19 Mayıs 2025 - Pazartesi
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Toplum & Yaşam

“Tanrı’nın Pabucu Dama Atılacak!”

Asıl konu Tanrı. Öldürme ve yaratma kudretini kim elinde bulunduracak? Asıl konu ilahın kim olduğu!

Yazar: Venhar Haber
11 Eylül 2021
Kategori: Toplum & Yaşam
0 0
0
“Tanrı’nın Pabucu Dama Atılacak!”
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

Biohackers

 

Alman yapımı (2020) dizi Biohackers’ın ilk bölümünde Almanya’nın en iyi üniversitelerinden birinde tıp fakültesinde hoca olan Prof. Lorenz ve öğrencileri arasında çarpıcı bir konuşma geçer:

– Geleceği konuşalım. Tıbbın geleceğinde ne var?

– Teletıp ve yapay zekâ?

– Öyle olsaydı karşınızda biyolog yerine bilgisayar bilimci olurdu.

– Gen terapisi?

– Onun temelinde ne var?

– Sentetik biyoloji.

– O nedir? Canlı türlerini değiştirebilir hatta yaratabiliriz. Hadi ama büyük düşünün! Sentetik biyoloji bizi yaratıktan yaratıcıya dönüştürüyor. Bu sadece tıbbın değil, insanlığın da geleceği. Hastalıkları ortaya çıkmadan önleyebiliriz. Sınırların ve sınıfların ötesinde fırsat eşitliği sağlayabiliriz. Genetik hastalıkları yok edebiliriz. Ya da işimizi iyi yapmazsak tüm insanlığı. Geleceğin dünyasını yaratmak, bizim sorumluluğumuz. Yarını yaratacak olan sizlersiniz!

– Peki ya Tanrı?

– Tanrı’nın pabucu dama atılacak!

*

Bu diyalog, geleceğimizin şekillenmesinde yapay zekâ ve biyolojinin belirleyici gücüne vurgu yapıyor. Aslında bir karşıtlık ve rekabetten daha çok bir işbirliğinden bahsedebiliriz. Nitekim dizinin ismi de buna işaret ediyor; biyoloji kavramına bilgisayar alanından bir kavram eklenerek oluşturulmuş. Anfide geçen diyalog, “yapay zekâ-genetik” işbirliğinde asıl gücün genetiğin elinde olduğuna dikkat çekiyor. Gerçekte her iki alan da temelde “yazılımla” uğraşıyor. Bir tarafta genetik mühendisleri var, diğer tarafta yazılım mühendisleri. Genetikçiler DNA’yla; “wetware” yani ıslak yazılımla uğraşan uzmanlar. Bilgisayarcılar, mikro işlemcilerle “software” ile uğraşıyor.

Tabii ki, Lorenz ve öğrencileri arasında geçen konuşmanın asıl konusu Tanrıdır; buraya biraz sonra döneceğiz. Öncelikle son zamanlarda “yazılımın” iki kanadında neler yaşandığına hızlıca bir göz atalım.

*

Yapay zekâ uzmanları uzun bir süre finans sorunu yaşadıktan sonra (buna “yapay zekânın kışı” deniyor) 1990’ların başından itibaren yeniden büyük fonlara kavuştular. 1956’da Dartmouth’ta toplanan yapay zekâ çalıştayına Rockefeller destek oldu. İlk büyük başarılarını satrançta Gary Kasparov’u yenen Deep Blue ile elde ettiler. Ardından 80’lerde “uçuk-kaçık” gelecek pek çok şey gerçek olmaya başladı: Sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, nesnelerin interneti ve dahası… 2011’de IBM’in ürettiği Watson isimli yapay zekâ (yapay zekâların bir isimleri vardır!) saniyede 80 trilyon işlem gerçekleştiriyordu. Riziko oyununda bir efsane olan Ken Jennings’i devirmişti. Watson 200 milyon sayfa veriyi hazmedip işleyebiliyordu. Sadece 3 yıl sonra, 2014’te süperbilgisayarların performansında %2400 artış ve boyutlarında %90 küçülme oldu. Şimdi Summit isimli bilgisayar saniyede 200 katrilyon işlem yapıyor. Şunu da hatırlatalım: Deep Blue ve Watson başarısını üstün hafıza ve hızlı hesap yapabilme yeteneğine borçluydu; öğrenmeye değil. DeepMind, AlphaGo ve Alpha Zero gibi “öğrenebilen makineler” 2015’ten itibaren ortaya çıktı ve coşkuyu artırdı.

Burada transhümansitlerin çok sevdiği “Moore yasası” diye bir şeyden bahsetmem gerekiyor. Gordon Moore (Intel’in eski başkanı) 1965’te yayınlanan bir makalesinde yaklaşık her iki senede bir aynı paraya (hatta daha ucuza) iki kat güçlü bir işlemci üretilebileceğini savunmuştu. Elbette fiziksel açıdan gidilebilecek bir son nokta olsa da, bu yasanın halen geçerliliği olduğu söyleniyor. Konuyu somutlaştırmak için şöyle bir örnek verebiliriz: Intel’in 1971’de piyasaya sürdüğü ilk mikroişlemci 2 bin 300 transistöre sahipti. 2015’te piyasaya sürdüğü mikroişlemcilerin 1,5-2 milyar transistöre sahip olduğu düşünülüyor. Bu transistörler görülemeyecek kadar küçükler ve birbirlerinden 14 nanometre uzaklıktalar! 1 nanometre metrenin milyarda biri. Örneğin hücre zarının kalınlığı 10 nanometre civarında. Bunun önemi şu: Çok güçlü bilgisayarlar giderek ucuzlayacak ve küçülecek. Google yöneticisi ve meşhur transhümanist Ray Kurzweil’e göre 1000 dolar değerinde bir bilgisayar insan beyninden 1000 kat daha güçlü olacak. Yine ona göre 2050 yılında tek bir bilgisayarın işlem gücü bütün insanların beyinlerinin toplam gücüne eşit olacak. (Bu arada Kurzweil’in düşüncelerinin pek çok uzman tarafından fantastik bulunduğunu da belirtelim. Ama bir ideali yansıtması açısından önemli.)

Google’ın ürettiği AlphaGo’nun go şampiyonu Lee Sedol’u 2016’da devirmesi, insan seviyesi bir yapay zekânın müjdecisi olarak selamlandı. Daha sonra AlphaZero’nun 4 saat içinde dünyanın bütün ustalarını dize getirecek kadar satrancı “kendi kendine” öğrenebilmesi coşkuyu daha da artırdı.

Yazılımın “software” kanadında bunlar olurken “wetware” kanadında da inanılmaz gelişmeler yaşanıyordu. 2000 yılının Haziran ayında ABD Başkanı Bill Clinton, İngiltere Başbakanı Tony Blair ve özel şirketleri temsilen Celera Genomics adına Craig Venter İnsan Genom Projesi’nin ilk ayağının tamamlandığını dünyaya duyurdular. Bütün bir insan genomunu dizmenin maliyeti 2000 yılında 3 milyar dolardı. Moore yasası burada da geçerliydi. 2006’da 1 milyon dolara, 2008’de 100 bin dolara düştü. 2008’den sonra fiyatlarda muazzam bir düşüş yaşandı. 2014 yılı itibariyle 1000 (bin) dolara bütün bir gen haritası çıkarılabilmektedir. Marc Goodman, kimi şirketlerin sıradan halka (bir tükrük ve 99 dolar karşılığında) soy ağacı sonuçlarını gönderdiklerini yazmaktadır. Gerd Leonhard bir kişinin genom diziliminin çıkarılmasının 50 doların altına kadar ineceğini söylemektedir. Nick Bostrom çiçek hastalığının gen diziliminin ve 1918 virüsünün internetten indirilebildiğini belirtmektedir.

Gen haritalarının çıkarılabilmesinin yaratacağı -kişiye özel tıbbi tedavi, genetik yapıya göre tasarlanmış özel ilaçların ötesinde- soy ıslahı, tasarım bebekler ve öjeni gibi çok geniş ve tartışmalı sonuçlar var. Gen diziliminin bilinmesi kişinin kendisinin bile farkında olmadığı kişiye özel pek çok bilginin (psikolojik ve fizyolojik pek çok eğilim) şirketler tarafından elde edilmesi gibi bir riski beraberinde getiriyor.

Biyolojinin ve yapay zekânın birleşmesi, bazı iddialı görüşlere göre, insanlığın son devrimi: Her şey baştan aşağı değişecek; hukuk, ekonomi, eğitim, politika, sağlık, güvenlik, iletişim, üreme, aile vesaire… Bildiğimiz dünyanın sonu gelecek. Oyunun kuralları değil, oyun değişecek.

Yani, Prof. Lorenz’in lafı dolandırmadan söylediği şekliyle: “Tanrı’nın pabucu dama atılacak!”

Girişte de söylediğim gibi asıl konu Tanrı. Öldürme ve yaratma kudretini kim elinde bulunduracak? Asıl konu ilahın kim olduğu!

Kuşkusuz bu yeni bir mevzu değil, çok eski bir mesele. Nemrut’un İbrahim’le (as) tartışmasında öne sürdüğü iddiaları hatırlayın: “Ben de öldürür ve diriltirim” demişti.

Demişti ama bunun yapabilecek ne gücü ne de bilgisi vardı. Ama Nemrut’un motivasyonu dünyayı terk etmedi. Üstelik bu motivasyon biyoteknolojinin verdiği imkânlarla daha da güçlenmiş durumda. Artık CRISPR-Cas9 tekniğiyle DNA kontrol edilebiliyor. Bu arada 2020 Nobel Kimya Ödülü’nün bu tekniği keşfeden Emmanuelle Charpentier ve Jennifer A. Doudna’ya verildiğini de hatırlayalım. Artık “tasarım bebekler” sadece bilimkurgunun konusu değil. Hatta makineye “can verme” çabaları da gündemde. 14 Ocak 2020’de BBC’de yayınlanan bir habere göre robot bilimciler kurbağaların kök hücrelerinden “canlı robot” ürettiklerini duyurdular. Massachusetts Tufts Üniversitesi’nden Michael Levin ve ekibi biyolojik dokulardan robot yapmışlar. Levin, bu robotlara damarlar, sinir sistemleri ve görme yetisi kazandırılabileceğini belirtmiş. Araştırmanın sonuçları geçen sene Ocak ayında “Proceedings of the National Academy of Sciences” dergisinde yayınlandı.

Burada sorunun bilim ve teknoloji olmadığının altını çizmemiz gerekiyor. İnsan, alet yapan/icat eden bir varlık olarak yaratılmış. Sorun her zaman olduğu gibi insanın nefsi. İnsanın kibri, hırsı, arzuları… İnsan, alet yaptığı için değil; ilahlık iddia ettiği için Nemrut oluyor. Hiroşima ve Nagazaki’yi küle çeviren atom bombası değildi, Harry Truman ve avanesiydi.

*

Tanrı’nın pabucu dama atılacak mı?

Mevzunun aslı bu değil kanaatimce. Dileyen dilediği zaman atabiliyor zaten. Asıl mevzu, atmak istemeyenlerin durumu; yeryüzünü ve içindekilerini Allah’ın bir emaneti olarak görenlerin durumu. Açıkçası pek de iyi bir halde oldukları söylenemez. Allah’ın insanoğluna verdiği en büyük nimeti; akıl nimetini horlayan, küçük gören ve hatta hasım gören bir din dili içimizde kol geziyor. Nemrutla yüzleşmektense, küçük hesaplarla kendini motive eden, küçük başarılarla mutlu olan, küçük hasımları olan; topu hep kendi sahasında çeviren hatta kafası bozulursa kendi kalesine gol atmaktan çekinmeyen bir anlayışla nereye kadar gidebiliriz? Daha doğrusu, bu anlayışla üzerimize gelen dalganın sürüklediği yerden başka gidecek bir yerimiz kalır mı? Eğer üzerimize gelen dalganın yıkıcılığını fark edebilseydik mezhepçilik, kavmiyetçilik, hizipçilik vs. gibi sorunlarımız olur muydu?

Koğuş ağalığı için kavga yapan mahkûmlara benziyoruz. Ağa sen olsan ne olur, ben olsam ne olur! Kapıyı üzerimizden aynı gardiyan kilitlemiyor mu? Aynı zindan duvarları belirlemiyor mu sınırlarımızı?

Eğer yeryüzünün ve insanın gerçek hasmıyla yüzleşme cesareti gösterebilirsek, hep beraber modern Nemrutlara karşı direnebilirsek biz de kazanırız, insanlık da…

Yoksa, akletmeyenlerin üzerine rics yağması mukadder değil midir?

Milli Gazete / Mücahit Gültekin 

Etiketler: Mücahit Gültekin

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

İp Gergin, Cambaz da

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Gazze Ulusal Sınırların Kurbanıdır

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Bir Toplumu Dışarıdaki Değil İçerideki Düşman Yıkar

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Düşmanı Kahretmenin Yolu

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Yaşamak Yüklü Kelimeler

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Filibeli Ahmed Hilmi'de Avrupa Siyaset ve Medeniyeti

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

Çeç

Erdal BAYRAKTAR
Erdal BAYRAKTAR

Teyakkuz Hali

Yazarın Diğer Yazıları

  • Nekbe’nin 77. Yıl Dönümünde
    15 Mayıs 2025
  • Mehmet Akif Koç, Cumartesi Günü İktibas’ta
    15 Mayıs 2025
  • “Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine
    13 Mayıs 2025
  • Biliyoruz, HAMAS’ın İşi Çok Zor!
    12 Mayıs 2025
  • Geçmişten Günümüze Büyük Bir Yanılgı: Bedelsiz Cennet
    10 Mayıs 2025
  • İsrail’in Gazze’ye Yönelik Son Planı: “Gideon’un Savaş Arabaları” Nedir?
    9 Mayıs 2025
  • Soyu Tükenmek Üzere Olan Gazze’nin Son Çocukları…
    8 Mayıs 2025
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Yenilendik !

Yenilendik !

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

İp Gergin, Cambaz da

İp Gergin, Cambaz da

18 Mayıs 2025
Nekbe’nin 77. Yıl Dönümünde

Nekbe’nin 77. Yıl Dönümünde

15 Mayıs 2025
Mehmet Akif Koç, Cumartesi Günü İktibas’ta

Mehmet Akif Koç, Cumartesi Günü İktibas’ta

15 Mayıs 2025
“Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine

“Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine

13 Mayıs 2025

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist