27 Mayıs 2022 - Cuma
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • Her Güne Bir AyetRAMAZAN ÖZEL
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • Her Güne Bir AyetRAMAZAN ÖZEL
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Makaleler

DEĞER MERKEZLİ DÜŞÜNMEK

Yazar: Erdal BAYRAKTAR
29 Temmuz 2018
Kategori: Makaleler
0 0
0
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder
İnsanın biyolojik varlığının devamı için yapı taşları olarak proteine ihtiyaç varsa, insanın ve toplumların kültürel, sosyal, siyasal devamlılığı içinde “ortak değerlere” ihtiyaç vardır. İslam, Ma’ruf ve Münker kavramlarıyla evrensel iyinin ve kötünün tanımını yapar. Kişi ve toplumların güçlü ve güçsüzlüğü bu değerlerle olan irtibat derecesine bağlıdır. Bu değerler insanlığın var oluşuyla birlikte insanla beraber var olan “kadim değerler”dir. Yeryüzündeki bütün insan ve toplumlar bu değerlere ihtiyaç duyarlar. Modern zamanlarda bu değerlere “insan hakları” denmektedir. İslam kültürü bunu Zarurat-ı Diniye, Makasıd-ı Şeria gibi isimlerle tarif etmiştir. En genel anlamıyla: Can, Akıl, Nesil, Din, Mal isimleriyle marufturlar.
Hak din olan Tevhid/İslam ve bütün batıl din, ideoloji ve felsefe müntesipleri bu değerlerin nasıl anlaşılacağı, korunacağı ve adil bir şekilde hayata geçirileceği konusunda imal-i fikr ve cehd-ü gayret etmişler ve etmekteler.
Kerim Kitabımız, Nebi ve Resul Kıssaları üzerinden bu değerlerin ne kadar hayati değerler olduğunu, bu değerlerin toplumdan çekilmesiyle toplumların adım adım nasıl da helake yaklaştıklarını anlatır bize. Önce bu değerler toplum için ortak değer olmaktan çıkar, toplum onların yerine batıl değerler ihdas etmeye çalışır. Bu değerleri de gücü eline geçirenler tarif eder ve kendi nefislerine, zümrelerinin çıkarlarına olacak şekilde yorumlar ve yukarıdan aşağı topluma dayatırlar. Toplumlarda bunlara boyun eğdiği zaman helak süreci sona doğru yaklaşmış olur.
“Ama bir toplumu yok etmeyi irade ettiğimiz zaman o toplumun refaha gömülmüş seçkinlerine son uyarı(ları)mızı iletiriz; ve [eğer] onlar günahkarca yaşamaya devam ederler[se], cezalandırıcı yargı artık o toplum için kaçınılmaz olur; ve Biz de onu darmadağın ederiz.” (İsra-16)
Kur’an, toplumların başına gelen helaklerin, kültürel, sosyal, siyasal, çözülme ve çöküşlerin kendi elleriyle yaptıklarının sonucu olduğunu beyan eder: “Başınıza gelen herhangi bir musibet ellerinizle işledikleriniz yüzündendir…” (Şura-30) “İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri sonucunda karada ve denizlerde fesat (çürüme, bozulma, felaket) başladı. Bu şekilde Allah, belki doğru yola geri dönerler diye yaptıklarının bazı kötü sonuçlarını onlara tattıracaktır.” (Rum-41)
Kur’an, toplumların abad  ve berbat olmasını “adalet” değeriyle olan ilişkilerine bağlar. Adalet’ in ikame edilmesi ve sürekliliğini Tevhid’le ilişkilendirir. İslam, varlığı Tevhidi bakış açısıyla izah eder bizlere. Varlığı, Allah’ın halk ettiğini, bu halk edişi bir ahlak üzere takdir ettiğini, insan dışında her varlığın bu ahlak üzere yoluna devam ettiğini bu açıdan tabiatta mükemmel bir düzen olduğunu beyan eder. “Yaratıp düzene koyan O’ dur. Takdir edip Hidayet gösteren O’dur.” (A’la-2,3) Her Şirk, Tevhid düzenine bir saldırıdır. Mekki sureler, Şirk’in en büyük saldırısının Allah’ın Rabbliğine/Rububiyete olduğunu anlatır. O günün müşriklerinin Allah’ın Uluhiyetine (bir şekilde) inandıklarını (Zuhruf-87) ama Rububiyetine inanmadıklarından bahis eder. Modern insan da Allah’ın birliğine, varlığına inanır ama terbiye ediciliği ve hükmediciliği konusunda inatçı davranır. Bu günkü dünyada “adalet”in ikame edilememesinin en büyük sebebinin bu olduğunu aklımızdan çıkarmamız gerekiyor. Bu nedenle; Tevhid değerine gözümüz gibi dikkat etmeliyiz ve ona bulaştırabileceğimiz şirklere karşı teyakkuzda olmalıyız.
Varlığı, insanı, insan-kainat, insan-insan, insan toplum ilişkilerini Tevhid’e göre tanımlamadığınız zaman en büyük zulmü işlemiş oluyorsunuz. En büyük adaletsizlik, varlığı hilkat amacından uzaklaştırmak, onunla hilkatine uygun münasebet kurmamaktır.
Tevhid İnancı, varlığın yaratıcısı ve terbiye edicisinin Allah olduğunu beyan eder. Varlığın bu terbiye ve hidayet üzere deveran etmesini öğütler. Tevhid Ademoğlunu bir birine kardeş kılmıştır. Yeryüzü Ademoğlunun vatanıdır. Bu vatanda hidayet üzere kardeşçe yaşamaları istenmiştir. Bu mülkün sahibinin el-Malik-ül Mülk olan Allah olduğu beyan edilmiş, mülkün yönetiminin de el-Hakim olan Allah’ın istediği şekilde olması gerektiği istenmiştir. Başlangıçta buralarda hata yapıldığı için günümüzde yaşananları anlamakta zorlanıyoruz. Varlığın sebebini, sebebin Kadir’ini varlıktan çekip aldıktan sonra varlık zulümden çatırdamaya başlayacak demektir. Çatırdamayı iliklerimize kadar hissetmiyor muyuz?
Modern insan hayata “değer odaklı” değil,  “nefis ve menfaat odaklı” bakmaktadır. Her çöküşe giden, helak olan toplumlarda olduğu gibi ölüm, ahiret, yeniden diriliş, hesap günü yokmuş gibi düşünüyor ve yaşıyorlar.
Rabbimiz, kainatın ve içindekilerin bekası için genelde yaratıp Halife olarak tayin ettiği insandan, özelde ise müminlerden “adaleti ikame etmesini” istemektedir. Adalet, varlık için bir can suyudur. Adalet dünyamızdan çekildiği zaman; dünya yaşanmaz hale gelmekte ve insan kendi elleriyle helakini/kıyametini hazırlamaktadır.
Rabbimiz, İnsanı eşref-i mahlukat olarak muhatap almıştır ve insanın “ötekileştirilmesine” karşıdır. İslam’da öteki, şeytan ve şeytanın ayartmasına uyan insanın kötülükleri ve zulümleridir. Rabbimiz, insandan ümidini kesmemekte ve bizlerden de kesmememizi istemektedir. Ötekileştirmeye başladığınız zaman insanı ya köleleştirme veya şeytanlaştırma ile cezalandırmış olursunuz. Ve siz de tağutlaşmış olursunuz.
Ötekileştiren bir dil İslamî bir dil olamaz. Batı’da yaşanan sınıf anlayışı, islamfobia, İslam dünyasında yaşanan kendi ırkını, mezhebini, cemaatini, örgütünü fırka-i naciye kabul etmek ötekileştirme örnekleridir. Fırka-i naciye anlayışı dini kendi inhisarınıza almayı getirmekte, size dahil olmayanı, sizle çalışmayanı, sizin gibi düşünmeyeni etkisizleştirmeye ve sonunda da tasfiyeye zorlamaktadır. Her ötekileştirme otoriterleşmeye, otoriterleşme ise zulme ve baskıya dönüşecektir.
Siz yeryüzü vatanına çit çekerek kabilecilik, ulusçuluk, ulus devletçikler ihdas ederseniz, Kabil’in mirası üzerinden adalete meydan okur, zulme davetiye çıkarmış olursunuz.
Irkınızı, mezhebinizi, cemaatinizi din yerine, değer ölçüsü yerine koyarsanız, ırkınızın, mezhebinizin, cemaatinizin, örgütünüzün maslahatını ümmetin ve insanlığın maslahatından üstün görürseniz “şeytan” gördüklerinize her türlü zulmü yapmayı mübah ve meşru görürsünüz.
Değer ölçülerinizi afaki, enfüsi ayetlerden, münzel ayetlerden edinmez, kutsal kabul ettiğiniz beşeri metinlerden, kutsal, tartışılmaz kabul ettiğiniz liderlerden, efendilerden edinirseniz sizin değerlerinizi kabul etmeyenlere her türlü dayatma ve ihanette bulunabilirsiniz.
Hayata ve yaşananlara değer merkezli bakmadığınız zaman, önce vicdanınızı sonra da şeref ve haysiyetinizi kaybedersiniz. Şeref ve haysiyetini kaybeden insandan her türlü kötülük ve zulüm sudur edebilir. Şerefi Allah, Resulü ve müminlerin yanında aramayan insan kendine sahte merciler aramaya başlar ve kendi elleriyle kendini insanlıktan çıkarır. Türkiye’de yaşanan son olaylar şeref ve haysiyetini kaybeden, maslahatını ırkında, cemaatinde, iktidarında, örgütünde arayan insanın her türlü kötülüğe ve zulme açık hale geleceğini anlatmaktadır bize.
Adalet duygusunu kaybeden insanın nasıl insanlıktan çıktığına, fanatik taraftara dönüştüğüne, insanlık için en büyük nimet ve değer olan dini değerlerin şeref ve haysiyetini kaybeden insanlar tarafından nasıl istismar edildiğine şahit oluyoruz. İnsanlığınızı kaybettiğiniz zaman, din bile sizin elinizde zulüm aracına dönüşebilmektedir.
İnsanlıktan, Müslümanlıktan, İnsanlık ailesinden, İslam ailesinden, Ümmet ailesinden başka aidiyetler arayanlar ve oluşturanlar zulüm adacıkları, zulüm zindanları oluştururlar.
İslam, Müslümanlara, insanlara Tevhid ve adalet temelli örnek ve şahid bir ümmet olma görevi yüklemektedir. Müslümanların temsiliyet krizi kendilerine, ondan önce de Allah’ın aziz dinine zarar vermektedir.
İnsanlığın bu gün el-ADL olan Rabbini hakkıyla tanımaya ihtiyacı vardır. Konuşmayı, anlamayı yanlış yerden başlatmak, bizi doğru sonuçlara götürmeyecektir. Yaşadıklarımız bunun şahidi değil mi?
“Evrensel değerlerin diğer adı olan İslam”, onu temsil etmesi gereken Müslümanlar ve Ümmet tarafından evrensel bir dil ve temsiliyetle insanlığın gündemine getirilmediği müddetçe, insanlığın adalet talepleri başka bir bahara kalacaktır.
Değerlerine ihanet edenlerin; zillet, peşini bırakmayacaktır.

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Tribünlere Oynamak

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Hint Hilafet Hareketi

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Okuma(ma)nın Zararları

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

İslamcılığın Kurucu Kavramlarından İctihad

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

Gözyaşlarımızın Coşkusundan Doğar Suretlerimiz

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Bayramın İçinde Bir Çocuk

Ahmet ALTINOK
Ahmet ALTINOK

Tepkiselliğin Müslümanlar Üzerindeki İzdüşümü

Erdem ZERAN
Erdem ZERAN

Kültürel İkilik

Yazarın Diğer Yazıları

  • Meskenet Hali
    2 Kasım 2020
  • Cihad İbadeti ve Muttaki Önderlik
    2 Eylül 2020
  • Etimesgut’ta Ahi Mesut İle Üç Ay
    2 Temmuz 2020
  • Mutedil İnsan
    2 Haziran 2020
  • Erguvanlar da Mahzun Kaldı
    1 Mayıs 2020
  • Öldüğümüzle Kaldık
    5 Mayıs 2019
  • Emperyalist Dile Mahkûm Olmak
    1 Ocak 2019

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
    • Alıntı Makale
    • Alıntı Söyleşi
  • İslam Dünyası
    • Filistin
    • Suriye
    • İran
    • Irak
    • Arakan
    • Pakistan
    • Yemen
    • B.Arap Emirlikleri
    • Diğer
  • Dünya
    • Ortadoğu
    • Amerika
    • Avrupa
    • Asya
    • Afrika
    • Diğer
  • Türkiye
    • Aile ve Çocuk
    • Aktüel
    • Eğitim
    • Ekonomi
    • Kültür & Sanat
    • Siyaset
  • Tavsiyelerimiz Var
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist