19 Mayıs 2025 - Pazartesi
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Makaleler

Kur’an Algımız

İnsanlığın pek fazla tanışık olmadığı sahabe nesli gibi bir neslin yetişmiş olmasına bakarsak, Kur’an’ın niçin indirildiğini, nasıl bir kitap olduğunu ve neyi ihtiva ettiğini hemencecik anlarız. Kur’an bütünüyle hayatı Allah'a has kılmanın rehberi, kılavuzu, haritasıdır. Kur’an, kulların kullara kulluktan kurtulup, sadece tek Allah'a kul olmalarını istemektedir. Tek Allah'a kulluk, tek bir akide, tek bir tasavvur, tek ahlak, tek siyaset, tek iktisat, tek hukuk, tek hüküm demektir.

Yazar: Mehmed DURMUŞ
26 Mart 2025
Kategori: Makaleler, Venhar Özel
0 0
1
Kur’an Algımız
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

Biz insanlar Kur’an’ı hayatımızın belli alanlarına girdiriyor, belli alanlarından itina ile uzak tutuyor, belli alanlarda bilinçli bir sükutu tercih ediyoruz. Kur’an’ı tanımlamaya yeltenerek, onu belirli kalıplara girdirmeye çalışıyoruz. Kimilerimiz daha ileri gidip, Kur’an’ı tarihte donduruyor, zamanımızda adeta boşa çıktığını ilan ediyor. Kimilerimiz Kur’an’ı düşünüp taşınıyor, ölçüp biçiyor, tekrar düşünüyor ve tekrar ölçüp biçiyor, sonunda Kur’an’a, onu işlevsiz kılacak, hayatımızda yeri olmadığına hükmetme anlamına gelecek bir teşhis koyuyor. Kur’an’a takoz oluyor. Böylece Kur’an askıya alınabilen, dilediğimiz zaman hayatımıza girdirilen, dilediğimiz zaman hayatımızdan çıkartılan bir nesneye dönüştürülüyor.

Aklımız bize burada bir an durup, şunu sormamızı ihtar etmektedir: Kur’an yeryüzüne, bizim onu tanımlamamız, ona işlev tayin etmemiz, sınır koymamız, hayatımızı sürdürdüğümüz mekanlarda ona da ihtiyaç duyduğumuz kadar bir yer açmamız için mi indirildi? Bildiğimiz kadarıyla Kur’an, bizim onu değil de onun bizi tanımlaması için indirilmiştir. Evet, Kur’an bizi tanımlamakta, bize ad koymakta, sıfatlar yakıştırmakta ve tam doğru konumumuz neyse, bizi oraya oturtmaktadır. Kur’an, onu tanımlamaya, ona kendince bir değer biçmeye kalkışan ve ona hayatta bir yer tayin edenleri kahrolması gerekenler sınıfına dahil etmektedir. Bizim her birimizin insanlar katında bir yerimiz vardır. Asıl önemli olan ise Allah katındaki yerimizin ne olduğudur. Allah katında yerimizin ne olduğunu Kur’an’dan öğrenebiliyoruz.

Kur’an’ın bizi tanımlaması, itikadda ve amelde onunla olan ilişkimize göre bize isim/ler vermesi, Allah katındaki yerimizi ortaya çıkarmaktadır. Ama biz insanlar mümkün mertebe, Kur’an’ın bizi tanımlamasına ve bize değer biçmesine fırsat vermemeye çalışıyoruz.

Bu minvalde ilk sözümüz Kur’an’ın Kitap olmasına dairdir. Kur’an ‘bir kitap’ değil, Kitap’tır. Vahiy, Allah katındaki Kitap’tandır. Kur’an 23 sene zarfında, Muhammed el-Emîn’e (sav) söz olarak gelmiştir. Fakat Kur’an ilk vahiy değildir. Ne Kur’an’ın kendisi türedi bir kitaptır, ne de onun gönderildiği Elçi -haşa- türedi bir elçidir. Kur’an’la, önceki vahiyler aynı kaynaktan, Muhammed (sav) ile önceki nebîler aynı nebevî silsiledendirler.

Kur’an insanoğluna belli bazı inanç konularını açıklamak, toplum denilen insan kümelerine şu veya bu yoğunlukta dinî bir tat ve renk katmak ya da kültürel zenginlik olması için indirilmiş bir kitap değildir. Kur’an kutuplarda namaz nasıl kılınır, oruç nasıl tutulur, yapay etin hükmü nedir, kadının sesi haram mıdır, kolonya orucu bozar mı, pantolon tesettür sayılır mı gibi sorulara cevap bulmak için indirilmiş olmaktan fersah fersah uzaktır. Bunlar, hayatın başka düşünce sistemlerine göre kurgulanıp, Kur’an’ın sadece kültürel bir çeşitlilik olarak görüldüğü vasatlardan devşirilmiş sorulardır. Dünya hayatını, daha doğrusu siyaseti, ahlakı, hukuku, iktisadı vd. İslam’dan başka din ve medeniyetlere göre düzenleyip, böyle bir hayatın içerisinde beliren sorunların çözümünü İslam’da aramanın Kur’an’a göre adı -en hafifiyle- zulümdür.

O halde zulüm değil de adil olan nedir? Adil olanı bulabilmek için evveliyetle Kur’an’ın indiriliş amacını tam tespit etmek, sonra da hakikate tam teslim olmak gerekmektedir. Allah hayatımızın ve ölümümüzün, salatımızın ve tüm ibadetlerimizin, kısacası her yönüyle ve her bakımdan hayatımızın tamamını Kendisine ait kılmamızı istemektedir. Allah dağlara, denizlere, hayvanlara, bitkilere, gökteki yıldızlara ve gezegenlere, güneşe, aya vb. boyun eğdirmiştir. Bir başka anlatımla bütün kâinatı “tav’an ev kerhen” Müslüman yapmıştır. İnsana gelince, onun kendi iradesiyle tefekkür, taakkul, tezekkür ve tedebbür neticesinde büyük bir arzu ve iştiyakla boyun eğmesini istemektedir. İnsan tam bir teslimiyetle Allah’tan başka ilah ve rab edinmekten sarfı nazar edecek, hayatı yani dini Allah’a has kılacaktır. Allah bütün vahiyleri bütün nebîlere bu maksatla indirmiştir. Son vahiy Kur’an da son Nebî Muhammed (sav)’e bu maksatla indirilmiştir.

İnsanlığın pek fazla tanışık olmadığı sahabe nesli gibi bir neslin yetişmiş olmasına bakarsak, Kur’an’ın niçin indirildiğini, nasıl bir kitap olduğunu ve neyi ihtiva ettiğini hemencecik anlarız. Kur’an bütünüyle hayatı Allah’a has kılmanın rehberi, kılavuzu, haritasıdır. Kur’an, kulların kullara kulluktan kurtulup, sadece tek Allah’a kul olmalarını istemektedir. Tek Allah’a kulluk, tek bir akide, tek bir tasavvur, tek ahlak, tek siyaset, tek iktisat, tek hukuk, tek hüküm demektir. Seyyid Kutub’un ileri sürdüğü gibi, Kur’an’ın önceliği bir mümin toplumun inşasıdır. Kaynağı Kur’an olan mümin toplumun, bütün meselelerini Kur’an’a ve Rasûlullah’ın (sav) sünnetine göre çözümlemesi anasının ak sütü gibi helaldir.

Kur’an, belli bir topluma, o toplumun diliyle inmiştir. Arap toplumuna, Arap Nebî’ye, Arapça inmiş bir kitap. Fakat Kur’an, örfüyle, gelenek, görenek, âdet ve alışkanlıklarıyla Arap toplumunun ürünü değildir. Kur’an Allah’ın muradının ürünüdür. O, Araplara değil de başka bir kavme indirilseydi, dinin özüyle alakalı olmayan bazı teferruatların dışında, başka bir Kur’an’la değil, yine aynı Kur’an’la karşılaşırdık. Toplumun âdetleri, gelenekleri, alışkanlıkları, değer yargıları, cereyan eden olaylar ne olursa olsun, Allah her halükârda indirmeyi murad ettiği hükümleri indirirdi. İndiği dönemdeki carî hayat Kur’an’a yön verip şekillendirmiştir diyemeyiz. Çünkü Kur’an sadece o günkü Mekke-Medîne toplumuna değil, kıyamete kadar, arzın her yöresindeki bütün kavimlere, ilk indiği gündeki tazelik ve zindelikle hitap etmeye muktedir, bir mucizedir. Kur’an’ın, olaylar vuku buldukça, onların izahı ve çözüm yolları olarak indiğini varsaymak da yanılgıdır. Kur’an zaten Kur’an olarak inecekti ve 610-632 yıllarının Arap toplumunda cereyan eden olaylar, Kur’an’ın Kur’an olması için ‘tek fırsat’ değildi. Herhangi bir konuda Allah’ın muradını tecelli ettirmeye elverecek olaylar başka zaman ve zeminlerde de vuku bulurdu. Şu var ki, Mekke ve Medîne toplumlarında Kur’an’a konu olmanın şerefini bilen kimseler mümin olmuşlar, bilmeyenler de kâfir olarak terk-i dünya eylemişlerdir.

Rasul’ün (sav) Rabbine yapacağı, “Rabbim! Kavmim bu Kur’an’ı mehcûr bıraktı” şikâyeti, dün olduğu gibi bugün de Kur’an’a bağlı görünen bütün kavimleri izah etmektedir. Bugün için bunun tek istisnası Gazze olarak görünmektedir. Kur’an’ın yeni bir sahabesi olmak istemeyen kavimler Kur’an halkasının dışında, yapay ve sahte gündemlerle oyalanmaya devam etmektedirler. En vahimi de Kur’an’a bağlılıklarını tartışmasız mutlak bir hakikat sanan kavimlerin, aslında Kur’an’dan ziyade başka kaynaklara bağlanmış olmalarıdır. Bugün batı uygarlığı, batılı ülkelerin Tevrat ve İncil’le iltisaklı olarak ürettikleri felsefe ve dünya görüşü, ‘Müslüman’ kavimler tarafından İslam’a paralel bir din olarak “işitilmiş ve itaat edilmiş”tir. Müslüman olduklarını söyleyen, bunun aksine bir beyanda da bulunmayan söz konusu kavimler putperest batı toplumlarını gücün, nüfuzun itibarın, maddi-manevi zenginliğin, ilericiliğin, kalkınmanın, ahlakın makarrı olarak itikat etmektedirler.

Batılı ülkelerin siyasi, kültürel ve malî başkentleri Müslümanlara kendi kıblelerini dahi unutturmuştur. Kur’an’ı kaynak olmaktan çıkartan ‘Müslümanlar’ Allah’a, Rasûlüne, Kur’an’a ve tüm Müslümanlara meydan okuyan batılı rejimleri ilah ve rab yerine koymuşlardır. Kısacası ‘Müslüman’ toplumlar velayet ahdini Allah’tan, Rasûlünden ve müminlerden kopartıp, Allah’ın ve hak olan her şeyin düşmanı olan batılı toplumlara vermişlerdir.

Bu durumda karşımızda şöyle bir manzara şekillenmektedir: Bazı Avrupa şehirlerinde belli aralıklarla tekrar edilen Kur’an yakma eylemlerini çok ciddiye almamak gerekmektedir. Ciddiye alınması gereken bir şey varsa o da bizzat ‘içeriden’ yani Kur’an’a bağlı sanılan halklar tarafından Kur’an’a yapılan darbedir. Kur’an’ın ‘yakılmış’ olması için illa sahifelerine kibrit değdirmek gerekmemektedir. Kur’an’a, onu hayatın dışında tutmayı netice verecek en ağır darbeyi yapacaksınız; Kur’an sarayların, görkemli başkanlık konutlarının, siyasetin kalbinin attığı devasa devlet dairelerinin semtinden geçemeyecek, sonra da ‘Ramazan-ı Şerif’ etkinlikleriyle, kadir gecesi kutlamaları, ‘Cumanız mübarek olsun’ mesajlarıyla en iyi dindarlığın sizde olduğu zehabına kapılacaksınız.

Herhangi bir zayıf hadisi ya da uydurma bir rivayeti Kur’an’a arz edebiliyor, iyi de yapıyoruz. Fakat önemli olan bir de zayıf ya da uydurma ahlakımızı, kendimizden menkul salihatlarımızı, Allah’a öğretmeye yeltendiğimiz dindarlıklarımızı Kur’an’a arz etmemizdir. Kur’an’a arz etmemiz gerekenler arasında, Gazze’yi düşmanın önünde yalnız bırakmamız da bulunmaktadır. Gazze dünya tarihinin en şerefli mücadelelerinden birini ekmeksiz, aşsız, susuz, ilaçsız ve ısınmasız şartlarda verirken, dünyanın debdebesi ile alabildiğine hemhâl olmamıza acaba Kur’an ne demektedir?

Sözün özü, Kur’an’a, hayatı Allah düşmanlarına terk etmiş de birkaç dua ve birkaç kıssa ile müminlerin avunmalarını sağlayan bir kitap muamelesi yapmaktan Allah’a sığınmalıyız. Kur’an her yönüyle Allah’a teslim olacağımız gerçek bir İslam hayatını tebliğ etmektedir. Kur’an Allah’ın boyası ile boyanmamızı, kalbimizi imana ev yapmamızı, Allah’ın çağrısını işitir işitmez itaat etmemizi istemektedir. Kur’an nûrdur, furkândır ve hidâyettir. Kur’an’ın nûruna, furkânına ve hidâyetine çok muhtacız. Ama eteğimizdeki cahiliye taşlarını tamamen atmazsak Kur’an bizim için nûr da furkân da hidâyet de olmayacaktır. Çünkü cahiliyeden tamamen temizlenmemiş kalplerimize imanın ev kurmasını bekleyemeyiz.

Mehmed Durmuş / İktibas Dergisi Mart Sayısı

Etiketler: GazzeHayat kitabı Kur'anKadir gecesiMehmed DurmuşSahabeVahiy

Çok Yorumlanan 1

  1. Ahmet Beşparmaklı says:
    2 ay önce

    Allah razı hocam. Kur’an algımızı, Kur’an’ın indiriliş sebebini, neyi isteyip neyi istemediğini, tekrar hatırlamamıza vesile olacak sade ve anlaşılır bi yazı olmuş. Allah ecrini versin.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

İp Gergin, Cambaz da

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Gazze Ulusal Sınırların Kurbanıdır

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Bir Toplumu Dışarıdaki Değil İçerideki Düşman Yıkar

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Düşmanı Kahretmenin Yolu

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Yaşamak Yüklü Kelimeler

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Filibeli Ahmed Hilmi'de Avrupa Siyaset ve Medeniyeti

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

Çeç

Erdal BAYRAKTAR
Erdal BAYRAKTAR

Teyakkuz Hali

Yazarın Diğer Yazıları

  • Düşmanı Kahretmenin Yolu
    27 Nisan 2025
  • Gazze’nin Heybesinden Fışkıran Hayatlar
    24 Şubat 2025
  • Suriye’de Hayır Umalım Hayır Olsun
    31 Ocak 2025
  • Suudiler Kabe’ye Saygısızlık Yapmışlar!
    28 Aralık 2024
  • Gazze İmtihanımız
    20 Ekim 2024
  • Hangisi Paralel Devlet?
    23 Eylül 2024
  • Bir Katili Alkışlamanın Kıymeti Harbiyesi
    30 Ağustos 2024
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Yenilendik !

Yenilendik !

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

İp Gergin, Cambaz da

İp Gergin, Cambaz da

18 Mayıs 2025
Nekbe’nin 77. Yıl Dönümünde

Nekbe’nin 77. Yıl Dönümünde

15 Mayıs 2025
Mehmet Akif Koç, Cumartesi Günü İktibas’ta

Mehmet Akif Koç, Cumartesi Günü İktibas’ta

15 Mayıs 2025
“Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine

“Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine

13 Mayıs 2025

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist