“Soluk soluğa süratle koşan,
vurarak ateş çıkaran,
sabah erkenden baskın yapan,
orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalanlara…” Adiyat suresi
Bazı yaşamlar vardır kimse için bir değeri olmayan. Yaşayan yaşadığının farkında değildir, öldüğünde kimsenin gündemine de girmez. Falanca ölmüş derler, o kadarlık bir cümle yeter o kimse için. Anlarız ki hiç yaşamamış ve nüzul sebebine vakıf olamadan göçüp gitmiş. 7 Ekim Aksa tufanı bizlere Allah için düşmanla savaşan, düşmana direnen ve bütün kudretli silahlarına rağmen düşmana teslim olmayan yiğitlerin varolduğunu bir kez daha gösterdi. Nüzul sebebine vakıf olmuş ve niçin varolduğunun künhüne varmış yiğitlerin destanına dönüştü. Bu yiğitlerden biri de Yahya Sinvar’dı. İsrail hapishanelerinde yıllarca kalmış ve işkence görmüş yiğit bir mü’mindi. Bu dünyadan Yahya İbrahim Hasan Sinvar diye bir yiğit geçti. Yaşlı develer gibi ölmekten korkan ama şehadeti iliklerine kadar arzulayan bir yiğit adam tam da istediği gibi Rabbine kavuştu. Yaşamının son anına kadar düşmanla savaşarak şehid düştü. O şehadetiyle ölümsüzleşirken bizlere zillet düştü. O son anına kadar erkekçe dövüşerek öldü. Kahpe düşman göğüs göğüse çarpışma cesaretini gösteremeden uzaktan bombalama yoluyla yiğit Sinvar’ı öldürebildi. Zira Yahya Sinvar düşmana her an korku salan bir yiğitti. Elbette o topraklarda nice Sinvarlar varolacaktır. Ümidimiz odur ki şehidin kanı bütün İslam aleminde Şeyh Ahmet Yasin gibi, İsmail Heniye gibi, Rantisi gibi, İmad Muğniye gibi ve Nasrallah gibi nice öncü şahidlerin doğumuna vesile olur.
Elbette her şehadet çeliğe su vermek gibi bizleri Allah yolunda daha kavii ve daha direngen kılmaktadır. Direniş ne bundan önceki suikastlerle, ya da şehirlere ölüm kusan bombalarla ne de bundan sonraki suikastler ve yine şehirlere çoluk çocuk, kadın erkek ayrımı yapmayan bumbaların yağmasıyla son bulmayacak. Onlar teslim almak için zorlayacak ama direniş her daim yeniden filizlenecek. Küfürle İslam’ın savaşı kıyamete kadar devam edecek. Mesele odur ki küfür bütün azgınlığıyla, ayartıcılığıyla bizlere saldırırken bizlerin seçiminin ne olacağıdır.
Müslüman direniş öncülerinin şehadeti beklenen ve istenen bir sondur. Her mücahid rabbine şehid olmuş olarak dönmek ister. Ardında kalanlar onun şehadetine şahitlik ederler. Bunlar bizim inancımızda varolan ve bilinen şeylerdir. Öncülerin şehadetine onlar adına elbette seviniyoruz. Ümmetin suskunluğu, çaresizliği içinse gözyaşı döküyoruz. Umulur ki bu gözyaşları ve yakarışlar bizleri ümmet olarak birbirimize yakınlaştırır ve zalimlere karşı omuz omuza savaşma cesareti ve feraseti verir. Düşmanın ölüm kusan makineleriyle şehid düşen başta Yahya Sinvar olmak üzere tüm direniş öncülerine rahmet olsun ve onların toprağa karışan kanı dünyanın her yanında zalimleri korkutacak nice direniş öncülerinin doğuşuna, filizlenişine vesile olsun.
Venhar