Şuurlu Müslüman’ın evinde ne kadının ne erkeğin, ne gelinin ne de kaynananın sözü geçer, bu evlerde, “Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah’ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahiplerinin ta kendileridir.” (Zümer, 39/18) İlahi talimatı gereği, sadece Allah kelamı olan Kur’an’ın söz geçer.
Kur’an’ın sözünün geçtiği evler, “…Şehirde kavminiz için bazı evleri sığınak, karargâh ve merkez edinin, o evlerinizi de mescide dönüştürün, oralarda namazınıza devamlı ve kararlı olun…” (Yunus, 10/87) İlahi talimatı gereği, ümmetin dirilişinin başlayacağı, İslam devletinin temellerinin atıldığı, afiyet ve bereket içindeki karargâh evlerdir.
Kur’an’ın sözünün geçtiği evler, “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun.” (Tahrim, 66/6) İlahi talimatı gereği, haramlara giden yolların kapatıldığı, internet, televizyon ve çevreyle ilgili nesilleri koruyucu her türlü tedbirin alındığı, farzların titizlikle yerine getirildiği ve ailece güzel ahlakın kuşanılıp bir cennet yolculuğunun yapıldığı evlerdir. Bu evlere haram gıda maddeleri de kesinlikle giremez.
Kur’an’ın sözünün geçtiği evler, “Ehline (ailene ve etrafındakilere) namazı emret ve onun üzerinde (namazda) sabırlı ol. Senden rızık istemiyoruz. Seni, Biz rızıklandırırız. Akıbet (en güzel sonuç) takva sahiplerinindir.” (Taha, 20/132) İlahi talimatı gereği aile reisinin, ailesine, eşine ve çocuklarına sürekli namazı tavsiye ettiği evlerdir. Bu evlerin gündeminde namaz birinci sıradadır. Bu ailede herkes, namaz konusunda güzel ahlakla ve yumuşak huylulukla birbirini denetler. Bu evlerde baba, camiye, cemaate gidemediği zamanlar, namazlar eş ve çocuklarla birlikte cemaatle kılınır, anneler eşlerini ve çocuklarını cemaatle namaz konusunda sürekli teşvik ederler.
Kur’an’ın sözünün geçtiği evler, “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulü’ne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.” (Nisa, 4/59) İlahi talimatı gereği, ortaya çıkan her türlü anlaşmazlık, kavga ve gürültüyle değil, Kur’an ve sünnetin hakemliği ile çözülür. Bu evlerde nefisler İlahi ve nebevi talimatlar karşısında ayaklar altına alınır, Allah ve Resulü (S.A.V.) bir söz söylemişse ama, fakat, lakin ile başlayan cümleler kurulmadan teslim olunur.
Kur’an’ın sözünün geçtiği evler, “Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah’tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.” (Ali İmran, 3/159) İlahi talimatı gereği, yumuşak huy ve güzel ahlakın hâkim olduğu, kabalığın, hakaretin ve sertliğin yer bulamadığı evlerdir. Bu evlerde kimse birbirinin hatasını yüzüne vurmaz, hatalar ve yanlışlar nasihat ve dua ile düzeltilir. Bu evlerde huzur, af ve merhamet ile sağlanır, aile içi istişare bu yuvaların olmazsa olmazlarındandır. Bu çatı altında her fert, sadece Allah’a güvenip dayanır.
Abdülaziz Kıranşal