otorite ve referans sistemi inşa edilemiyor. Bu konu, her nasılsa hiçbir şekilde gündeme gelmiyor, getirilmiyor. Burada, büyük sayıların demokratik oylarıyla İslami meşruiyet ve otoritenin, referans ve paradigma siteminin inşa edilemediğini hatırlamak ve hatırlatmak gerekiyor.

Dayatılan meşruiyetin ideolojik ve seküler otoritesi, bu otoritenin dokunulmaz kılınması, İslami anlamda çok büyük bir itibar ve meşruiyet kaybına neden oluyor. Bugünün dünyasını yapılandıran ve biçimlendiren irade İslami özgürlük, meşruiyet ve otorite alanlarını kontrol altında tutuyor. Müslümanlar olarak geçmişe doğru düşündüğümüz için, geçmişe özgü kültürel çerçeveler üzerinde yoğunlaştığımız için, geçmişin kelimeleriyle konuştuğumuz için, bugünün entelektüel/felsefi/kültürel diline nüfuz edemiyoruz. Bir yanda, İslami özgürlük alanlarının baskı altında tutuluyor oluşu, bir diğer yanda da geçmişe doğru düşünüyor oluşumuz, halklarımızın potansiyel imkanlarını, yeteneklerini kullanamaması, gerçekleştirememesi sonucunu doğuruyor. Çok aziz ve mükerrem İslam’ı, düşüncesiz, kültürsüz, bir din’e, bir tür batıniliğe dönüştüren geleneğin mutlakiyetçi vesayeti sebebiyle, İslam’a, kaybettiği otoriteyi yeniden kazandırabilecek bağımsız entelektüel-felsefi mücadele verilemiyor.

Günümüzde, hiçbir şekilde, kendisini sorgulama konusu yapma ihtiyacı duymayan bir dünya düzeni insanlığa vaziyet ediyor. İslam ve Müslümanlar, bütün dünyada, haçlı dili, söylemi, siyaseti yoluyla terörize ediliyor. Birinci Dünya Savaşı sonrası, Ortadoğu’nun emperyalistlerin stratejik çıkarları için en uygun şekilde parçalanmış olması, bölge ülkelerinin bu şizofrenik parçalanmayı giderebilecek siyasal bir iradeye/bilince/ufka sahip olmaması, İslami bünyenin yapısal sorunlarını derinleştiriyor. Ortadoğu’yu şizofrenik parçalara bölen irade Batı dışı toplumlara karşı en ufak bir sorumluluk duymuyor. Bu nedenledir ki, İslam toplumları günümüzde güvensiz ve belirsiz varoluşlara mahkûm edilmiş bulunuyor. Kendisini sorgulama ihtiyacı duymayan dünya düzeni, çok anlamlı, keyfi tanımlamalar ve kavramlarla ırkçı ve ideolojik gündemini bir şekilde normalleştirebiliyor, meşrulaştırabiliyor.

Ahlaki sınırları olmayan bir dünyada yaşadığımız için, hiç kaybolmayacağını düşündüğümüz, hiç kaybetmeyeceğimizi düşündüğümüz varoluşsal değerleri, anlamları, değer/anlam/bilgelik/irfan yapılarını birer birer kaybediyoruz. Aklı ve ahlakı olmayan politik/ideolojik dil sıradanlaştırılabiliyor, normalleştirilebiliyor. Hangi kültürde ya da toplumda olursa olsun, iktidar ve egemenlik ihtirasları, haklı olma ihtiyacı duymadığı gibi, adil olma, ahlaki olma ihtiyacı da duymuyor.

Dijital panoptikonun kontrolü altına giren günümüz dünyasında ve toplumlarında, mahremiyet hassasiyeti ve kaygısı bütünüyle yok ediliyor. Ahlaki sınırlara, ölçütlere, hassasiyetlere açıkça meydan okuyan pornografik sorumsuzluk, çıplaklığı-vücudu sergileyen serbest cinsel pazarlar oluşturuyor. S. Zizek’in deyişiyle ‘serbest cinsel pazarlar, kadını, botoks, silikon ve güzellik zombileri haline getiriyor.”. Dayatılan gerçeklik ve dayatılan referans sistemi aracılığıyla kendi kalma, kendisi olma isteğini/iradesini/özgünlüğünü ve özgürlüğünü kaybeden toplumlar, radikal edilgenliği ve radikal suskunluğu maalesef içselleştiriyor. İktidar, kâr ve çıkar merkezli siyaset/içerik ve dil, insani/vicdani bütün duyarlılıkları imkansız hale getiriyor.

Sömürgeci meşruiyeti içselleştiren ve bu nedenle de kendisi olma iradesini yitiren toplumlar/ülkeler bağımsız politikalar üretemiyor. Bağımsız politikalar üretemeyen toplumlar-ülkeler politikayı sadece bir iş olarak gerçekleştirmeye çalışıyor. Bu tür toplumlarda, politik boşluklar, politik bencillikler, politik narsisizmler, bayağılıklar, yolsuzluklar, belirsizlikler, zaaflar ve çürüme, hamaset gösterileriyle maskeleniyor. Siyasal etkinliğin yerini, gösteri politikaları, popülist gösteriler alıyor. Gösteri, hamaset, popülizm politikaları, Türkiye’de de takip edilebileceği üzere, olumsuzluk temelinde şiddet ve tehdit dili toplumsal gerilimlere, karşıtlıklara, kamplaşmalara neden oluyor. Gösteri politikalarını hangi ülkede olursa olsun, iktidarsızlıkların tezahürü olarak okumak gerekiyor.

İslam dünyası toplumları evrensel zihinlere, ufuklara ve bilince sahip oluncaya, dünya entelektüel kamuoyunun dikkatini çekebişecek çapta entelektüel içerik üretinceye kadar, yerel zihinlerin baskılarından, kısıtlamalarından ve müdahaleci bağnazlıklarından, ulusal mitolojilerin oyalamalarından, duygusal yönlendirmelerinden kurtulamayacak. İslam dünyası, düşünce/kültür/ilahiyat/sanat/edebiyat hayatı evrensel zihinler yetiştiremediği, evrensel yankılar/etkiler uyandırabilecek bir dil/eser üretemediği taktirde geleceğin sömürgeleştirilmesi de önlenemeyecektir.

Atasoy Müftüoğlu İslami Analiz

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Gazze Ulusal Sınırların Kurbanıdır

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Bir Toplumu Dışarıdaki Değil İçerideki Düşman Yıkar

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Düşmanı Kahretmenin Yolu

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Yaşamak Yüklü Kelimeler

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

taşa yaz dalgalanmıyorsa su /suya oku kafa yarmıyorsa taş

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Filibeli Ahmed Hilmi'de Avrupa Siyaset ve Medeniyeti

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

Çeç

Erdal BAYRAKTAR
Erdal BAYRAKTAR

Teyakkuz Hali

Yazarın Diğer Yazıları

  • Nekbe’nin 77. Yıl Dönümünde
    15 Mayıs 2025
  • Mehmet Akif Koç, Cumartesi Günü İktibas’ta
    15 Mayıs 2025
  • “Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine
    13 Mayıs 2025
  • Biliyoruz, HAMAS’ın İşi Çok Zor!
    12 Mayıs 2025
  • Geçmişten Günümüze Büyük Bir Yanılgı: Bedelsiz Cennet
    10 Mayıs 2025
  • İsrail’in Gazze’ye Yönelik Son Planı: “Gideon’un Savaş Arabaları” Nedir?
    9 Mayıs 2025
  • Soyu Tükenmek Üzere Olan Gazze’nin Son Çocukları…
    8 Mayıs 2025
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Yenilendik !

Yenilendik !

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Nekbe’nin 77. Yıl Dönümünde

Nekbe’nin 77. Yıl Dönümünde

15 Mayıs 2025
Mehmet Akif Koç, Cumartesi Günü İktibas’ta

Mehmet Akif Koç, Cumartesi Günü İktibas’ta

15 Mayıs 2025
“Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine

“Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine

13 Mayıs 2025
Biliyoruz, HAMAS’ın İşi Çok Zor!

Biliyoruz, HAMAS’ın İşi Çok Zor!

12 Mayıs 2025

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist