16 Haziran 2025 - Pazartesi
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Güncel

İyi Yazmak

Yazı yazmak, bir mü’min için İslam’ın güzelliklerini insanlara taşımanın bir aracıdır, Allah’a dâvet sorumluluğunun etkili bir enstrümanıdır. Değil mi ki, “Allah’a dâvet eden, sâlih amel işleyen ve ‘Şüphesiz ki ben Müslümanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?” (Fussilet, 41/33)

Yazar: Şükrü HÜSEYİNOĞLU
3 Mayıs 2023
Kategori: Güncel, Müslümanca Yaşamak
0 0
0
Hüseyinoğlu: Siyer mi Kur’an’a Tâbidir, Kur’an mı Siyer’e? -II-
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

Meşhur ve bitmeyen bir tartışmadır: Sanat sanat için midir, sanat halk için midir?

Sanki bir başka seçenek yokmuş gibi sorulmakta ve tartışılmaya devam edilmekte olan kadim ve güncel bir sorudur bu. Oysa doğrusu “Sanat Allah içindir, Allah için olmalıdır” tesbitidir, lakin çok nankör olan insanoğlu()  asli olanı gündemden düşürmüş, arızi olanları hakikat mertebesine çıkarmaya çalışmıştır, çalışmaktadır.

Evet, bir mü’min için her şey olduğu gibi()  sanat da Allah içindir. Değil midir ki Allah için olan, aynı zamanda halk için de olmaktadır. Zira Allah neyi dilemiş, neyi teşri kılmışsa hep kullarının yararına, onların dünya ve âhiret saadeti için dilemiş ve teşri kılmıştır.

Yazı yazmak, bir mü’min için İslam’ın güzelliklerini insanlara taşımanın bir aracıdır, Allah’a dâvet sorumluluğunun etkili bir enstrümanıdır. Değil mi ki, “Allah’a dâvet eden, sâlih amel işleyen ve ‘Şüphesiz ki ben Müslümanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?” (Fussilet, 41/33)

Yine değil mi ki, hidâyet rehberimiz Kitab-ı Kerim, daha ilk ayetlerinde okumaya, yazmaya, bilmeye, kalemle öğretmeye vurgu yapmakta, Rabbimizin kaleme andını bize bildirmektedir.()

Ve yine değil mi ki Rabbimiz bize, er-Rahman oluşunu, merhametin kaynağı ve merhametlilerin en merhametlisi oluşunu hatırlatırken “Rahman, Kur’an’ı öğretti. İnsanı yarattı ve ona beyanı öğretti” (Rahman, 55/1-4) buyurmaktadır.

Bu dört ayette son derece dikkat çekici ilk husus, Rabbimizin, insanı yaratma fiilinden önce ona Kur’an’ı öğretmesini zikretmiş olmasıdır. Bu da İslam’da eğitim-öğretimin, bilmenin ve bilincin ne kadar temel bir konu olduğunu bize ifade etmektedir bir kez daha. 

Ardından beyana dikkat çekilmesi de, insanın öğrendiklerini başkalarına aktarma sorumluluğunu hatırlatmaktadır ki, işte bizim için konuşma ve yazma, bu sorumluluğa tekabül etmektedir. Değil mi ki Rabbimiz, oku emrinin ardından “Kalk ve uyar” (Müddessir, 74/2) emriyle muhatap kılmıştır bizi.

Yine değil mi ki “Rabbinden sana indirileni tebliğ et…” (Maide, 5/67) buyurmuş, “Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt mü’minlere fayda verir.” (Zariyat, 51/55) hatırlatmasında bulunmuştur.

Dolayısıyla yazmak, bizim için beyan sorumluluğumuzu yerine getirme çabasıdır, dâvettir, inzardır, öğüttür, iyiliği emr kötülükten nehy gayretidir, hakkı ve sabrı tavsiye cehdidir.

Galiba İyi Yazamaysun!

Yazmayı İslami bir sorumluluk olarak gören bir mü’min için meselenin nitelik boyutu çok önemlidir. Zira İslam bizden her ne yapıyorsak ihsan üzere, en güzel şekilde yapmamızı istemektedir. Dolayısıyla “Allah için yazmak” sorumluluğunu hisseden bir mü’min, iyi yazmayı da hedeflemelidir.

“İyi yazmak” denilince ilk elde akla gelen husus içerik olmakla birlikte, tabii ki dil kuralları, edebi boyut gibi hususlar da önemlidir. Tabii her konuda olduğu gibi bu konuda da asli husus ihlastır. Yani fiilin Allah için olmasıdır. 

Mü’minin her ameli gibi yazması da yalnız Allah içindir. Mü’min yazmak için yazmayacağı gibi, beğeni kazanmak, para kazanmak, bir mevki elde etmek gibi gayelerle de yazmaz. Rasulullah (a.s.)’dan hicretle ilgili rivayet edilen şu ölçü, her alandaki ameller için geçerlidir:

“Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği şey vardır. Öyleyse, kimin hicreti Allah’a ve Rasulüne ise, onun hicreti Allah’a ve Rasulünedir. Kimin hicreti de elde edeceği bir dünyalığa veya nikahlayacağı bir kadına ise, onun hicreti de o hicret ettiği şeyedir.” (Buhari, Nikah, 5; Müslim, İmaret, 155)

“Yazmak” deyince bu noktada aklıma, yıllarca önce okuduğum bir anı gelmekte. Mazlum-Der’in İstanbul şube bülteninde Ahmet Mercan’ın bir yazısı yayınlanmıştı ve Mercan o yazıda memleketi Bayburt’a giderken Trabzon’da yemek molası verdiği bir köftecide yaşadığı ilginç bir anısını aktarıyordu.

Mercan, yemek sonrası hesabı ödemek için kasaya gittiğinde köftecinin kendisine önce yolculuğunun ne tarafa olduğunu, ardından da ne iş yaptığını sorduğunu kaydediyor ve yazar olduğunu söylediğinde, köftecinin, kendisinin dışarıdaki Murat marka arabasına bakıp “İyi yazamaysun galiba” şeklinde muzipçe bir karşılık verdiğini anlatıyordu.

İnsanı gülümseten ve tabii düşündüren bir cevap. E tabi, iyi yazabilseydi Murat marka bir “külüstür” yerine son model bir arabaya binerdi! “İyi yazanlar” lüks araba ve evlerin yanında özel korumalarla da gezmekteydi nitekim. “Çölleri aşıp” gazeteci-yazar olarak “iyi yazma” becerisi kazananlar, özel korumalarla pozlar vermiyorlar mıydı nitekim.

Sense kalkmış bir külüstürle yollara düşmüş İstanbul’dan Bayburt’a yolculuk yapıyor, sonra da yazar olduğunu söylüyorsun! Ne dersen de durum apaçık ortada işte, “iyi yazamaysun.”

Paranın, maddi kazancın temel ölçüt kılındığı mevcut “kapitalist akide” ve işleyiş açısından bakıldığında, Karadenizli köftecinin tesbiti gayet yerinde! Öyle ya, iyi yazmanın karşılığı iyi kazanç olacağına göre, ortada da külüstür bir arabayla yola çıkmış bir yazar bulunduğuna göre mesele de ortada.

Maddi kazanç dışında bir “kazanç” bilmeyenler, gündemlerine böylesine farklı pencereler açılmamış olanlar açısından böyle düşünmek, böyle değerlendirmeler yapmak gayet anlaşılır bir durum. İşte, İslam’ın fert ve toplum muhayyilesinde yapmak istediği inkılabın bir boyutu da budur: Değer yargısı ve ölçülerini “iki dünyalılık” temelinde değiştirmek. 

Kavramların kıblesini, değer yargılarının eksenini bu temelde değiştirip, her şeyi Allah’a göre ve Allah için konumlandırmak. Başarı, kazanç gibi kavramları dünya hayatının dar maddi sınırlarına mahkûm etmemek, tüm bu kavramlara darul karar olan âhiret hayatı bağlamında yeni pencereler açmak…

Kısacası mesele değer yargısı ve değer ölçülerinin farklılığında düğümleniyor. Bugünkü genel geçer değer yargı ve ölçüsü maddi kazanç ve dünyevi neticeler olduğu için, “iyi yazmak” da maddi karşılıklarla ölçülüyor.

Oysa biz mü’minler için iyinin ve iyiliğin ölçüsü, Rabbimizin bize bildirdiği değişmez vahyî değer yargıları ve ölçüleridir. “Birr ayeti” olarak bilinen Bakara suresi 177. ayet, tüm iyilikler gibi “iyi yazmanın” da temel ölçülerini ifade etmektedir.

Ücrete Talip Olanlar, Ecre Talip Olanlar

Bugün dünya “tek dünyalılığın” istilası ve tahakkümü altındadır. Bu tek düyalılık, dünyayı darul karar olarak algılamakta, dünyevi kazancı, parayı, maddi çıkarı yegâne ölçü kılmaktadır. Dolayısıyla bugün her alanda insanlık “ücrete talipliliğin” esas olduğu bir düşüklüğü, irtifa kaybını yaşamaktadır.

İşte bir izzet öğretisi olan İslam, bize ücrete değil ecre talip olmayı esas kılan bir “iki dünyalılık” ufku açmaktadır. 

Kur’an okuduğumuzda fark edeceğimiz mühim bir husus, dâvet çabaları karşılığında ücret talep etmemenin, ancak âlemlerin Rabbi’nin ecrine talip olmanın tüm Nebilerin (a.s.) ortak sünneti olduğu gerçeğidir. Şuara suresinde kıssaları peş peşe anlatılan Nebilerin söyleminde bu husus, tıpkı tevhid vurgusu gibi ortak bir nokta olarak öne çıkmaktadır.

Kur’an’da Rasulullah (a.s.)’a ve tabii ki onun üzerinden bizlere de bu husus çeşitli ayetlerde ifade edilmiştir: “İşte o Peygamberler, Allah’ın hidâyet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy. De ki: Ben buna (peygamberlik görevime) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu Kur’an, âlemler için ancak bir öğüttür.” (En’am, 6/90)

Evet, ücrete değil ecre talip olanlar açısından, hiçbir konuda iyiliğin ölçüsü ve ölçütü maddi kazanç değildir ki yazı yazmak konusunda da o olsun. Yazmakla iştigal eden bir mü’minin yegâne ölçüt ve hedefi, ecre müstahak satırlar yazabilmektir. İşte iyi yazmak budur.

Geçmişte olduğu gibi bugün de, geleneksel hurafeleri geçim kapısı edinenlere de, modern hurafeleri geçim kapısı edinenlere de tanıklık etmekteyiz. Arif Pamuklar, Cübbeliler bu işin geleneksel hurafe pazarı tarafında tezgah açmışlarken, diğer tarafta Yılmaz Özdil gibilerin tezgahı harıl harıl çalışmakta, her iki hurafe pazarı da adeta para basmakta.

Ecre değil ücrete talip olma sorunu o noktaya ulaşmış durumda ki, son yıllarda bu alanda bir “Ramazan pazarı” oluşmuş durumda. Büyük meblağlarla kanallara transfer olan “Ramazan hocaları”ndan söz ediliyor bugün. Yine son yıllarda dolaşıma giren “Ramazanın gelişini tesbit için hilali gözetleyemeyenler, filanca hocayı gözetlesin. Tv’de o göründüğünde Ramazan gelmiş demektir” şeklindeki espri, bu acı durumu özetliyor niteliktedir.

Buna karşılık, bu çağda da vahyin öğretisi, Nebilerin (a.s.) ortak sünneti üzere, ücrete değil ecre talip olan dâvet erlerinin varlığına tanıklık etmekteyiz. 12 Eylül zemherisinde çıkarmaya başladığı İktibas için “Yan giderim” ifadesini kullanan Ercümend Özkan ağabey ile, yazdığı eserlerin başında mutlaka “Dileyen ticari amaçla olmamak kaydıyla dilediği kadar çoğaltabilir” mealinde not düşen Ahmed Kalkan hoca bu konuda da iki güzel örneklik oluşturuyor mesela.

Tanıdığım, bildiğim tevhidi iddia sahibi yazarların bu konuda aynı çizgide bulunduğuna tanığım. Elhamdulillah, ben de bugüne kadar kitaplarından tek kuruş telif parası almamış biri olarak ücrete değil ecre talip olma tutumu üzere olmaya gayret etmekteyim.

Görüldüğü üzere her konuda olduğu gibi iyi yazıp yazmamanın ölçüsü de, tek dünyalı olmakla “iki dünyalı” olmak zemininde baştan başa değişmektedir. Tek dünyalı bakışla, iyi ücrete muhatap olmak iyi yazmanın ölçütü iken, iki dünyalı bakış, ücreti ölçüt olmaktan çıkarıp onun yerine ecri ikame etmekte ve ecre müstahak olmayı iyi olmanın mikyası kılmaktadır.

Neticede tabi, kimin iyi yazıp yazmadığının kesin bir şekilde ortaya çıkacağı gün, Rabbimizin adalet terazilerini kurup bizlerin her yapıp ettiğimizi kendi rıza ölçüsüyle tartacağı o çetin Hesap Günü olacaktır:

“Biz, kıyâmet gününde adalet terazileri kurarız. Artık kimseye hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Yapılan amel bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap gören olarak biz yeteriz.” (Enbiya, 21/47)

Son olarak daha önce bir makalemizde geniş şekilde konu ettiğimiz şu gerçeği de bu vesileyle bir kez daha hatırlatmış olalım ki, her insan, amelleriyle kendi hesap defterini yazmakta olan bir yazardır. Dolayısıyla ne yazmakta olduğumuzu, iyi bir yazar mı kötü bir yazar mı olduğumuzu bu açıdan da değerlendirmemiz gerekir:

“Biz, her insanın amellerini kendi boynuna doladık. Kıyâmet gününde onun için açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız. Oku kitabını! Bugün hesap görücü olarak nefsin sana yeter.” (İsra, 17/13-14)

Şükrü Hüseyinoğlu/İktibas Dergisi
Etiketler: Şükrü Hüseyinoğlu

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

İslamsız Bayram Ruhsuz Kadavraya Benzer!

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Modern Siyasete Meşruiyet Arayışları

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

'Makul Olmak' Kazandırır

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Yine Yeniden ve Hep Bir Umutla Yaşamak

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

İp Gergin, Cambaz da

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Gazze Ulusal Sınırların Kurbanıdır

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

Çeç

Erdal BAYRAKTAR
Erdal BAYRAKTAR

Teyakkuz Hali

Yazarın Diğer Yazıları

  • Gazze Ulusal Sınırların Kurbanıdır
    2 Mayıs 2025
  • Gazze Yürek Yangını
    7 Nisan 2025
  • Güncel Suriye ve Gazze Dersleri
    19 Şubat 2025
  • 5816’ya Karşı Hak ve Hukuk Savunması
    8 Şubat 2024
  • Müslümanlar Olarak Bir “Bayburt Davamız” Olmalı
    26 Ocak 2024
  • Zulme Ve Zalime Tufan Gerek!
    14 Aralık 2023
  • Modern Mitleri Yıkan, Putları Kıran, Ümmeti Uyandıran Mübarek Cihad: Aksa Tufanı
    21 Kasım 2023
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Yenilendik !

Yenilendik !

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

HAMAS’a ve İran’a Sahip Çıkmalıydık!

HAMAS’a ve İran’a Sahip Çıkmalıydık!

15 Haziran 2025
Prof. Dr. İhsan Toker Bu Hafta Sonu İktibas’ta

Prof. Dr. İhsan Toker Bu Hafta Sonu İktibas’ta

13 Haziran 2025
Bâtılın Bitmeyen Konsilleri

Bâtılın Bitmeyen Konsilleri

8 Haziran 2025
İslamsız Bayram Ruhsuz Kadavraya Benzer!

İslamsız Bayram Ruhsuz Kadavraya Benzer!

6 Haziran 2025

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist