Yeryüzünde kıyasıya bir hak-batıl savaşı yaşanmaktadır. Müminlerle kafirler, İslam mücahidleriyle Siyonist kafirler güruhu çarpışmaktadırlar. Hamas’lı kardeşlerimize ne kadar dua etsek az ki, batılı ülkelerin, işbirlikçi -sözde- İslam ülkeleri rejimlerinin kimliklerini bir kere daha gözümüze yaklaştırdılar. Gerçi batılılar hiçbir zaman kimliklerini gizlemediler ama içimizdeki beyinsizler görmemek için hep gözlerini kırpıştırdılar.
Beden ve kalp gözleri mühürlenmemiş olan herkes gördü ki İsrail meğer bir ‘kir’den ibaretmiş ve yapılması gereken işlem, İsrail denilen ‘kir’i ovalamaktan ibaretmiş. Gazze Müslümanları ovaladıkça kirden ibaret olan İsrail eriyor ve kanalizasyona doğru akıyor. Artık İsrail denilen ‘kir’ bir daha iki ayakları üzerine dikilemeyecektir. İsrail, kâfir batı uygarlığının kiridir. Doğuda Müslüman beldelerini batı adına beklemek için icat ve ihdas edilmiş yapay ülke rejimleri de İsrail’in seri üretimleri olarak, akıbetleri aynı olacaktır.
Siyonist Yahudilerde mertçe, dişe diş, göze göz savaşacak yürek olmadığı için, patronları olan ABD ve Avrupa ülkelerinin ikmal ettiği ağır bombalarla uzaktan, savaştığı Müslüman mücahidlerle muhatap bile olmadan bombayı atıyor ve kaçıyor. Bu, yiğitlik değildir, ‘savaşı kazanmak’ da değildir. İsrail’in bu saldırıları, ta kalbinden hançeri yediği için çıldırmışlığının eseridir. İsrail 1948’den beri ilk defa bu ayarda bir yumruk yedi ve şimdi, en küçük bir ‘zaaf’ gösterdiğinde, işgal ettiği topraklardaki sahte hükümranlığının bittiğinin farkında olarak hareket etmektedir. Ama o da biliyor ki korkunun ecele faydası yoktur. Bunun için İsrail adeta kıyamet savaşı yapmaktadır. Düşmanının lehine, kendinin aleyhine olacak hiçbir şeye tahammül edememektedir. İçindeki kin ve düşmanlık ona bütün dünyayı yaktıracak çaptadır.
Böylece bir İsrail miti bitmiştir. Bundan sonra İsrail asla belini doğrultamayacaktır. İsrail’in ve ABD’nin mekrini Allah’ın mekri bozacaktır. Çünkü Gazze’nin bir aylık, beş aylık, on aylık, bir, üç, beş, on, on beş yaşlarındaki bebek ve çocuklarının masumiyeti inşallah Allah’ın mekrini davet edecektir.
Yaşanan bu büyük olayı bir İslam-küfür savaşı olarak görmeyen herkes hakka ve hakikate düşmanlık etmektedir. Bunun bir din savaşı olduğuna, Gazzeli çocuklarımızın avuçlarına isimlerinin yazılması tanıklık etmektedir. Yahudi-Hristiyan kökenli modern batı uyarlığı on beş asırdır biriktirdiği kinini kusmaktadır. Bu kusmuk batılı kibrini de boğacak evsaftadır.
ABD’nin başını çektiği batı uygarlığı laiklik, demokrasi etiketli insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları, düşünce ve inanç özgürlüğü gibi bütün putlarını yiyip bitirmiştir. Kalp ve beden gözü mühürlü olmayanlar anlamış olmalılar ki, Müslüman deyince batılının hiçbir değeri, ilkesi kalmamaktadır. Onun böyle bir ilkesi zaten yoktu. Hristiyan ve Siyonist dünyanın sözüm ona bütün değerleri, sırf Müslümanla savaşmak uğrunadır. Siyonist ve Hristiyan dünya için bizim çocuklarımız çocuk, bizim kadınlarımız kadın, bizim kanser hastalarımız kanser hastası değildir. TV muhabirleri Filistin topraklarından bize oradaki durumu anlatırken, işgal topraklarındaki molozların arasından bebeklerinin parçalarını toplayan anne-baba görüntülerine Yahudi sivillerin(!) köpek gezdirmeleri eşlik etmektedir.
Gazze’li Müslümanlar düşmana dünyanın kaç bucak olduğunu göstermektedirler bizler de vurdum duymazlığımızın hakkını vermekteyiz. Hiç değilse rejimlerin ikiyüzlü politikalarını yüzlerine vurmalı, mesela Türkiye’ye gelecek olan ABD’nin eli kanlı Yahudi dışişleri bakanının bu cesareti nereden aldığını sormalıyız, birilerine.
Amerikan Dışişleri Bakanı batılı değerler adına ülkeyi yönetenlerden bu cesareti almıştır. Neticede bu ülke de batılı diğer ülkelerden çok farklı değildir. Ülkeye egemen olan değerler Batı patentli olduğu için yöneticilerin de Batılı politikacılardan çok farklı olmadıkları söylenebilir.