3 Haziran 2023 - Cumartesi
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Türkiye Aile ve Çocuk

Babalığın Tasfiyesi

Ercan Çiftçi modernleşmeyle birlikte ailenin yaşadığı değişimi ve "babalığın" nasıl işlevsiz hale getirildiğini inceliyor

Yazar: Venhar Haber
7 Eylül 2021
Kategori: Aile ve Çocuk
0 0
0
Babalığın Tasfiyesi
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

Ercan Çiftçi / Fikirname

Babalığın tasfiyesi

Batı, 15. yüzyıldan itibaren bir kültürel dönüşüm, deyim yerindeyse kültürel bir evrim yaşadı. Kilisenin estirdiği engizisyon terörü, krallıkların bitmek bilmeyen zulmü, bilim adamlarının sürekli baskı altında oluşu topyekun bir yeniden doğuşa sebep oldu. Bu doğuş; kiliseye karşı aklın, derebeyliklere karşı demokrasinin zaferi idi. 18. ve 19. yüzyılda zirveye ulaşan bu oluşa; Aydınlanma Çağı denildi. Merkezi insan, yöntemi akıl ve bilim olacaktı. İnsanlık ideallerine, İnsan Hakları Ortak Beyannamesi ile ulaşacaktı. Yola düşüldü; gelenek adına ne varsa reddedildi, din adına ne varsa aşağılandı, tabiat kanunları kutsandı. İnsanlar şehirlere gürül gürül akıyordu. Şehirler  sanayileşiyor, burjuvazi ve işçi sınıfı gibi yeni sınıflar doğuyordu. Aileler değişiyor, geniş aileler çekirdek ailelere dönüşüyordu. O güne kadar yok sayılan kadın birden anımsanıyor ve üretim araçlarının kullanımına ortak ediliyordu.

Kadın, evinden özgürce çalışmak için çıkmamıştı. Düşük ücretli işçi çalıştırmak isteyen kapitalist baronlar için burjuvaya isyan eden köleler ve erkek işçilerin yerine çalıştırılmak için çıkmıştı. Bu, yıkımın ilk habercisi oldu. Çalışanlar arasında fuhuş hızla arttı, taciz vakaları sıradanlaştı. Aydınlanma Çağı herhangi bir dini, ahlakı ve kaygıyı meşru görmediğinden bu yeni hâl kendi kurallarını üretti; “baba”, ilk kopuşunu bu dönemde yaşadı. Ve İnsan Hakları Beyannamesinde eksik olan kadın hakkı “feminist kadınların eser ve eylemleri” ile tamamlanmaya başlandı.

Ataerkillik yahut Patriyarka

Aydınlanmanın iki ideolojisi vardı; liberalizm ve sosyalizm. İster çatışsın ister uzlaşsın, diyalektik olarak ikisinin de varlığı Aydınlanmanın devamı demekti. Bu sebeple aile, kadın ve erkek konularında ikisi de benzer görüşlere sahiptiler.

Babalığın tasfiyesi kolay değildi. Önce modern aile tiplemesi geliştirildi; en fazla iki çocuk vardı bu ailede. Kadın-erkek ayrı ayrı bireylerdi, tabi ailenin diğer fertleri de. Aileler küçüldükçe tüketim daha da arttı. Büyükanne, büyükbaba yalnızlaşmaya, ailenin dışına itilmeye başlandı. Ardından yeni evlenen çiftlerin kendi yuvalarını kurmaları özendirildi. Tüketim araçları arttıkça sermaye sahipleri kazanıyor, kişiler ise daha çok çalışmak zorunda kalıyordu. Ancak bunun hem kadın hem erkek açısından sistematik bir yapıya oturması gerekiyordu; sosyolojiden ödünç alınan ataerki ve patriyarka bu manada iki özel kavramdı. Malum; Aydınlanma sonrası sosyoloji diye bir bilim ortaya çıkmış ve gelişim aşamasında Batı ideolojilerinin taşıyıcı aktörüne dönüşmüştü.

İlk kullanımlarında patriyarka, erkeklerin evin reisi olduğu işaretinden hareketle toplumların yönetiminde kullanılan bir referans kelimeydi. Kilise/peder/papa/patrik kavramlarının bir manasının da baba olduğu hatırlanırsa; din, kapitalizm, oligarşi vb. ne varsa aynı patriyarka kavramı ile ideolojik bir bütünlük kazanır. Patriyarka; sosyolojinin ve Batılı hayat biçiminin ürettiği bir kavramdır. Batılıların ona yüklediği mananın ülkemizde karşılığı yoktur.

Nitekim bu ülkede; ne engizisyon mahkemeleri kurulmuş, ne kadın yahut erkek sömürü vasıtası olarak kullanılmış, ne de Batı’da zuhur etmiş toplumsal sınıfların benzeri görülmüştür. Ancak Tanzimat Fermanı ile başlayan, Cumhuriyet ile devam eden Batılılaşma furyasında; İslam ve Anadolu irfanı ile yoğrulmuş ne varsa ciddi anlamda tahrifata uğramış ve kültür emperyalizmi vasıtası ile Batı’nın yaşam tarzı, toplumsal kuramları, cinsel yönelim ve aile anlayışları ülkemize girmiştir.

Bu vesileyle zaman içinde tıpkı Batı’daki gibi eşcinsel aileler, sperm bankasından hamile kalarak anne olanlar, taşıyıcı annelik adı altında başka bir kadından çocuk sahibi olanlar artmıştır. Baba “patriyarkal baskı” denilerek sürekli zan altında bırakılmış, ailede yaşanan sıkıntılar derinleştirilerek “aile içi şiddet”, “erkek şiddeti” şeklinde medya vasıtasıyla sürekli gündeme taşınmıştır. Böylece hem erkek hem kadın birbirine kışkırtılarak şiddetin çoğalması ve kuvvetinin artması sağlanmıştır. Şiddet arttıkça “patriyarka” ve “erkek şiddeti” söylemi de aynı derecede arttırılmış ve kanun koyucular baskı altına alınarak babanın aileden tasfiyesi kolaylaştırılmıştır.

Biyo-politika ve iktidar

İlk kez Michel Foucault tarafından kullanılan biyopolitika kavramı, Avrupa’nın yakın siyasi tarihine damgasını vurmuş ve ülkemizde de yeni yeni kullanılmaya başlanan bir kavramdır. Foucault’a göre biyopolitika; nüfusu ekonomik bir kaynak olarak gören, insan bedenini de siyasete dahil eden bir iktidar biçimidir. Ona göre insan artık siyasetin öznesi değil, nesnesi durumundadır.

Michel Foucault (1926-1984)

Foucault, eşcinsel ve aynı zamanda mazoist bir şahsiyettir; ölüm sebebi de AIDS’tir.* Bu vurgumuzun sebebi biyopolitika anlayışının Foucault’da nasıl bir dünya görüşüne dönüştüğünü belirtmek içindir. Nitekim Foucault’nun bu tezi zaman içerisinde birçok feminist ve eşcinsel, hatta J. Butler gibi cinsiyetsiz toplum savunusunda bulunan birçok entelektüel üzerinde ciddi tesirler bırakmıştır.

Cinselliğin aile mekanına hapsedildiğini söyleyen Foucault, onun düzenlenmesi ve yararlılığının arttırılmasını ister. Bu elbette yeni cinsel yönelimler, cinsiyet çeşitlilikleri ve akışkan birliktelikler demektir. Çıplaklık, cinsel yönelimler ve üreme Foucault’ya göre iktidarın en büyük aracıdır. Bu cinsel yönelimler, doğumun azalması, iktidarın daha güçlü görünmesi demekti. Ama bu aynı zamanda hem anneliğin hem babalığın tasfiyesi idi.

Birçok feminist aktivist Foucault’nun bu tezinden beslenerek, kürtaj başta olmak üzere beden üzerinden yeni tanımlamalar geliştirdi. Anneliğin vücut yapısını bozduğu, cinselliğin bir ataerkil iktidara teslimiyet anlamına geldiği feminist çoğunluk tarafından benimsendi. Zaten mevcut olan erkek karşıtlığı daha tutarlı bir ideolojik yapıya oturtularak; “erkek, baba, koca” diye tanımlanan şahıslar hayattan çıkarılmaya, farklı bir sınıfmış gibi sunulmaya başlandı.

Batı dünyasında kadın ve işçi için öngörülen mülksüzleştirme, yarının toplumu için de zaruri olarak görülmeye başlandı. Toplum cinsellik üzerinden çıplaklaşırken aynı zamanda mülkiyet olarak da çıplaklaşmaya başladı. Nitekim cinsellik üzerinden iktidar kuranlar, nüfusu yönetenler, yani bir grup kapitalist azınlık, dünya genelinde var olan mülke talipti ve büyük yollar katetmişti. Aile, en büyük kültür ve iktidar taşıyıcısı; baba ise bu ailenin en güçlü aktörü idi. Erkek eşcinselliği teşvik edilerek hem geleneksel aile hem de normal cinsellik algısı yok edilmeye başlandı.

Post-modern babalık

Modernizm eleştirisi üzerine kurulu ve modernlik ötesi olarak anılan post-modern anlayış eğitimden sosyolojiye, biyolojiden fiziğe, siyasetten dine geniş bir tesir alanına sahiptir. Sadece cemiyet hayatında değil, eşya ve hadisenin olgunlaştığı her alanda kendini göstermiştir. Bunların başında da cinsiyet, beden, emek ve iktidar gelmektedir.

Toplumsal cinsiyet kuramları post-modern zamanlarda dilde taktik bir hareket yaparak, hemcins evliliğini “evlilik eşitliği” şeklinde hukukî ve demokratik bir kabule taşıdılar. Hatta daha ötesi, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde bu eşcinsel çiftler evlat edinip çocuklu aile de kurabilmektedirler. Bu hususta feministler oldukça aktiftir. Aile yaşamı ve kuruluşu noktasında tek tip ailenin (normal aile; kadın, erkek ve çocuk) idealize edilmesine, evlilik kurumunun sabit ve bağlayıcı bir şekilde bulunmasına şiddetle karşı çıkan feministler, farklı aile formlarının (eşcinsel, tek ebeveynli ve çocuksuz aile) olabileceğini de söylerler. Feministler için mevcut aile yapısı kadın için sömürü merkezidir. Bunun sebebi de ataerkil oluşudur. Kadının özgürleşmesi bu ataerkil yapının ortadan kalkmasına bağlıdır. Dolayısıyla feministler genelde ataerke, özelde babaya bu manada şiddetle karşıdırlar. Baba sadece biyolojik bir aktördür, varlığı ve yokluğu sadece erillik kıymeti kadardır.


* Dostu Guy Sorman Foucault’un Tunus’da bulundukları dönemde küçük çocukları istismar ettiğini itiraf etti.  “Bazı çocukların yaşı 10 bile değildi ve çocukların fikrini de sormuyordu o an”  diyen Sorman’ın, polise gitmediği için büyük bir pişmanlık duyduğunu itiraf etmesi medyada büyük yankı uyandırdı.

Etiketler: ercan çiftçi

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

Daha İyi Anlayabilmek İçin

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Tevhid Şirkin Affını İster mi?

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

İsveçli Memur Olmak!

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

"Hak İle Dalâlet Arasında Ara Form Yoktur"

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Muhafazakâr Demokratlarda İttifak Ahlakı

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Dünyevi İktidar ve Ölümlü İlahlar

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Yitiğini Doğru Yerde Aramak

Abdi KEÇELİ
Abdi KEÇELİ

Otu Çek Köküne Bak

Yazarın Diğer Yazıları

  • İktibas Dergisi Haziran Sayısı çıktı
    2 Haziran 2023
  • “Oy Vermek, Siyasi Katılımın En Zavallıcası” 
    1 Haziran 2023
  • Tarafımız ve Safımız
    1 Haziran 2023
  • Kosova’nın Kuzeyinde Gerginlik
    1 Haziran 2023
  • Modern ve Seküler Bir Varoluş, İslami Varoluş Değildir
    31 Mayıs 2023
  • “Mayınlı Tarlada Konuşmak” kolay değil
    31 Mayıs 2023
  • Ötekilerin Hikâyesi
    31 Mayıs 2023
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Yenilendik !

Yenilendik !

Doğru Ya da Yanlış Ekinleriz

Doğru Ya da Yanlış Ekinleriz

İktibas Dergisi Haziran Sayısı çıktı

İktibas Dergisi Haziran Sayısı çıktı

2 Haziran 2023
“Oy Vermek, Siyasi Katılımın En Zavallıcası” 

“Oy Vermek, Siyasi Katılımın En Zavallıcası” 

1 Haziran 2023
Müslüman Gençler İçin Kulluk Bildirgesi

Tarafımız ve Safımız

1 Haziran 2023
Kosova’nın Kuzeyinde Gerginlik

Kosova’nın Kuzeyinde Gerginlik

1 Haziran 2023

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
    • Alıntı Makale
    • Alıntı Söyleşi
  • İslam Dünyası
    • Filistin
    • Suriye
    • İran
    • Irak
    • Arakan
    • Pakistan
    • Yemen
    • B.Arap Emirlikleri
    • Diğer
  • Dünya
    • Ortadoğu
    • Amerika
    • Avrupa
    • Asya
    • Afrika
    • Diğer
  • Türkiye
    • Aile ve Çocuk
    • Aktüel
    • Eğitim
    • Ekonomi
    • Kültür & Sanat
    • Siyaset
  • Tavsiyelerimiz Var
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist