13 Haziran 2025 - Cuma
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Makaleler

İnsan, İktidar ve Virüs

Her milli ve dini günlerde olduğu gibi yine Ramazan ayının da gelmesiyle beraber manevi duyguların yükseldiği şu günlerde tüm kavramlar, değerler birbirine girmiş durumda. Bir yanda kovid-19 virüsünden dolayı insanların el açıp yalvararak Allah’a yakınlaşıyor gibi bir görüntü vermeleri. Diğer yanda milliyetçi/ulusal değerleri öne çıkararak, toplumu motive etmek için siyasilerin verdiği görüntü, kullanılan dil ve yöntem..

Yazar: Ahmet DURMUŞ
2 Mayıs 2020
Kategori: Makaleler, Venhar Özel
0 0
9
İnsan, İktidar ve Virüs
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

2020’nin daha ilk çeyreğinde dünya genelinde insanlık korana virüs (kovid-19) belasıyla yaratıcı tarafından çetin bir imtihana tabi tutulmaktadır. İnsanlığın başına gelen bu musibeti kimileri biyolojik bir savaş olarak nitelendirirken kimileri de Tanrının gazabı olarak nitelendirmekte. Müslümanlar ise virüs hakkında iletişim araçlarının aktardığı bilgiye teslim olmuş durumda, dolayısıyla aktarılan bilginin dışında fazla bir bilgimiz yok. Ancak bildiğimiz bir şey varsa o da her halükarda Allah’ın insanlığı bir imtihana tabi tutması ve başımıza gelen bu belanın kendi ellerimizle kazandıklarımız olduğudur. En azından biz Müslümanlar böyle inanıyoruz.

Ancak beklentimiz tüm dünyada olduğu gibi yaşadığımız coğrafyada da Türkiye Müslümanları olarak iktidarıyla, muhalefetiyle ve halkıyla bu musibetten bir ders çıkarıp yeni silkinişle üzerimizdeki küfür tortularını atıp taze bir başlangıç yapmak yönünde idi. Heyhat! Gelinen noktaya baktığımızda daha gemi kıyıya yanaşmak üzereyken insanlar eski haline dönme hesabı yapmakla meşgul. Etrafa şöyle bir bakındığımızda bir sürü değer çökmüş durumda siyasi ahlak, tüketim ahlakı, iletişim ahlakı, insanların birbirilerine davranış ahlakı dibe vurmuş durumda. Saydığımız bu ahlaki çöküntü inanın virüsten daha korkutucu boyutlara ulaşmış durumda. Ölümün eşiğinde bile kazanma hırsıyla diğer kardeşlerini aldatmaya çalışan insan, medya aracılığıyla kamera karşısında son derece dindar, ahlaklı, dürüst bir görüntü vermektedir, oysa kamera arkası insanı tiksindirmektedir.

Yukarıda bahsettiğimiz olumsuzluklar işin hem bireysel hem de toplumsal boyutu, bir de bu işin iktidar boyutu var ki, yazının içeriği aslında daha çok bu minvalde olacak. Her milli ve dini günlerde olduğu gibi yine Ramazan ayının da gelmesiyle beraber manevi duyguların yükseldiği şu günlerde tüm kavramlar, değerler birbirine girmiş durumda. Bir yanda kovid-19 virüsünden dolayı insanların el açıp yalvararak Allah’a yakınlaşıyor gibi bir görüntü vermeleri. Diğer yanda milliyetçi/ulusal değerleri öne çıkararak, toplumu motive etmek için siyasilerin verdiği görüntü, kullanılan dil ve yöntem. Millilik adına kutsanan ve kutlanan bayramlardan birisi olan 23 Nisan egemenlik ve çocuk bayramı, virüs ve dinin de yardımı ile siyasi iktidar tarafından tam bir şova dönüştürülmüş durumda. Virüsün olmadığı yıllarda bile bu kadar ses getirmeyen söz konusu bayram adeta dini bir kimlik kazanmış durumda. Kemalist seküler bilinç her zaman yaptığı gibi daha da güç katarak her iki bayramı harmanlayıp karıştırmakta oldukça mahir. Hiçbir akrabalığı olmayan bu iki bayram ikiz kardeşmiş gibi insanlara sunulmakta. Yapılan şey ise at izinin it izine karışmasından başka bir şey değil.

Daha da ileriye gidersek; kuruluş felsefesi tamamen İslam’ı saf dışı edip Müslümanları oyunun dışına atan ve bir gecede okuryazarlığı sıfıra indirip, milyonlarca insanı cahil, nice çocukları öksüz ve nice iffetli anaları dul bırakan, hatta başındaki şapkasından dolayı insanları darağacına götüren Kemalist sistem, bugün muhafazakâr iktidar tarafından hiç olmadığı kadar kutsallaştırılıp yüceltilmektedir. Ey Muhafazakâr, demokrat ve Müslüman olduğunu söyleyen siyasiler!; şunu asla unutmayın, bu virüs bir gün bu ülkeyi terk eder, ama sizin İslam’a yamadığınız her türlü pislik, batıl-şirk bulaşığı maalesef kolay kolay temizlenmez. Çünkü genç kuşakların zihinleri İslam soslu şirk etkinlikleri ile kirletiliyor ve bu kirlilik babadan oğula anadan kıza bir ömür miras olarak aktarılıyor. İlla ki bir kutlama yapılacaksa Kemalist sistem bunu kendi ürettiği değerler-kavramlar çerçevesinde yapmalı ve İslam’ın dilini kullanacağına laik ideolojinin kavram ve terimlerini kullanmalı. İslam’ın kutsalına, mahremine el uzatmamalı ve İslam’ın barışık olmadığı hatta savaş açtığı değerleri-kavramları İslam’la yan yana getirmemeli…

İşin ehli olan herkes bilir ki İslam bir ideolojinin, bir ırkın, bir kabilenin dini değil, tam aksine tüm insanlığa gönderilmiş bir yaşam biçimidir. Türk, Kürt veya İngiliz, Alman fark etmez. Hidayeti tercih eden herkes o kapıdan girebilir, onunla şereflenebilir, tabî Allah da o kapıyı açarsa. Irklar, soylar ve kabileler Allah’ın birer ayeti ve rahmetidir, dolayısıyla inandığımız dini insan olarak kendimiz seçeriz ama ırkımız ve vatanımız tamamen bir kadere bağlıdır ve seçme hakkımız yoktur, o halde seçme hakkımızın almadığı bir şeyle nasıl övünebiliriz ki? Irkımızla üstünlük taslamak, gurur duymak veya aşağılanmak demek yaratılış amacımızı hiç anlamamış olmak demek değil mi? Yani bu din (İslam) ırklar üstü, mezhepler ve meşrepler üstü bir dindir ve hepsini kapsar. “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O’ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.” (Hucurat: 13). Demek ki Allah katında değerli olan ırkımız veya cinsiyetimiz değil takvamızdır. Bunun da değerini biçmek ise yalnızca Allah’a aittir.

İnsanlığın başına gelen bu tür büyük musibetler cehennemden kurtulmak için bir dönüm noktası olabilir, ancak devlet denen aygıt ve onu yöneten siyasilerin halkın gideceği rotayı doğru belirlemesi şartıyla. Yani iktidarların insanları milli olana değil Allah’a yöneltmeleri için büyük bir fırsat oluşmuş durumda. Öte yandan münferit de olsa tüm dünyada Tanrıyı yardıma çağırmalar, günah çıkarmalar ve yapılan yanlışlar itiraf edilmeye başlandı, ama bu itiraflar kimseyi aldatmamalı. Bu sadece ölümün nefesini enselerinde hissetmelerinden kaynaklanan psikolojik bir durumdur. Aynı Firavun’un, son anda Musa’nın ilahına inandım demesi gibi. Öyle ki daha dün ateşe verdikleri camileri bile korkularından bugün yardıma çağırıp ezan okutmak zorunda kaldılar.

Diğer taraftan mikroskopla dahi zor görünen bir canlı insanlığı esir alırken, Allah’ın gücünü iliklerine kadar hissetmesi gereken Müslümanlar, acaba yeni bir hayatın kapılarını aralayabilir mi? Bu soruya verilecek cevap fertler bazında mümkün olabilir, fakat devlet olarak baktığımızda ne yazık ki böyle bir kaygının olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Kur’an’ın dilini ve mesajını camilerde ve iletişim kanallarında hiçbir görevli göğsünü gere gere dillendiremiyor. Neden? Çünkü suç. Laik, demokratik, sosyal hukuk devletine bağlı kalacağımıza nikah kıyıp yemin etmiştik ya hani. Tıpkı ahdi misak gibi. Burada üzücü olan ekserunnâs dediğimiz yığınların bunu asla anlamıyor ve anlamak da istemiyor oluşu. Çünkü halkın dertleneceği böyle bir derdi yok. Halk, kulluk (vatandaşlık) görevini yapmış, yani namaz kılan bir lideri başına seçmiş ve görevini tamamlamıştır. Artık yerine düşünecek, akledecek birilerini seçmiş durumda.

Oysa Sahabe daha ilk halifeyi seçtiklerinde vallahi seni kılıçlarımızla düzeltiriz diyerek başlarındaki lidere bir mesaj vermişlerdi. İşte bugün müslümanlar o nesli yeniden yetiştirmek zorunda. Bugün o güzide insanlar yok ama onlarla övünen, onları tüketen o kadar çok tüketici var ki saymakla bitmez.

Öte yandan siyasi iktidarın en büyük destekçileri bir zümre ekranlarda yaptıkları yorumlarla insanın içini karartıyor. Bu adamlar sanki Tanrıdan daha fazla şeyler biliyorlar kompleksi içindeler. Dünyaya yeni yayılan bir virüs hakkında ne kadar da çok bilgi ürettiler akıl alır gibi değil. Bu bilgilere bir anlamda insanlığın ihtiyacı var ama yapılan tüm yorumlar Allah hesaba katılmadan akılcı bir mantıkla yapılıyor ve virüs bir imtihan olmaktan çıkıp bilimsel bir şova dönüşüyor ve bilim putlaştırılıyor. Sanki insan, iktidar ve virüs (virüsün yorumlayıcıları) üçlü bir koalisyon kurmuş birilerinin geleceğini kurtarmaya çalışıyor.

Kurt bulanık havayı sever misali bu ortamda, siyasi iktidar kendi başarısını dillendirip milli bayram kutlaması adı altında İslamcı bir şair olan Akif’in istiklal marşını balkonlardan okutarak kendi hanesine artı puan yazdırmaktan geri durmuyor. İttihat ve Terakkiye verdiği destekten pişman olan Akif bugün yapılanları görse tepkisi ne olurdu acaba? Yazdığı Kur’an mealini yaktığı gibi söz konusu şiirini de yakar mıydı dersiniz? İnsan merak ediyor.

Son olarak diyebiliriz ki insanlık topyekûn bir imtihandan geçmekte ve tüm dünyada bir korku bulutu insanların üzerini kaplamış durumda. Başımıza gelen bu sıkıntıdan dolayı Allah’a el açmış durumdayız, fakat yarattığı insanı en iyi bilen Rabbimiz: “İnsanın başına bir sıkıntı gelince, Rabbine yönelerek O’na yalvarır. Sonra Allah kendisinden ona bir nimet verince, önceden yalvarmış olduğunu unutur. Allah’ın yolundan saptırmak için O’na eşler koşar. (Ey Muhammed!) De ki: Küfrünle biraz eğlenedur; çünkü sen, muhakkak cehennem ehlindensin!” (Zümer: 8). Bu ayetler kimi anlatıyor dersiniz. Geliniz başımıza gelen felaketi bir nimete dönüştürelim. Allah’a tevbe edip mümince bir hayat için yeni bir başlangıç yapalım.

Selam ve dua ile.

Çok Yorumlanan 9

  1. YANKIGÜL KIRTASİYE says:
    5 sene önce

    ALLAH RAZI OLSUN

    Cevapla
    • İlyas Metin says:
      5 sene önce

      Eyvallah üstad
      Ağzın bal yesin

      Cevapla
  2. Ahmed Rahman says:
    5 sene önce

    İnşallah…. ağzına sağlık…

    Cevapla
  3. Ebuzeyd says:
    5 sene önce

    Allah razı olsun abi
    Kısaca ben bu virüslü günlerde minarlerden yapılan duayı samimi bulmuyorum.
    Çünkü hastaneye girerken Allah ile; çıkarken çekirge dansı ile çıkılıyorsa, devlet burda bana göre tribünlere oynuyor selalar vermekle.
    Selamlar

    Cevapla
  4. Hidayet says:
    5 sene önce

    Ağzına sağlık abim

    Cevapla
  5. Mehmet Kantar says:
    5 sene önce

    Allah razı olsun Kardeşim. Aklını kullanarak İman etmek isteyenler için her bir delil insanı Rabbine yaklaştırıp O’na imanını artırırken, akıllarını kullanmayarak iman etmek istemeyenler içi ise hiç bir ayet, felaket, uyarı vs. fayda vermezken küfürlerini artırıyor. Bu virus imtihanı, bazılarının imanını artırıp gerekli dersleri çıkararak kendini daha da sorgulayarak Rabbine yaklaştıracak, küfredenler ve müşrikler için ise kaldıkları yerden devam ederek küfürlerinde israr ederek isyanlarını sürdüreceklerdir. Allah’ın sunnetullah’ında hiç bir değişiklik bulunmamaktadır. Teşekkürler ediyor, nice hikmet ve basiretli yazılara…

    Cevapla
    • Ahmet Altinok says:
      5 sene önce

      Allah razı olsun Ahmet abi. Mesaj dolu bir yazı. Tabii anlayana.

      Cevapla
  6. Ahmet Durmuş says:
    5 sene önce

    Kardeşlerime katkılarından dolayı teşekkür ederim. Rabbim İslam ümmetini güzel günlere kavuştursun inşallah.

    Cevapla
  7. Suat says:
    5 sene önce

    Şairleri, yazarları Hakkı haykırmayan bir toplum yok olmaya mahkumdur,sizler birilerine yaranmadan emri bil maruf yapıyorsunuz, Allah razı olsun.Selamlar

    Cevapla

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

İslamsız Bayram Ruhsuz Kadavraya Benzer!

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Modern Siyasete Meşruiyet Arayışları

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

'Makul Olmak' Kazandırır

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Yine Yeniden ve Hep Bir Umutla Yaşamak

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

İp Gergin, Cambaz da

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Gazze Ulusal Sınırların Kurbanıdır

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

Çeç

Erdal BAYRAKTAR
Erdal BAYRAKTAR

Teyakkuz Hali

Yazarın Diğer Yazıları

  • İslamsız Bayram Ruhsuz Kadavraya Benzer!
    6 Haziran 2025
  • Bir Toplumu Dışarıdaki Değil İçerideki Düşman Yıkar
    30 Nisan 2025
  • Ah Gazze Ah!
    30 Mart 2025
  • Kapitalist Sistemde Müslümanlar ve Ramazan
    18 Mart 2025
  • Tuğyan’da Trump Kasırgası mı?
    13 Şubat 2025
  • İslam’ın Devletsiz, Müslüman’ın Başsız Hali…
    15 Ocak 2025
  • Tarihin Dönüm Noktaları
    18 Kasım 2024
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Yenilendik !

Yenilendik !

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Bâtılın Bitmeyen Konsilleri

Bâtılın Bitmeyen Konsilleri

8 Haziran 2025
İslamsız Bayram Ruhsuz Kadavraya Benzer!

İslamsız Bayram Ruhsuz Kadavraya Benzer!

6 Haziran 2025
Kurban Bayramımız Mübarek Olsun!

Kurban Bayramımız Mübarek Olsun!

6 Haziran 2025
Arafat’ta Dua Yasaklanabilir mi?

Arafat’ta Dua Yasaklanabilir mi?

5 Haziran 2025

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist