Kelimeleri yerli yerince kullanmak olayları anlayıp kavramak ve ayrıca sağlıklı düşünceler elde edebilmek için ön şarttır. Son yıllarda en fazla duyduğumuz sözcüklerden biri tecavüzdür. Ce-ve-ze harflerinden oluşan câze fiilinin kökünde “etkili olmak” anlamı vardır. Tecavüz ismi tefaul (tecâveze) babından türemiş, itidali aşmak, geçmek, aşmak gibi anlamlara geliyor. Mufaale babı müşareket (ortaklık) anlamı içerir.
Sınırı geçmek, aşılmaması gereken haddi aşmak anlamında tecavüz pek çok alanda olabilir. Mesela konuşan bir kişinin sözünü kuralsız ve haksız yere kesmek bir tecavüzdür. Trafikte, komşuluk ilişkilerinde, kamuya ait mekanların tamamında, insanlara verdiğimiz her türlü rahatsızlık bir tecavüzdür. Yüksek sesle müzik dinlemek, arabalarla çıkartılan özel gürültüler, ağız kokusuyla mescitlere gitmek gibi sayısız tecavüz örnekleri verebiliriz. Ağacımızı komşumuzun bahçesine sarkacak şekilde dikmemiz de bir tecavüzdür.
İnsanlık tarihi bilhassa savaşlarda tecavüzün en pis örneklerine tanık olmuştur.
Son yıllarda ise savaşlarda yaşanan bu kahpe namus düşmanlığı bir ülke halkının kendi içerisinde bir yaşam tarzına dönüşmeye yüz tutmuştur. Bir erkekle bir kadın arasında haram bir arkadaşlık/dost ilişkisi/sevgili olmak v.b. yaşanıyor. Bu ilişkiyi de (Allah’tan gayri) durdurup men edecek hiçbir güç ve kuvvet bulunmuyor. Çünkü mevcut siyasi, sosyal ve hukuki yapı bu hususlarda yeşil ışık yakmış bulunuyor; yeşil ışık mütemadiyen yanıyor. Anlatmaya çalıştığımız biçimde cinsler arası gayri meşru, ahlak dışı, haram ilişkilerin mahiyetini herkes biliyor. İki cins arasındaki taparcasına âşık olma(!) ilişkisi belli bir aşamadan sonra birbirlerinin boğazını sıkarcasına düşmanlığa dönüşünce taraflardan biri (genellikle kadın) olayı ‘taciz’ ve ‘tecavüz’e dönüştürüyor. Oysa ortada bir tecavüz olması için kişinin rızası dışında, zorla kişiliğine ya da namusuna bir saldırı/tasallutun olması gerekir. Belki bir ‘istismar’dan bahsedilebilirse de, tecavüzden bahsetmek zordur. Çünkü iki taraf gönüllü olarak, birbirlerini ayartarak, birbirlerini gayri meşruluğa teşvik ederek günah bir hayatı birlikte yaşamışlardır. Birliktelik tökezleyince elbette taraflar kendilerini mazur/mağdur/masum göstermek isteyeceklerdir. Bunun için de ‘tecavüz’ en etkili silah olmaktadır.
Yaşanan olaylarda aldatılma, kandırılma hiç mi yok denirse, deriz ki, olmaz olur mu? Yaşananlar zaten baştan sona, bütünüyle aldatılma, kandırılma ve dalalet (sapkınlık)tır. Günlük hayatlarına besmele ile başlamayan, yataklarına besmele ile girmeyen, günde beş vakit şeytanın şerrinden Allah’a sığınmayan nefisler zaten her daim aldanış ve kandırılma içindedirler.
‘Tecavüz’ ağıtlarıyla toplumun duygularıyla oynamak da bir tür istismardır. Haram ilişkilerde tökezleme olmasa kimse tecavüzden filan bahsetmeyecek, herkes halinden memnun vaziyette yaşamını sürdürecektir. Olayı drama dönüştüren, ilişkilerin tökezlemesidir. Yıllardır haramların toplum nezdinde kabul görmesi için çok ciddi projeler uygulanmaktadır. Sahi, çevrenizde kız-erkek arkadaşlığını takbih eden kişilere rastlıyor musunuz?
Evet bir tecavüz var ortalıkta, bu, Allah’ın koyduğu sınırları aşan tecavüzlerdir; günah/haram/ayıp gibi sınırları tanımayan tecavüzler…