وَمِنْ اٰيَاتِهٖ اَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجًا لِتَسْكُنُوا اِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةً اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ
Kendileriyle kaynaşmanız için size kendi (cinsi)nizden eşler yaratması, aranızda sevgi ve merhamet var etmesi O’nun delillerindendir. Şüphesiz ki bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.”
(Rum Suresi 21. Ayet)
Birbirlerine karşı alabildiğine düşmanlık ve kin besleyip; aralarında sevgi ve merhametten eser bulunmayan, sanki hayatı kendilerine zindan etmek için elinden geleni yapan erkek ve dişiler.. Yaratılış gayesini unutuverip nasıl da iki hasım oluveriyorlar. Ayet ne kadar ‘ibret alın’ dese de hak getire. Birbirinin canına kasteden mahluklar olup çıkıyorlar.
Rabbimiz; fıtratında tanışıp, kaynaşmak yazılı olan insanın iki cinsini, birbirine sevgi, huzur, merhamet.. bağlarıyla bağladığını söylüyor. Bu birliktelik sağlandığı anda, genetik olarak bozulmamış ailenin tohumu atılmış demektir. Filizlenen bu ağacın meyveleri olan çocuklar da bu güzellikler menbaı olan yuvada yetiştiğinde ümmetin nüvesi oluşmaya başlayacaktır.
Ama çağımızda alabildiğine sapkınlık ve fuhşiyyat tazyikine maruz kalan bu güzel müessese çatırdıyor. Hemen hemen her ailede ateşler yanıyor. Anne baba ilişkilerindeki sevgi ve muhabbet temeli yıkıldığı için, yavruları da bu hasletlerden yoksun büyüyor. Bu döngü ileriki yıllara olan ümitsizliği daha da artırıyor.
Modernliğin, teknolojinin tasallutu altında olan insanlığın kulağına, şimdilerde erkek ve dişiden harici hislerin, duygu ve eğilimlerin varlığı fısıldanıyor. Bu minvalde sınırsız sapıklık icra ediliyor. Lut’un (as) kafir kavminin cürmünü çoktan geçmiş haldeler. Her türden sosyal medya araçları bu işe aracılık ediyor. Nevzuhur iğrençliklere, evlerimizdeki Tv’ler, elimizdeki telefonlarla artık anında maruz kalıyoruz. Hakeza yavrularımıza da bu pisliklerden bulaşabiliyor.
Yine günümüzün ayartıcı ilahları, Ayet-i Kerime’de ki; huzur, sevgi, merhamet kavramlarının yerini de tamamen haz, zevk, aşk, tutku, ihtiras gibi sadece bedensel istekleri ön plana çıkartıyor. Öyle olunca insan sadece et-kemik kalıp hayvanlardan da aşağıya düşüyor. Kalbin, aklın, bedenin ve ruhun birlikteliğini parçalayınca, insan kan döken ve fesat eden bir yaratık olup çıkıveriyor.
‘Düşünen toplum için ibretler’ olan bu mesajın muhatabı olan insan çifti bilmeli ki, onların birlikteliği olmazsa nesiller olmaz. Ama daha mühimi onların arasında fesat olursa yeryüzü zulme boğulur. Bu minvalde Adem ve eşinin şeytana beraberce kanıp, cennet bahçesinden kovulmaları da ibret olmalıdır.
Rabbinin sözüne kulak verip yasaklarına riayet eden aile, eş ve çocuklara selam olsun.