5 Temmuz 2022 - Salı
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • Küçük Müslümanlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • Küçük Müslümanlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Venhar Özel

Hayat Denilen Meçhul

Yaşamak denilen bir meçhulün içinde ömrünü tamamlamaya çalışan insan nice problemlerle yüzleşmiş, nice dertlerle mücadele etmiş, nice mutlulukları da yüreğine sığdırmıştır.

Yazar: Bünyamin ZERAN
22 Haziran 2021
Kategori: Venhar Özel
0 0
5
Hayat Denilen Meçhul
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

Yaşamak denilen bir meçhulün içinde ömrünü tamamlamaya çalışan insan nice problemlerle yüzleşmiş, nice dertlerle mücadele etmiş, nice mutlulukları da yüreğine sığdırmıştır. İnsan, kendisini tanımlarken içinde bulunduğu ruh hali, fiziki şartları, hayalleri, umutları, korkularıyla birlikte bir tanıma muhtaç olmuştur. Kah gönlüne düşen bir sevdanın ardından yürümüş, kah dünyaya dair elde etmek istediklerinin içinde kaybolmuştur. Hayatın kendisinin meçhul olması sonunun nereye varacağını bilmemesinden ileri gelmiştir. İnsan meçhul değildir belki ama hayatın kendisi meçhul olarak kalmaya devam edecek gibidir. Başladığın bir türküyü nerede, nasıl bitireceğin meçhuldür. Zira yaşamın her evresinde duyguların, arzuların, korkuların değişebilmektedir. Değişimin hızla aktığı bir dünyada senin türkün yalnızca sana ait notalardan oluşacaktır. İnsan, her daim seçerek, isteyerek hayat ırmağına yol verecektir.

İnsana verilen hayat süresinin kısa mı yoksa uzun mu olduğuna dair bir çok tartışma yapmak mümkündür. Ama ben bu tartışmayı sevenlerden değilim. Ben, hayatın uzunluğu ya da kısalığından ziyade hayatın doluluğu ile ilgilenenlerdenim. Benim seçtiğim bir hayat ve benim sonuçlarına razı olacağım bir hayat olduğu sürece yaşamın kısalığı ya da uzunluğunun ne önemi kalır ki! Kimi insanlar vardır ki hayata ne bir soru sorarlar ne de hayat hakkında bir malumata sahiptirler. “Yazgı” der geçerler yaşadıkları onca şeye. Hakikaten yazılmış mıdır insana yaşadığı ve yaşayacağı onca şey? Amacım teolojik bir tartışma değil elbet. İnsan, hayatın içinde sürekli bir nesne olursa varlık sebebini yitirir. İnsan, hayatın içinde başrol oyuncu olarak varolduğu zamanlar da olmalıdır. Hayatının rolünü kendi oynamalı ki filmin sonunda kıracağı gişe rekorlarının ödülünü yahut kötü filmden arta kalan hayal kırıklığının sorumluluğunu üzerine alabilsin. Her insan hayatın içinde iyi şeylere denk düşmeyebilir. Kimisi fakirlik içinde, kimisi sorunlu bir ailede, kimisi bir ailesi dahi olmadan, kimisi de savaşların kol gezdiği bir coğrafyada gözlerini yaşama açmış olabilir. Kimisi de ipeklere, allara bezendiği, el üstünde tutulduğu ve güneşin tüm ışıklarını bedeninde hissettiği bir yaşam ortamında doğmuş olabilir. Biri doğuştan şanslı, diğeri ise doğuştan bir sıfır mağlup sayılabilir. Ama hayat öyle bir meçhuldür ki galibi mağlup, mağlubu galip yapabilecek sürprizleri içinde taşır. Aslolan galip ya da mağlup olma hali değildir. Zira bu tanımlamalar daha çok maddi dünyanın bize yüklediği değer biçimleridir. Elbette maddi değerler top yekün kıymetsiz değildir ama hayatın ana temelini teşkil eden unsurlardan değildir. İnsan, kendi içinde taşıdığı “öz”le kıymetlidir. O öz ki hiç bir parayla, maddi değerle ölçülebilecek bir şey değildir.

İnsanın içindeki o özü inşa eden değerler ne ise insanı kıymetlendirecek olan da odur. Kıymet ifadesi olumlu olduğu kadar olumsuz anlama da bürünebilecek kadar esnek bir kavramdır. İnsan bir aşamadan sonra yani reşit olma durumundan sonra kendine bir yön çizer. Yürüdüğü yol üzerinde sürekli yön levhalarına rast gelir. Her levhada durur, düşünür, hesap yapar ve ona göre yolunu değiştirir ya da yoluna devam eder. Hayat bir meçhul olarak varolmaya devam eder. Zira hayat ırmağı aktığı sürece levhaların sonu gelmez. Hayat ırmağı noktalandığında en son hangi yön levhası üzerinde düşünüp hesap yapmışsa insan o levhanın gösterdiği yol üzere ölmüş demektir. Bütün hesapları, umutları, hayalleri, korkuları da oraya ait olarak kalmış demektir. Ya “selam size” diye karşılanır vardığı yerde ya da “siz dünyada ne işle meşguldünüz?” diye sorularla… Hangi duygunun, düşüncenin bizim özümüzü parlatmasına ya da özümüzü iyice karartmasına fırsat vermişizdir? Elbette doğuştan maddi şartlar olarak aynı imkanlara sahip olamayabiliriz ama karşılaştığımız her soruna göstereceğimiz tavır bizim kendi seçimlerimizden ibarettir. Tavırlarımızı inşa eden şey ise bizim özümüzü terbiye eden şeydir.

İnsan, özünü bir çok farklı şeylerle terbiye edebilir. İnsan, kendini yaratanı unutup kendisini kendine yeterli görerek haddini aşabilir. İnsan, yaratıcının emrine boyun eğmişken bir saptırıcının vaadlerine kanarak farklı bir yön levhasının izini sürebilir. İnsan, hiç bir ayartıcının ayartmasına imkan vermeden yolculuğunu tamamlamış da olabilir. İnsan öldüğü ana kadar bu üç şıktan hangisi ile ömrünü noktalayacağından emin olamaz. İşte bu yüzdendir ki insan meçhul olmasa da hayat meçhuldür. Büyük sürprizlere gebedir ve kimse için net bir son tanımlaması mümkün değildir. İnsan, ne geçmişin keşkeleri ne de geleceğin kaygıları içinde yokolmaya mahkum olmadan şimdinin içinde yaşadığı güzelliklere veya sorunlara göstereceği tavırlarla kendini ortaya koymalıdır. Yaşamak, insana verilmiş bir fırsattır. Bu fırsat ki insanın kendi özünü Allah’ın olmasını istediği özle doldurması içindir. Bu hayat noktalandığında geriye bu özden kalan güzellikler yahut da bu özün yol açtığı kirlilikler konuşulacaktır. Yalnızca konuşulmakla kalmayıp bu güzellik yahut  kirliliğin sonuçlarına da maruz kalınacaktır.

İnsanlar hayat yanılgısına düşerler bazen. Ebed müddet yaşayacağını zannderler. Bu yüzden bir gün her şeye tövbe edip yeniden başlayacaklarına inanırlar. Şimdi zamanı değil, bir müddet sonra, az kaldı gibi kendilerince zaman oyunu oynarlar. Oysa oyunun içinde bir aktör olmaktan başka bir şey değildir insan, bunu unutuverir. Yönetmen filmi bitirdiğinde aktör oyundan dışarı alınır. Daha zamanım vardı diyemeden… Her insan kendini özel hisseder. Toplumda saygı görülmeyi ve değer verilmeyi umar. Bunun için kendince bir hayat tarzı inşa eder. Kendini yaratan ile bağını güçlü kurabilen insan önce Allah’ın yanında değer görebilen biri olmanın derdine düşer. Varlık bilincine ermiş olmak bunu zorunlu kılar. Tam tersi varlık bilincini inşa edememiş biri ise kendini öncelikle insanlar nezdinde değerli kılacak şeylerle meşgul eder. Çağın putu ise para, makam ve iktidardır. Bu putlarla kendine bir alan inşa etmek için çabalar durur. Bu putları için, satmayacağı, yok etmeyeceği ve öğütmeyeceği hiçbir değeri yoktur. Her değer, her metaryel onun için putlarına sunulacak adaktan ibarettir. Çünkü kendisini tanrılık makamına layık görmüştür. Oysa ölümlüdür ve sonunda hayat ırmağı onun için de noktalanacaktır. İnsan, doyumsuz bir varlığa dönüştüğünde ne kadar verirseniz, ne kadar överseniz ve ne kadar yönetmesini isterseniz hep daha fazlasını umarak, isteyerek yaşar. Çünkü insanların çoğu özünü Allah’ın onlara verdiği vahiyle parlatmayı değil, saptırıcıların verdiği geçici heveslerle karartmayı tercih ederler. Oyun devam ettiği sürece Allah da uyarmaya devam eder, saptırıcılar da vaad etmeye devam eder. İnsan, hem bu dünyadaki hayatı için hem de sonsuz yaşamı için terchini yapar, tavrını ortaya koyar ve razı olmak zorunda olduğu sona kendini hazırlar. Ya esenlik yurduna yahut da azap yurduna yol alır. Her iki durumda da insanın ölümüyle birlikte hayatın meçhul oluşu sonlanmış olur.

Yaşam herkese eşit imkanlar sunmasa da eşit tavır alma hakkı sunar. İnsanın kendi varlığını en güzel biçimde inşa etmesinin yolu da bu göstereceği ve kendine tanınmış olan tavır hakkından ileri gelir. Hayat denilen meçhulün kendisi açısından esenlik yurduyla bilinir olması hali de bu tavrın kazanımı olacaktır. İnsan, eğer bir kazanım peşinde koşacaksa elbette ebedi olan yaşamın izini sürmelidir. Yön levhaları sırati müstakiym üzere olmalıdır ki hayat denilen meçhulün sonunda “selam size” diye karşılananlardan olsun insan.

Etiketler: Bünyamın Zeran

Çok Yorumlanan 5

  1. Elyesa says:
    1 sene önce

    Değerli Müslüman, küçük ilmeklerle başlayıp giderek yazı örgüsünü güçlendirip düğümü attın. Yudum yudum menzili ve olması gerekeni ortaya koydun. Allah ecrinizi versin inşallah.

    Cevapla
  2. Mehmed Durmuş says:
    1 sene önce

    Allah ecrini versin Bünyamin

    Cevapla
  3. Bünyamin Zeran says:
    1 sene önce

    Allah sizlerden de razı olsun ve ecriyle mükafatlandırsın Elyesa ve Mehmet Ali hocam.

    Cevapla
  4. Mustafa İNAN says:
    1 sene önce

    Hayat denilen meçhul, menzile doğru devam ediyor.. yol ise müstakîm , menzil hak olmalı. Yoldaymış gibi görünenenlerin anlayamayacağı bir sır bu.
    Rabbim Kalemine güç versin Abi.

    Cevapla
  5. Ali Durmuş says:
    1 sene önce

    Bünyamin abi “kader risalesi” gibi olmuş yazı. Allah razı olsun.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

Olgular Oyunu

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Lale Devri:Sefahatin Kısa Tarihi

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Kur'an Okumamızda Nerede Hata Yapıyoruz

Abdi KEÇELİ
Abdi KEÇELİ

Matbuat Alemindeki Hayatım Ve İstiklal Mahkemeleri

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Unutmak Ve Hatırlamak

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Politik ve Ekonomik Bir Enstrüman Olarak “Holokost” Kavramı

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Okuma(ma)nın Zararları

Ahmet ALTINOK
Ahmet ALTINOK

Tepkiselliğin Müslümanlar Üzerindeki İzdüşümü

Yazarın Diğer Yazıları

  • Unutmak Ve Hatırlamak
    27 Haziran 2022
  • Bayramın İçinde Bir Çocuk
    2 Mayıs 2022
  • Mehmet Kantar Ağabeyin Ardından
    21 Mart 2022
  • İslam Teslim Olan Değil Teslim Alan Bir Dindir
    6 Mart 2022
  • Gerçeğin Ötesine Taşmakla Hakikatle Bağını Koparmak Arasında Kalmak!
    4 Ocak 2022
  • Şair, Mütefekkir Sezai Karakoç Vefaat Etti
    17 Kasım 2021
  • Hakikate Dair Sorularımızın Kaynağı Can Sıkıntısı mı?
    9 Ağustos 2021

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
    • Alıntı Makale
    • Alıntı Söyleşi
  • İslam Dünyası
    • Filistin
    • Suriye
    • İran
    • Irak
    • Arakan
    • Pakistan
    • Yemen
    • B.Arap Emirlikleri
    • Diğer
  • Dünya
    • Ortadoğu
    • Amerika
    • Avrupa
    • Asya
    • Afrika
    • Diğer
  • Türkiye
    • Aile ve Çocuk
    • Aktüel
    • Eğitim
    • Ekonomi
    • Kültür & Sanat
    • Siyaset
  • Tavsiyelerimiz Var
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist