Hasan El-Benna’dan İskilipli Atıf Hoca’ya, Metin Yüksel’den Malcolm X’e, kadar birçok sembol ismin Şubat ayında şehid edilmesi nedeniyle “Şubat ayı şehadet ayı” olarak anılır olmuştur. Dergimizde de bu ay şehidlik ve şehadet kavramları üzerinde durulmuş ve şehid olan bazı sembol isimlerin hayat mücadelelerine yer verilmiş.
Mehmet Ali Furkan “Allah Yolunda Öldürülenlere ölüler demeyin, bilakis onlar diridirler. Ama siz farkında olmazsınız!” (Bakara, 2/154) ayeti ışığında şehidlik ve şehadet kavramlarına açıklık getirmiş. Ölümün bir son, bir yok oluş olmadığını, geçici/fani olan bu dünyadan ebedi âlem olan Ahirete geçiş köprüsü olduğunu, dünyadan Ahirete doğru devam eden bir yolculukta bir ara durak olduğunu, uykudan uyanma, ebedi âlemde, yeni bir hayata başlama, sevgiliye vuslat olduğunu, vuslatın ise hasretin sonu, yeni bir yolun ise başlangıcı olduğunu, Müslüman’ca yaşamış ve Müslüman’ca ölmüş biri için, ölümün böyle anlaşılması gerektiğini” belirttikten sonra yazısını şu şekilde sürdürmüş; “Allah yolunda mücadele ederken ölümün ve öldürülmenin adı olan şehidlik ise, bu ölümden çok daha yüce, çok daha mukaddes ve çok daha farklıdır. Bu farklılık, defnedilme işleminden itibaren başlar ve Allah’ın vereceği nimetlerdeki ayrıcalığa kadar devam eder. Nitekim Şehid, diğerlerinden farklı olarak yıkanmaz, kefenlenmez, şehid olduğu elbisesiyle defnedilir; çünkü onun kefeni şehid olurken giydiği elbisesidir”.
Fatih PALA “Zulmün Düşmanı Bir Şehid: Sedat YENİGÜN” başlıklı yazısında; “1980’de hainler ve zalimler tarafından kurşunlanarak şehid edilen yiğit adam ve cengâver yürek Sedat YENİGÜN’ün mücadelesini ve şehadetini anlatmış. Fatih PALA’ya göre; “Birilerinin gidişatına çomak sokmak isteyenlerin akıbetidir şehid edilmek… Zulme razı olmayanların, adaleti tesis etmek isteyenlerin, bu yolda korkusuzca mücadele verenlerin hakkıdır şehadet… Yalnızca kendini, kendi rahatını düşünmeyenlerin, bütün bir insan/Müslüman coğrafyasının sancısını iliklerine kadar hissedenlerin yurdudur cennet… Yolu şehadet, sonu şehitlik ve yurdu cennet olanlara ne mutlu! Ne mutlu onlar gibi olabilmenin gayretinde olanlara! Ne mutlu, ne mutlu, ne mutlu!”
İdris KERİMOĞLU hayatını, mücadelesini ve şehadetini anlattığı “Şehid Abdullah Azzam” başlıklı yazsında; “İslam toplumunda kardeşlik, vefa, sevgi, adalet gibi önemli değerlerin kaybolduğunu, ilimden ve cihaddan uzaklaşılıp seküler ve kapitalist bir hayatın benimsendiği günümüzde şehadeti ve şehidlerimizi ve bu şehitler içinde ayrı bir yeri olan Abdullah Azzam’ı gündemleştirmenin şehadeti gündeminden çıkaran Müslümanlar için ayrı bir öneme haiz olduğunu, Dr. Abdullah Azzamın hayatının, cihadının ve ölümünün bizler için de ayrı birer ders olduğunu” ifade ettikten sonra yazısını şu temenni ve dualarla nihayete erdirmiş: “Rabbimizden dünyanın her tarafındaki mücahitleri muvaffak kılmasını ve şehit Abdullah Azzam’ın emeli ve özlemi olan Kudüs’ü Şerifin Yahudilerin pençesinden kurtarmasını niyaz ediyoruz. Afganistan’ın, Filistin’in, Suriye’nin hürriyetine kavuşmasını ve şehidin bu emelinin gerçekleşmesi için Allah’tan bizi muvaffak kılmasını istiyoruz. Allah şehadetini kabul buyursun, kıyamette bizi onunla birlikte haşretsin ve Cennette aynı çatı altında toplanan kardeşler olarak Rasulullah’a komşu eylesin. Âmin”.
Taha Oğuzhan KILAVUZ “Aslanlar Göçtüler” başlıklı yazısında; Şeyh Ahmed Yasin ile Suriyeli mücahidler Abdulkadir Salih ve Zahran Alluş’un mücadele ve şehadetlerine yer vermiş.
“Rabbine Âşık Türkiyeli Bir Muhacir; Şehid Selman Gaffaroğlu” başlıklı yazıda; Suriyeli mazlum Müslümanların yardımına koşan ve sonrasında Zalim Esed’in destekçisi Emperyalist Ruslara ait uçaklar tarafından Şehid edilen Selman’dan bahsedilmiş.
Mustafa GÜLDAĞI “Futbolun Tarihi ve Halkları Uyuşturması” başlıklı yazıda; futbolu ve futbolun bu kadar yaygınlaştırılmasını farklı bir açıdan yorumlamış.
Muhammed İMAMOĞLU “Mekrûh Vakti Olmayan İbâdet: Zikir” başlıklı yazısında; zikirden gerçekte ne anlaşılması gerektiğini delillerle açıklamış.
İdris KERİMOĞLU “Ailede Ahlak Eğitimi” başlıklı yazısında; “Anne ve babaya büyük sorumluluklar düşen ailede çocuklarımıza verilecek güzel ahlak eğitimi üzerinde durmuş.
Ömer KÖŞÜ’nün “İlmin Önemi”, Hacı DURAN’ın “Tunus Hatıraları”, Savaş KİMYA’nın “Rohingyalı Muhammed”, Abdullatif ACAR’ın “Zulmün Karşısında Olmak”, Sedef BAĞDAT’ın “Değişen Sünnet Anlayışı”, Hakverdi DOĞRU’nun “Şeytanın Taktikleri”, M. Cihat BATMAZ’ın “Hayırsever” başlıklı yazıları ve İsmail CEYLAN’ın “Savaş! Daha Çok Savaş!” başlıklı Stanley L. COHEN’den çevirisi dergide okunması gereken diğer çalışmalar olarak yerini almış.
Biz de sizlere en yakın bayiden bir Genç Birikim Dergisi alarak okumanızı tavsiye ediyor, Genç Birikim Dergisine yayın hayatında başarılar diliyoruz.
İletişim:
İlkiz Sok. No: 22 Sıhhiye/Ankara
Tel: 229 67 18-19