Mustafa Sabri Beşer, İnternet Haber
İlk gördüğümde yanlış okuduğumu sandım, tekrar tekrar okudum. Ama maalesef okuduğum doğruymuş. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), personeline zorunlu LGBT eğitimi verecekmiş. Daha doğrusu vermeye başlamış bile!
İlk okuduğumda “nasıl yani!” dedim. İnsanları LGBT’li yapmak için eğitim mi vereceklermiş?! Hatta sosyal mecra da rastladığım “inşallah eğitim sadece teoriktir” paylaşımı gülümsememe bile neden oldu. Detaylıca okuduktan sonra anladım ki personele LGBT’li bireylerle yaşama, onları anlama ve saygı duyma (!) amaçlı bir eğitimmiş. “Cinsiyet Eşitliği” başlığının altına saklanmaya çalışılmış bir algı çalışması imiş!
Buradan İstanbul Sözleşmesi’nin mimarlarına seslenmek istiyorum her şeyden önce: Yaptığınızdan memnun musunuz?
Gelinen nokta vicdanlarınızı sızlatıyor mu?
Nasıl bir yanlışın içinde olduğunuzu acaba anlayabildiniz mi?
Eğer bugün bir belediye, personeline LGBT hakkında eğitim veriyor ve bunu zorunlu tutuyorsa bunun sorumlusu İstanbul Sözleşmesi’ni bu milletin başına bela edenlerindir.
Ne hazindir ki hâlâ bu sözleşmenin feshi veya kaldırılması noktasında somut bir adım atılmış değil. Bu gidişle atılacak gibi de durmuyor. Ara sıra hafiften bir gündeme getiriliyor ama sadece gaz alma amaçlı olduğu artık anlaşılmış durumda.
Bugün bir belediyenin yaptığını ve zorunlu tuttuğu eğitimi yarın iktidar kurumları da (yapıp yapmadıklarını bilmiyorum) yaparlarsa hiç şaşırmayın ve boş yere sorumlu aramayın. Bunun sorumlusu bu anlaşmanın altında imzası olanlardır.
Kimse kusura bakmasın, dost acı söylermiş. Gerçekler maalesef böyle.
İBB’nin yaptığı daha başlangıç, bunlar daha iyi günlerimiz.
Bugün bir belediye personeline verilen eğitimin yarın okullarda çocuklarımıza verileceğinden emin olabilirsiniz.
İstanbul Sözleşmesi konusunda artık kontrolün elden çıktığını düşünüyorum. İBB’nin verdiği eğitim ve son günlerde haberlere konu olan aile içi şiddet bunun en açık göstergesi.
İBB bu cesareti nereden alıyor? Tabii ki İstanbul Sözleşmesi’nden…
Engelleyebiliyor muyuz? Hayır…
O zaman geçmiş olsun.
LGBT’li yaşama hoş geldiniz…
Daha önce söyledim, tekrar söylüyorum: İstanbul Sözleşmesi yırtılmadan, paçavra haline getirilmeden toplumun ifsat edilmesinin önüne geçilemez.
Bugün İBB’nin başlattığı LGBT’li yaşama alıştırma çalışmaları yarın hızla bütün ülkeye yayılacaktır. Başta diğer belediyeler olmak üzere CHP’nin hâkim olduğu bütün kurum ve kuruluşlar seferber olacak ve bu gayri ahlaki yaşam tarzı normalleştirilecektir.
Bunun bir sonraki adımını da şimdiden söyleyeyim: Başta CHP’nin hâkim olduğu belediyelerde LGBT’li bireylere kadro açılması ve LGBT’li bireylerin çalıştırılmasının zorunluluk haline getirilmesi…
Tabii ki İBB’nin yaptığını mazur görüyor, hak veriyor değilim. Bu bir toplumu ifsat etme adına yapılabilecek en büyük kötülüklerden birisi.
Ama onlara bu cesareti verenler kim? Kim bu altyapıyı hazırladı?
Kim bu olayı normalleştirmek için birlerinin eline koz verdi?
İBB’ye hakaret etmek, aşağılamak, yaptığının yanlış olduğunu söyleyip bunu yapanları lanetlemek işin kolaycılığına kaçmaktır. Tabiri caizse eyyamcılık yapmaktır. Onlar tabiatlarının gereğini yapıyorlar, her zaman da yapacaklar. Asıl suçlu onlara at oynatacakları alanı açanlardır.
Ne olur, Allah aşkına, eğer yarın evlerimize kadar gelip LGBT propagandası yapılmasını istemiyorsak bir an önce İstanbul Sözleşmesi denen laneti bu ülkenin ve toplumun üzerinden kaldıralım.
Bunu yapmaya henüz gücümüz varken yapalım. Gücümüzü sadece siyasi gelecek endişesine yönelik harcamayalım.
Eğer gücümüzü toplumun ifsat olmasını engellemek adına harcamıyorsak hiç boşuna başkalarını suçlamayalım…
“Ne hazindir ki hâlâ bu sözleşmenin feshi veya kaldırılması noktasında somut bir adım atılmış değil. Bu gidişle atılacak gibi de durmuyor. Ara sıra hafiften bir gündeme getiriliyor ama sadece gaz alma amaçlı olduğu artık anlaşılmış durumda.”
Bu cümlelerden sonrasını okumaya gerek duymadım. Sözleşmenin feshedilmesi kararından sonra bayat içerikli böyle bir yazıyı yayınlamanız da doğru değil. Bu tür içerikler editoryal hatalardan kaynaklanmıyor ise 《maksadınız üzüm yemek değil bağcıyı dövmek 》 diyen artniyetlilerin ekmeğine yağ sürer, Venhar ekibini Hedef odağı haline getirebilir. Daha hassas olmsk lazim.