25 Ağustos’taki Erbain operasyonu, askeri sahada Hizbullah’ın, propaganda sahasında ise İsrail’in zaferiyle sonuçlandı.
İsrail’in savaş uçaklarıyla Güney Lübnan’a yaptığı bombardımanların görüntülerinin olması, Hizbullah’ın ise İsrail üslerini vurduğuna dair hiçbir görüntü sunmaması, askeri alandaki zaferin de İsrail’e ait olduğu algısını yaratıyor.
Ancak askeri alandaki zaferin video görüntüleriyle ispat edilmesini gerektirmeyen somut rasyonel göstergeleri var.
Hatta İsrail’in 25 Ağustos’taki propaganda tarzıyla elde ettiği zaferin bizatihi kendisi, askeri sahadaki zaferin Hizbullah’a ait olduğunun somut rasyonel delillerinden birini oluşturuyor.
İsrail, 25 Ağustos’taki propaganda zaferini ‘Demir Kubbe’ ve destek cephesinin sosyal medyası sayesinde kazandı.
Hizbullah’ın Erbain operasyonu sırasında attığı 340 füze ve insansız uçağı önlemek için ateşlenen Demir Kubbe füzelerinden üçü yanlış hedefleri vurdu.
İsrail, Demir Kubbe füzelerinin yanlışlıkla vurduğu bu yerlerin görüntülerini yayımlayarak destek cephesinin propaganda unsurlarını yemledi.
İsrail’e destek cephesi rolü üstlenen saray rejimlerinin propaganda unsurları da bu görüntüler üzerinden İsrail’in ihtiyaç duyduğu algıyı oluşturdu.
İsrail’i vuran Demir Kubbe ve kümes ahalisinin propaganda zaferi
Lübnan sınırı yakınındaki el-Celil bölgesinde bir otobana düşen Demir Kubbe füzesi bahse konu olmadı; çünkü diğer ikisi gibi somut bir hedefe isabet etmemişti. Ancak yine de bunun görüntülerinin yayımlanmasına izin verildi.
Çünkü Hizbullah’ın füzesi veya İHA’sı gibi algılanıyordu ve İsrail’in savaşın başından beri Hizbullah’ın füzeleriyle ilgili anlatısını teyit edercesine boş alana düşmüştü.
Nehariya’da bir hücumbota isabet eden ve bir İsrail askerinin ölümüne sebep olan ikincisi ise rejim için utanç vericiydi; ancak hücumbotun vurulmasının ve askerin ölümünün Hizbullah’ın askeri bir başarısı olarak algılanmaması için bunun Demir Kubbe tarafından vurulduğu yarım ağızla da olsa itiraf edildi.[1]
İsrail’e eşsiz bir propaganda zaferi kazandıran ise el-Celil bölgesindeki bir tavuk çiftliğine isabet eden Demir Kubbe füzesi oldu.
“Sivil” bir yerin füzeyle vurulduğunu gösteren görüntüler, “mazlum İsrail’ imajı için oldukça elverişliydi; ancak bölgedeki direniş karşıtı saray rejimleri, bununla İsrail’e çok daha büyük bir propaganda zaferi armağan etti.
Saray rejimlerinin propaganda ordusu, Hizbullah’ın sadece kümes vurabildiğini öne sürerek alay ediyor ve Erbain operasyonunun İsrail’e hiçbir zarar veremediğini iddia ediyordu.
Bu, İsrail açısından “terör mağduru sivil hedefler” anlatısından çok daha faydalıydı. Zira İsrail ordusu da“önleyici bir saldırıyla Hizbullah’ın en büyük operasyonunu etkisiz kıldık” şeklinde uydurduğu anlatısı için kamuoyu yaratma peşindeydi.
Arap destek cephesinin Hizbullah’a karşı başlattığı propaganda savaşı, İsrail medyasının en etkili argümanı oldu.
Örneğin Jerusalem Post gazetesinin “Tavuk avcısı Nasrallah: Arap dünyası başarısız saldırı nedeniyle Hizbullah’la alay ediyor” başlıklı haberi bu yazının yazıldığı 31 Ağustos tarihi itibariyle dahi hala ana sayfada ve ‘en çok okunanlar’ bölümünün birinci sırasında yer alıyor.
Saray rejimlerini aklama savaşı ve ‘danışıklı dövüş’
Arap destek cephesi ve Türkiye’deki ortakları, savaşın başından beri hem ana akım medyası hem de sosyal medyası aracılığıyla kamuoyuna özetle şu iki şeyi söylüyor:
1- Direniş Ekseni’nin operasyonları başarısız.
2- İran, Hizbullah, Ensarullah veya Irak direnişi, danışıklı dövüş yapıyor; dolayısıyla Direniş Ekseni aslında İsrail’le ‘aynı madalyonun iki yüzü’.[2]
Direnişin yanlış bir seçenek olduğu algısını oluşturmaya ve direnişi İsrail’e hizmet etmekle suçlayan bu propagandanın ise tek bir hedefi var: Saray rejimlerinin oynadığı İsrail’e destek cephesi rolünü aklamak.
Peki 13-14 Nisan’da İran’ın, 25 Ağustos’ta ise Hizbullah’ın İsrail’e yaptığı operasyonun başarısız olduğuna dair bu geniş çaplı propagandanın delilleri neler?
1- İsrail’in yayımlanmasına izin verdiği görüntüler,
2- İsrail’in izni dışında yayımlanan az sayıdaki görüntüye dair yaptığı açıklamalar.
Örneğin 13-14 Nisan’daki İran saldırısı sırasında havada vurulan bazı füze veya İHA’ların görüntüleri, İran füzelerinin taşıyıcı ünitelerinin yere düşmüş görüntüleri ve İsrail ordusunun Nevatim hava üssünde gazetecilere gösterdiği çukurlar.
Atılan füzelerin bir kısmının hava savunma sistemleri tarafından vurulması eğer operasyonun başarısızlığı anlamına geliyorsa İsrail’in Suriye’ye yaptığı tüm füze saldırılarının başarısız sayılması gerekiyor.
Zira Suriye hava savunmasının İsrail tarafından atılan çok sayıda füzeyi havada vurduğunu gösteren yüzlerce görüntü mevcut.
Öte yandan bazı uzun menzilli füzelerin savaş başlığını taşıyan ünitelerinin yakıtı bittikten sonra savaş başlığına ağırlık yapmaması için düştüğü askeri uzman olmayanların dahi bilebileceği basit bir bilgiydi.
Ancak havada imha edilmeyen İran füzelerinin boş alanlara düştüğü yönündeki iddianın tek delili yere düşmüş füze taşıyıcı ünitelerinin İsrailliler tarafından yayımlanan görüntüleriydi.
İsrail genelkurmayının rejimin izni dışında yayımlanan ve Nevatim askeri üssüne düştüğü açıkça görülen görüntülerle ilgili yaptığı açıklama ise İsrail’in algı yaratma konusundaki özgüvenini ortaya koyan enfes bir örnekti.
Zira İsrail ordusu, Nevatim hava üssünde iki çukurun resimlerini gösteriyor ve Nevatim’e isabet ettiği gizlenemeyen İran füzelerinin de boş alanlara düştüğünü ispat ediyordu!
İsrail genelkurmayının özgüveni o kadar yüksekti ki kazdıkları çukurların yanındaki toprak tümseğini gizleme gereği bile duymamıştı.
Çünkü İsrail destek cephesinin propaganda unsurları İran füzelerinin nasıl olup da kazdığı çukurlardan çıkan toprağı kenarına yığabildiğini sorgulamayacaktı.
Nitekim öyle de oldu. İran, İsrail ile müttefiklerinin oluşturduğu çok katmanlı hava savunmasına rağmen askeri hedefine ulaşmış; ancak propaganda savaşını kaybetmişti.
Zira İran 13-14 Nisan’da hava savunmasını meşgul etmek için 300 kadar İHA ve balistik füze atmıştı; ancak asıl hedef Şam konsolosluğunun vurulmasında doğrudan rolü olan Nevatim hava üssü ile Golan’daki radar üssüydü.
Golan’dakine dair bir görüntü yoktu; ama Nevatim’e füzelerin düştüğü açıkça görülmüş, hatta Amerikalılar dahi yoğun haber sansürüne rağmen, Nevatim Hava Üssü’nde bir C-130 uçağının hasar gördüğünü açıklamıştı. Bu veriler İran’ın operasyonda belirlediği askeri hedefini gerçekleştirdiğini gösteriyordu.
Fakat havada vurulan bazı İran füzelerinin görüntüleri, savaş başlığını taşıyan ve yakıtı bittiğinde zaten düşmesi gereken taşıyıcı ünitelerin resimleri ve kazdığı çukurun toprağını gizlemeyi ihmal eden İran füzeleri! İran’ın İsrail’le danışıklı dövüş yaptığını ispat etmek için yeterli olmuştu!
İsrail rejimi ve onun destek cephesinin 13-14 Nisan’daki bu propaganda zaferinin ikinci aşamasına 25 Ağustos’ta Hizbullah’ın Erbain operasyonundan sonra tanık olduk.
Muhtemelen İran’ın ve Ensarullah hareketinin beklenen operasyonları sonrasında da tanık olacağız.
İsrail’in propaganda tarzı neden Hizbullah’ın askeri zaferinin kanıtı?
Dünyanın dördüncü güçlü ordusuna sahip olmakla övünen İsrail rejimi, ekonomisi ve siyasal düzeni yıllardır felçli olan Lübnan’daki bir örgütün başarısızlığına dayanan bir zafer hikayesine ihtiyaç duyuyor.
Zira denklem çok açık. Erbain operasyonunun başarılı olduğunun kabulü İsrail’in Hizbullah’la kapsamlı bir savaşa girmesini gerektiriyor.
1967 savaşında üç Arap ordusunu saatler içerisinde hezimete uğratan ve hayal dahi edemeyeceği büyüklükte topraklar işgal eden İsrail rejimi bu kez Hizbullah’la kapsamlı bir savaşa girmek istemiyor.
Hizbullah’la kapsamlı savaşa girmemek ve tansiyonu düşürebilmek için Erbain operasyonunun başarısız gösteerilmesi gerekiyor.
Erbain operasyonunun başarısız olduğu, İsrail ile destek cephesi tarafından anlatılan bir hikaye ve ikisinin kanıtı da sadece İsrail’in argümanlarından ibaret.
İsrail rejimi, önleyici bir saldırıyla kendisine zafer öyküsü yazarak; onun destek cephesi ise Hizbullah’ın sadece kümes vurabilecek kadar zayıf olduğunu söyleyerek Erbain operasyonunun başarısız olduğunu iddia ediyor.
Peki Erbain operasyonu, İsrail ve destek cephesinin dediği gibi başarısız mı oldu, yoksa Hizbullah’ın dediği gibi öngörülen hedefler vurulduğu için başarılı mı oldu?
Bu soruyu iki tarafın 25 Ağustos’la ilgili anlatısına, çelişkilerine ve nesnel gerçekliğe bakarak cevaplayabilmek mümkün.
İsrail’in önleyici saldırı iddiasına dayanan zafer hikayesi
İsrail rejiminin 25 Ağustos hikayesini dayandırdığı zaman çizelgesi şöyle: [3]
04:47
“Kuzey İsrail’de sirenler çaldı.” İsrail savaş uçakları, Hizbullah’a ait hedefleri vurmaya başladı.
Ordu Sözcüsü Daniel Hagari Hizbullah’ın “Lübnan’ın güneyinden” İsrail’e kapsamlı bir saldırı başlatmaya hazırlandığını tespit ettiklerini söyledi.[4]
05:31’den 06:31’e kadar
“Kuzey İsrail’de sirenler çaldı.”
06:41
“Durum değerlendirmesinin ardından, saat 06.00’da İç Cephe Komutanlığının savunma yönergelerinde hayat kurtarıcı değişiklikler yapılması kararı alındı.” İsrail ordusu değişiklikler kapsamında birçok bölgede kısmi kısıtlamalar uygulama kararı aldı.
6:42
Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, “Kirya’daki Yeraltı Harekât Merkezi’nden taarruz ve savunma operasyonlarını yönetiyor.”
7:34
Ordu Sözcüsü Daniel Hagari açıklama yaptı. Açıklamada Hizbullah’ın kapsamlı bir operasyon için hazırlık yaptığını tespit ettiklerini ve ardından da onlarca savaş uçağının Güney Lübnan’daki çeşitli hedefleri bombaladığını söyledi.
8:27
“İsrail ordu istihbaratının yönettiği yaklaşık 100 hava kuvvetleri savaş uçağı, Güney Lübnan’da bulunan binlerce Hizbullah roketatar rampasını vurdu ve yok etti. Bu fırlatıcıların çoğu kuzey İsrail’e, bazıları ise orta İsrail’e doğru hedeflenmişti ve saldırılar sırasında Lübnan’daki 40’tan fazla fırlatma alanı vuruldu.[5]
11:11
İsrail ordusu son bir saatte Güney Lübnan‘daki çeşitli bölgelerde Hizbullah fırlatıcılarını vurduğunu açıkladı.
Netanyahu’nun zafer anlatısı
Rejimin başbakanı Benyamin Netanyahu da ordusunun anlatısını üç maddede özetlenebilecek bir açıklama ile teyit etti.
1- Hizbullah’ın saldırısını etkisiz hale getirmek için orduya “güçlü bir önleyici saldırı gerçekleştirmesi talimatını verdik”
2- İsrail ordusu, binlerce kısa menzilli roketi imha etti ve bunların hepsi el-Celil’deki vatandaşlarımıza ve güçlerimize zarar vermeyi amaçlıyordu.
3- İsrail ordusu, Hizbullah’ın “ülkenin merkezine” fırlattığı tüm insansız hava araçlarını durdurdu.
Hizbullah, sabah saatlerinde yayımladığı bildirisinde “operasyonun ilk aşaması” ifadesini kullanmış ve bu ifade gün içinde yeni bir saldırı dalgası başlatabileceği ihtimalini akla getirmişti.
Netanyahu bu yüzden “hikaye burada bitmedi” dediği açıklamasının sonunda “önleyici saldırı”nın Lübnan’a yönelik kapsamlı saldırının ilk aşaması olduğunu söyledi ve şöyle dedi:
“Beyrut’taki Nasrullah ve Tahran’daki Hamanei, bunun Kuzey’deki durumu değiştirme ve sakinlerimizi güvenli bir şekilde evlerine döndürme yolunda atılan bir adım olduğunu bilmelidirler.” [6]
Rejimin yetkilileri dahi inanmadı
İsrail ordusunun zaman çizelgesi ve ordu sözcüsü ile başbakanın açıklamaları o kadar gerçeklikten uzak, abartılı, çelişkili ve yalan doluydu ki İsrailli askeri istihbarat yetkilileri dahi kuşkuyla bakmıştı.
İsrail’in eski Askeri İstihbarat Başkanı Tamir Hayman, “Eğer Hizbullah gerçekten de bazı raporların belirttiği gibi merkeze de dahil olmak üzere 6 bin füze atmayı planladıysa – o zaman Beyrut şu anda alevler içinde kalırdı” dedi.[7]
Tamir Hayman haklıydı; çünkü İsrail rejimi Hizbullah’ın merkez bölgelerini vurması halinde Beyrut’u bombalamakla tehdit ediyordu.
Hayman’ı hayrette bırakan bu yalan, Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah’ın o gün akşam 6’da yaptığı konuşmadan sonra değiştirildi.
İsrail ordusu sabah saatlerinde Hizbullah’ın İsrail’e 6 bin füze atmak için hazırlık yaptığını ancak yaklaşık 100 savaş uçağının önleyici bir saldırı ile bunları imha ettiğini iddia etmişti.
İsrail ordusu sabahki açıklamasında geçen 6 bin füze ifadesini ‘binlerce’ diye değiştirdi, rejimin sansürüne tabi olan medyanın çoğu da 6 bin ifadesini kaldırdı.
Ancak rejim sansüründen doğrudan etkilenmeyen İngiltere merkezli ‘Yahudi Haber’ gibi Siyonist yayın organlarında açıklama şu şekilde verildi: “İsrail ordusu yaklaşık 100 savaş uçağıyla Hizbullah’a ait 40’a yakın hedefi eş zamanlı olarak vurdu ve 6 binden fazla füze ve insansız hava aracını imha etti.”[8]
Tamir Hayman’ın şaşkınlığı normaldi; çünkü rejim, gerçekten de şu inanılması imkansız yalanları söylüyordu.
1- Hizbullah 6 bin füzeyle İsrail’in kuzey ve iç kesimlerini hedef aldı.
2- İsrail istihbaratı Hizbullah’ın sivilleri hedef alan bu büyük saldırısını önceden haber aldı.
3- İstihbarat başarısı sayesinde İsrail ordusu önleyici bir saldırı yaptı ve 100 savaş uçağıyla 40’tan fazla fırlatma alanını bombaladı, binlerce füze rampasını yok etti. 6 binden fazla füze ve insansız hava aracını imha etti.
Nasrullah’ın konuşması, İsrail’i anlatısını değiştirmek zorunda bıraktı
İsrail ordusunun ve başbakanının Erbain operasyonuna dair anlatısı, Hizbullah Genel Sekreteri Nasrullah’ın 25 Ağustos günü akşam saat 6’daki konuşmasından sonra değiştirildi.
İsrail rejimi ana fikir aynı kalmak üzere hikayesini, Nasrullah’ın konuşmasında verdiği ayrıntılara, yani nesnel gerçekliğe uygun hale getirmeye çalıştı.
İsrail ordusu, Hizbullah’a ait ‘binlerce’ hedefi vurduğunu iddia eden anlatısını operasyondan bir gün sonra 230’a düşürdü ve açıklamasını şöyle değiştirdi:
“Hizbullah’ın İsrail Devleti’nin kuzeyine ve merkezine doğru füze fırlatma hazırlıkları yaptığının tespit edilmesinin ardından, ordu Hizbullah hedeflerini vurdu. Saldırı sırasında yaklaşık 230 fırlatma aracı ve İsrail topraklarına giren 20 hava hedefi tespit edildi.”[9]
İsrail ordu radyosunun askeri muhabiri Doron Kadoş, operasyondan bir gün sonra yayımladığı haberinde İsrail rejiminin 25 Ağustos sabahındaki anlatısını değiştirdiğini ortaya koydu.
Rejimin resmi anlatısında değiştirdiği ilk şey Hizbullah’ın attığı füze sayısıydı.
Bu habere göre “Hizbullah kuzeye doğru yaklaşık 500-600 roket, merkeze doğru da onlarca İHA fırlatmayı planladı. Uygulamada planın yüzde 50’sinden daha azını hayata geçirmeyi başardı.”
Rejim neden 6 bin füzeyi 6 yüze indirmiş; bununla da yetinmemiş, Hizbullah’ın füzelerinin yaklaşık yüzde 50’sini fırlatmayı başardığını kabul etmişti. [10]
Sebep açıktı çünkü Nasrullah, konuşmasında 340 füze attıklarını açıklamıştı. Dolayısıyla rejim atılan füze konusundaki anlatısını nesnel gerçekliğe uygun hale getirmişti.
25 Ağustos’ta 100 savaş uçağı ile binlerce füze rampasını yok ederek Hizbullah’ın operasyonunu etkisi hale getirdiğini iddia eden rejim, bir gün sonra ‘yüzde 50 başarıyı’ kabul ederek Nasrullah’ın açıklamasının bütünüyle doğru olduğunu itiraf etmiş oluyordu.
Çünkü Nasrullah Erbain operasyonundaki asıl hedefin Tel Aviv yakınlarındaki Glilot askeri istihbarat üssünü İHA’larla vurmak olduğunu açıklamış ve attıkları 340 füzenin büyük bir kısmının İsrail hava savunmasını meşgul etmeye yönelik olduğunu söylemişti.
Hizbullah’ın atmayı planladığı altı yüz füzenin yüzde 50’sini atmayı başardığını kabul eden rejim, aslında 300 füzenin başarıyla atıldığını itiraf ederek kendi önleyici saldırı hikayesini yalanlamış oluyordu.
İsrail ordusunun, Nasrullah’ın konuşmasından sonra kendini yalanladığı bir diğer konu da Hizbullah’ın hassas füzeleriyle ilgiliydi.
İsrail ordusu, Nasrullah’ın konuşmasından önce Hizbullah’ın orta kesimlerdeki sivil ve askeri altyapıyı hedef alan hassas isabete sahip stratejik füzeleri önlediğini böylece Hayfa ve Tel Aviv gibi orta kesimlerdeki kentlerin korunduğunu iddia etmişti.
Nasrullah, ertesi günkü konuşmasında hiçbir sivil yerleşimi hatta ekonomik tesisi dahi hedef almadıklarını belirtmiş; hava savunmasını meşgul edip Glilot’u vuracak İHA’lara alan açmak için sadece Katyuşa füzeleri kullandıklarını söylemiş ve hassas füzelerini kullanmadıklarını açıklamıştı.
Ordu radyosu, ertesi günkü haberinde “İsrail ordusu Hizbullah’ın bu seferki saldırıda hassas füze fırlatmaya çalışmadığını, bu kabiliyetini kullanmadan hala koruduğunu değerlendiriyor” diyerek bu konuda da Nasrullah’ı teyit etmiş oldu.
İsrail ordusunun Nasrullah’ın konuşmasından sonra değiştirdiği bir diğer açıklaması da büyük bir istihbarat başarısı ile Hizbullah’a önleyici bir saldırı yaptıklarıydı.
Amerikan güçleri sahadaydı. Nitekim Pentagon Basın Sözcüsü Patrick Ryder, İsrail’e “istihbarat, gözetleme ve keşif desteği sağladık.” demişti.[11]
Lübnan’daki bütün istihbarat servisleri İsrail’e istihbarat taşıyordu. Batılı rejimlerin tüm elektronik dinleme ve izleme araçları Güney Lübnan’ı izliyordu. 340 füze ve İHA ateşleyen çok sayıdaki Hizbullah askerinin hareketliliğinin bu kadar izlemeye rağmen görülmemesi şaşırtıcı olurdu.
Nasrullah, da Erbain operasyonunun kapsamlı bir operasyon olduğuna dikkat çekerek Hizbullah birliklerinin gözle görülebilen geniş çaplı hareketliliğinin herkes tarafından gözlemlenecek kadar açık olduğunu ifade etmişti.
Nasrullah ayrıca İsrail’in hava saldırılarının bir istihbarat başarısıyla önceden alınmış bilgilerle yapılmadığını, İsrail uçaklarının o sabah herkes tarafından gözlemlenebilen saha hareketliliği çerçevesinde saldırı yaptığını söylemişti.
Hizbullah, operasyona başlama saatini 5:15, İsrail rejimi ise sözde ‘önleyici saldırıyı’ 4:47’de başlattığını açıkladı. Bu zamanlama, İsrail saldırısının önceden alınmış bir istihbarata dayanmadığının dolayısıyla da bir “önleyici saldırı” olmadığının açık kanıtıydı.
İsrail ordu radyosu muhabiri, rejimin istihbarat başarısı konusundaki anlatısını değiştirdiğini şu ifadelerle duyurdu:
“İsrail’de şunu kabul ediyoruz: Hizbullah’ın saldırı planının tam olarak ne olduğunu ve tam olarak hangi hedefleri vurmayı planladığını bilmiyorduk, bu yüzden mümkün olan en fazla sayıda hedefi vurmak için binlerce roketten oluşan geniş bir saldırı başlattık. Saldırının beklenen zamanı da bilinmiyor ancak yalnızca sabah saatlerinde gerçekleşeceği tahmin ediliyordu. Şu anda bile istihbarat teşkilatları saldırı planının tüm kapsamını, kesin hedeflerini ve ayrıntılı planlarını nasıl doğru bir şekilde çizeceklerini bilmiyorlar.”
Nitekim 2006 savaşı sırasında rejimin askeri istihbarat başkanlığını yapan Amos Yadlin de resmi anlatıyı redderek “Önleyici bir savaş ya da önleyici bir saldırı söz konusu değildi. Olan şey Hizbullah’ın misilleme saldırısını engellemek ve kafa karıştırmak için yapılan bir operasyondu,” demişti.
İsrail operasyonu önleyebildi mi? Hizbullah Glilot’u vurabildi mi?
İsrail ordusu yukarıda nakledilen resmi açıklamalarında ‘önleyici’ diye nitelediği saldırıların adresi olarak Güney Lübnan’ı gösterdi. Bekaa bölgesinden hiç söz etmedi.
Halbuki Hizbullah saldırılanın büyük bir bölümünü Güney’den değil Bekaa’dan yapmıştı[12] ve İsrail’in bombaladığı yerler de bizatihi Fuat Şukur‘un talimatı üzerine çok önceden boşaltılmıştı.[13]
Dolayısıyla İsrail, Hizbullah’ın operasyonunu başlatmasından yaklaşık yarım saat önce saldırılarına başlamıştı; ancak bombaladığı 40 bölgenin yalnızca ikisinde Hizbullah füzeleri vardı.
“Emel Hareketi’nden bir, Hizbullah’tan ise iki şehidin”[14] verilmiş olması da İsrail’in saldırısının hiçbir şeyi önleyemediğini göstermişti.
İsrail rejiminin önce söyleyip sonra geri çektiği iddiaları, çelişkileri ve itirafları şunları ispat ediyor:
1- İsrail’in Erbain operasyonuna dair ön istihbaratı yoktu.
2- İsrail’in Güney Lübnan’da Hizbullah’ın boşalttığı 38 yere yaptığı saldırı, Erbain operasyonunu önlemedi. Dolayısıyla rejimin “önleyici saldırı” hikayesi açık bir yalandı. 100’den fazla savaş uçağıyla yaptığı askeri harekat ise tam bir fiyaskoydu.
3- İsrail rejiminin de teyidi ile Hizbullah, planladığı şekilde İsrail’e 340 füze atmayı başardı.
Hizbullah’ın başarı kanıtı İsrail medyasından
Bu üç husus İsrail’in başarısızlığını kanıtlıyor; ancak Hizbullah’ın Erbain operasyonunda zafer kazandığını ispat etmiyor. Çünkü Hizbullah’ın zaferinin ispatı ancak operasyonun ana hedefi olan Glilot üssünün vurulduğunun ispatıyla mümkün.
Hizbullah, Birim 8200’ün bulunduğu Glilot üssünü vurduğuna dair herhangi bir video görüntüsü sunmadı.
Hatta Nasrullah konuşmasında üssün kesin olarak vurduğunu da iddia etmedi ve Hizbullah’ın kendi istihbaratıyla üssün vurulmadığına kanaat getirmesi halinde operasyonun ikinci aşamasını yapacağını açıkladı.
Bütün bunlara rağmen Glilot üssünün Hizbullah tarafından vurulduğunu gösteren güçlü deliler var ve bu deliller de Hizbullah tarafından değil bizatihi rejimin medyası tarafından farkında olmadan ifşa edildi.
İsrail ordusu Hizbullah’ın kuzey ve orta kesimleri hedef aldığını belirtmekle birlikte Glilot’tan veya Tel Aviv’den bahsetmemişti.
Hizbullah da sabah saatlerinde yayımladığı ikinci bildirisinde kuzeyde hedef aldığı 11 askeri üssü açıklamış; ancak akşam saat 6’ya kadar Glilot’tan da Tel Aviv’den de bahsetmemişti.[15]
Jerusalem Post gazetesi ise saat 12:09’da yayımladığı haberinde Hizbullah’ın operasyonunun ‘birinci aşamasının’ başarısızlıkla sonuçlandığını belirterek rejimin açıklamasını tekrarlıyor; ancak “Hizbullah’ın Mossad ve İsrail askeri istihbarat üslerine yönelik saldırıların engellendiğini” öne sürüyordu.[16]
Times of Israel de Hizbullah’ın Tel Aviv yakınlarındaki Mossad karargahını ve aralarında İsrail askeri istihbaratına bağlı Birim 8200‘ün de bulunduğu Glilot üssünü hedef aldığını “Basına sızdırılan ve askeri sansürden yayınlanmasına izin verilen gayriresmi İsrail değerlendirmelerine”[17] dayandırdı.
Peki İsrail’in iddia ettiği gibi Erbain operasyonu önleyici bir saldırı ile engellendi ve Hizbullah’ın füzeleri Hayfa’nın ötesine geçemediyse Jerusalem Post ve “askeri sansürden yayınlanmasına izin verilen gayri resmi İsrail değerlendirmeleri” 25 Ağustos günü akşam 6’dan önce Hizbullah’ın Glilot’u hedef aldığını nereden biliyordu?
Destek cephesi kümes ahalisinin dediği gibi Hizbullah’ın operasyonu başarısız olmuşsa ya da danışıklı dövüş yapılıyorsa rejimin Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, neden Kirya’daki Yeraltı Harekât Merkezi‘ne girme ihtiyacı duymuştu, neden Tel Aviv sığınaklara hapsolmuştu, neden Glilot üssü ve çevresi tamamen kapatılmış neden savaş protokolünü de aşan bir olağanüstü sansür uygulanmıştı?
[1] Jerusalem Post, 25 Ağustos 2024, Israeli Navy soldier killed in Iron Dome, Hezbollah drone incident in North
[2] Jerusalem Post, 25 Ağustos 2024, ‘Nasrallah the chicken hunter’: Arab world mocks Hezbollah over foiled attack
[3] İsrail ordusu resmi web sitesi, 25 Ağustos 2024, Prevention of Large-Scale Hezbollah Attack
[4] İsrail ordusu resmi web sitesi, 25 Ağustos 2024, English Statement by IDF Spokesperson Regarding Strikes in Southern Lebanon
[5] İsrail ordusu resmi web sitesi, 25 Ağustos 2024, IAF Fighter Jets Strike Thousands of Hezbollah Rocket Launcher Barrels
[6] Jerusalem Post, 25 Ağustos 2024, Netanyahu: Strike on Hezbollah another step in changing situation in North
[7] Jerusalem Post, 25 Ağustos 2024, Former IDF intel chief casts doubts on Hezbollah’s attack plan
[8] Jewish News, 25 Ağustos 2024, Thousands of Hezbollah missiles set for Israel destroyed as IDF launches preemptive strike
[9] IDF, 26 Ağustos 2025, 90% of Rocket Launches Were From Civilian Areas and Facilities
[10] YDH, 26 Ağustos 2024, Nasrullah’ın konuşması sonrası İsrail nasıl çark etti
[11] YDH, 27 Ağustos 2024, Pentagon’dan Hizbullah operasyonunda İsrail’e istihbarat desteği
[12] El Ahd, 25 Ağustos 2024, السيد نصر الله عن عملية “يوم الأربعين”: إذا كانت نتيجة الرد مرضيةً فسنكتفي وإلا سنحتفظ بحق الرد
[13] YDH, 26 Ağustos 2024 Nasrullah, İsrail’in tüm iddialarını yalanladı
[14] Hizbullah Medya ile ilişkiler servisi, 25 Ağustos 2024, كلمة الأمين العام لحزب الله سماحة السيد حسن نصر الله حول التطورات الأخيرة 25-8-2024
[15] YDH, 25 Ağustos 2024, Hizbullah intikam saldırılarına başladı
[16] Jerusalem Post, 25 Ağustos 2024, Hezbollah’s ‘phase one’ failure: Israel foils attacks on Mossad, IDF intel bases
[17] Times of ısrael, 25 Ağustos 2024, Hezbollah thought to have targeted Mossad HQ near Tel Aviv in ‘mostly’ foiled barrage
Dursun Alptekinoğlu / Yakın Doğu Haber