Delik büyük, yama küçük.
Ülkenin ekonomik düzeni tam bir göçük.
Şüphesiz bunun pek çok sebebi var.
Levh-i mahfuzdan tenzil edilmiş, her şeyi bilen uzman beyler kuşkusuz bütün bu sebepleri efradını cami, ağyarını mâni anlatıyorlar…
Lakin yara bir türlü kapanmıyor. Yaranın kapanması şöyle dursun, tehlike ölümcül oluyor.
Bize öyle geliyor ki, aslında ülkenin sıkıntıları tam da derdinin kendisidir.
Bir ülke düşünün ki, her bir seçim, daha önce yaşanmamış gerçek bir kurtuluş savaşı havasına sokuluyor. Gelmekte olan yeni ‘kurtuluş savaşı’nı kaybetmemek için hükümet popülizmde sınır tanımıyor, içi boş olan kesenin ağzını açtıkça açıyor. İşi boş dememiz şundandır ki, içinde halkın alın terine dayalı, gerçekçi, helal yollardan kazanılmış servet değil, faiz, faizin faizi, borç, gavur parasıyla yapılan taahhütlerin vd. getirdiği kirler var.
Seçimi kazanmak varlık-yokluk sebebi olan muhalefet ise, hükümetten altta kalmamak için rakamları bir tık daha azdırıyor. Başkasının kesesinden (faiz+borç torbasından) ağalık yapıyor. Bir Allah kulu da bu sekr halindeki siyasilere, bir dakika bayım, bu değirmenin suyu nereden? demiyor.
Savurganlık tavan yapmış. Topluma azla yetinmek, kanaatkarlık, biraz mütevazi yaşamanın zararı olmadığı ve bunun gibi erdemler öğretilmiyor. Nefisler azdırıldıkça azdırılıyor.
Birden fazla yerden maaş alan insanlar, “bendeki ilim sayesinde bana bu 8-10 yerden maaş veriliyor” zannında. Bir insanın ar damarı ancak bu kadar çatlar.
Çalışıp yorulmadan, en kolay yoldan en fazla parayı nasıl kazanırım diye hesaplar yapan tığ gibi delikanlılarımız geliyor. Bu gençler kısmen masum. Çünkü büyükleri onlara öyle şeyler telkin ediyorlar.
Birilerinin lanet olası hırsı yüzünden koca bir topluma çok yazık ediliyor.
Asr suresi yetişir mi imdadımıza acaba?
Venhar Yorum