Dış ilişkiler ve ulusal güvenlik zirvesi kapsamında aralarında Myanmar Devlet Başkanı Win Myint, Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing ve üst düzey askeri isimlerin de bulunduğu yetkililerle görüşen Suu Kyi, operasyon başlatılmasını istedi.
Bir dönem insan hakları savunucusu olarak birçok ödül alan ancak ülkesindeki Müslümanlara yönelik katliama sessiz kalması nedeniyle eleştirilen Suu Kyi, yasalar gereği devlet başkanı olamıyor. Ancak bu makamda kendisine çok yakın isim olan Win Myint bulunuyor. Askeri kanatsa her ne kadar yetkilerini sivil hükümete devretmiş olsa da yönetimde söz sahibi olmaya devam ediyor.
Ülkenin batısındaki Rakhine (Arakan) eyaletinde bulunan bazı Budist azınlıklar daha fazla otonomi talebiyle silahlı eylemler gerçekleştiriyor.
Arakan Ordusu isimli silahlı gruba mensup militanlar cuma günü Arakan eyaletindeki bazı karakollara saldırarak 13 polisi öldürmüş 9’unu da yaralamıştı.
Arakan Ordusu sözcüsü, Reuters’a verdiği demeçte söz konusu saldırıların Myanmar güvenlik güçlerinin siviller dahil kendilerine karşı yürüttüğü askeri operasyonlara karşılık olduğunu dile getirmişti.
Birleşmiş Milletler, aralık ayı başından bu yana devam eden çatışmalar ve operasyonlar nedeniyle en az 4 bin 500 sivilin evlerinden kaçmak zorunda kaldığını duyurmuştu.
Arakan Ordusu isimli silahlı oluşumu ‘terörist’ olarak tanımlayan Myanmar Hükümet Sözcüsü Zaw Htay, bu grubun bir kısım Rohingya Müslümanlarınca kurulduğu belirtilen Arakan Kurtuluş Ordusu ile de görüşme gerçekleştirdiğini iddia etti.
Myanmar hükümeti, Arakan Kurtuluş Ordusunu da ‘terörist’ olarak tanımlıyor.
Arakanlılardan silahlı gruplara destek vermemesini isteyen sözcü, bölgedeki gergin durumdan Bangladeş’i sorumlu tuttu.
Bangladeş ise Myanmar’ın iddialarını yalanlayarak asıl insan hakları ihlalleri ve terör faaliyetlerinin sınırın diğer tarafında (Myanmar tarafı) yaşandığını bildirdi.
Euronews