23 Ocak 1938 tarihinde Mucur’da başladığı hayatını, 23 sene önce bugün (24 Ocak 1995) gününde Ankara’da Allah’ın takdiri ile tamamladı Ercümend Özkan ağabey. Su testisi su yolunda kırıldı.
O, fikriyle zikri, sözüyle yaşamı birbirini tutan; konuştukları ve yazdıklarını yaşayan, yaşadıklarını yazıp söyleyen bir mü’mindi. Allah rızasından başka bir beklentisi olmadığı için ivazsız-garazsız yazıyor ve konuşuyordu. Öyle de olmak gerektiğini savunuyordu. Bu yüzden, kimi zaman -hele de ilk tanışıklık anında- birçok insanı incitmiş olabilir ama zaman içerisinde onu tanıyanlar, meseleyi anlamışlar, bunun, salt hakikate olan dostluktan nâşî olduğunu, kişilere olan bir düşmanlıktan kaynaklanmadığını kavramışlardır.
1981 yılının Ocak ayında yayın hayatına başlayan İKTİBAS dergisi onun minberi ve fikir atölyesiydi. Pek çok insan da kendisini İktibas’ta bulmuş, İslam’la ilgili belki en önemli şimşekler orada çakmış, meramını İktibas’la anlamış ve anlatmıştır.
Ercümend ağabey Müslüman gençler için zihin açıcı, ufuk kazandırıcı bir örneklik olmuştu. İçinde bulunulan toplumsal-siyasal pasta/lar/dan pay almayı değil, Rabbini razı edici bir hayatı hedef edindiği için, siyasetin şaşalı bulvarlarında yalpaladığı görülmemişti. Onunla yolu bir gün bir şekilde kesişmemiş düşünce ve ilim adamı hemen hemen yok gibidir. Şaşırtıcı olan bir şey daha var: Vefatından sonra, bizzat kişilerin kendi beyanlarından öğrendiğimize göre, kendisiyle tanışıp da, birlikte çalışalım, güçlerimizi birleştirelim mealinde teklifte bulunmadığı bir insan da yok gibidir. Çünkü onun kendine güveni tamdı.
Ercümend ağabeyin çabaları, modern çağa İslam’ı taşımayı, iğneyle kuyu kazmak kadar zor gören zihinlere, bu kalın kafalığı inceltici, umut veren, şevk aşılayan bir numune idi. Çok sayıdaki makalesi, konferansları ve İktibas dergisindeki yığınlarca yazıları bunun en açık belgesidir.
Kuşkusuz her insan gibi o da mahşer gününde Rabbine hesap verecektir. Biz onda şahit olduklarımızın tanıklığını yapıyoruz. Her birimiz de bu hesabı vereceğiz. Ercümend Özkan gibi müminler bir avunma vesilesi değil, güzel örneklerdir. Hepimiz Allah’tan geldik, yine O’na döneceğiz.